297 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Yahya b. Cezzar, ona Abdullah'ın hanımı Zeynep'in kardeşinin oğlu, ona Abdullah'ın hanımı Zeynep, ona da Abdullah, Rasulullah'ı (sav) şöyle söylerken işittiğini rivayet etmiştir: "(İçerisinde sihre ya da küfre ihtimali bulunan anlaşılmaz sözleri) okuyarak (hasta) tedavi etmek, muska takmak ve (kadının kocası için yaptırdığı) sihre benzer şeyler yapmak şirktir." Bunun üzerine Zeyneb, şöyle dedi: Acaba Rasulullah (sav) bunu niçin söylüyor? Vallahi (benim) gözüm (bir ağrıdan dolayı) çapaklanıyordu. Ben de (tedavi için) falanca yahudiye gidip geliyordum (o da) bana okuyordu. (Bu sayede gözümün ağrısı) dindi. Abdullah ona (şöyle) söyledi: Bu şeytanın işinden başka bir şey değildir. (Şeytan seni buna inandırmak için senin) gözünü eliyle (devamlı) dürtüyor (ve onu ağrıtıyor). Sen (yahudinin yanına varıp da yahudi senin) gözüne okuyunca (şeytan elini) gözünden çekiyor. Oysa sadece Rasulullah'ın (sav) dediği gibi şöyle diyerek dua etmen sana yeter: "Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki, o şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ الرُّقَى وَالتَّمَائِمَ وَالتِّوَلَةَ شِرْكٌ
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona da Benî Âmir'den bir adam şöyle demiştir: İslama girmiştim. Dinimi öğrenmeyi kendime dert edindim. Ebu Zer'e geldim ve o şöyle dedi: Medine'nin havası bana kötü geldi (veya karın hastalığına yakalandım). Hz. Peygamber bana deve ve koyun verilmesini emretti ve "Al bunları götür sütlerinden iç" dedi. Hammad, "İdrarlarından da" deyip demediği konusunda şüphe ediyorum dedi. bu Hammad'ın sözüdür. Ebu Zer devam ederek şöyle dedi: Sudan uzak bir yerdeydim ve hanımım da benimle beraberdi. Cünüp oluyordum ve abdest almadan namaz kılıyordum. Bir gün mescide geldim. Hz. Peygamber, ashabından bazı kişilerle beraber mescidin gölgelik bir kısmında oturuyordu ve (bana) "Ey Ebu Zer! (bu sen misin?)" dedi. Ben de evet ya Rasulullah. Helak oldum dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Seni helak eden nedir?" diye sordu. Ben, sudan uzaktaydım ve ailem yanımdadır. Cünüp oluyor ve abdestsiz namaz kılıyorum dedim. Daha sonra Hz. Peygamber su getirilmesini emretti. Siyah bir cariye, içerisinde suyun çalkalandığı ve dolu olmayan bir kapla çıkageldi. O suyu alıp devemin arkasında geçip yıkandım ve Hz. Peygamber'in yanına geldim. Hz. Peygamber, "Ey Ebu Zer! Şayet on sene boyunca su bulamazsan da temiz ve güzel olan toprak temizleyicidir. Suyu bulduğun zaman da vücudunu yıkarsın." [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Hammad b. Zeyd, Eyyüb'den idrarları ifadesi olmadan rivayet etmiştir. Bu hadis sahih değildir. İdrarları lafzı sadece Enes hadisinde yer almaktadır. Basralılar da o hadiste teferrüd etmişlerdir.]
Bize Nasr b. Asım el-Antakî, ona Muhammed b. Şuayb, ona Evzâi, ona da Ata b. Ebu Rabah, Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Peygamber zamanında bir adam yaralandı sonra da ihtilam oldu. Kendisinden yıkanması istendi ve o da yıkandı. Ancak daha sonra adam öldü. Bu olay Hz. Peygamber'e aktarıldığında şöyle buyurdu: "Onu öldürdüler. Allah da onları öldürsün. Cehaletin şifası sormak değil midir?"