490 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub, ona Nâfi, ona İbn Ömer; (T) Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) minberde sadakadan, iffetli olmaktan ve istemenin (kötülüğünden) bahsedip şöyle buyurdu: "Veren el, alan elden daha hayırlıdır. Çünkü veren el, infak edendir. Alan el ise isteyendir."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir: Allah yolunda bir at bağışladım ama sahibi ona iyi bakmadı. Ben de onun atı ucuza satacağını düşünerek satın almak istedim ve bunu Rasullullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Onu sana bir dirheme bile verse satın alma. Çünkü bağışından dönen kimse kusmuğunu tekrar yutan kimse gibidir" buyurdu.
Bize İsmail, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona da babası (Ebu Zeyd Eslem), Ömer’in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Allah yolunda cihad etmesi için bir mücahide, bir at verip bindirmiştim. Atı verdiğim kişi, hayvanı satmaya niyetlendi, -veya bakmayarak değerini düşürdü,- ben de hayvanı ondan satın almak istedim. Onun bu atı ucuza satacağını sanıyordum. Bu düşüncemi Peygamber'e (sav) sordum. Peygamber (sav) "sana bir dirheme verse bile bu atı satın alma, çünkü bağışından dönen kişi, kustuğu şeyi tekrar yutan köpeğe benzer" buyurdu.
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî, ona da Abdullah b. Hubşî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'İçerisinde hiçbir şüphe bulunmayan iman, ganimet malına hainlik içermeyen cihat ve makbul olan hacdır' buyurdu. 'Namazların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olandır' dedi. 'Sadakaların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Malı az olan kişinin, elinden geldiğince vermeye çabaladığı sadakadır' diye cevap verdi. 'Hicretin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'ın sana haram kıldığı şeyleri terk etmendir' dedi. 'Cihadın hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda, 'Müşriklerle malı ve canıyla çarpışan kişinin cihadıdır' dedi. 'Şehadetin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulunca da 'Atı telef olan ve kendi kanı da akıtılan kişinin şehadetidir' şeklinde cevap verdi."
Bana İshak b. İbrahim b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata’nın, Cabir b. Abdullah’ı şöyle derken dinlediğini haber vermiştir: Nebi (sav) bir ramazan bayramı günü kalktı, namaz kıldı. Önce namazla başladı, sonra hutbe verdi. Hutbesini bitirince indi, kadınların bulunduğu tarafa gitti. Onlara öğütler verdi. Bu sırada Bilal’in eline dayanıyordu. Bilal de elbisesini açmıştı. Kadınlar ona sadakalarını atıyorlardı. (İbn Cüreyc) dedi ki: Ben Ata’ya, onlar fıtr günü zekâtını (fıtr sadakasını) mı veriyorlardı, dedim. O: Hayır, ama o vakit verdikleri bir sadakadan ibaretti. Bir kadın, halkalarını (bileziklerini), yüzüklerini atıyor, diğerleri de atıyorlardı. Dedim ki: Bunun ve onlara öğüt vermenin, imamın (halifenin) bir vazifesi olduğu görüşünde misin? O: Şüphesiz ki, bu onların bir vazifesidir. Hem bu işi neden yapmasınlar ki, dedi.
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki', ona İsrâîl, ona Simâk; (T) Bize Muhammed b. Yahyâ, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona Mus'ab b. Sa'd, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah, taharetsiz (abdestsiz) kılınan namazı ve ganimetten aşırılan maldan verilen sadakayı kabul etmez."
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Haccâc (b. Muhammed), ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona da Ubeyd b. Umeyr, Abdullah b. Hubşî el-Has'amî'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Nebi'ye (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olan namazdır' buyurdu. 'Hangi sadaka daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı az olanın takati nispetinde verdiğidir' buyurdu. 'Hangi hicret daha üstündür?' denildiğinde, 'Allah'ın kendisine haram kıldığı şeyleri terk edenin hicretidir' cevabını verdi. Hangi cihad daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı ve canı ile müşriklerle cihad edenin cihadı" buyurdu. 'Hangi ölüm daha şereflidir?' diye sorulduğunda ise 'Atının ayakları kesilmiş, kendisinin de kanı akıtılarak öldürülen kimsenin ölümü' buyurdu."
Bize Yahya b. Kaze'a, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Allah yolunda bir at bağışladım ama sahibi ona iyi bakmadı. Ben de onun atı ucuza satacağını düşünerek satın almak istedim ve bunu Rasullullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Onu sana bir dirheme bile verse satın alma. Çünkü bağışından dönen kimse kusmuğunu tekrar yutan köpek gibidir" buyurdu.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya b. Said, ona Abdülmelik b. Ebu Süleyman, ona Ata, ona da Cabir’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir bayram gününde Rasulullah (sav) ile birlikte namazda bulundum. Ezansız ve kametsiz olarak ve hutbeden önce namaza başladı. Namazı bitirince Bilal’e dayanarak kalktı. Allah’a hamd ve senada bulundu. İnsanlara öğüt verdi, hatırlattı. Onları kendisine itaat etmeye teşvik etti. Daha sonra beraberinde Bilal de olduğu halde kadınların bulunduğu tarafa yönelip gitti. Onlara da Allah’tan korkmalarını emredip öğüt verdi, onlara hatırlattı. Allah’a hamd ve senada bulundu. Sonra onları kendisine itaate teşvik etti ve 'Çokça sadaka verin, çünkü birçoğunuz cehennemin odunusunuz' buyurdu. Kadınların ileri gelenlerinden olmayan, yanakları esmerce birisi 'Neden? ey Allah’ın Rasulü' dedi. Hz. Peygamber (sav) de ' çünkü sizler çokça şikâyet eder ve kocalarınıza karşı nankörlük edersiniz' buyurdu. Bunun üzerine kadınlar kolyelerini, küpelerini ve yüzüklerini çıkartıp, sadaka olarak Bilal’in elbisesine atmaya başladılar."
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona da Abdurrahman b. Âbis şöyle demiştir: Bir adam İbn Abbas’a “Rasulullah (sav) ile birlikte (Bayram namazı) kılınmasına tanık oldun mu?” dedi. İbn Abbas da “Evet” dedi, sonra -yaşının küçüklüğünü kast ederek- ama benim onun nezdindeki konumum olmasaydı, buna tanık olamazdım” diyerek şöyle devam etti: (Rasulullah), Kesir b. Salt’ın evinin yakınındaki o direğe geldi, namaz kıldıktan sonra hutbe verdi. Sonra hanımların yanına gitti, onlara vaaz etti, hatırlattı ve sadaka vermelerini emretti. Bunu üzerine kadın(ların her biri), elini boğazına (kolyesine, gerdanlığına) uzatıp, onu Bilal’in elbisesine atmaya başladı.