429 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülmelik b. Amr el-Akadî, ona İbn Ebu Zi'b, ona Haris b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'nin (r.anha) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), aya baktı ve şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Bunun şerrinden Allah'a sığın çünkü ayın (gecenin başlangıcındaki) aydınlığı giderildiği zaman kapkaranlık olur." [Ebu İsa (et-Tirmizî), 'Bu hadis hasen sahihtir' dedi.]
Açıklama: الغسَقُ أوَّلُ اللَّيلِ: gecenin başlangıcı gâsik; "إذا وَقَب"، أي: دخَل في ظَلامِه ise aydınlıktan karanlığa geçiştir.
Aynı isnad ile (Bize Yezîd, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir): Yahudi'nin biri Medine çarşısında “Hz. Musa'yı bütün insanlardan üstün kılan (Allah)'a yemin olsun” dedi. Ensar'dan bir adam da Yahudi'ye bir tokat attı ve “Rasulullah (sav) aramızda iken sen böyle diyorsun” dedi Bunun üzerine Yahudi gelip Rasulullah'a (sav) durumu anlattı. Hz. Peygamber (sav) de "O gün sûra üflenir; Allah’ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa kıyâmetin dehşetinden çarpılıp cansız yere serilir. Sonra sûra bir daha üflenir; bir de bakarsın ki, bütün ölüler dirilip kabirlerinde ayağa kalkmış, merak ve endişe içinde etraflarına bakınıp duruyorlar" (Zümer, 68) ayetini okuyup şöyle buyurdu: "Şüphesiz ilk dirilen ben olurum ve bir de bakarım ki Musa, Arş'ın direklerinden birine tutunmuş duruyor. Artık bilemiyorum, acaba benden önce mi uyandı, yoksa Allah'ın istisna ettiklerinden miydi? Kim, benim, Yunus b. Mettâ'dan daha hayırlı olduğumu söylerse yalan söylemiş olur."
Açıklama: Hadis sahih isnad ise Muhammed b. Amr dolayısıyla hasendir.
Bize Ali b. Hucr es-Sa‘dî, ona Ali b. Mushir, ona el-Muhtar b. Fülfül, ona Enes b. Malik; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –lafız ona ait olmak üzere-, ona Ali b. Müshir, ona el-Muhtar, o Enes'ten şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir gün Rasulullah (sav) aramızda bulunuyor iken, kısa bir süre uyuyuverdi, sonra gülümseyerek başını kaldırdı. Bizler; ey Allah'ın Rasulü, gülmene sebep nedir? dedik. O şöyle buyurdu: "Az önce üzerime bir sure indirildi, sonra Rahman Rahim Allah'ın adı ile. Şüphe yok ki biz sana Kevser’i verdik, o halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan sana buğz edenin kendisidir." [Kevser 108/1-3] suresini okudu. Sonra da "kevser'in ne olduğunu bilir misiniz?" dedi. Biz, Allah ve Rasulü elbette en iyi bilendir dedik. O şöyle buyurdu: "Kevser, Aziz ve Celil Rabbimin bana vadettiği, üzerinde pek çok hayır bulunan bir ırmaktır. Aynı zamanda o, kıyamet gününde ümmetimin su içmek için geleceği Havz'dır. Kapları yıldızların sayısı kadardır. Derken aralarından bir kul çıkartılacak. Ben; 'Rabbim o benim ümmetimdendir diyeceğim.' Bana; Senden sonra neler ortaya çıkardığını bilmezsin' diyecekler." [İbn Hucr hadisi rivayetinde o mescitte aramızda iken ibaresini eklemiş ve "Onun senden önce olmadık neleri ortaya çıkardığını" demiştir.]
Bize Hennâd b. Serî, ona İbn Fudayl, ona Muhtar b. Fülfül, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'bana, az önce bir sure indirildi,' dedi. (Hemen) 'bismillâhirrahmânirrahîm' diyerek Kevser suresini okudu. Bitirdiğinde 'bilir misiniz; Kevser nedir?' buyurdu. (Ashab), Allah ve rasulü daha iyi bilir, dediğinde Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: 'O, Rabbimin bana cennette vaat ettiği bir nehirdir'."
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdüssamed b. Abdülvâris, ona Said b. Ubeyd Hünânî, ona Abdullah b. Şakîk, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), askerleriyle Dacnan ile Usfan arasında bir yerde konaklamıştı. müşrikler “bunların bir namazları vardır ki bu namaz kendilerine babalarından ve oğullarından daha kıymetlidir. Bu ikindi namazıdır. Bu namaz vaktinde kesin kararınızı verip üzerlerine çullanınız” dediler. Ancak Cebrail, Peygamber'e (sav) gelerek orduyu iki kısma ayırmasını, bir gurup namaz kılarken diğerlerinin silahlarını kuşanarak tedbirli ve kontrollü hareket etmesini, bir rekat kılınca bunların silahlarını kuşanmasını ve diğer grubun bir rekat namaz kılmalarını söyledi. Böylece askerlerin namazı birer rekat, imam durumunda olan Rasulullah'ın (sav) namazı ise iki rekat olacaktır. Tirmizî der ki: Bu hadis bu şekliyle Abdullah b. Şakîk’in, Ebu Hüreyre’den rivâyeti olarak hasen garibtir. Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Zeyd b. Sabit, İbn Abbâs, Câbir, Ebu Ayyaş ez-Zürakî, İbn Ömer, Huzeyfe, Ebu Bekre, Sehl b. Ebu Hasme’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu Ayyaş ez-Zürakî’nin ismi Zeyd b. Sâmit’tir.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Osman b . Esved, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Âişe (r.anha); (T) Bize Süleymnan b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Kasım, ona da Âişe (r.anha); (T) Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ebu Yunus, ona Hâtim b. Ebu Sağîra, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasuullah (sav) "hesaba çekilen bir kimse, mutlaka helak olur (azap görür)" buyurdu. Bunun üzerine ben “ey Allah'ın Rasulü, Allah canımı Sana feda kılsın, Azîz ve Celîl Allah "Kitabı sağ eline verilen kimseye gelince; Onun hesâbı kolay bir şekilde görülecek" (İnşikâk, 8) buyurmuyor mu?” dedim. Rasulullah (sav) "O (ayette bahsedilen) amellerin arzıdır. Ameller arz olunur ve sonrasında kim hesâb hesaba çekilirse helak olur (azap görür)" buyurdu.
Bize Bişr b. Halid, ona Muhamed b. Cafer, ona Şu'be, ona Süleyman ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Hz. Ali'nin anlattığına göre Hz Peygamber (sav) bir cenaze merasiminde iken eline bir çubuk aldı onunla yere çizgi çizmeye başladı ve şöyle buyurdu: "İstisnasız hepinizin cehennem ya da cennetteki mekanı (takdir edilmiş), yazılmıştır." Bunun üzerine sahabiler: Ya Rasulallah! Buna dayanıp, güvenemez miyiz? (yani bizim amel etmemize ne gerek var) dediler. Hz. Peygamber (sav): "Sizler amel edin ve gayret gösterin. Çünkü herkes için (takdir edilen) kolaylaştırılır" buyurdu. Sonra da Kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana iletiriz".(Leyl suresi, 92/ 5-7) ayetlerini okudu". [Şu'be, bunu bana Mansur, Süleyman'dan rivayet etti de ben onu reddetmedim, dedi.]