حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِى أَسَدٍ أَنَّهُ قَالَ نَزَلْتُ أَنَا وَأَهْلِى بِبَقِيعِ الْغَرْقَدِ فَقَالَ لِى أَهْلِى اذْهَبْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَلْهُ لَنَا شَيْئًا نَأْكُلُهُ فَجَعَلُوا يَذْكُرُونَ مِنْ حَاجَتِهِمْ فَذَهَبْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُ عِنْدَهُ رَجُلاً يَسْأَلُهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"لاَ أَجِدُ مَا أُعْطِيكَ." فَتَوَلَّى الرَّجُلُ عَنْهُ وَهُوَ مُغْضَبٌ وَهُوَ يَقُولُ لَعَمْرِى إِنَّكَ لَتُعْطِى مَنْ شِئْتَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَغْضَبُ عَلَىَّ أَنْ لاَ أَجِدَ مَا أُعْطِيهِ مَنْ سَأَلَ مِنْكُمْ وَلَهُ أُوقِيَّةٌ أَوْ عَدْلُهَا فَقَدْ سَأَلَ إِلْحَافًا." قَالَ الأَسَدِىُّ فَقُلْتُ لَلَقِحَةٌ لَنَا خَيْرٌ مِنْ أُوقِيَّةٍ وَالأُوقِيَّةُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا . قَالَ فَرَجَعْتُ وَلَمْ أَسْأَلْهُ فَقَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ شَعِيرٌ أَوْ زَبِيبٌ فَقَسَمَ لَنَا مِنْهُ - أَوْ كَمَا قَالَ - حَتَّى أَغْنَانَا اللَّهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَكَذَا رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ كَمَا قَالَ مَالِكٌ.]
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atab. Yesar, ona da Benî Esed kabilesinnden bir adam şöyle anlattı:
Ben ve ailem Bakîu’l-ğarkad’a yerleşmiştik. Ailem bana ihtiyaçlarını sayarak; Rasulullah'a (sav) gitsen ve bizim için bir şeyler istesen de karnımızı doyursak! demişler ve ihtiyaçlarını saymışlardı. Ben de Hz. Peygamber'e (sav) gittim. Yanında kendisinden bir şey isteyen bir adam gördüm. Hz. Peygamber; "sana verecek bir şey bulamıyorum," dedi. Bunun üzerine adam kızdı ve hayatıma yemin ederim ki, sen istediğine veriyorsun! diye mırıldanarak oradan ayrıldı. O zaman Rasulullah (sav) şöyle söyledi:
"Ona verecek bir şey bulamıyorum diye bana kızıyor. Sizden kimin bir ukıyye veya o değerde malı olduğu halde dilenirse, haddi aşmış olarak dilenmiş olur." Benî Esed kabilesine mensup adam şöyle devam eder: Bunun üzerine bizim süt devemiz bir ukıyyeden daha değerlidir dedim. -Bir ukıyye, kırk dirhem gümüş idi-. Sonra hiçbir şey istemeden geri döndüm. Ondan sonra Rasulullah'a (sav) arpa veya kuru üzüm getirilmişti. Hz. Peygamber ondan bize de verdi, o kadar ki Allah bizi müstağni kıldı.
[Ebû Davud dedi ki: Sevrî de Mâlik'in dediği gibi bu şekilde rivayet etti.]
Açıklama: Bakîu’l-ğarkad; Medîne’deki Bakî mezarlığıdır.
