500 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanından bir cenaze geçti. Orada bulunanlar onu hayırla andılar. Hz. Peygamber (sav) de 'Vacip oldu' buyurdu. Daha sonra başka bir cenaze geçti. Bu sefer oradakiler onun kötülüğünden bahsettiler. Rasulullah (sav) tekrar 'Vacip oldu' buyurdu ve 'Siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz' diye ekledi."
Açıklama: Hadis-i şerifte kastedilen, iyi dediğiniz ölüye cennet, kötü dediğinize de cehenneme girmek vacip oldu şeklinde anlaşılmalıdır.
Bize Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, ona Bakiyye b. Velid, ona Mübeşşir b. Ubeyd, ona Zeyd b. Eslem, ona da Abdullah b. Ömer, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet emiştir: "Ölülerinizi güvenilir kimselere yıkatın."
Bize Ahmed b. Abde, ona Hammâd b. Zeyd, ona da Sâbit, Enes b. Malik'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanından bir cenaze geçti ve orada bulunanlar tarafından hakkında hayırlı şeyler söylendi. Hz. Peygamber (sav) de 'Vacip oldu' dedi. Sonra başka bir cenaze daha geçti. O da kötülüğüyle anıldı. Rasulullah (sav) yine 'Vacip oldu' dedi. Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunun için de diğeri için de vacip oldu buyurdun' denilince, 'İnsanların şahitliği sebebiyle (dedim). Zira müminler Allah'ın yeryüzündeki şahitleridir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Yahya b. Yemân, ona Minhâl b. Halife, ona Atâ (b. Ebu Rabâh), ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), ölen bir adamı kabrine geceleyin defnetti ve (bu esnada) kabrinin yanında bir lamba yaktı."
Bize Amr b. Abdullah el-Evdî, ona Vekî (b. Cerrâh), ona İbrahim b. Yezid el-Mekkî, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Mecbur kalmadıkça, ölülerinizi geceleyin defnetmeyin."
Bize Ebu Bişr Bekir b. Halef, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah (b. Ömer), ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah bin Übey öldüğünde, oğlu Hz. Peygamber'e (sav) gelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Gömleğini bana versen de babamı onunla kefenlesem' diye ricada bulundu. Hz. Peygamber (sav) (gömleğini verdi ve) 'Cenaze hazır olunca bana haber verin' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) cenaze namazını kıldırmak istediğinde, Ömer b. Hattâb 'Bunu yapmanın sana bir faydası olmaz' dedi. Hz. Peygamber (sav) yine de onun cenaze namazını kıldırdı ve Hz. Ömer'e '(Münafıklar için ister af dile, ister dileme) (Tevbe 9/80) ayetine binaen iki seçenek arasında muhayyerim' buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah (cc) (Münafıklardan ölen hiç biri üzerine asla namaz kılma. Kabri başında da durma) (Tevbe 9/84) ayetini indirdi."
Bize Abdülmelik b. Muhammed er-Rekkâşî, ona Abdülaziz b. Hattâb, ona Mindel b. Ali, ona Muhammed b. Ubeydullah b. Ebu Râfi, ona Davud b. Husayn, ona babası, ona da Ebu Râfi şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) Sa'd’ı (tabutundan) usulca çıkardı ve (yerleştirdikten sonra da) kabrinin üzerine su serpti."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Bir yolculukta Nebi (sav) ile birlikte idik. Bir adamın ihramlıyken devesinden düşerek boynu kırılıp öldüğünü gördü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr ile yıkayın. Üzerindeki iki ihram bezi ile kefenleyin, başını da örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde, tehlil ya da telbiye getirerek diriltilecektir' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) 'Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinden bazılarına göre uygulama bu hadise göredir. Süfyan es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. İlim ehlinden bazısı da ihramlı kimse öldüğünde, ihramı artık sona ermiş sayılır. İhramlı olmayan kişiye yapılan uygulama neyse ona da aynen yapılır' demiştir.]
Bize Hişam b. Ammâr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Leys b. Ebu Suleym, ona Nâfi, ona da İbn Ömer, Nebi’den (sav); (T) Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid el-Ahmer, ona Haccâc, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ölü kabre konulduğunda 'Bismillahi ve alâ milleti Rasulillah (Allah’ın adı ve Rasulullah’ın dini üzere' buyururdu." [Ebu Halid bu hadisi 'Cenaze kabrine yerleştirildiğinde Rasulüllah (sav) 'Bismillahi ve alâ sünneti Rasûlillah (Allah’ın adı ve Rasulullah’ın sünneti üzere) demiştir' şeklinde; Hişâm ise 'Bismillahi ve fî sebilillâhi ve alâ milleti Rasulillah (Allah’ın adı ile, Allah yolunda ve Allah Rasulü’nün dini üzere' dediği şeklinde nakletmiştir.]
Bize Muhammed b. İsmail b. Semure, ona Muhammed b. Hasan, ona Ebu Şeybe, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: "Nebi’nin (sav) oğlu İbrahim vefat edince, Nebi (sav) onlara: “Onu kefene tam sarmayın ki (son kez) ona bir daha bakayım' buyurdu. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) oğlunun yanına geldi ve üzerine eğilerek ağladı."