حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني موسى بن على عن أبيه : أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لسراقة بن جعشم ألا أدلك على أعظم الصدقة أو من أعظم الصدقة قال بلى يا رسول الله قال ابنتك مردودة إليك ليس لها كاسب غيرك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163410, EM000080
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني موسى بن على عن أبيه : أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لسراقة بن جعشم ألا أدلك على أعظم الصدقة أو من أعظم الصدقة قال بلى يا رسول الله قال ابنتك مردودة إليك ليس لها كاسب غيرك
Tercemesi:
— Musa, babası Uleyy tbni Ribah'dan anlattığına göre, Peygamber Süraka îbni Cu'şüm'e şöyle dedi:
«— Sana, sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?» Süraka:
«-— Evet, ya Resûlallah,* dedi. Peygamber buyurdu: «— (Boşanmak veya kocası ölmek suretiyle) Sana dönmüş olan, senden başka geçindiricisi olmıyan kızındır.»[160]
İster boşanmak sureti ile olsun, ister kocasının ölümü sebebiyle olsun, babasına veya yakın akrabasına dönmek zorunda kalan bir kadının durumu çok nazik ve müşkül olduğundan bu mühim anlarında onu himayeye almak ve geçimini karşılamak büyük bir hizmettir. İşte bu gibilere yapılacak harcamalar, sadakaların en büyüğünü teşkil eder. En büyük sadakanın sevabı da en büyük sevâb olur.
S ü r a k a kimdir? :
S ü r a k a ashab-ı kiramdan on üç kadar Zevatın ismidir. Burada ravi olarak adı geçen Süraka, C ü.' ş ü m ' ü n o ğ I u M a I i k'in oğludur. Yani S $# q Ic a i b n i M a I i k " i b n İ C ü ' s ü m "dur. Bazan doğrudan doğruya dedesine nispet edilir ki, hadîs-i şerifteki nispeti de böyledir. Künyesi EbuSüfyan 'dir.
Peygamber Efendimizin, Hazreti E b u B e k İ r ite Mekke den Medine'ye hicretlerinde arkalarına düşmüş ve takibe koyulmuştu. Kendilerine kavuşacak kqdar yaklaştıkları esnada bir mucize ile Süraka 'run bindiği at yere saplandı ve iîç defa atından yere düştü. Hz. Peygamberden duâ istemesi üzşrine, arkadan takibe koyulmuş bulunanları geri çevirmek şartı ile kurtulmuş ve geri dönmüştü. Peygamber'd en de, kendisine Müslümanlar tarafından dokunulmasın diye bir «Emniyet» mektubu almıştı. Sonra Mekke'nin fethinde, elinde bu mektubu tutarak Müslüman askerleri arasına girmiş ve oklarla mızraklar arasında Hazreti Peygamberin huzurlarına kadar İlerleyip İslâm'a girme şerefini kazanmıştı.
Hazreti Osman'ın halifeliği zamanında ve hicretin 24. yılında vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[161]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 80, /115
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Ali b. Rabah el-Lahmi (Ali b. Rabah b. Kusayr b. Kaşib b. Yenba')
2. Musa b. Ali el-Lahmî (Musa b. Ali b. Rabah b. Kusayr)
3. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Çocuk, Kız Çocuğu, kızın değeri
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
حدثنا بشر قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا موسى قال سمعت أبى عن سراقة بن جعشم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال يا سراقة : مثله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163414, EM000081
Hadis:
حدثنا بشر قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا موسى قال سمعت أبى عن سراقة بن جعشم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال يا سراقة : مثله
Tercemesi:
— Musa diyor ki:
«— Babam Süraka İbni Cü'şüm'den, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi veSellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Ey Süraka...» diye, geçen hadîs aynen rivayet edilmiştir.[162]
Bu ikinci rivayette «Ey Süraka» hitabı ile söze başlanmış, önceki rivayette bu söz zikredilmemiştir. Diğer lâfızlar aynıdır. Bir önceki hadîs-i şerifin okunması kâfidir.[163]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 81, /116
Senetler:
1. Ebu Süfyan Süraka b. Cu'şüm el-Müdlicî (Süraka b. Malik b. Cu'şüm b. Malik b. Amr)
2. Ali b. Rabah el-Lahmi (Ali b. Rabah b. Kusayr b. Kaşib b. Yenba')
3. Musa b. Ali el-Lahmî (Musa b. Ali b. Rabah b. Kusayr)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Bişr b. Muhammed es-Sahtiyani (Bişr b. Muhammed)
Konular:
Çocuk, Kız Çocuğu, kızın değeri
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قيل : أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قيل فاى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرايت إن لم أستطع بعض العمل قال فتعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرأيت إن ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها على نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164032, EM000220
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قيل : أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قيل فاى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرايت إن لم أستطع بعض العمل قال فتعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرأيت إن ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها على نفسك
Tercemesi:
Ebû Zer (Radiyattahu anh), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etmiştir. (Peygambere) soruldu:
«Amellerin hangisi daha hayırlıdır?»
