Giriş


    Öneri Formu
2457 M004775 Müslim, İmare, 45

Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katade, ona da Salim b. Ebu'l-Ca'd, Maden b. Ebu Talha'nın şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Ömer bir Cuma günü hutbeye çıktı ve bir konuşma yaptı. Hz. Peygamber'i (sav) ve Ebu Bekir'i andı. (Sonra şöyle devam etti: Rüyamda sanki) bir horozun beni üç kez gagaladığını görür gibi oldum. Ben bu rüyayı ecelimin geldiğinden başka bir şekilde yorumlamıyorum. Bir kısım insanlar benden yerime halife atamamı istiyorlar. Allah dinini, hilafetini ve Peygamberi ile gönderdiği şer'î hükümleri ve ahkâmını zayi edecek değildir. Eğer başıma bir şey gelecek olursa hilafet işi Peygamber'in (sav) vefat ederken kendilerinden razı olduğu altı kişilik şu grubun kendi aralarında istişareleri ile belirlenecektir. Ben kesinlikle biliyorum ki benden sonra bazı kimseler bu işe karşı geleceklerdir. Ben vaktiyle onları İslam üzere (teslim olmaları, fitne çıkarmamaları için) kendi ellerimle dövmüştüm. Eğer böyle yaparlarsa bunlar kâfir ve sapıklardır. Sonra ben, kendimden sonraya Kelâlenin (ölüp geride baba ya da oğul bırakmayan kimse) durumundan daha önemli bir mesele bırakmadığım kanaatindeyim. Rasulullah'a (sav) Kelâle konusunda müracaat ettiğim kadar başka hiçbir meselede müracaat etmedim. Rasulullah da (sav) cevap verirken başka hiçbir meselede bana bu kadar sert davranmadı. Hatta parmağı ile göğsümü dürterek bana; "Ömer! Nisâ suresinin sonundaki, yazın inen ayet sana yetmiyor mu?" buyurdu. Yaşarsam bu konudaki hükmü öyle bir belirleyeceğim ki Kur'an'ı okuyan da okumayan da onunla hüküm verebilecek. Sonra Ömer şöyle devam etti: Allah'ım! Şehirlerdeki valilerine Seni şahit tutarım. Zira ben onları adaletle davransınlar, insanlara dinlerini, Peygamber'in sünnetini öğretsinler, ganimeti aralarında güzelce pay etsinler, kendilerine zor gelen işleri bana havale etsinler diye bu göreve getirdim. Sonra siz ey insanlar! Bence nahoş olan iki bitkiyi, soğan ve sarımsağı yiyorsunuz. Rasul-i Ekrem'in (sav) mescitte bir kimseden bunların kokusunu aldığı zaman onun Baki mezarlığının oraya gönderilmesini emrettiğini gördüm. Her kim soğan sarımsak yerse onları pişirerek öldürsün (kokusunu etkisiz hale getirsin.)


    Öneri Formu
4452 M001258 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 78