Ukıyye, hadîste de belirtildiği üzere 40 dirhemdir. Bir dirhem 3.12 gram olduğuna göre, bir ukıyye de 124.80 gram eder. İşte bu miktar gümüşe sahip olmak, hadiste dilenmeyi yasak kılan bir sınır olarak zikredilmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10889, D001627
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِى أَسَدٍ أَنَّهُ قَالَ نَزَلْتُ أَنَا وَأَهْلِى بِبَقِيعِ الْغَرْقَدِ فَقَالَ لِى أَهْلِى اذْهَبْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَلْهُ لَنَا شَيْئًا نَأْكُلُهُ فَجَعَلُوا يَذْكُرُونَ مِنْ حَاجَتِهِمْ فَذَهَبْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُ عِنْدَهُ رَجُلاً يَسْأَلُهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"لاَ أَجِدُ مَا أُعْطِيكَ." فَتَوَلَّى الرَّجُلُ عَنْهُ وَهُوَ مُغْضَبٌ وَهُوَ يَقُولُ لَعَمْرِى إِنَّكَ لَتُعْطِى مَنْ شِئْتَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَغْضَبُ عَلَىَّ أَنْ لاَ أَجِدَ مَا أُعْطِيهِ مَنْ سَأَلَ مِنْكُمْ وَلَهُ أُوقِيَّةٌ أَوْ عَدْلُهَا فَقَدْ سَأَلَ إِلْحَافًا." قَالَ الأَسَدِىُّ فَقُلْتُ لَلَقِحَةٌ لَنَا خَيْرٌ مِنْ أُوقِيَّةٍ وَالأُوقِيَّةُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا . قَالَ فَرَجَعْتُ وَلَمْ أَسْأَلْهُ فَقَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ شَعِيرٌ أَوْ زَبِيبٌ فَقَسَمَ لَنَا مِنْهُ - أَوْ كَمَا قَالَ - حَتَّى أَغْنَانَا اللَّهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَكَذَا رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ كَمَا قَالَ مَالِكٌ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atab. Yesar, ona da Benî Esed kabilesinnden bir adam şöyle anlattı:
Ben ve ailem Bakîu’l-ğarkad’a yerleşmiştik. Ailem bana ihtiyaçlarını sayarak; Rasulullah'a (sav) gitsen ve bizim için bir şeyler istesen de karnımızı doyursak! demişler ve ihtiyaçlarını saymışlardı. Ben de Hz. Peygamber'e (sav) gittim. Yanında kendisinden bir şey isteyen bir adam gördüm. Hz. Peygamber; "sana verecek bir şey bulamıyorum," dedi. Bunun üzerine adam kızdı ve hayatıma yemin ederim ki, sen istediğine veriyorsun! diye mırıldanarak oradan ayrıldı. O zaman Rasulullah (sav) şöyle söyledi:
"Ona verecek bir şey bulamıyorum diye bana kızıyor. Sizden kimin bir ukıyye veya o değerde malı olduğu halde dilenirse, haddi aşmış olarak dilenmiş olur." Benî Esed kabilesine mensup adam şöyle devam eder: Bunun üzerine bizim süt devemiz bir ukıyyeden daha değerlidir dedim. -Bir ukıyye, kırk dirhem gümüş idi-. Sonra hiçbir şey istemeden geri döndüm. Ondan sonra Rasulullah'a (sav) arpa veya kuru üzüm getirilmişti. Hz. Peygamber ondan bize de verdi, o kadar ki Allah bizi müstağni kıldı.
[Ebû Davud dedi ki: Sevrî de Mâlik'in dediği gibi bu şekilde rivayet etti.]
Açıklama:
Bakîu’l-ğarkad; Medîne’deki Bakî mezarlığıdır.
Ukıyye, hadîste de belirtildiği üzere 40 dirhemdir. Bir dirhem 3.12 gram olduğuna göre, bir ukıyye de 124.80 gram eder. İşte bu miktar gümüşe sahip olmak, hadiste dilenmeyi yasak kılan bir sınır olarak zikredilmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 24, /381
Senetler:
1. Racül Min Benî Esed (Racül Min Benî Esed)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Miskin, ona Muhammed b. Muhacir, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu Kebşe es-Selûlî, ona da Sehl b. el-Hanzaliyye rivayet etmiştir:
Uyeyne b. Hısn ve Akra’ b. Hâbis Rasulullah’'a (sav) gelip mal istediler. Hz. Peygamber de Muaviye'den, onlara isteklerinin karşılanmasını (görevlilere) yazmasını emretti. Akra’, kendine ait yazıyı aldı, onu dürüp sarığına soktu ve gitti. Uyeyne ise yazıyı alıp Hz. Peygamber’e götürdü ve 'Ya Muhammed! Benim, Mütelemmis’in sahifesi gibi, içinde ne yazıldığını bilmediğim bir yazıyı alıp kabileme gideceğimi mi zannediyorsun?' diye mırıldandı. Muaviye de onun bu sözünü Rasulullah'a (sav) haber verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "kimin, kendisine yetecek kadar malı olduğu halde dilenirse, o ancak cehennemdeki ateşini çoğaltmış olur," dedi.