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Allah'a îman etmek ve Allah yolunda cihad etmektir.» dedi.
«(Azad etme bakımından) kölelerin hangisi daha hayırlıdır?» soruldu:
«Kıymetçe en yükseği ve sahipleri katında en iyisidir.» dedi.
(Bunları soran adam) dedi ki:
«Bunlardan birini yapmıya gücüm yetmezse, ne yapacağımı bildirir misiniz?»
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Malı helak olana yardım edersin, yahud kazanamıyan zavallıya iyilik edersin.» dedi.
(Adam yine sorup) dedi ki:
«Biçare olursam, (ne yapacağımı) bildirir misiniz?»
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem);
«Kötülük etmeni insanlardan kaldırırsın. Çünkü bu, bir sadakadır ki, onu kendin için sadaka vermiş olursun.»[439]
Amellerin makbul ve sahih olabilmesi için, îman esastır ve şarttır. Her insan îman etmekle mükelleftir. îman olmaksızın hiç bir amel kurtuluşa vesile olamaz. Onun için Peygamber Efendimiz, amellerin en hayırlısı Allah'a îmandır, buyurmuştur. Allah'a îman, onun üstün varlığına ve Peygamberleri vasıtası ile gönderdiği hükümlerin tümüne inanıp, kalb İle tasdik etmek, dil ile söylemek ve son Peygamber'in gösterdiği hak yola koyulmaktır, onun izinde gitmektir. Saadetin ve kurtuluşun temeli îman olduğu için bundan daha büyük ve daha hayırlı bir şey olamaz.
Allah yolunda cihad, Allah'ın emirlerini korumak ve yaymak olduğundan, îmandan sonra en kıymetli ve faziletli ameldir. İnsanın sahip bulunduğu en büyük iki varlığı olan mal ve can ile cihad yapılabildiğinden, bunların harcanmasına dayandığından, cihadın önemi aşikârdır. Bunun üstünde başka bir amel düşünülemez.
Kölenin en kıymetlisini azad etmek de büyük sevâblardandir. Bunda iki büyük haslet var: insan sahibi bulunduğu en kıymetli kölesini mecca-nen bağışlıyor, bir taraftan da hürriyeti kısıtlanmış bir insanı her hakka sahip kılacak şekilde hayata kavuşturuyor. Bu iki yönden kıymetli köleyi azad etmenin sevabı büyük oluyor.
Bunlara gücü yetmiyen, varlıktan darlığa düşerek muhtaç bulunanlara, yahut çalışmaya kabiliyeti olmıyan zavallılara yardım etmek sureti İle hayırlı amelde bulunur. Bunlardan herhangi birini İşlİyecek duru-mda olmıyan kimse de, insanlara fenalık etmez, onlardan zararını kaldırır. Bu hareketinden de sevâb kazanır.[440]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 220, /205
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, cihada teşvik
Cihad, fazileti
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
KTB, İMAN
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا شعبة قال حدثني سعيد بن أبى بردة بن أبى موسى عن أبيه عن جده قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : على كل مسلم صدقة قالوا فإن لم يجد قال فيعتمل بيديه فينفع نفسه ويتصدق قالوا فإن لم يستطع أو لم يفعل قال فيعين ذا الحاجة الملهوف قالوا فإن لم يفعل قال فيأمر بالخير أو يأمر بالمعروف قالوا فان لم يفعل قال فيمسك عن الشر فإنه له صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164037, EM000225
Hadis:
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا شعبة قال حدثني سعيد بن أبى بردة بن أبى موسى عن أبيه عن جده قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : على كل مسلم صدقة قالوا فإن لم يجد قال فيعتمل بيديه فينفع نفسه ويتصدق قالوا فإن لم يستطع أو لم يفعل قال فيعين ذا الحاجة الملهوف قالوا فإن لم يفعل قال فيأمر بالخير أو يأمر بالمعروف قالوا فان لم يفعل قال فيمسك عن الشر فإنه له صدقة
Tercemesi:
Ebû Musa'dan (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre, dedi ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.» (Ashab) dediler ki: «Verecek bir şey bulamazsa?»
