156 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Bilal arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Verkâ b. Ömer arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Müslim b. Yesar arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zeyd b. Eslem arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süheyl b. Ebu Salih arasında inkita vardır.
Bize Seleme b. Şebîb, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kil, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelip yemek istemişti. Hz. Peygamber de ona yarım vasak (yaklaşık yüz kg) arpa verdi. Adam bundan hem kendisi yedi, hem de eşine ve misafirine yedirdi. Sonra kalan arpayı tarttı ve Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Hz. Peygamber (sav) ona; "eğer tartmasaydın ondan daha çok yerdiniz ve elinizde de kalırdı" buyurdu.
Bize Abdullah b. Münir, ona Ebu Nadr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Helal (olarak) kazandığı hurmayı infak edenin (hurmasını) Allah, -ki o, sadece helali ve sağı ile kabul eder- sizden birinizin tayını büyüttüğü gibi büyütüp (değerlendirir). Nihayet (o hurma), dağ gibi olur." Süleyman, Dînâr'dan naklen bu hadise mütâbaat etmiştir. Bize Verkâ, ona İbn Dînâr, ona Said b. Yesâr, ona da Ebu Hüreyre (ra), Nebi'den (sav) nakletmiştir. (Bu hadisi) Müslim b. Ebu Meryem, Zeyd b. Eslem ve Süheyl, Ebu Salih'ten, o da Ebu Hüreyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Süfyan, ona A'meş, ona da İbrahim b. Alkame rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: İnsanlar (abdest almak içi)n su bulamadılar. Hz. Peygamber'e (sav) (içinde bir miktar su bulunan) bir su kabı getirildi. Rasulullah (sav) elini o kabın içine soktu. Parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. "Haydin, tertemiz suya ve Allah'tan gelen berekete (koşun)!" buyurdu. (Hadisin ravilerinden) A'meş, Salim b. Ebu'l-Ca'd'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cabir'e, 'o gün kaç kişiydiniz?' diye sordum. 'Bin beş yüz kişiydik' diye cevap verdi.'
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Süfyan, ona A'meş, ona da İbrahim b. Alkame rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: İnsanlar (abdest almak içi)n su bulamadılar. Hz. Peygamber'e (sav) (içinde bir miktar su bulunan) bir su kabı getirildi. Rasulullah (sav) elini o kabın içine soktu. Parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. "Haydin, tertemiz suya ve Allah'tan gelen berekete (koşun)!" buyurdu. (Hadisin ravilerinden) A'meş, Salim b. Ebu'l-Ca'd'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Cabir'e, 'o gün kaç kişiydiniz?' diye sordum. 'Bin beş yüz kişiydik' diye cevap verdi.'