Hadisin ravilerinden biri olan en-Nüfeylî diğer bir rivayette ateş kelimesi yerine cehennemin kor ateşi ibaresini kullandı. Bunun üzerine ashab Ey Allah’ın Rasulü kişiye yetecek malın miktarı nedir? diye sordular. Diğer bir rivayette en-Nüfeyl, bu cümlenin yerine dilenmek uygun olmayan zenginliğin miktarı nedir? cümlesini zikretti. Hz. Peygamber şu cevabı verdi:
"Ona sabah ve akşam yemeklerinde yetecek miktardır." Başka bir rivayette "onu bir gün bir gece veya bir gece bir gün doyuracak miktardır," şeklindedir. Bize bunu zikredilen bu sözlerle muhtasar olarak rivayet etti.
Açıklama: Uyeyne b. Hısn ile Akra’ b. Hâbis, müellefe-i kulûbdandırlar. Mekke fethinden sonra Müslüman olmuşlardı. Hz. Peygamber Huneyn’de her ikisine yüzer deve vermişti. Uyeyne, Huneyn ve Tâif seferlerine katılmış, Hz. Ebû Bekir döneminde yalancı Peygamber Tuleyha’ya uyarak irtidat etmişse de sonra tekrar İslâm’a dönmüştü.
Mütelemmis, câhiliye devri şairlerinden biridir. Asıl adı, Cerîr b. Abdülmesîh idi. Muallaka şairlerinden Yukarıdaki hadiste Uyeyne de Hz. Peygamber’e bunu hatırlatmıştı. Ama onun bu sözünde, Hz. Peygamber’e güvenmediği ve O’nun da hainlik yapabileceği şüphesini taşıdığı anlamı da vardı. Nitekim Uyeyne’nin bilâhare irtidat etmiş olması da onun Hz. Peygamber’e olan güven ve itimadının düzeyini göstermektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10891, D001629
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا مِسْكِينٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُهَاجِرِ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى كَبْشَةَ السَّلُولِىِّ حَدَّثَنَا سَهْلُ ابْنُ الْحَنْظَلِيَّةِ قَالَ قَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ عُيَيْنَةُ بْنُ حِصْنٍ وَالأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ فَسَأَلاَهُ فَأَمَرَ لَهُمَا بِمَا سَأَلاَ وَأَمَرَ مُعَاوِيَةَ فَكَتَبَ لَهُمَا بِمَا سَأَلاَ فَأَمَّا الأَقْرَعُ فَأَخَذَ كِتَابَهُ فَلَفَّهُ فِى عِمَامَتِهِ وَانْطَلَقَ وَأَمَّا عُيَيْنَةُ فَأَخَذَ كِتَابَهُ وَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَكَانَهُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ أَتَرَانِى حَامِلاً إِلَى قَوْمِى كِتَابًا لاَ أَدْرِى مَا فِيهِ كَصَحِيفَةِ الْمُتَلَمِّسِ . فَأَخْبَرَ مُعَاوِيَةُ بِقَوْلِهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" مَنْ سَأَلَ وَعِنْدَهُ مَا يُغْنِيهِ فَإِنَّمَا يَسْتَكْثِرُ مِنَ النَّارِ." وَقَالَ النُّفَيْلِىُّ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ مِنْ جَمْرِ جَهَنَّمَ. فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا يُغْنِيهِ وَقَالَ النُّفَيْلِىُّ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ وَمَا الْغِنَى الَّذِى لاَ تَنْبَغِى مَعَهُ الْمَسْأَلَةُ قَالَ:
" قَدْرُ مَا يُغَدِّيهِ وَيُعَشِّيهِ." وَقَالَ النُّفَيْلِىُّ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ
"أَنْ يَكُونَ لَهُ شِبَعُ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ أَوْ لَيْلَةٍ وَيَوْمٍ."