«Elleri ile (san'atta veya işte) çalışır. Böylece kendisi faydalanır ve (kazandığından) sadaka verir.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Gücü yetmez veya çalışamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Yardım istiyen ihtiyaç sahibine (sözle veya işle) yardım eder.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Bunu da yapamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : «İyilik emreder, yahut hayırlı şey emreder.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Bunu da yapamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ;
«Kötülük işlemekten kendini alıkor. Çünkü bu, onun için bir sadakadır.» dedi.[449]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 225, /209
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Kötülük
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن هشام بن عروة قال حدثني أبى أن أبا مراوح الغفاري أخبره أن أبا ذر أخبره أنه : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أي العمل أفضل قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أرأيت إن لم أفعل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أرأيت إن لم أفعل قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها عن نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164038, EM000226
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن هشام بن عروة قال حدثني أبى أن أبا مراوح الغفاري أخبره أن أبا ذر أخبره أنه : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أي العمل أفضل قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أرأيت إن لم أفعل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أرأيت إن لم أفعل قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها عن نفسك
Tercemesi:
— Ebû Zer (Radiyallahu anh) haber verdiğine göre, kendisi Re-sûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)'e sordu:
«Amellerin hangisi daha faziletlidir?»
Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem) :
«Allah'a îman etmek ve onun yolunda cihad etmektir.» dedi.
Ebû Zer sordu :
«Kölelerin hangisini azad etmek daha faziletlidir?»
«Kıymeti en yüksek olan ve sahiMeri katında en iyi olandır.» dedi.
Ebû Zer sordu :
«(Bunlardan birini) yapamazsam, (hareketimi) bildirir misin?»
«Malsız fakire yardım edersin, yahut çalışamıyan acize iş yaparsın.» dedi.
Ebû Zer sordu:
«(Bunu da) yapamazsam, (başka ne yapacağımı) bildirir misin?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«İnsanlara kötülük etmeyi kaldırırsın. Çünkü kötülüğü terk etmek için bir sadakadır ki, onu kendin için sadaka vermiş olursun.»[450] dedi.[451]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 226, /210
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, fazileti
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Kötülük
KTB, İMAN
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda
حدثنا أبو النعمان قال حدثني مهدى بن ميمون عن واصل مولى أبى عيينة عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قيل : يا رسول الله ذهب أهل الدثور بالأجور يصلون كما نصلى ويصومون كما نصوم ويتصدقون بفضول أموالهم قال أليس قد جعل الله لكم ما تصدقون إن بكل تسبيحة وتحميدة صدقة وبضع أحدكم صدقة قيل في شهوته صدقة قال لو وضع في الحرام أليس كان عليه وزر فكذلك إن وضعها في الحلال كان له أجر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164039, EM000227
Hadis:
حدثنا أبو النعمان قال حدثني مهدى بن ميمون عن واصل مولى أبى عيينة عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قيل : يا رسول الله ذهب أهل الدثور بالأجور يصلون كما نصلى ويصومون كما نصوم ويتصدقون بفضول أموالهم قال أليس قد جعل الله لكم ما تصدقون إن بكل تسبيحة وتحميدة صدقة وبضع أحدكم صدقة قيل في شهوته صدقة قال لو وضع في الحرام أليس كان عليه وزر فكذلك إن وضعها في الحلال كان له أجر
Tercemesi:
— Ebû Zer'den (Radiyalîahu anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, (Peygambere) soruldu:
«Ey Allah'ın Resulü! Servet sahipleri sevâbları alıp götürdüler. Bizim namaz kılmamız gibi, namaz kılıyorlar, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Bir de mallarının fazlasını sadaka olarak veriyorlar, (biz bunu yapamıyoruz ve onlar gibi sevâb kazanamıyoruz).»
