87 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona ez-Zührî, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona Mikdâd b. Esved (T) Bana İshak, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb'ın kardeşinin oğlu, ona da amcası İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona Ubeydullah b. Adiy, ona da Benu Zühre kabilesinin anlaşmalı dostu olan ve Rasulullah (sav) ile birlikte Bedir'e katılan Mikdâd b. Amr'ın söylediğine göre o, Hz. Peygamber'e kafirlerden biriyle karşılaşıp vuruşursam o kılıcıyla benim bir kolumu keserse, sonra da benden kaçıp bir ağaca sığınır ve 'Ben Müslüman oldum' derse ne yapmalıyım? Bu sözü söyledikten sonra onu öldürebilir miyim? Ey Allah'ın Rasulü? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) cevaben "Onu öldürme!" buyurdu. Mikdâd: 'Ama o benim bir kolumu kesti. Kolumu kestikten sonra o sözü söyledi' diye itiraz edince, Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "Onu öldürme! Şayet onu öldürecek olursan, o senin önceki konumuna gelir, sen de onun o sözü söylemeden önceki konumuna düşersin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Yezid b. Harun, onlara Ebu Malik, ona da babası (Tarık b. Eşyem), Hz. Peygamber'in (sav); "Allah'ı bir kabul eden" buyurduğunu nakledip önceki hadise benzer bir rivayette bulunmuştur.
Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer; (T) Bize İshak b. Mansur el-Ensari, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzâî; (T) Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, onlara da ez-Zührî bu isnad ile nakilde bulunmuştur. [el-Evzâî'nin ve İbn Cüreyc'in rivayetlerinde, Leys'in rivayetinde zikrettiği gibi Allah'a teslim oldum derse ifadesi yer almaktadır. Mamer'in hadisinde ise onu öldürmek üzere hamle yaptığımda Allah'tan başka ilah yoktur derse ifadesi yer almaktadır.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer; (T) Bize Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, ona Ebu Muaviye, her ikisine el-A'meş, ona Ebu Zabyan, ona Üsame b. Zeyd rivayet etmiştir. Bu İbn Ebu Şeybe'nin hadisidir. Üsame şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Cüheyne kabilesinin Hurakat boyuna sabah baskını yaptık. Bir adam yakaladım. Allah'tan başka ilah yoktur dedi. Ama ben onu öldürdüm. Ama gönlüme bir şüphe düşmüştü. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlattım. Rasulullah (sav) bana; "o kişi Allah'tan başka ilah yoktur dedi ve sen onu öldürdün mü?" diye sordu. Ben ey Allah'ın Rasulü! Bunu silahtan korktuğu için söyledi dedim. Hz. Peygamber (sav); "kalbini yarıp baktın mı da böyle söylediğini biliyorsun?!" buyurdu. Bu sözü bana o kadar çok söyledi ki, keşke o gün Müslüman olsaydım dedim. Sa'd, vallahi Zü'l-butayn (şiş karınlı) (Üsame) bir müslümanı öldürmeden ben de asla öldüremem dedi. Başka bir adam; Yüce Allah "fitne ortadan kalkana ve din tamamen Allah'a ait olana kadar onlarla savaşın" (Enfâl, 8/39) buyurmadı mı?! diye sordu. Sa'd şöyle karşılık verdi: Biz fitne ortadan kalkana kadar savaştık, sen ve arkadaşların ise fitne çıkana kadar savaştınız.
Bize Amr b. Zürâre, ona Hüşeym, ona Hüsayn, ona Ebu Zabyân, ona da Üsame b. zeyd b. Harise şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bizi Cuheyne kabilesinin Huraka boyu üzerine çarpışmaya göndermişti. Bizler sabah vakti o kavme baskın yapıp onları bozguna uğrattık. Ben ve Ensâr'dan bir adam, onlardan birisinin peşine düşüp onu sıkıştırdık, yakaladığımızda, adam "Lâ ilahe illallâh" dedi. Bunun üzerine Ensârlı ondan elini çekti ama ben mızrağımı saplayıp onu öldürdüm. Medine'ye geldiğimizde bu hadise Peygamber'e (sav) iletildi. Hz. Peygamber (sav) bana "ey Usame, sen o adamı 'lâ ilahe illallâh' dedikten sonra öldürdün mü?" buyurdu. Ben de “ey Allah'ın Rasulü, adam bunu, ölümden sığınmak için söyledi” dedim. Rasulullah bana tekrar "Sen onu 'lâ ilahe illallâh' dedikten sonra öldürdün mü?" buyurdu ve bu soruyu o kadar tekrarladı ki ben “keşke bu günden önce Müslüman olmayaydım” diye temenni ettim.