121 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Musa el-Ensari, ona Ma'n, ona Malik; (T) Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, onlara Alâ b. Abdurrahman bu isnatla rivayet etmiştir. Şube'nin hadisinde ribat ifadesi geçmemektedir. Malik'in hadisinde ise "işte sizin ribatınız budur, işte sizin ribatınız budur" ifadesi vardır.
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. M000587.
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. 'Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlüklere rağmen abdesti iyi bir şekilde almak, uzun mesafe yürüyerek gitmek ve kıldığı bir namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Yedi sınıf insan vardır ki Allah, onları hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, kendi gölgesinde gölgelendirecektir: Adil yönetici; Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç; mescitten çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi; Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi; yalnız başına iken Allah’ı zikrettiğinde gözleri yaşla dolan kimse; Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşı 'Ben Allah’tan korkarım!' diyerek o kadına yaklaşmayan kişi; Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bile fark etmeyecek kadar gizlice infak eden kimse.” Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Mâlik b. Enes’ten de rivâyet edilmiştir. Ravi, hadisin senedinde şekk ederek (şüphe ederek), 'Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den' demiştir. Ancak Ubeydullah b. Ömer, Hubeyb b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve hiçbir şüphe göstermemiştir. O, doğrudan “Ebû Hüreyre’den” diyerek hadisi nakletmiştir. Bize Sevvâr b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), (mana bakımından) Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Ancak bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadeleri kullanılmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi, hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, -İbn Eyyub 'İsmail bize tahdis etti' demiştir, İsmail b. Cafer'e el-Alâ, ona babası (Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "Size Allah'ın, (işlediğiniz) hataları ne ile yok edip derecelerinizi ne ile yükselttiğini göstereyim mi?" diye sordu. "Elbette, göster Ey Allah'ın Rasulü!" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Güçlükler karşısında abdesti iyi bir şekilde almak, mescide çokça gitmek ve namazdan sonra diğer namazı beklemek. İşte sizin ribatınız budur."
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Yedi sınıf insan vardır ki Allah, onları hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, kendi gölgesinde gölgelendirecektir: Adil yönetici; Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç; mescitten çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi; Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi; yalnız başına iken Allah’ı zikrettiğinde gözleri yaşla dolan kimse; Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşı 'Ben Allah’tan korkarım!' diyerek o kadına yaklaşmayan kişi; Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bile fark etmeyecek kadar gizlice infak eden kimse.” Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Mâlik b. Enes’ten de rivâyet edilmiştir. Ravi, hadisin senedinde şekk ederek (şüphe ederek), 'Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den' demiştir. Ancak Ubeydullah b. Ömer, Hubeyb b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve hiçbir şüphe göstermemiştir. O, doğrudan “Ebû Hüreyre’den” diyerek hadisi nakletmiştir. Bize Sevvâr b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), (mana bakımından) Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Ancak bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadeleri kullanılmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi, hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. M000587.
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ, o ikisine Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenab-ı Hak, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı (kıyamet) günü yedi (sınıf insanı) kendi gölgesinde gölgelendirecektir. Bunlar: Adalet sahibi yönetici, Allah'a ibadet ile yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah için sevip O'nun için bir araya gelip (yine) onun için ayrılan iki kişi, mevki ve güzellik sahibi bir kadının kendisini (gayr-ı meşru ilişki) için çağırması durumunda 'Ben Allah'tan korkarım!' diyen adam, infakta bulunup sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar onu gizleyen kimse ve tek başına kaldığında Allah'ı zikredip gözleri yaşaran kimse."
Bize Hişam b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Osman b. Ebu Âtike el-Ezdî, ona Umeyr b. Hani el-Ansî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mescide kim, ne niyetle gelirse nasibi ondan ibarettir."
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Sizden biri (namazı) beklediği sürece namazda (imiş gibi sayılır) ve melekler de, sizden biri mescitte kalıp hadeste bulunmadığı sürece "Allah'ım! Onu affet, Allahım! Ona merhamet et" diye dua ederler. Hadramevt (beldesinden) bir adam, "Ey Ebu Hüreyre, hades de nedir?" diye sordu. O (Ebu Hüreyre) ise, "Sesli ya da sessiz yellenmektir" diye cevap verdi. Bu konuda Ali, Ebu Saîd, Enes, Abdullah b. Mesud ve Sehl b. Sa'd'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Ebu Hüreyre'nin naklettiği hadis, hasen-sahih bir hadistir.
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsennâ, o ikisine Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenab-ı Hak, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı (kıyamet) günü yedi (sınıf insanı) kendi gölgesinde gölgelendirecektir. Bunlar: Adalet sahibi yönetici, Allah'a ibadet ile yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah için sevip O'nun için bir araya gelip (yine) onun için ayrılan iki kişi, mevki ve güzellik sahibi bir kadının kendisini (gayr-ı meşru ilişki) için çağırması durumunda 'Ben Allah'tan korkarım!' diyen adam, infakta bulunup sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar onu gizleyen kimse ve tek başına kaldığında Allah'ı zikredip gözleri yaşaran kimse."