Giriş

Bize Züheyr b. Harb, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak el-Fezâri, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona Kabisa b. Züeyb, ona da Ümmü Seleme'nin naklettiğine göre o (Ümmü Seleme) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Ebu Seleme'nin (vefat ettiğinde) yanına vardı. Onun gözleri açık kalmıştı. Allah Rasulü (sav) onun gözlerini kapattı. Sonra da "ruh bedenden ayrılınca göz ona bakakalır" dedi. (Ebu Seleme'nin) Ailesinden bir grup yüksek sesle ağladılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "kendinize hayırdan başka bir şey için dua etmeyin. Zira melekler sizin sözlerinize amin derler" buyurdu. Ardından da "Allah'ım! Ebu Seleme'nin günah ve kusurlarını affeyle! Hidayete ermiş kulların zümresindeki derecesini yüce kıl! Geride kalanlarının (çocukları ve eşinin) koruyup kollayanı sen ol! Bizi de onu da affeyle ey Alemlerin Rabbi! Onun kabrini geniş ve nurlu eyle!" dedi.


    Öneri Formu
3328 M002130 Müslim, Cenaiz, 7

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr, ona Hişam b. Ğassân, ona Hafsa, onada Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kadın ölmüş birisi için üç günden fazla yas tutamaz. Ancak kadın, kocası için dört ay on gün yas tutar ve bu esnada asb türü (Yemen işi renkli) elbise dışında boyalı bir elbise giyinmez, sürme çekmez, ancak ay halinden temizleneceği sırada Kust yahut Ezfâr kokusundan bir nebze alması dışında da hoş koku sürünmez."


    Öneri Formu
19786 İM002087 İbn Mâce, Talak, 35

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Hâlid, ona Hişam, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kadın, kocası dışında hiçbir ölen için üç günden fazla yas tutamaz. Kocası için dört ay on gün yas tutar ve bu esnada boyalı elbise, asb türü (Yemen işi renkli) elbise giyemez, sürme çekemez, taranamaz, temizlendiği vakit gusül edeceği sırada kullanacağı birkaç parçacık Kust ve Ezfâr kokusu dışında koku sürünemez."


    Öneri Formu
29041 N003564 Nesai, Talak, 64

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Hârice b. Zeyd el-Ensarî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'e (sav) biat etmiş olan Ensar kadınlarından Ümm el-Alâ kendisine şunu haber vermiştir: Ensar, muhacirleri meskenlerinde barındırmak üzere kura çektikleri zaman, Osman b. Maz’un’un kurası kendilerine çıkmıştı. Bu sebeple Osman b. Maz’un bizde kaldı. Hastalandı, biz de ona baktık. Vefat edip de onu kefenledikten sonra Rasulullah (sav) yanımıza gelip içeri girdi. Ben “Allah’ın rahmeti senin üzerine olsun ey Ebu Sâib, Allah’ın hiç şüphesiz sana ikramda bulunduğuna şahitlik ediyorum” dedim. Bunun üzerine Nebi (sav) "Allah’ın ona ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?" buyurdu. Ben “babam, anam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü, bilmiyorum” dedim. Bu sefer Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Vallahi Osman’a, gelmesi muhakkak olan, ölüm gelmiş bulunuyor ve gerçekten ben de onun için hayır ümit ediyorum. Vallahi ben bile Allah’ın Rasulü olduğum halde bana ne yapılacağını bilemiyorum." Bunun üzerine “Vallahi, ben ondan sonra ebediyen kimseyi temize çıkaracak bir tanıklıkta bulunmayacağım” dedi. (Ümm el-Alâ) der ki: Bu durum beni üzdü. Uykuya daldığımda rüyamda Osman’ın akan iki pınarı olduğunu gördüm. Sonra Rasulullah’a (sav) gidip ona haber verince, Allah Rasulü: "İşte o, onun amelidir" buyurdu.


    Öneri Formu
25167 B002687 Buhari, Şehâdât, 30

Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona Âsım, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, ölmüş bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir, koca müstesnâ (onun için beklemek durumunda olduğu üç ay on günlük süre içerisinde) sürme çekemez, kına yakamaz, boyalı bir elbise giyemez."


