121 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Ebu Saîd el-Hudrî, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Allah'ın günahları affetmesine ve sevapları arttırmasına sebep olan şeyleri göstereyim mi?' buyurdu. Ashab, 'Evet, Ey Allah'ın Rasulü' deyince, Rasulullah da (sav), "Güçlüklere rağmen abdesti (adaplarına riayet ederek) tam almak, mescitlere giderken adımları çoğaltmak (namaz için mescide gitmek) ve namazdan sonra namazı beklemek."
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize İbrahim b. Muhammed el-Halebî, ona Yahya b. el-Hâris eş-Şîrâzî, ona Züheyr b. Muhammed et-Temîmî, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Karanlık vakitlerde mescidlere yürüyerek gidenleri, kıyamet günü tam bir nur ile müjdeleyin!"
Bize Muhammed b. Said b. Yezid b. İbrahim et-Tüsterî, ona Fadl b. Müveffak Ebu Cehm, ona Fudayl b. Merzuk, ona Atiyye, ona da Ebu Said el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kim namaza gitmek üzere evinden çıktıktan sonra şu duayı okursa; Allah, rahmetiyle ona yönelir ve onun için yetmiş bin melek istiğfarda bulunur: Allah'ım! Senden, sana dua edenlerin hakkı hürmetine istiyorum. Yine bu yürüyüşümün hakkı hürmetine Senden istiyorum. Çünkü ben ne kibirlenmek ne de böbürlenmek için ve ne görsünler diye ne de duysunlar diye (evden) çıkmadım. Ben ancak Senin gazabından sakınmak ve Senin rızanı kazanmak için (evden) çıktım. Bu sebeple Cehennem ateşinden beni korumanı ve günahlarımı bağışlamanı Senden diliyorum. Şüphesiz senden başka günahları bağışlayan yoktur."
Bize Sâbit el-Bünânî'nin azatlı kölesi Mecze'e b. Süfyân b. Esid, ona Süleyman b. Davud es-Sâiğ, ona Sâbit el-Bünânî, ona da Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Karanlık vakitlerde mescidlere yürüyerek gidenleri, kıyamet günü tam bir nur ile müjdele!"
Bize Ahmed b. Abde, ona Abbâd b. Abbâd el-Mühellebî, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Übey b. Ka'b şöyle demiştir: "Ensardan bir adam vardı. Onun evi, Medine'nin (Mescid-i Nebevî'ye) en uzak olan eviydi. Bununla beraber, Rasulullah (sav) ile beraber namaz kılmayı hiç kaçırmazdı. Übey dedi ki 'Ben, ona acıdım ve sen bir merkep satın alsaydın, seni şiddetli sıcaktan korurdu. Ayağına taş değip incinmesinden yüksek tutardı ve yerin zehirli hayvanlarından korurdu.' dedim. Adam, 'Vallahi evimin Muhammed'in (sav) evinin bitişiğinde olmasından hoşlanmam' dedi. Übey dedi ki 'Ben adamın sözünü içimde taşıyarak alındım. Hatta Peygamber'in (sav) evine vararak, adamın dediklerini Ona (sav) anlattım. Bunun üzerine Peygamber (sav) adamı çağırtıp ona bunu sordu. Adam da aynı sözleri tekrar ederek, cemaatle kıldığı namazlardan sevap umduğunu ifade etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama: "Gerçekten sana, umduğun (sevap) vardır." buyurdu.
Bize Ebu Musa Muhammed b. el-Müsenna, ona Halid b. el-Haris, ona Humeyd, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir: (Ensâr'dan) Benî Selime kabilesi, (Mescid-i Nebevî’ye uzak olan) evlerinden çıkarak mescidin yakınına gelmek istediler. Hz. Peygamber (sav), (Medine'yi muhafaza eden bu evleri tahliye ederek) Medine çevresini boş bırakmalarını arzu etmedi ve onlara: "Ey Benî Selime! Sizler, (mescide gelip giderken) attığınız adımlarınızın sevabını hesaba katmayacak mısınız?” buyurdu. Bunun üzerine onlar, (taşınmaktan vazgeçip) yerlerinde ikamet ettiler."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî', ona İsrâil, ona Simâk, ona İkrime, ona da (Abdullah) İbn Abbas şöyle demiştir: Ensârın evleri mescidden (Mescid-i Nebevî’den) uzaktaydı. Yakına gelmek istediler. Bunun üzerine: "Ve biz, onların önden gönderdikleri herşeyi ve bıraktıkları her izi de yazıyoruz" (Yâsîn 36/12) ayeti nazil oldu. İbn Abbas demiştir ki: Onlar da (taşınmaktan vazgeçip evlerinde) kaldılar.
Bize Ahmed b. Saîd ed-Derâmî, ona Nadr b. Şumeyl, ona Hammâd, ona Sabit, ona Ebu Eyyüb, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Biz, Rasulullah (sav) ile beraber akşam namazını kkıldık. Namazdan sonra bazıları evlerine döndü, bazıları ise (ibadete devam ederek) oturdu. Bir süre sonra Rasulullah (sav) kefes nefese kalmış bir şekilde ve diz kapakları açık vaziyette hızlıca geldi ve şöyle buyurdu: "Müjdeleyin! İşte Rabbiniz, göklerin kapılarından birini açtı ve meleklerine sizinle övünüyor. Diyor ki: 'Bakın kullarıma! Bir farz ibadeti eda ettiler ve bir diğerini bekliyorlar.'"
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Ayyâş, ona Ümâre b. Gaziyye, ona Enes b. Malik, ona da Ömer b. el-Hattâb, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim kırk gece mescitte cemaatla namaz kılar ve bu süre boyunca yatsı namazının ilk rekâtını kaçırmadan kılarsa, Allah ona bunun karşılığında cehennemden azat edilme (kurtuluş) yazacaktır."
Açıklama: Elbani bu "لاَ تَفُوتُهُ الرَّكْعَةُ الأُولَى مِنْ صَلاَةِ الْعِشَاءِ" lafzı dışında bu hadisin hasen olduğunu ifade etmiştir
Bize Zekeriyya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr, ona İbn Akîl, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah'ın günahları affetmesine ve sevapları arttırmasına sebep olan şeyleri haber vereyim mi?' Ashâb, 'Evet, Ey Allah'ın Rasulü!' deyince, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Zor durumlarda dahi abdesti tam almak, mescitlere giderken adımları çoğaltmak (namaz için mescide gitmek) ve bir namazdan sonra diğer namazı beklemek."
Açıklama: Hadiste geçen "mescitlere çokça adım atmak" ile kastedilen kişinin mescide ibadet için sık sık gitmesi, bunun için zahmete katlanması ve bu çabanın Allah katındaki değerli olduğudur.