وَكَانَ حَدَّثَنَا بِهِ مُخْتَصِرًا عَلَى هَذِهِ الأَلْفَاظِ الَّتِى ذُكِرَتْ.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Miskin, ona Muhammed b. Muhacir, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu Kebşe es-Selûlî, ona da Sehl b. el-Hanzaliyye rivayet etmiştir:
Uyeyne b. Hısn ve Akra’ b. Hâbis Rasulullah’'a (sav) gelip mal istediler. Hz. Peygamber de Muaviye'den, onlara isteklerinin karşılanmasını (görevlilere) yazmasını emretti. Akra’, kendine ait yazıyı aldı, onu dürüp sarığına soktu ve gitti. Uyeyne ise yazıyı alıp Hz. Peygamber’e götürdü ve 'Ya Muhammed! Benim, Mütelemmis’in sahifesi gibi, içinde ne yazıldığını bilmediğim bir yazıyı alıp kabileme gideceğimi mi zannediyorsun?' diye mırıldandı. Muaviye de onun bu sözünü Rasulullah'a (sav) haber verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "kimin, kendisine yetecek kadar malı olduğu halde dilenirse, o ancak cehennemdeki ateşini çoğaltmış olur," dedi.
Hadisin ravilerinden biri olan en-Nüfeylî diğer bir rivayette ateş kelimesi yerine cehennemin kor ateşi ibaresini kullandı. Bunun üzerine ashab Ey Allah’ın Rasulü kişiye yetecek malın miktarı nedir? diye sordular. Diğer bir rivayette en-Nüfeyl, bu cümlenin yerine dilenmek uygun olmayan zenginliğin miktarı nedir? cümlesini zikretti. Hz. Peygamber şu cevabı verdi:
"Ona sabah ve akşam yemeklerinde yetecek miktardır." Başka bir rivayette "onu bir gün bir gece veya bir gece bir gün doyuracak miktardır," şeklindedir. Bize bunu zikredilen bu sözlerle muhtasar olarak rivayet etti.
Açıklama:
Uyeyne b. Hısn ile Akra’ b. Hâbis, müellefe-i kulûbdandırlar. Mekke fethinden sonra Müslüman olmuşlardı. Hz. Peygamber Huneyn’de her ikisine yüzer deve vermişti. Uyeyne, Huneyn ve Tâif seferlerine katılmış, Hz. Ebû Bekir döneminde yalancı Peygamber Tuleyha’ya uyarak irtidat etmişse de sonra tekrar İslâm’a dönmüştü.
Mütelemmis, câhiliye devri şairlerinden biridir. Asıl adı, Cerîr b. Abdülmesîh idi. Muallaka şairlerinden Yukarıdaki hadiste Uyeyne de Hz. Peygamber’e bunu hatırlatmıştı. Ama onun bu sözünde, Hz. Peygamber’e güvenmediği ve O’nun da hainlik yapabileceği şüphesini taşıdığı anlamı da vardı. Nitekim Uyeyne’nin bilâhare irtidat etmiş olması da onun Hz. Peygamber’e olan güven ve itimadının düzeyini göstermektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 24, /381
Senetler:
1. Sehl b. Hanzaliyye el-Ensari (Sehl b. Amr b. Adiy b. Zeyd b. Ceşm b. Harise b. Haris)
2. Ebu Kebşe es-Selülî (Cibril b. Yesar b. Hay b. Kurt)
3. Rabi'a b. Yezid el-İyadî (Rabi'a b. Yezid el-İyadî)
4. Muhammed b. Muhacir el-Eşhelî (Muhammed b. Muhacir b. Dinar)
5. Miskin b. Bükeyr el-Harrânî (Miskin b. Bükeyr)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22498, N002591
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ قَيْسٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ مُعَاوِيَةَ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَضْمَنْ لِى وَاحِدَةً وَلَهُ الْجَنَّةُ » . قَالَ يَحْيَى هَا هُنَا كَلِمَةٌ مَعْنَاهَا أَنْ لاَ يَسْأَلَ النَّاسَ شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona İbn Ebu Zi'b, ona Muhammed b. Kays, ona Abdurrahman b. Yezid b. Muaviye ve Sevban isnadıyla, naklettiğine göre, Allah'ın Resulü şöyle buyurmuştur:
"Kim bir konuda garanti verirse ona Cennet vardır." Ravi Yahya diyor ki: 'Bu konu kişinin başkalarından bir şey istememesine dairdir.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 86, /2255
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Abdurrahman b. Yezid el-Kuraşî (Abdurrahman b. Yezid b. Muaviye b. Sahr)
3. Muhammed b. Kays el-Kâs (Muhammed b. Kays)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22502, N002595
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ شَابُورَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَأَلَ وَلَهُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا فَهُوَ الْمُلْحِفُ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Süleyman, ona Yahya b. Adem, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Davud b. Şabur, ona da Amr b. Şuayb (ra), babasından ve dedesinden naklederek şöyle diyor: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Kim kırk dirhemi varken dilenirse o kimse muhtaç olmadığı halde dilenmiş olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 89, /2256