Peygamber (Sallauahü Aleyhi ve Seiîem) :
«Allah sizin için sadaka vereceğiniz şey yapmamış mıdır? Her teşbih ve her hamd ediş karşılığında bir sadaka vardır. Sizin her birinizin zevcesi ile yetinip haramdan korunması da bir sadakadır.» dedi.
Soruldu:
«İnsanın şehvetinde sadaka var mı?»
Peygamber (Sallalîahü A leyhi ve Sellem):
«İnsan harama harcamış olsa, üzerine günâh yok mudur? İşte bunun gibi, şehvetini helâlda harcarsa, onun için bir sevâb olur.» dedi.[452]
Ashab-ı kiramın malca fakır olanları, zengin olan ashabın hayır ve hasenatını göz önünde bulundurarak, zenginlerin bütün sevâbları alıp götürdüklerini, kendilerine bir şey kalmadığını düşündükten sonra, bizim ha-lİmİz ne olacak? tarzında Hz. Peygamber'den sormuşlardır. Çünkü zengin, fakir gibi namaz kılıyor, oruç tutuyor ve diğer ibadetlerini yerine getiriyor.
Üstelik fakirin yapamadığı hayır ve hasenatı da yapıyor. Bu bakımdan amelde üstün bir duruma geçmiş oluyor. Burada bir sual ortaya çıkmaktadır. Acaba zengin olan Müslüman mı daha faziletlidir, yoksa fakir olan mı?
Bu hususta çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlar şöyle özetlenebilir: Allah katında fazilet ve üstünlük ancak takva İledir. Zira Cenab-ı Hak, Kurân-ı Kerim'in Hücurat Sûresi 13. âyetinde:
«Allah katında sizin en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır.»
Buyuruyor. İster fakir olsun, ister zengin bulunsun, Allah in emirlerini en İyi bir şekilde yerine getiren ve yasaklarından en çok sakınan, kısacası iç ve dışı ile Peygamberin yoluna tam bir ıhlâsla koyulan Allah Katında en iyi kimsedir. laKvada beraberlik husule geldiği takdirde, zenginin hayır ve hasenatı bakımından daha üstün bir mevkii olur.
Ancak mal çokluğu, umumiyet itibariyle İnsanları çok meşgul edip kİ-bİr ve sefahata sevk ettiğinden dolayı, çok kere zenginler fakirlerden daha müşKÜİ durumda kaldıkları görülen hallerdendir. Büyük servetin hesabı ve sorumluluğu büyüktür. Dinimiz istifçiliği yasaklamaktadır. Hayır yollarına harcanamıyacak bir yığıntıya cevaz vermez. Para ve mal, nereden ve nasıl kazanılmış ve hangi yollara harcanmış veya hangi hakla istif edilmiş sorularına, mal sahibi muhatab tutulur. Bunların hesabını vermek ve kurtulmak zor bir İş olduğundan zenginlerin durumu, fakirlere nispetle daha tehlikeli olur. Fakat istisnaî durumlar olabilir. Herkes takva ölçüsünü kendine hedef edinmelidir. Yoksa mutlak surette ne zenginlik, ne de fakirlik tercih sebebi olamaz. Yalnız zenginlik halinde takva, fakirlik halindeki takvadan daha az bulunur. Çünkü mal çokluğu insanı çok meşgul eder, dinî vazifeleri unutmaya sebep olur, nefsanî arzulan kamçılar. İşte buna binaendir ki, Peygamber Efendimiz, durumlarının ne olacağını soran fakirlere, sizin teşbihiniz var, hamd edişiniz var, helâl zevcelerinizden faydalanmanız var, diye buyurmuştur. Bu sayılan işlerde zenginlerin de iştirak payı varsa da, meşguliyet ve vazifeleri icabı teşbih, tahmîd ve ailevî münasebetlerinin daha az olacağı aşikârdır. Bu nafile ibadetferi daha fazla yapmıya vakit bulan fakirler, kazanacakları ecirle zeng:nlerin sevâb mertebesine yükselmiş olurlar.
