656 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan b. Rabî', ona Ebu Ahvas, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah b. Mesud'un (ra) rivâyet ettiğine göre kendisi doğru söyleyen ve kendisine de doğru söylenen Allah'ın rasûlü (sav) şunları söylemiş: “Sizden birinizin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra o zaman zarfında alaka (kan pıhtısı) hâline gelir. Sonra yine o zamanda mudğa (et parçası) hâline gelir. Sonra Allah ona bir melek gönderir ve meleğe dört kelimeyi, yani rızkını, ecelini, amelini ve saîd veya şakî olacağını yazması emredilir. Sonra ona rûh üflenir. Sizden biriniz cennetliklerin amelini yapar, hatta cennetle arasında bir kulaç kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cehennemliklerin amelini yapar. Yine biriniz cehennemliklerin amelini yapar, hatta cehennemle arasında bir kulaç kadar bir mesafe kalır, ama sonra (yazılan) bu kitabı öne geçer ve cennetliklerin amelini yapar.”
Bize Ebu Küreyb ve Musa b. Hizâm, onlara Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Meysere el-Eşceî, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasuûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü kadın eğe kemiğinden yaratılmıştır. Bu kemikte en eğri kısım üst tarafıdır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmaya çalışırsan onu kırarsın. Onu kendi hâlinde bırakırsan öylece eğri kalır. Dolayısıyla size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum."
Bize Harun b. Maruf, ona Süfyan, ona Hişam, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "İnsanlar (birbirlerine) soru sormaya devam ederler. Nihayet şöyle denir: ‘Allah mahlûkları yarattı, peki Allah’ı kim yarattı?’ İşte kim böyle bir şeyle karşılaşırsa ‘Ben Allah’a iman ettim’ desin."
Bize Muhammed b. Amr, ona Seleme b. el-Fadl, ona Muhammed b. İshak şöyle dedi: Bana Benû Teym'in âzâdlısı Utbe b. Müslim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) “Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi ve önceki hadisin benzerini zikretti- sonra da Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Size böyle (Allah'ı kim yarattı gibi) bir söz söyledikleri zaman siz de 'Allah birdir, hiçbir şeye muhtaç değildir, doğmamış ve doğurmamıştır. Onun asla bir dengi de yoktur' deyiniz. Ardından o kimse, sol tarafına üç kere tükürsün ve şeytandan Allah'a sığınsın!"
Bize Ebu Küreyb ve Musa b. Hizâm, onlara Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Meysere el-Eşceî, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasuûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü kadın eğe kemiğinden yaratılmıştır. Bu kemikte en eğri kısım üst tarafıdır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmaya çalışırsan onu kırarsın. Onu kendi hâlinde bırakırsan öylece eğri kalır. Dolayısıyla size kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum."
Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma’mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah Âdem’i yarattı. Boyu atmış arşın idi. Sonra Allah Teâlâ, Âdem’e, ‘Git! Şu meleklere selam ver! Senin selamına nasıl karşılık vereceklerine iyice kulak ver. Bu selam, senin ve neslinin selam şekli olacak’ dedi. Âdem (as) onlara ‘es-selâmu aleyküm’ dedi. Onlar da ‘es-selâmu aleyke ve rahmetüllâhi’ dediler. ‘ve rahmetüllâhi’ kelimesini ilave ettiler. Cennete giren herkes Âdem’in suretindedir. Ancak yaratılmışların boyu şu ana kadar hep kısalmaya devam etti.
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdı, sonra yüzünü insanlara dönüp şöyle buyurdu: "(îsrâîl oğullarından) bir kimse bir öküzünü önüne katıp sürer giderken, birden öküze bindi ve ona değnekle vurdu. Bunun üzerine o hayvan 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sürmek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah! konuşan bir sığır” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Ben hayvanın böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Rasulullah bu kıssayı naklettiği sırada Ebu Bekir ile Ömer orada yoktular. Hz. Peygamber (sav) yine şöyle buyurdu: "Bir adam koyun sürüsü içinde bulunduğu sırada birden kurt hücum ederek sürüden bir koyunu alıp götürdü. Çoban koyunun peşine düşüp onu kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt, o adama 'Sen bu koyunu benden kurtardın, Peki yırtıcı hayvanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o günde koyunu benden kim kurtaracak?' dedi." Bu kıssa üzerine insanlar yine “Subhânallah! konuşan bir kurt” dediler. Rasulullah (sav) "Ben kurdun böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Hâlbuki Ebu Bekir ile Ömer orada yoktu. Bize Ali, ona Sufyân, ona ona Mis'ar, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre o da Hz. Peygamber'den (sav) bunun benzerini rivayet etmiştir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle demiştir: "Bir çoban, sürüsünün içinde bulunduğu sırada sürüye kurt saldırdı ve ondan bir koyun aldı. Çoban koyunun ardına düşerek kurtardı. Kurt da ona dönerek 'peki yırtıcı hayvanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o günde koyunu benden kim kurtaracak?' dedi. Yine bir adam bir sığırın üzerine yük yüklemiş olarak onu sürüp giderken, sığır ona dönerek 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sürmek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah!” diyerek (şaşkınlıklarını dile getirdiler). Hz. Peygamber (sav) ise "Ben buna (hayvanların konuştuğuna) inanıyorum, Ebu Bekir ve Ömer b. Hattâb da inanıyor" buyurdu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdı, sonra yüzünü insanlara dönüp şöyle buyurdu: "(îsrâîl oğullarından) bir kimse bir öküzünü önüne katıp sürer giderken, birden öküze bindi ve ona değnekle vurdu. Bunun üzerine o hayvan 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sürmek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah! konuşan bir sığır” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Ben hayvanın böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Rasulullah bu kıssayı naklettiği sırada Ebu Bekir ile Ömer orada yoktular. Hz. Peygamber (sav) yine şöyle buyurdu: "Bir adam koyun sürüsü içinde bulunduğu sırada birden kurt hücum ederek sürüden bir koyunu alıp götürdü. Çoban koyunun peşine düşüp onu kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt, o adama “Sen bu koyunu benden kurtardın, Peki yırtıcı hayvanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o günde koyunu benden kim kurtaracak?” dedi." Bu kıssa üzerine insanlar yine “Subhânallah! konuşan bir kurt” dediler. Rasulullah (sav) "Ben kurdun böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Hâlbuki Ebu Bekir ile Ömer orada yoktu. Bize Ali, ona Sufyân, ona ona Mis'ar, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre o da Hz. Peygamber'den (sav) bunun benzerini rivayet etmiştir.