    Öneri Formu
29047 N003566 Nesai, Talak, 65

Bana, ona Mâlik, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Ebu Ubeyd’in kızı Safiyye, kocası Abdullah b. Ömer’in vefatı dolayısıyla matem tutmakta iken gözlerinden rahatsızlandı fakat hemen hemen gözleri çapaklanacak hale gelinceye kadar da sürme çekmedi. Mâlik der ki: Kocası vefat etmiş bir kadın zeytinyağı, şahtere ve buna benzer şeyleri – içerisine hoş koku karıştırılmamış olması şartıyla- sürebilir. Mâlik der ki: Kocası vefat ettiği için matem tutmakta olan bir kadın, yüzük, halhal ve bunun dışında herhangi bir süs eşyası takınamaz. (Yemen işi çizgili bir elbise türü olan) asb namına bir şey giyinemez, oldukça kalın bir asb olması müstesna. Siyah dışında herhangi bir renge boyanmış boyalı bir elbise giyinemez, sidir ve ona benzer, başında kalıp da hoş koku çıkarmayan şeyler dışında (hoş koku kullanarak) taranamaz.


    Öneri Formu
37057 MU001272 Muvatta, Talak, 35

Bize Harun b. Abdullah ve Malik b. Abdulvahid el-Misma'î, onlara Yezid b. Harun, ona Hişam, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye, Nebi'den (sav) bu hadisi rivayet etmiş, ancak her ikisinin (Harun ile Mâlik’in) hadisi rivayetleri birbirine tamamen uygun değildir. El-Mismaî rivayetinde Yezid'in “Ben, onun (Hişam'ın) bu rivayetinde, "kına yakmaz" dediğini biliyorum” dediğini ifade etmiş, Harun ise rivayetinde "Asb (denilen Yemen işi boyalı) kumaşı dışında boyalı bir elbise de giymez" ibaresini eklemiştir.


    Öneri Formu
13678 D002303 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona Saîd b. İbrahim, ona babası İbrahim şöyle rivayet etmiştir: Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir kaftan ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize ve­rilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.


    Öneri Formu
9634 B001275 Buhari, Cenaiz, 26

Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahman, ona Hişam b. Hassan; (T) Bize Abdullah b. el-Cerrâh el-Kuhistânî de ona Abdullah –yani b. Bekir- es-Sehmî- ona Hişam rivayet etmiştir –bu İbnü’l-Cerrah’ın lafzıdır-: Ona Hafsa, ona Ümm Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, koca dışında üç günden fazla yas tutamaz. Kocası için dört ay on gün yas tutar. (Bu zaman zarfında) asb türü (Yemen işi renkli) bir elbise dışında boyalı bir elbise giymez, sürme çekmez. Ay halinden temizlenmesine yakın, temizleneceği vakit bir nebze kust ya da ezfâr denilen kokudan sürünebilir." (Ravi) Yakub, "asb" lafzı yerine "yıkanmış olması müstesna" demiş ve yine Yakub: "Kına da yakmaz" ibaresini de eklemiştir.


    Öneri Formu
13677 D002302 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahman, ona Hişam b. Hassan; (T) Bize Abdullah b. el-Cerrâh el-Kuhistânî de ona Abdullah –yani b. Bekir- es-Sehmî- ona Hişam rivayet etmiştir –bu İbnü’l-Cerrah’ın lafzıdır-: Ona Hafsa, ona Ümm Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, koca dışında üç günden fazla yas tutamaz. Kocası için dört ay on gün yas tutar. (Bu zaman zarfında) asb türü (Yemen işi renkli) bir elbise dışında boyalı bir elbise giymez, sürme çekmez. Ay halinden temizlenmesine yakın, temizleneceği vakit bir nebze kust ya da ezfâr denilen kokudan sürünebilir." Yakub, "asb" lafzı yerine "yıkanmış olması müstesna" demiş ve yine Yakub, "Kına da yakmaz" ibaresini de eklemiştir.


    Öneri Formu
270722 D002302-2 Ebu Davud, Talak, 44, 46