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Süleyman Davud b. Şabur el-Mekki (Davud b. Şabur)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
7. Ahmed b. Süleyman er-Ruhâvî (Ahmed b. Süleyman b. Abdülmelik b. Ebu Şeybe b. Yezid b. Lâî)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَدِىِّ بْنِ الْخِيَارِ . أَنَّ رَجُلَيْنِ حَدَّثَاهُ أَنَّهُمَا أَتَيَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْأَلاَنِهِ مِنَ الصَّدَقَةِ فَقَلَّبَ فِيهِمَا الْبَصَرَ - وَقَالَ مُحَمَّدٌ بَصَرَهُ - فَرَآهُمَا جَلْدَيْنِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ شِئْتُمَا وَلاَ حَظَّ فِيهَا لِغَنِىٍّ وَلاَ لِقَوِىٍّ مُكْتَسِبٍ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22507, N002599
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَدِىِّ بْنِ الْخِيَارِ . أَنَّ رَجُلَيْنِ حَدَّثَاهُ أَنَّهُمَا أَتَيَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْأَلاَنِهِ مِنَ الصَّدَقَةِ فَقَلَّبَ فِيهِمَا الْبَصَرَ - وَقَالَ مُحَمَّدٌ بَصَرَهُ - فَرَآهُمَا جَلْدَيْنِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ شِئْتُمَا وَلاَ حَظَّ فِيهَا لِغَنِىٍّ وَلاَ لِقَوِىٍّ مُكْتَسِبٍ » .
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Yahya, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Ubeydullah b. Adiy b. Hıyar (ra) iki kişinin kendisine şunları naklettiklerini söylüyor. 'Bu iki kişi Rasulullah'a (sav) sadaka istemek için gelmişler. Rasulullah (sav) bu iki kişiye gözlerini kaldırıp bir bakmış (Ravi Muhammed diyor ki) onlara baktı ve onları güçlü kuvvetli gördü ve şöyle buyurdu:
"Dilerseniz vereyim ama o sadaka malında zengin ve kazanmaya güç yetirebilenin hakkı yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 91, /2256
Senetler:
1. Racülân (Racülân)
2. Ubeydullah b. Adi el-Kuraşi (Ubeydullah b. Adi b. Hiyar b. Adi)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِى أَسَدٍ قَالَ نَزَلْتُ أَنَا وَأَهْلِى بِبَقِيعِ الْغَرْقَدِ فَقَالَتْ لِى أَهْلِى اذْهَبْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَلْهُ لَنَا شَيْئًا نَأْكُلْهُ . فَذَهَبْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُ عِنْدَهُ رَجُلاً يَسْأَلُهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ أَجِدُ مَا أُعْطِيكَ » . فَوَلَّى الرَّجُلُ عَنْهُ وَهُوَ مُغْضَبٌ وَهُوَ يَقُولُ لَعَمْرِى إِنَّكَ لَتُعْطِى مَنْ شِئْتَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُ لَيَغْضَبُ عَلَىَّ أَنْ لاَ أَجِدَ مَا أُعْطِيهِ مَنْ سَأَلَ مِنْكُمْ وَلَهُ أُوقِيَّةٌ أَوْ عِدْلُهَا فَقَدْ سَأَلَ إِلْحَافًا » . قَالَ الأَسَدِىُّ فَقُلْتُ لَلَقْحَةٌ لَنَا خَيْرٌ مِنْ أُوقِيَّةٍ - وَالأُوقِيَّةُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا - فَرَجَعْتُ وَلَمْ أَسْأَلْهُ فَقَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ شَعِيرٌ وَزَبِيبٌ فَقَسَّمَ لَنَا مِنْهُ حَتَّى أَغْنَانَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22505, N002597
Hadis:
قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِى أَسَدٍ قَالَ نَزَلْتُ أَنَا وَأَهْلِى بِبَقِيعِ الْغَرْقَدِ فَقَالَتْ لِى أَهْلِى اذْهَبْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَلْهُ لَنَا شَيْئًا نَأْكُلْهُ . فَذَهَبْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُ عِنْدَهُ رَجُلاً يَسْأَلُهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ أَجِدُ مَا أُعْطِيكَ » . فَوَلَّى الرَّجُلُ عَنْهُ وَهُوَ مُغْضَبٌ وَهُوَ يَقُولُ لَعَمْرِى إِنَّكَ لَتُعْطِى مَنْ شِئْتَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُ لَيَغْضَبُ عَلَىَّ أَنْ لاَ أَجِدَ مَا أُعْطِيهِ مَنْ سَأَلَ مِنْكُمْ وَلَهُ أُوقِيَّةٌ أَوْ عِدْلُهَا فَقَدْ سَأَلَ إِلْحَافًا » . قَالَ الأَسَدِىُّ فَقُلْتُ لَلَقْحَةٌ لَنَا خَيْرٌ مِنْ أُوقِيَّةٍ - وَالأُوقِيَّةُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا - فَرَجَعْتُ وَلَمْ أَسْأَلْهُ فَقَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ذَلِكَ شَعِيرٌ وَزَبِيبٌ فَقَسَّمَ لَنَا مِنْهُ حَتَّى أَغْنَانَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ .
Tercemesi:
Bize el-Haris b. Miskin, ona İbn'ül-Kasım, ona Malik, ona Zeeyd b. Eslem, ona da Ata b. Yesar (ra), Esed oğullarından bir adamdan naklederek şöyle diyor: 'Ben ve ailem Baki-ul Gargad'e yerleştik. Ailem bana dedi ki Rasulullah'a (sav) git ve yiyecek bir şeyler iste. Ben de gittim, yanında bir şeyler isteyen biri vardı. Rasulullah da (sav) ona şöyle diyordu:
"Sana verecek bir şeyim yok," adam kızgın vaziyette döndü o sırada şöyle söylüyordu: 'Yemin ederim ki istediğin kimselere veriyorsun.' Rasulullah da (sav):
"Verecek bir şeyim olmadığından dolayı o bana kızıyor. Birinizin kırk dirhemi ve ona denk bir malı varsa ve bir şeyler isterse bu kimse muhtaç olmadığı halde istiyor demektir," buyurdu. 'Esedli adam anlatmasını şöyle sürdürdü: Bunun üzerine ben kendi kendime benim bol sütlü bir devem var, bu devem kırk dirhemden fazla eder dedim ve hiçbir şey istemeden geri döndüm. Bu olaydan sonra Peygamber' (sav) arpa ve kuru üzüm getirildi de Allah katında zengin sayılıncaya kadar bu gelenleri bizim aramızda taksim etmişti.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 90, /2256
Senetler:
1. Racül Min Benî Esed (Racül Min Benî Esed)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
6. Haris b. Miskin el-Ümevî (Haris b. Miskin b. Muhammed)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Geçim, Hz. Peygamber'in geçim sıkıntısı
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22497, N002590
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ شُعَيْبٍ قَالَ أَخْبَرَنَا مَعْنٌ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لأَنْ يَأْخُذَ أَحَدُكُمْ حَبْلَهُ فَيَحْتَطِبَ عَلَى ظَهْرِهِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَأْتِىَ رَجُلاً أَعْطَاهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ فَضْلِهِ فَيَسْأَلَهُ أَعْطَاهُ أَوْ مَنَعَهُ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Şuayb, ona Ma'n, ona Malik, ona Ebu'z-Zinad, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Allah'ın Rasulu şöyle buyurdu:
"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, birinizin ipini alarak sırtında odun taşıması, Allah'ın zenginlik verdiği bir kimseden -verip vermemesi önemli değil-bir şeyler istemesinden daha hayırlıdır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 85, /2255
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
6. Ali b. Şuayb es-Simsar (Ali b. Şuayb b. Adi b. Hemmam)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
İnsan, iyi-kötü
İnsan, şahsiyetinin korunması
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Müslüman, mü'minin kişiliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22500, N002593
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ عَنْ حَكِيمِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَأَلَ وَلَهُ مَا يُغْنِيهِ جَاءَتْ خُمُوشًا أَوْ كُدُوحًا فِى وَجْهِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَاذَا يُغْنِيهِ أَوْ مَاذَا أَغْنَاهُ قَالَ « خَمْسُونَ دِرْهَمًا أَوْ حِسَابُهَا مِنَ الذَّهَبِ » . قَالَ يَحْيَى قَالَ سُفْيَانُ وَسَمِعْتُ زُبَيْدًا يُحَدِّثُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Süleyman, ona Yahya b. Adem, ona Süfyn es-Sevrî, ona Hakîm b. Cübeyr, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Yezid, ona babası, ona da Abdullah b. Mesud'dan (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İhtiyacı olmadığı halde kim isterse ve dilenirse kıyamet günü yüzü tırmalanmış veya yüzünde et olmadığı halde gelir." Bunun üzerine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Zenginliğin ölçüsü nedir?' denildi.
