149 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd -her iki râvinin naklettiği hadisin lafızları birbirine yakındır-, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona da Safiyye bt. Huyey şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) itikafa girmişti. Geceleyin onu ziyaret etmek üzere yanına geldim ve onunla konuştum. Sonra geri dönmek için kalktığımda, Rasulullah (sav) beni eve götürmek için benimle kalktı. Safiyye'nin evi Üsame b. Zeyd'in sokağındaydı. O sırada ensârdan iki kişi oradan geçti. Hz. Peygamber'i görünce hızlandılar. Hemen Hz. Peygamber (sav); "olduğunuzda yerde durun bakalım! Bu yanımdaki kadın (eşim) Safiyye bt. Huyeydir" buyurdu. Onlar; sübhanallah ey Allah'ın Rasulü diyerek hayretlerini ifade edince, Hz. Peygamber (sav); "şeytan, kanın damarlarda aktığı gibi insanın bedeninde dolaşır. Ben onun, kalplerinize bir kötülük veya bir şey atmasından korktum" buyurdu.
Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Ali b. Hüseyin, Hz. Peygamber'in (sav) eşi Safiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ramazanın son on gününde mecsidde itikafta iken Hz. Peygamber'i ziyaret etmiştim. Yanında bir müddet kalıp sohbet ettikten sonra geri dönmek için kalktım. Hz. Peygamber (sav) de beni (evime kadar) geçirmek için kalktı." [Sonra ravi, Mamer hadisiyle yakın manada olacak şekilde rivayeti aktarmış, ancak ondan farklı olarak şöyle bir ifade kullanmıştır: Hz. Peygamber (sav); "şeytan insanın içinde kanının ulaştığı yere ulaşır" dedi. Akar ifadesini kullanmadı.]
Bize İbrahim b. Münzir el-Hizâmî, ona Ömer b. Osman b. Ömer b. Musa b. Ubeydullah b. Ma'mer, ona babası Osman b. Ömer, ona İbn Şihâb, ona da Ali b. Hüseyin, Hz. Peygamber'in (sav) eşi Safiyye bt. Huyey'den şöyle nakletmiştir: "Ramazan ayının son on gününde mescitte itikafta bulunduğu sırada Safiyye, Hz. Peygamber'i ziyarete gelmişti. Akşam vakti bir süre sohbet edip evine dönmek üzere kalktığında, Hz. Peygamber de onu götürmek için kalktı. Mescidin Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Seleme'nin odasının yanındaki kapısına ulaştıkları sırada, yanlarından ensârdan iki adam geçti. Hemen Hz. Peygamber'e (sav) selam verip aceleyle gitmeye çalıştılar. Hz. Peygamber (sav) onlara 'Durun bakalım! Bu, eşim Safiyye bt. Huyey'dir' buyurdu. Onlar 'Sübhanallah, ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Hz. Peygamber'in böyle bir açıklamada bulunması onlara ağır gelmişti. Bunu gören Hz. Peygamber (sav) onlara 'Şeytan insanoğlunun damarlarında kanın aktığı gibi dolaşır. Ben de onun kalplerinize bir şey (vesvese) atmasından endişelendim' buyurdu.
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Muhammed b. Ümeyye, ona İsa b. Musa el-Buhârî, ona Abîde el-Ammî, ona Ferkad es-Sebehî, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) itikafa giren kimse hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İtikâf günahları engeller ve tüm iyilikleri yapan kimse gibi itikâfa giren kimseye iyilikler yazılır.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezid, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Eyyûb (es-Sahtiyânî), ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Ömer (b. Hattâb), (cahiliye dönemindeyken) Mescid-i Haram'da bir gece itikâfa girmeyi adamıştı. (Müslüman olduktan sonra) bu adağıyla ilgili ne yapması gerektiğini Rasulullah'a (sav) sordu. Rasulullah da (sav) ona itikâfa girmesini emretti."
Bize Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona Amre bt. Abdurrahman, ona da Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) itikafa girdiğinde, (itikaf mahallinden çıkmadan) başını bana yaklaştırır, ben de saçlarını tarardım. İnsani ihtiyacı (tuvalet) dışındaki bir sebeple de eve girmezdi."
Bize Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona Kasım b. Muhammed ve Abdullah b. Ömer'in azatlısı Nâfi' şöyle rivayet etmişlerdir: "Allah'ın (tebâreke ve teâlâ) kitabındaki şu ayete göre itikâf oruçsuz olmaz: (Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikafta iken de eşlerinize yaklaşmayın.) (Bakara, 2/187) Çünkü Allah burada itikâfı oruçla birlikte zikretmiştir." [İmam Malik 'Bize göre de uygulama bu hadise göredir. Yani itikâf ancak oruçlu iken olur' demiştir.]
Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona Mâlik, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın azatlısı Sümey şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Bekir b. Abdurrahman itikâfa girer, def-i hacet için de Halid b. Velid'in yurdunda (sokağında), oda gibi kapalı bir bölüme, bir çatı altına giderdi. Müslümanlarla birlikte bayram namazını cemaatle beraber kılmadan da itikâftan çıkmazdı." [Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona da Mâlik şöyle haber vermiştir: 'Ben, ilim ehlinden bazı kimselerin ramazanın son on gününde itikâfa girdiklerini ve insanlarla cemaat halinde bayram namazını kılmadan da itikâftan çıkmadıklarını gördüm.' Ziyad ayrıca Mâlik'ten şunu da aktarmıştır: 'Bana bu rivayet, fazilet ehli büyüklerimizden de ulaşmıştır. Bu konuda duyduklarım arasında en güzel rivayet de budur.']
Bize Ziyad, ona Mâlik, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: "Rasullullah (sav) ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girerdi. Yine bir sene ramazan ayının yirmi birinci gecesi oluncaya kadar itikâfta kaldı. O gece, sabah olduğunda itikaftân çıkacağı geceydi. Ancak o şöyle buyurdu: 'Benimle itikâfa giren kimseler, son on günde de itikâfa devam etsinler. Zira rüyamda kadir gecesinin vaktini gördüm, daha sonra o bana unutturuldu. Rüyamda kendimi, o gecenin sabahında su ve çamur içinde secde eder halde gördüm. Artık kadir gecesini, ramazanın son on gününde ve tekli geceleri arasında arayın!' Ebu Said (el-Hudrî) devamında şöyle demiştir: Bu konuşmanın yapıldığı gece yağmur yağdı. Mescidin tavanı o zaman çardak biçiminde idi ve dallarla örtülüydü. Bu sebeple mescidin çatısı aktı ve içerisi su doldu. Benim bu iki gözüm, Rasulullah'ı (sav) yirmi birinci gecenin sabahında alnında ve burnunun ucunda su ve çamur izi olduğu halde gördü."