Haram olan bir işi yapmak naşı! bir günâh İse, Allah'dan korkarak o haramı işlememek de sevabdır. Hele helâl ve mubah olan bir işi haramdan korunmak için yapmak ve böyle bir niyyet taşımak muhakkak ki, bir se-vâbdır. Böyle İşler, yapan için sadaka yerine geçer. Sadakanın da sevabı olur. Ailevî helâl münasebetler bu kabil işlerdir, üstelik israf olmamak şartı ile ruhî ve bedenî faydaları çoktur. Maddî ve manevî inşirah ve İnkişafa yol açar, huzur ve sükûn temin eder.[453]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 227, /210
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, cinsel münasebet
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Tesbih
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا عبد الجبار بن عباس الهمداني عن عدى بن ثابت عن عبد الله بن يزيد الخطمي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164043, EM000231
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا عبد الجبار بن عباس الهمداني عن عدى بن ثابت عن عبد الله بن يزيد الخطمي قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : كل معروف صدقة
Tercemesi:
Abdullah îbni Yezîd El-Hıtmî'den (Radiyailahu anh) rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Resûlüllah (Salktllahü A leyhi ve Sellem):
«Her iyilik bir sadakadır.» buyurdu.[460]
«Ma'ruf» kelimesinin manâsı geniştir. Allah'a ibadet ve onun rahmetine yakınlık için söylenen sözlerle yapılan işler, İnsanlara söz ve işlerle yapılan İhsan ve yardımlar hep ma'ruftur.
«Ma'ruf» sözünün zıddı, münker'dİr. Dinin emirlerine uygun olmıyan ve yasaklanmış bulunan söz ve işlerin hepsine münker denir.
Maruf kısmına giren söz ve hareketler, dinin hoş gördüğü şeyler olduğundan, bunların yapılması sadaka yerine geçer, insana sevâb kazandırır. Aksine münker şeyleri işlemek, günâha vesile olur.
A b d u IJah İbni Yezid El-Hıtmî kimdir? :
Ensar'dan olan A b d u I I a h 'in künyesi E b u Musa 'dır. On yedi yaşlarında İken Hudeybiye vak'asmda bulundu. Küfe emirliği görevini yaptı ve Hz. Ali ile Sıffîn ve Cemel olaylarına iştirak etti. Farz namazlar dışında en ziyade namaz kılandı. Kûfe'de edinmiş olduğu bir evde ikâmet etti ve Ibni Zübeyr zamanında orada vefat etti. Allah ondan razı olsun.[461]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 231, /216
Senetler:
()
Konular:
KTB, İYİLİK, BİRR,
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Uyumlu olmak, insanlarla iyi geçinmek,
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164007, EM000195
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Tercemesi:
— Mikdam (Radiyallahu anh) , Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemf'm şöyle dediğini igitmiştir:
«Kendine yedirdiğin bir sadakadır. Çocuğuna, zevcene, hizmetçine yedirdiğin şey de bir sadakadır.»[388]
İnsanın kendi geçimini temin etmesi üzerine vacib olan bir iştir. Yine çalışamıyacak ve kazanamıyacak durumda olan yakınlarının da geçimini sağlamak üzerine vaciptir. İşte bu hizmetlerinin karşılığında bir sevap elde edildiğinden, yapılan harcamalar sadaka ismi ile anılıyor, insan, yardım etmeğe mecbur olmadığı uzak akraba ve yabancılara verir ve yedİrirse, bu nafile sayılan bir ibadet olur ve bundan da sevâb kazanır. Fakat vacipten kazanılan sevâb, nafileden kazanılandan fazla olur.
Bu harcamalar, ancak helâl kazançtan yapılmış olduğu takdirde sevaba vesile olurlar. Aksi halde haramdan kazanılan malın vebali olur, sevabı olmaz.[389]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 195, /187
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak