Öneri Formu
Hadis Id, No:
19824, D003131
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ الأَسْوَدِ حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ - عَامِلٌ لِعُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَلَى الرَّبَذَةِ حَدَّثَنِى أَسِيدُ بْنُ أَبِى أَسِيدٍ عَنِ امْرَأَةٍ مِنَ الْمُبَايِعَاتِ قَالَتْ
"كَانَ فِيمَا أَخَذَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَعْرُوفِ الَّذِى أَخَذَ عَلَيْنَا أَنْ لاَ نَعْصِيَهُ فِيهِ أَنْ لاَ نَخْمِشَ وَجْهًا وَلاَ نَدْعُوَ وَيْلاً وَلاَ نَشُقَّ جَيْبًا وَأَنْ لاَ نَنْشُرَ شَعْرًا."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esedî), ona Humeyd b. Esved (el-Basrî), ona Ömer b. Abdülaziz'in Rebeze valisi Haccac (b. Safvan el-Medenî), ona Esîd b. Ebu Esîd (el-Medînî), ona da Hz. Peygamber'e (sav) bey'at eden kadınlardan biri rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Rasulullah'ın (sav) bey'at esnasında, maruf hususunda bizden aldığı sözler arasında iyilikte kendisine isyan etmememiz, (musibet karşısında) yüz yolmamamız, feryat figan bağırmamamız, yaka bağır yırtmamamız ve saç baş dağıtmamız vardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 29, /733
Senetler:
1. İmrae Mine'l-Mübâye'ât (İmrae Mine'l-Mübâye'ât)
2. Ebu İbrahim Esîd b. Ebu Esîd el-Medînî (Esîd b. Yezid)
3. ibn Ebu Yezid Haccac b. Safvan el-Medeni (Haccac b. Safvan b. Ebu Yezid)
4. Humeyd b. Esved el-Basri (Humeyd b. Esved b. Eşkar)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Biat, kadınların
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13681, D002306
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ
"أَنَّ أَبَاهُ كَتَبَ إِلَى عُمَرَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَرْقَمِ الزُّهْرِىِّ يَأْمُرُهُ أَنْ يَدْخُلَ عَلَى سُبَيْعَةَ بِنْتِ الْحَارِثِ الأَسْلَمِيَّةِ فَيَسْأَلَهَا عَنْ حَدِيثِهَا وَعَمَّا قَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ اسْتَفْتَتْهُ فَكَتَبَ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ يُخْبِرُهُ أَنَّ سُبَيْعَةَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا كَانَتْ تَحْتَ سَعْدِ ابْنِ خَوْلَةَ - وَهُوَ مِنْ بَنِى عَامِرِ بْنِ لُؤَىٍّ وَهُوَ مِمَّنْ شَهِدَ بَدْرًا - فَتُوُفِّىَ عَنْهَا فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَهِىَ حَامِلٌ فَلَمْ تَنْشَبْ أَنْ وَضَعَتْ حَمْلَهَا بَعْدَ وَفَاتِهِ فَلَمَّا تَعَلَّتْ مِنْ نِفَاسِهَا تَجَمَّلَتْ لِلْخُطَّابِ فَدَخَلَ عَلَيْهَا أَبُو السَّنَابِلِ بْنُ بَعْكَكٍ - رَجُلٌ مِنْ بَنِى عَبْدِ الدَّارِ - فَقَالَ لَهَا مَا لِى أَرَاكِ مُتَجَمِّلَةً لَعَلَّكِ تَرْتَجِينَ النِّكَاحَ إِنَّكِ وَاللَّهِ مَا أَنْتِ بِنَاكِحٍ حَتَّى تَمُرَّ عَلَيْكِ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرٌ. قَالَتْ سُبَيْعَةُ فَلَمَّا قَالَ لِى ذَلِكَ جَمَعْتُ عَلَىَّ ثِيَابِى حِينَ أَمْسَيْتُ فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلْتُهُ عَنْ ذَلِكَ فَأَفْتَانِى بِأَنِّى قَدْ حَلَلْتُ حِينَ وَضَعْتُ حَمْلِى وَأَمَرَنِى بِالتَّزْوِيجِ إِنْ بَدَا لِى."
[ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَلاَ أَرَى بَأْسًا أَنْ تَتَزَوَّجَ حِينَ وَضَعَتْ وَإِنْ كَانَتْ فِى دَمِهَا غَيْرَ أَنَّهُ لاَ يَقْرَبُهَا زَوْجُهَا حَتَّى تَطْهُرَ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Davud el-Mehrî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Utbe'nin haber verdiğine göre babası, "Ömer b. Abdullah b. el-Erkam b. ez-Zührî'ye, Eslem'li Hâris kızı Sübey'a'nın yanına giderek, ona kendisinin durumu ve Rasulullah'tan (sav) durumu ile ilgili fetva sorması üzerine, ona ne cevap verdiğini sormasını emrettiği bir mektup yazdı. Bunun üzerine Ömer b. Abdullah da Abdullah b. Utbe'ye durumu haber vermek üzere şunu yazdı: Subey‘a’nın kendisine bildirdiğine göre, o, Sa‘d b. Havle ile evli idi. Sa'd ise Âmir b. Lueyy oğullarından olup, Bedir’e katılanlardandı. Veda haccı esnasında vefat ettiğinde, kendisi hamile idi, vefatından kısa bir süre sonra doğum yaptı. Lohusalığı bittikten sonra kendisi ile evlenmeye talip olacaklar için süslenmeye başladı. Abduddar oğullarından bir kişi olan Ebu’s-Senâbil b. Ba'kek, onun yanına geldi ve ona: Senin süslenmiş olduğunu görmemin sebebi nedir? Galiba sen evlenmeyi umuyorsun, hâlbuki vallahi, senin üzerinden dört ay on gün geçmedikçe kimse ile nikâhlanamazsın, dedi. Sübey‘a dedi ki: (Ebu’s-Senâbil) bana bunları söyleyince, akşam olunca üzerime elbiselerimi giyinerek Rasulullah'ın (sav) huzuruna gittim, ona bunu sordum. O da bana: Çocuğumu doğurmakla birlikte artık nikâhlanmamın helâl olduğuna dair fetva verdi ve eğer uygun görürsem evlenebileceğimi söyledi."
[İbn Şihab dedi ki: Ben böyle bir kadının doğumu ile kanaması devam etmekte iken dahi nikâhlanmasında bir sakınca görmüyorum. Ancak kocası, temizleninceye kadar ona yaklaşamaz.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 47, /538
Senetler:
1. Sübey'a bt. Haris el-Eslemiyye (Sübey'a bt. Haris)
2. Ömer b. Abdullah el-Kuraşî (Ömer b. Abdullah b. Erkam b. Abdu Yeğûs)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Utbe el-Hüzelî (Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Ğâfil b. Habib)
4. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
6. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
7. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
8. Süleyman b. Davud el-Mehri (Süleyman b. Davud b. Hammad b. Sa'd)
Konular:
Boşanma, iddet müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَوْسٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى أَبِى مُوسَى وَهُوَ ثَقِيلٌ فَذَهَبَتِ امْرَأَتُهُ لِتَبْكِى أَوْ تَهُمَّ بِهِ فَقَالَ لَهَا أَبُو مُوسَى أَمَا سَمِعْتِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ بَلَى. قَالَ فَسَكَتَتْ فَلَمَّا مَاتَ أَبُو مُوسَى - قَالَ يَزِيدُ - لَقِيتُ الْمَرْأَةَ فَقُلْتُ لَهَا مَا قَوْلُ أَبِى مُوسَى لَكِ أَمَا سَمِعْتِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ سَكَتِّ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ مِنَّا مَنْ حَلَقَ وَمَنْ سَلَقَ وَمَنْ خَرَقَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19823, D003130
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَوْسٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى أَبِى مُوسَى وَهُوَ ثَقِيلٌ فَذَهَبَتِ امْرَأَتُهُ لِتَبْكِى أَوْ تَهُمَّ بِهِ فَقَالَ لَهَا أَبُو مُوسَى أَمَا سَمِعْتِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ بَلَى. قَالَ فَسَكَتَتْ فَلَمَّا مَاتَ أَبُو مُوسَى - قَالَ يَزِيدُ - لَقِيتُ الْمَرْأَةَ فَقُلْتُ لَهَا مَا قَوْلُ أَبِى مُوسَى لَكِ أَمَا سَمِعْتِ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ سَكَتِّ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ مِنَّا مَنْ حَلَقَ وَمَنْ سَلَقَ وَمَنْ خَرَقَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe (el-Absî), ona Cerir (b. Abdulhamid ed-Dabbî), ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî), ona İbrahim (en-Nehaî), ona da Yezid b. Evs (el-Kufî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Ebu Musa'nın yanına vardım. Durumu ağırdı. Karısı ağlamaya başladı. Ya da ağlayacak oldu. Ebu Musa Rasulullah'ın (sav) ne buyurduğunu duymadın mı? diye sordu. Karısı bilakis diye cevap verdi.
Ravi (Yezid) aktarmaya devam etti: Bunun üzerine karısı sustu. Ravi Yezid dedi ki: Ebu Musa vefat edince karısı ile karşılaştım. Rasulullah'ın (sav) ne buyurduğunu duymadın mı? derken Ebu Musa'nın sana söylediği neydi ki sonrasında sustun? diye sordum. Şöyle dedi: Rasulullah (sav) buyurdu ki; "(Musibet anında) saç baş yolan, yaka bağır yırtan bizden değildir!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 29, /733
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Yezid b. Evs el-Kufî (Yezid b. Evs)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ وَحَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُنَّ فِى غُسْلِ ابْنَتِهِ
"ابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ مِنْهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19839, D003145
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ وَحَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُنَّ فِى غُسْلِ ابْنَتِهِ
"ابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ مِنْهَا."
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil ve İsmail, onlara Halid, ona Sirin kızı Hafsa, ona da Ümmü Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kendilerine, kızının cenazesini yıkadıkları sırada:
"(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest azalarından başlayın" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 33, /736
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Hz. Peygamber, çocukları
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ عَبَّادٍ عَنْ أَبِيهِ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ تَقُولُ
"لَمَّا أَرَادُوا غَسْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا وَاللَّهِ مَا نَدْرِى أَنُجَرِّدُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ ثِيَابِهِ كَمَا نُجَرِّدُ مَوْتَانَا أَمْ نُغَسِّلُهُ وَعَلَيْهِ ثِيَابُهُ فَلَمَّا اخْتَلَفُوا أَلْقَى اللَّهُ عَلَيْهِمُ النَّوْمَ حَتَّى مَا مِنْهُمْ رَجُلٌ إِلاَّ وَذَقْنُهُ فِى صَدْرِهِ ثُمَّ كَلَّمَهُمْ مُكَلِّمٌ مِنْ نَاحِيَةِ الْبَيْتِ لاَ يَدْرُونَ مَنْ هُوَ أَنِ اغْسِلُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَعَلَيْهِ ثِيَابُهُ فَقَامُوا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَغَسَلُوهُ وَعَلَيْهِ قَمِيصُهُ يَصُبُّونَ الْمَاءَ فَوْقَ الْقَمِيصِ وَيُدَلِّكُونَهُ بِالْقَمِيصِ دُونَ أَيْدِيهِمْ."
[وَكَانَتْ عَائِشَةُ تَقُولُ لَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ مَا غَسَّلَهُ إِلاَّ نِسَاؤُهُ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19834, D003141
Hadis:
حَدَّثَنَا النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ عَبَّادٍ عَنْ أَبِيهِ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ تَقُولُ
"لَمَّا أَرَادُوا غَسْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا وَاللَّهِ مَا نَدْرِى أَنُجَرِّدُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ ثِيَابِهِ كَمَا نُجَرِّدُ مَوْتَانَا أَمْ نُغَسِّلُهُ وَعَلَيْهِ ثِيَابُهُ فَلَمَّا اخْتَلَفُوا أَلْقَى اللَّهُ عَلَيْهِمُ النَّوْمَ حَتَّى مَا مِنْهُمْ رَجُلٌ إِلاَّ وَذَقْنُهُ فِى صَدْرِهِ ثُمَّ كَلَّمَهُمْ مُكَلِّمٌ مِنْ نَاحِيَةِ الْبَيْتِ لاَ يَدْرُونَ مَنْ هُوَ أَنِ اغْسِلُوا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَعَلَيْهِ ثِيَابُهُ فَقَامُوا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَغَسَلُوهُ وَعَلَيْهِ قَمِيصُهُ يَصُبُّونَ الْمَاءَ فَوْقَ الْقَمِيصِ وَيُدَلِّكُونَهُ بِالْقَمِيصِ دُونَ أَيْدِيهِمْ."
[وَكَانَتْ عَائِشَةُ تَقُولُ لَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ مَا غَسَّلَهُ إِلاَّ نِسَاؤُهُ.]
Tercemesi:
Bize (Abdullah b. Muhammed b. Ali) en-Nüfeyl, ona Muhammed b. Seleme (el-Bahili), ona Muhammed b. İshak (el-Kuraşî), Yahya b. Abbad, ona babası Abbad b. Abdullah b. Zübeyr'in rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir:
"Ashab, (vefatının ardından) Rasulullah'ı (sav) yıkamak istediklerinde; Vallahi, bilemiyoruz. Ölülerimize yaptığımız gibi Rasulullah'ın da (sav) elbiselerini çıkarmalı mıyız yoksa üzerinde elbiseleri olduğu halde mi yıkamalıyız? dediler. (Bu şekilde) ihtilafa düşünce Allah, onların üzerine bir uyku verdi. Öyle ki onlardan kim varsa (uykudan dolayı) çenesi göğsüne düşmüştü. Daha sonra Beytullah cihetinden kim olduğunu bilmedikleri biri, onlara; Hz. Peygamber'i (sav), üzerinde elbiseleri olduğu halde yıkayın dedi. Bunun üzerine kalktılar, Rasulullah'ın (sav) yanına varıp üzerinde gömleği olduğu halde onu (sav) yıkadılar. Suyu, gömleğin üzerinden döküyor, doğrudan elleri ile değil, gömleği ile vücudunu ovalıyorlardı."
[Hz. Aişe şöyle diyordu: Bu konuyla ilgili olarak şimdi düşündüklerimi baştan düşünseydim Hz. Peygamber'in (sav) cenazesini, eşlerinden başkası yıkayamazdı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 32, /735
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Yahya b. Abbad ez-Zübeyri (Yahya b. Abbad b. Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, öleni hanımının, kocasının yıkaması
Hz. Peygamber, cenazesinin yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19841, D003146
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ بِمَعْنَى حَدِيثِ مَالِكٍ زَادَ فِى حَدِيثِ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ بِنَحْوِ هَذَا وَزَادَتْ فِيهِ
"أَوْ سَبْعًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّهُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Muhammed b. Sirin, ona Ümmü Atiyye, Malik'in rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etmekle birlikte Hafsa'ya Ümmü Atiyye'nin rivayet ettiği hadiste buna yakın ibareleri de ek olarak zikretmiş olup, onun (Ümmü Atiyye'nin) rivayetindeki fazlalık da şudur:
"Yahut yedi defa ya da uygun görürseniz bundan fazla (ve tek sayıda olmak üzere) yıkayınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 33, /736
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19843, D003147
Hadis:
حَدَّثَنَا هُدْبَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ
"أَنَّهُ كَانَ يَأْخُذُ الْغُسْلَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ يَغْسِلُ بِالسِّدْرِ مَرَّتَيْنِ وَالثَّالِثَةَ بِالْمَاءِ وَالْكَافُورِ."
Tercemesi:
Bize Hudbe b. Halid, ona Hemmâm, ona Katade, ona Muhammed b. Sirin'in rivayet ettiğine göre "o, guslü (cenazeyi yıkamayı) Ümmü Atiyye'den öğrenmişti. Sidr ile iki defa yıkar, üçüncüsünü ise kâfur karıştırılmış su ile yıkardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 33, /736
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Halid Hüdbe b. Halid el-Kaysî (Hüdbe b. Halid b. Esved b. Hüdbe)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ حَدَّثَنِى بُدَيْلٌ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ
"الْمُتَوَفَّى عَنْهَا زَوْجُهَا لاَ تَلْبَسُ الْمُعَصْفَرَ مِنَ الثِّيَابِ وَلاَ الْمُمَشَّقَةَ وَلاَ الْحُلِىَّ وَلاَ تَخْتَضِبُ وَلاَ تَكْتَحِلُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13679, D002304
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ حَدَّثَنِى بُدَيْلٌ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ
"الْمُتَوَفَّى عَنْهَا زَوْجُهَا لاَ تَلْبَسُ الْمُعَصْفَرَ مِنَ الثِّيَابِ وَلاَ الْمُمَشَّقَةَ وَلاَ الْحُلِىَّ وَلاَ تَخْتَضِبُ وَلاَ تَكْتَحِلُ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahman, ona Budeyl, ona el-Hasan b. Müslim, ona Şeybe kızı Safiyye, ona Nebi'nin (sav) zevcesi Ümmü Seleme'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kocası vefat etmiş bir kadın aspur ile ve kırmızı kil ile boyanmış elbise de giyemez, süs eşyası takınamaz, kına yakamaz ve sürme çekemez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 46, /537
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Safiyye bt. Şeybe (Safiyye bt. Şeybe b. Osman b. Ebu Talha b. Abdüluzza)
3. Hasan b. Müslim el-Huzaî (Hasan b. Müslim b. Yennâk)
4. Büdeyl b. Meysere el-Ukaylî (Büdeyl b. Meysere)
5. Ebu Said İbrahim b. Tahman el-Herevî (İbrahim b. Tahman b. Şube)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Ebu Bükeyr el-Kaysî (Yahya b. Ebu Bükeyr)
7. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Kadın, kadınlara yönelik yasaklar
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13680, D002305
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى مَخْرَمَةُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ الضَّحَّاكِ يَقُولُ أَخْبَرَتْنِى أُمُّ حَكِيمٍ بِنْتُ أُسَيْدٍ عَنْ أُمِّهَا أَنَّ زَوْجَهَا تُوُفِّىَ وَكَانَتْ تَشْتَكِى عَيْنَيْهَا فَتَكْتَحِلُ بِالْجَلاَءِ - قَالَ أَحْمَدُ الصَّوَابُ بِكُحْلِ الْجَلاَءِ - فَأَرْسَلَتْ مَوْلاَةً لَهَا إِلَى أُمِّ سَلَمَةَ فَسَأَلَتْهَا عَنْ كُحْلِ الْجَلاَءِ فَقَالَتْ لاَ تَكْتَحِلِى بِهِ إِلاَّ مِنْ أَمْرٍ لاَ بُدَّ مِنْهُ يَشْتَدُّ عَلَيْكِ فَتَكْتَحِلِينَ بِاللَّيْلِ وَتَمْسَحِينَهُ بِالنَّهَارِ. ثُمَّ قَالَتْ عِنْدَ ذَلِكَ أُمُّ سَلَمَةَ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُو سَلَمَةَ وَقَدْ جَعَلْتُ عَلَى عَيْنِى صَبِرًا فَقَالَ
"مَا هَذَا يَا أُمَّ سَلَمَةَ." فَقُلْتُ إِنَّمَا هُوَ صَبِرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَيْسَ فِيهِ طِيبٌ . قَالَ
"إِنَّهُ يَشُبُّ الْوَجْهَ فَلاَ تَجْعَلِيهِ إِلاَّ بِاللَّيْلِ وَتَنْزِعِينَهُ بِالنَّهَارِ وَلاَ تَمْتَشِطِى بِالطِّيبِ وَلاَ بِالْحِنَّاءِ فَإِنَّهُ خِضَابٌ." قَالَتْ قُلْتُ بِأَىِّ شَىْءٍ أَمْتَشِطُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ
"بِالسِّدْرِ تُغَلِّفِينَ بِهِ رَأْسَكِ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Mahreme, ona da babasının şöyle dediğini rivayet etti: El-Muğira b. ed-Dahhak'ı şöyle derken dinledim: Bana Useyd kızı Ümmü Hakim, ona annesinin rivayet ettiğine göre kocası vefat etmişti, o sırada gözlerinden rahatsız olduğundan ötürü, gözlerini el-celâ ile sürmeliyordu –ravi Ahmed: Doğrusu el-Celâ sürmesi…dir dedi.- Bunun üzerine bir cariyesini Ümmü Seleme'ye gönderdi ve ona el-Celâ sürmesi çekmenin durumunu sordu, Ümmü Seleme: Ancak senin için katlanması zor bir rahatsızlıktan ötürü ve kaçınılmaz olan bir iş sebebiyle o sürmeyi kullanabilirsin. Bu durumda da geceleyin o sürmeyi çeker, gündüzün silersin. Sonra Ümm Seleme sözlerine şöyle devam etti: Ebu Seleme vefat ettiğinde Rasulullah (sav) yanıma girdi. O sırada gözlerime sabır suyu denilen bir ilaç koymuştum. O:
"Bu ne ey Ümmü Seleme?" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Rasulü, o sadece bir sabır suyudur, onda güzel koku yok, dedim. Allah Rasulü şöyle buyurdu:
"Ama gerçekte o yüze bir renk verir, bir güzellik katar, bu sebeple onu ancak gece koy, gündüzün sil, hoş koku ile ve kına ile de taranma çünkü bu bir kına yakmaktır." (Ümmü Seleme) dedi ki: Peki, ey Allah'ın Rasulü, ne ile taranayım, dedim. O:
"Başını kaplarcasına sidr ile" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 46, /537
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Valide Ümmü Hakîm bt. Esîd (Valide Ümmü Hakîm bt. Esîd)
3. Ümmü Hakîm bt. Esîd (Ümmü Hakîm bt. Esîd)
4. Muğira b. Dahhak el-Kuraşî (Muğira b. Dahhak b. Abdullah b. Halid)
5. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
6. Ebu Misver Mahreme b. Bükeyr el-Kuraşi (Mahreme b. Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
7. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
8. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Kadın, kadınlara yönelik yasaklar
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19768, D003118
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ حَبِيبٍ أَبُو مَرْوَانَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ - يَعْنِى الْفَزَارِىَّ - عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ ذُؤَيْبٍ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى أَبِى سَلَمَةَ وَقَدْ شَقَّ بَصَرُهُ فَأَغْمَضَهُ فَصَيَّحَ نَاسٌ مِنْ أَهْلِهِ فَقَالَ
"لاَ تَدْعُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ إِلاَّ بِخَيْرٍ فَإِنَّ الْمَلاَئِكَةَ يُؤَمِّنُونَ عَلَى مَا تَقُولُونَ." ثُمَّ قَالَ
"اللَّهُمَّ اغْفِرْ لأَبِى سَلَمَةَ وَارْفَعْ دَرَجَتَهُ فِى الْمَهْدِيِّينَ وَاخْلُفْهُ فِى عَقِبِهِ فِى الْغَابِرِينَ وَاغْفِرْ لَنَا وَلَهُ رَبَّ الْعَالَمِينَ اللَّهُمَّ افْسَحْ لَهُ فِى قَبْرِهِ وَنَوِّرْ لَهُ فِيهِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَتَغْمِيضُ الْمَيِّتِ بَعْدَ خُرُوجِ الرُّوحِ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ مُحَمَّدِ بْنِ النُّعْمَانِ الْمُقْرِئَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا مَيْسَرَةَ رَجُلاً عَابِدًا يَقُولُ غَمَّضْتُ جَعْفَرًا الْمُعَلِّمَ وَكَانَ رَجُلاً عَابِدًا فِى حَالَةِ الْمَوْتِ فَرَأَيْتُهُ فِى مَنَامِى لَيْلَةَ مَاتَ يَقُولُ أَعْظَمُ مَا كَانَ عَلَىَّ تَغْمِيضُكَ لِى قَبْلَ أَنْ أَمُوتَ.]
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Habib Ebu Mervan, ona Ebu İshak – yani el-Fezârî-, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona Kabisa b. Züeyb, ona da Ümmü Seleme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), (vefat ettikten sonra) Ebu Seleme'nin yanına girdi. Ebu Seleme'nin gözleri açık kalmıştı, (Efendimiz) gözlerini kapattı. Aile halkından bazıları feryad edince, Rasulullah (sav):
"Kendi hakkınızda hayırdan başka dua etmeyin, çünkü melekler sizin söylediklerinize amin derler" buyurdu. Sonra da:
"Allah'ım, Ebu Seleme'yi bağışla, onun derecesini hidayete erdirilmişler arasında yükselt ve geride bıraktıklarına sen halef ol, ey âlemlerin Rabbi, bize de ona da mağfiret buyur. Allah’ım, onun için kabrini genişlet ve kabrini nurlandır" buyurdu.
[Ebû Davud dedi ki: Ruhun çıkmasından sonra ölünün gözlerinin kapatılması ile ilgili olarak, ben Muhammed b. Numan el-Mukrî’yi şöyle derken dinledim: Âbid bir adam olan Ebu Meysere'yi şöyle derken dinledim: Âbid bir zat olan Cafer el-Muallim'in ölüm halinde iken gözlerini kapattım, vefat ettiği gece onu rüyamda gördüm: Bana en ağır gelen şey, senin ölmeden önce gözlerimi yumdurman oldu, diyordu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 21, /730
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Ebu İshak Kabisa b. Züeyb el-Huzaî (Kabîsa b. Züeyb b. Halhale b. Amr b. Küleyb)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Ebu Mervan Abdülmelik b. Habib el-Bezzaz (Abdülmelik b. Habib)
Konular:
Cenaze, ölenin gözlerini kapatmak
Dua, Kur'ân, ölü için
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