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Said b. Ebu Arube; (T) Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, o ikisine Şebabe b. Sevvar, ona Şube, onlara Katade bu isnatla şöyle rivayet etti: [Hz. Ömer bir Cuma günü hutbeye çıktı ve bir konuşma yaptı. Hz. Peygamber'i (sav) ve Ebu Bekir'i andı. (Sonra şöyle devam etti: Rüyamda sanki) bir horozun beni üç kez gagaladığını görür gibi oldum. Ben bu rüyayı ecelimin geldiğinden başka bir şekilde yorumlamıyorum. Bir kısım insanlar benden yerime halife atamamı istiyorlar. Allah dinini, hilafetini ve Peygamberi ile gönderdiği şer'î hükümleri ve ahkâmını zayi edecek değildir. Eğer başıma bir şey gelecek olursa hilafet işi Peygamber’in (sav) vefat ederken kendilerinden razı olduğu altı kişilik şu grubun kendi aralarında istişareleri ile belirlenecektir. Ben kesinlikle biliyorum ki benden sonra bazı kimseler bu işe karşı geleceklerdir. Ben vaktiyle onları İslam üzere (teslim olmaları, fitne çıkarmamaları için) kendi ellerimle dövmüştüm. Eğer böyle yaparlarsa bunlar kâfir ve sapıklardır. Sonra ben, kendimden sonraya Kelâlenin (ölüp geride baba ya da oğul bırakmayan kimse) durumundan daha önemli bir mesele bırakmadığım kanaatindeyim. Rasulullah'a (sav) Kelâle konusunda müracaat ettiğim kadar başka hiçbir meselede müracaat etmedim. Rasulullah da (sav) cevap verirken başka hiçbir meselede bana bu kadar sert davranmadı. Hatta parmağı ile göğsümü dürterek bana; "Ömer! Nisâ suresinin sonundaki, yazın inen ayet sana yetmiyor mu?" dedi. Yaşarsam bu konudaki hükmü öyle bir belirleyeceğim ki Kur'an'ı okuyan da okumayan da onunla hüküm verebilecek. Sonra Ömer şöyle devam etti: Allah’ım! Şehirlerdeki valilerine seni şahit tutarım. Zira ben onları adaletle davransınlar, insanlara dinlerini, Peygamber’in sünnetini öğretsinler, ganimeti aralarında güzelce pay etsinler, kendilerine zor gelen işleri bana havale etsinler diye bu göreve getirdim. Sonra siz ey insanlar! Bence nahoş olan iki bitkiyi, soğan ve sarımsağı yiyorsunuz. Rasul-i Ekrem’in (sav) mescitte bir kimseden bunların kokusunu aldığı zaman onun Baki mezarlığının oraya gönderilmesini emrettiğini gördüm. Her kim soğan sarımsak yerse onları pişirerek öldürsün (kokusunu etkisiz hale getirsin.)]


    Öneri Formu
4453 M001259 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 78

Bize Ebu Küreyb, ona İbn Bişr, ona Misar, ona Abdülmelik ve Ebu Avn, o ikisine Cabir b. Semure'nin rivayet ettiğine göre [Ömer, Sa'd'a "Namaza varıncaya kadar her hususta seni şikâyet ettiler dedi. Sa'd ise ben namazların ilk iki rekâtını uzun tutuyorum, son iki rekâtı kısa kesiyorum. Rasulullah'ın (sav) arkasında kıldığım namazı aynen kıldırıyorum diye cevap verdi. Bunun üzerine Ömer; zaten senden beklenen de budur yahut benim senden beklediğim budur dedi.] Sa'd ayrıca bana namazı bedeviler mi öğretecek ibaresini de ekledi.


    Öneri Formu
3693 M001019 Müslim, Salât, 160

Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona Ubeydullah, ona Hubeyb. b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Başka hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah, yedi insanı kendi arşının gölgesinde barındıracaktır: Âdil devlet başkanı, Allah'a kulluk ederek serpilip büyüyen genç, tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kimse, kalbi mescitlere bağlı müslüman, birbirlerini Allah için seven iki insan, güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma teklifini 'Ben Allah'tan korkarım' diyerek onu reddeden yiğit ve sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse."


    Öneri Formu

Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Yedi gurup insanı Allah hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde kendi arşının gölgesinde gölgelendirecektir: 1- Adaletli devlet başkanı. 2- Allah’a ibadet ederek yetişen genç. 3- Tenha yerlerde Allah’ı hatırlayarak gözlerinden yaş akıtan kimse. 4- Kalbi Allah’ın mescidlerine bağlı olan kimse, 5- Allah rızası için birbirini seven dostlar, 6- İtibarlı ve güzel bir kadının kendisine çağırdığı halde, Allah’tan korkarım diyerek ona yanaşmayan bir kimse, 7- Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse."


    Öneri Formu
24127 N005382 Nesai, Âdâbu'l-Kudât, 2

Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir: "Başka hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah, yedi insanı kendi arşının gölgesinde barındıracaktır: Âdil devlet başkanı, Allah'a kulluk ederek serpilip büyüyen genç, tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kimse, kalbi mescitlere bağlı müslüman, birbirlerini Allah için seven iki insan, güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma teklifini 'Ben Allah'tan korkarım' diyerek reddeden yiğit ve sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse."


    Öneri Formu


Açıklama: "فَإِنَّمَا عَلَيْهِمْ مَا حُمِّلُوا وَعَلَيْكُمْ مَا حُمِّلْتُمْ" ifadesinde literal tercüme benimsenmemiştir.

    Öneri Formu
2464 M004782 Müslim, İmare, 49


    Öneri Formu
2365 M004722 Müslim, İmare, 19


    Öneri Formu
2465 M004783 Müslim, İmare, 50