60 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Amre (bt. Abdurrahman), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) itikafa girdiğinde (itikaf mahallinden çıkmadan) başını bana yaklaştırır, ben de (saçlarını) tarardım. Nebî (sav) insani ihtiyacını giderme dışında hiçbir şey için eve girmezdi."
Bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir: "Allah (cc) canını alıncaya kadar Peygamber (sav) Ramazan ayının son on gününde itikafa girerdi. Onun ardından eşleri de (aynı şekilde) itikafa girmişlerdir."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adî, ona da Humeyd Tavîl, Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), ramazan ayının son on günü itikâfa girerdi. Ancak, bir yıl itikâfa girmemişti. Ertesi sene olduğunda yirmi gün boyunca itikâfta kaldı." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Enes b. Mâlik'ten naklen gelen bu rivayet, hasen-sahih-garîb bir hadistir. İlim ehli, niyet ederek itikâfa giren ve onu tamamlayamadan itikâftan çıkan kimse hakkında ihtilaf etmiştir. Bazısı, itikâfını bozan kimseye onu kazâ etmesi gerekir demiş ve bu konuda Nebî'nin (sav) (bir sene) ramazan ayındaki itikâfından çıktığında şevvâl ayında on gün itikâfa girdiğine dair hadisi delil olarak kullanmıştır ki bu, Mâlik (b. Enes)'in de görüşüdür. Bazısı da 'Eğer kişinin itikâfa gireceğine dair bir adağı yoksa veya kendi kendine o itikâfı (bir şekilde) kendine vacib kılmadıysa, yani nafile olarak itikâfa girip çıkmışsa, itikâfı kazâ etmesi gerekmez. Ancak kendisi kazâ etmek isterse eder. Ne var ki bu ona vacib değildir' demiştir. Bu da Şâfiî'nin görüşüdür. Şâfiî ayrıca 'Hac ve umre dışındaki herhangi bir amele niyetlenip koyulur, ardından da bırakacak olursan, kaza etmen gerekmez' demiştir. Bu konuda Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (T); Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona İbn Şihab, ona Urve ve Amre bt. Abdurrahman, ona da Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Ben (itikafta iken) ihtiyaç için eve girerdim. Evde hasta olurdu da ben onun halini (yanına girmeden) ancak geçerken sorardım. Rasulullah (sav) mescitte (itikafta) iken başını bana uzatır, ben de saçını tarardım. Rasulullah (sav) itikafta iken eve ancak bir ihtiyacı olduğunda girerdi." [İbn Rumh, '...onlar itikafta iken' şeklinde rivayet etmiştir.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Bekir b. Mudar, ona İbn Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), ramazan ayının ortasındaki on günde itikâfa girer, yirmi gün geçip yirmi birinci gün geldiğinde evine döner, onunla itikâfa girenler de evlerine dönerdi. Sonraki (senelerden birinde) Hz. Peygamber (sav), itikâftan evine döndüğü yirminci gecede, (evine dönmeyip) mescitte kaldı ve insanlara hutbe verdi. Onlara Allah'ın dilediği bazı şeyleri emredip ardından şöyle buyurdu: 'Ben bu ortadaki on günde itikâfa giriyordum. Sonra bana bu son on günde itikâfa girmem ilham olundu. Benimle itikâfa girenler, itikâf mahallinde kalsınlar. Ben kadir gecesinin hangi güne denk geldiğini rüyamda gördüm, ancak o bana unutturuldu. Artık onu son on günün tekli gecelerinde arayın! Ayrıca rüyamda su ve toprak içerisinde secde ettiğimi de gördüm." Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: Yirmi birinci gecede (mescidde) yağmura tutulduk. Mescidin çatısından Rasulullah'ın namaz kıldığı yere doğru yağmur suları sızmıştı. Ben Hz. Peygamber'e (sav) baktım, sabah namazında selam verdiğinde yüzünde çamur ve su lekesi vardı.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Yezid, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ramazan ayının ortasındaki on günde itikâfa girerdi." [Sonra (ravi) hadisi benzer bir şekilde nakletmiştir. Ancak, (önceki hadisten farklı olarak) hadisi 'İtikâf mahallinde dursun' ve 'Alnı çamur ve suya bulanmıştı' şeklinde rivayet etmiştir.]
Bize Muhammad b. Abdula'lâ, ona Mu'temir, ona Umâre b. Ğaziyye el-Ensârî, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Ebu Seleme, Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ramazan ayının ilk on gününde itikâfa girmişti. Sonra ortasındaki on günde de kapısında hasır olan bir Türk çadırında itikâfa girdi. Nebî (sav) hasırı eliyle alıp onu çadırın kenarına koydu. Ardından başını çıkarıp insanlara bir şeyler söyledi. İnsanlar ona yaklaşınca da şöyle buyurdu: 'Ben kadir gecesini aramak için ilk on gün itikâfa girmiştim. Ardından ramazanın ortasındaki on günde de itikâfta kaldım. Daha sonra bana melek gelip kadir gecesinin son on günde olduğunu söyledi. Artık sizden itikâfa (son on günde de) girmek isteyen girsin.' İnsanlar da onunla (sav) beraber itikâfa devam ettiler. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'Bana kadir gecesinin tekli bir gecede olduğu ve o gecenin sabahında çamur ve su içinde secde ettiğim gösterildi' buyurdu. Yirmi birinci gün olduğunda Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kıldırmak için kalktı. Derken yağmur başladı ve mescidi su bastı. Ben mescidin su ve çamur olduğunu gördüm. Nebî (sav) sabah namazını kılınca, alnında ve burnunun ucunda çamur olduğu halde namazgahından çıktı. İşte o gün, ramazan ayının son on günündeki yirmi birinci günün gecesi idi."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Âmir, ona Hişam, ona da Yahya, Ebu Seleme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kadir gecesini(n vaktini) aramızda müzakere ettik. Sonra Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) yanına geldim. O benim dostumdu. Ona 'Benimle hurmalığa kadar gelir misin' diye ricada bulundum. Üzerinde işaretli kare bir elbise (hamîsa) olduğu halde benimle geldi. Ona 'Rasulullah'tan (sav) kadir gecesine dair bir şeyler duydun mu?' diye sordum. O da 'Evet' deyip şöyle anlattı: 'Rasulullah (sav) ile ramazan ayının ortasındaki on günde itikâfa girmiştik. Yirminci günün sabahında itikâftan çıktık. Hz. Peygamber (sav) bize hutbe verip şöyle buyurdu: "Kadir gecesi bana rüyamda gösterildi. Ama onu unuttum, -râvilerden biri şüpheye düşüp 'o bana unutturuldu' demiştir.- Siz onu son on günün tekli gecelerinde arayın. Rüyamda aynı zamanda su ve çamur içinde secde ettiğimi de gördüm. Rasulullah (sav) ile devam etmek isteyen itikâfa geri dönsün." Bizler itikâfa geri döndük. Gök yüzünde bulut (falan da) görmemiştik. Derken bir bulut geldi ve yağmura tutulduk. Öyle ki hurma dallarından olduğu için mescidin çatısı aktı. Sonra sabah namazına kalkıldı ve namaz kılındı. Ben Rasulullah'ın (sav) su ve çamur içinde secdeye gittiğini gördüm. Hatta çamur izini Nebî'nin (sav) alnında gördüm.
Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) itikafa girmek istediğinde sabah namazını kılar, sonra itikaf yapacağı yere girerdi. Bir defasında ramazan ayının son on gününde itikafa girmek istedi. Çadırının kurulmasını emretti ve kendisi için çadır kuruldu. Ardından Zeyneb (bt. Cahş) da kendisi için çadırının kurulmasını emretti. Ona da çadır kuruldu. Peygamber'in (sav) eşlerinden bir başkası da çadırının kurulmasını emretti. Onun çadırı da kuruldu. Rasulullah (sav) sabah namazını kılınca bir de baktı ki çadırlar kurulmuş. Bunu üzerine 'Bununla iyi bir şey yaptığınızı mı düşünüyorsunuz?' buyurdu ve derhal çadırının sökülmesini emretti ve çadırı söküldü. (O sene) Hz. Peygamber (sav) ramazan ayında itikâfı terk edip şevval ayının ilk on gününde itikâfa girdi."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Hişâm b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) mescidde itikâfta iken, ben odamda ve hayızlı olduğum halde, başını bana doğru yaklaştırır, ben de başını yıkar ve saçlarını tarardım."