"Elli dirhem gümüş veya buna denk gelebilecek altına malik olan kimse zengindir," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 87, /2256
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Yezid en-Nehâi (Abdurrahman b. Yezid b. Kays b. Abdullah)
3. Ebu Cafer Muhammed b. Abdurrahman en-Nehâi (Muhammed b. Abdurrahman b. Yezid b. Kays)
4. Hakîm b. Cübeyr el-Esedî (Hakîm b. Cübeyr)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
7. Ahmed b. Süleyman er-Ruhâvî (Ahmed b. Süleyman b. Abdülmelik b. Ebu Şeybe b. Yezid b. Lâî)
Konular:
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
İnsan, dünyaya bakışı ve arzuları
İnsan, ihtiyaçları
İnsan, iyi-kötü
İnsan, şahsiyetinin korunması
İnsan, yaratılış özellikleri
KTB, YARATILIŞ
Zengin, Zenginlik, zenginliğin ölçüsü (ve değişen şartlar)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22510, N002600
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ قَالَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ زَيْدِ بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَسَائِلَ كُدُوحٌ يَكْدَحُ بِهَا الرَّجُلُ وَجْهَهُ فَمَنْ شَاءَ كَدَحَ وَجْهَهُ وَمَنْ شَاءَ تَرَكَ إِلاَّ أَنْ يَسْأَلَ الرَّجُلُ ذَا سُلْطَانٍ أَوْ شَيْئًا لاَ يَجِدُ مِنْهُ بُدًّا » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Süleyman, ona Muhammed b. Bişr, ona Şube, ona Abdülmelik, ona Zeyd b. Ukbe, ona Semüra b. Cündüb isnadıyla naklettiğine göre, Efendimiz, şöyle buyurmuştur:
"Başkalarına her el açış, insanın yüzünde bırakacağı tırnak ve diş izi (gibidir) Kişi yüzünü yara bere içinde bırakmakta da yüzünü (pürüzsüz) olarak korumakta da serbesttir. İnsanın, bir yetkiliden bir talepte bulunması veya bir işin çözümü için yardım istemekten başka bir yol yoksa başkasından istemesi ise farklı bir şeydir"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 92, /2256
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Zeyd b. Ukbe el-Fezari (Zeyd b. Ukbe)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Bişr el-Abdî (Muhammed b. Bişr b. Fürâfisa b. Muhtar b. Rudeyh)
6. Ahmed b. Süleyman er-Ruhâvî (Ahmed b. Süleyman b. Abdülmelik b. Ebu Şeybe b. Yezid b. Lâî)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
İnsan, ihtiyaçları
İnsan, şahsiyetinin korunması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22512, N002601
Hadis:
أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ زَيْدِ بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمَسْأَلَةُ كَدٌّ يَكُدُّ بِهَا الرَّجُلُ وَجْهَهُ إِلاَّ أَنْ يَسْأَلَ الرَّجُلُ سُلْطَانًا أَوْ فِى أَمْرٍ لاَ بُدَّ مِنْهُ » .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Veki', ona Süfyan, ona Abdülmelik, ona Zeyd b. Ukbe, ona da Semüra b. Cündüb'den (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dilenmek yüzü tırmalatmak demektir. Kişi dilenip istemek suretiyle yüzünü tırmalatmış olur, ancak kişinin devletten bir şeyler istemesi veya çaresiz kalan birinin dilenmesi bu anlamda değildir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 93, /2256
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Zeyd b. Ukbe el-Fezari (Zeyd b. Ukbe)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
İnsan, ihtiyaçları
İnsan, şahsiyetinin korunması