121 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye, ona el-A’meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Sizden biri güzelce abdestini aldıktan sonra sadece namaz kılma niyeti ile harekete geçerek sırf namaz kılmak için camiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımla Allah onu bir derece yükseltir ve bir günahını da siler. Camiye girince de namaz kendisini orada tuttuğu sürece namazda sayılır.”
Bize Râşid b. Saîd b. Râşid er-Ramlî, ona el-Velîd b. Müslim, ona Ebu Râfi' İsmail b. Râfi', ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Karanlıklarda mescidlere çok (defa) yürüyenler, işte onlar Allah'ın rahmetine çokça nail olanlardır."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Vekî', ona İbn Ebu Zi'b, ona Abdurrahman b. Mihrân, ona Abdurrahman b. Sa'd, ona da Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Mescidden en uzak olanların (uzaklık derecesine göre) sevabı da daha büyüktür."
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Yedi sınıf insan vardır ki Allah, onları hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, kendi gölgesinde gölgelendirecektir: Adil yönetici; Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç; mescitten çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi; Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi; yalnız başına iken Allah’ı zikrettiğinde gözleri yaşla dolan kimse; Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşı 'Ben Allah’tan korkarım!' diyerek o kadına yaklaşmayan kişi; Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bile fark etmeyecek kadar gizlice infak eden kimse.” Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Mâlik b. Enes’ten de rivâyet edilmiştir. Ravi, hadisin senedinde şekk ederek (şüphe ederek), 'Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den' demiştir. Ancak Ubeydullah b. Ömer, Hubeyb b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve hiçbir şüphe göstermemiştir. O, doğrudan “Ebû Hüreyre’den” diyerek hadisi nakletmiştir. Bize Sevvâr b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), (mana bakımından) Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Ancak bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadeleri kullanılmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi, hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Yedi sınıf insan vardır ki Allah, onları hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, kendi gölgesinde gölgelendirecektir: Adil yönetici; Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç; mescitten çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi; Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi; yalnız başına iken Allah’ı zikrettiğinde gözleri yaşla dolan kimse; Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşı 'Ben Allah’tan korkarım!' diyerek o kadına yaklaşmayan kişi; Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bile fark etmeyecek kadar gizlice infak eden kimse.” Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis, hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Mâlik b. Enes’ten de rivâyet edilmiştir. Ravi, hadisin senedinde şekk ederek (şüphe ederek), 'Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den' demiştir. Ancak Ubeydullah b. Ömer, Hubeyb b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve hiçbir şüphe göstermemiştir. O, doğrudan “Ebû Hüreyre’den” diyerek hadisi nakletmiştir. Bize Sevvâr b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubeyb, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), (mana bakımından) Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Ancak bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadeleri kullanılmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi, hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Bize Yakub b. Humeyd b. Kâsib, ona Süfyân b. Hamza, ona Kesîr b. Zeyd, ona Velid b. Rabâh, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Güçlüklere rağmen adabına riayet ederek abdest almak, mescitlere gitmek için yürümek ve (bir) namazdan sonra da diğer namazı beklemek günahlara kefarettir."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir erkeğin (mescidde) cemaatla kıldığı namaz (ın sevabı, tek başına) evinde kıldığı ve çarşısında kıldığı namaz (ın sevabın) dan yirmi küsur derece fazladır."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Şüphesiz biriniz mescide girdiği zaman, namaz onu alıkoyduğu müddetçe namazda (ymış gibi sevap kazanmış) olur. Ve sizden birisi namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, abdesti bozulmadığı ve kimseye eziyet etmediği müddetçe melekler: "Allah'ım! Onu bağışla. Allah'ım! Ona merhamet et. Allah'ım! Onun tevbesini kabul eyle' diyerek dua ve istiğfarda bulunurlar."
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Ala' b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın günahları neyle sildiğini ve dereceleri neyle yükselttiğini size bildireyim mi? Tüm zorluklarına rağmen abdest almak, mescidlere [giderken] adımları çoğaltmak, bir namazı kılınca sonraki namazın gelmesini [arzu ederek] beklemek. İşte sizin ribatınız [ibadet nöbetiniz] budur.
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona İbn Ebu Zi'b, ona Esved b. Alâ b. Câriye es-Sekafî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir kişi evinden mescidine gitmek üzere çıktığında, attığı her adımın biri bir sevap olarak yazılır, diğer (adımı) ise bir günahı siler."