Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53584, KK5/39
Hadis:
فَمَن تَابَ مِن بَعْدِ ظُلْمِهِ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ اللّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Tercemesi:
Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Mâide 5/39, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, bağışlaması, affediciliği
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Hırsızlık, cezası
İstiaze, Allah'a sığınmak
Tevbe, tevbenin esası pişmanlıktır
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8433, İM000183
Hadis:
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ مُحْرِزٍ الْمَازِنِىِّ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ وَهُوَ يَطُوفُ بِالْبَيْتِ إِذْ عَرَضَ لَهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا ابْنَ عُمَرَ كَيْفَ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَذْكُرُ فِى النَّجْوَى قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « يُدْنَى الْمُؤْمِنُ مِنْ رَبِّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَضَعَ عَلَيْهِ كَنَفَهُ ثُمَّ يُقَرِّرُهُ بِذُنُوبِهِ فَيَقُولُ هَلْ تَعْرِفُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ أَعْرِفُ . حَتَّى إِذَا بَلَغَ مِنْهُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَبْلُغَ قَالَ إِنِّى سَتَرْتُهَا عَلَيْكَ فِى الدُّنْيَا وَأَنَا أَغْفِرُهَا لَكَ الْيَوْمَ . قَالَ ثُمَّ يُعْطَى صَحِيفَةَ حَسَنَاتِهِ أَوْ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ . قَالَ وَأَمَّا الْكَافِرُ أَوِ الْمُنَافِقُ فَيُنَادَى عَلَى رُءُوسِ الأَشْهَادِ » . قَالَ خَالِدٌ فِى « الأَشْهَادِ » . شَىْءٌ مِنِ انْقِطَاعٍ . ( هَؤُلاَءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَى رَبِّهِمْ أَلاَ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ ) .
Tercemesi:
Bize Humeyd b. Mes’ade, ona Hâlid b. el-Hâris, ona Saîd, ona Katâde, ona Safvân b. Muhriz el-Mazinî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Biz Abdullah b. Ömer’le birlikte idik, o da Beyt’i tavaf ediyordu. Derken karşısına bir adam çıktı. Ey İbn Ömer! Sen Rasulullah’ı (sav), Rabbin kuluyla gizli konuşmasını nasıl söz konusu ederken dinledin, dedi. İbn Ömer dedi ki: Ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Mümin, Kıyamet gününde Rabbine öyle yaklaştırılır ki sonunda Allah onun üzerine kendisnin (kulların kendisini görmesine engel olan) örtüsünü bırakır, ona günahlarını söyletir, şunu biliyor musun, der. O, Rabbim biliyorum, der. Nihayet Allah ona dilediği kadarını söylettikten sonra, işte dünyada iken ben bunları başkalarına karşı gizledim, bugün de bunları sana bağışlıyorum, buyurur. Sonra ona hasenatının yazılı olduğu sahifesi yahut da kitabı sağ tarafından verilir. Kâfire yahut münafık olana da şahitlerin huzurunda –Hâlid dedi ki: “El-Eşhâd: şahitler” kelimesinde (senet) itibariyle bir parça munka’tılık vardır, dedi- “İşte Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır, haberiniz olsun ki Allah’ın laneti zalimler üzerinedir.” (Hud, 11/18) diye seslenilir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 13, /42
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Kıyamet, ahvali
Lanet, zalimi lanetlemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13970, M007135
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ وَهَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى أَبُو صَخْرٍ أَنَّ أَبَا حَازِمٍ حَدَّثَهُ قَالَ سَمِعْتُ سَهْلَ بْنَ سَعْدٍ السَّاعِدِىَّ يَقُولُ شَهِدْتُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَجْلِسًا وَصَفَ فِيهِ الْجَنَّةَ حَتَّى انْتَهَى ثُمَّ قَالَ صلى الله عليه وسلم فِى آخِرِ حَدِيثِهِ « فِيهَا مَا لاَ عَيْنٌ رَأَتْ وَلاَ أُذُنٌ سَمِعَتْ وَلاَ خَطَرَ عَلَى قَلْبِ بَشَرٍ » . ثُمَّ اقْتَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ ( تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ * فَلاَ تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِىَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ) .
Tercemesi:
Bize Hârun b. Maruf ve Hârun b. Saîd el-Eylî, onlara İbn Vehb, ona Ebu Sahr’ın rivayet ettiğine göre Ebu Hâzim kendisine şöyle demiştir: Ben Sehl b. Sa’d es-Sâidî’yi şöyle derken dinledim: Rasulullah’ın (sav) bulunduğu bir mecliste ben de bulundum. Orada cenneti anlattı, sözlerini tamamladıktan sonra şöyle buyurdu: “Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hatırına getirmediği şeyler vardır.” Sonra da şu: “Yanları yataklarından uzak kalır, Rablerine korkarak ve ümit ederek dua ederler, onlara verdiğimiz rızıktan infak da ederler, onlara, o işlediklerine mükâfat olmak üzere, gözleri aydınlatan ne nimetler gizlendiğini hiçbir kimse bilmez” (Secde, 32/17-16) buyruklarını okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7135, /1162
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet, Nimetleri
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14932, T002596
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِنِّى لأَعْرِفُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا مِنَ النَّارِ وَآخِرَ أَهْلِ الْجَنَّةِ دُخُولاً الْجَنَّةَ يُؤْتَى بِرَجُلٍ فَيَقُولُ : سَلُوا عَنْ صِغَارِ ذُنُوبِهِ وَاخْبَئُوا كِبَارَهَا . فَيُقَالُ لَهُ : عَمِلْتَ كَذَا وَكَذَا يَوْمَ كَذَا وَكَذَا عَمِلْتَ كَذَا وَكَذَا فِى يَوْمِ كَذَا وَكَذَا . قَالَ: فَيُقَالُ لَهُ فَإِنَّ لَكَ مَكَانَ كُلِّ سَيِّئَةٍ حَسَنَةً . قَالَ : فَيَقُولُ يَا رَبِّ لَقَدْ عَمِلْتُ أَشْيَاءَ مَا أَرَاهَا هَا هُنَا » . قَالَ فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَضْحَكُ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona el-A‘meş, ona el-Ma’rur b. Suveyd, ona da Ebu Zerr’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Ben cehennemlikler arasından ateşten en son çıkacak ve cennetlikler arasından cennete en son girecek kişiyi tanıyorum. Bir adam getirilecek ve (yüce Allah): Onun küçük günahlarını sorun, büyüklerini saklayın buyuracak. Ona: şu şu günü, şunu şunu işledin, filan filan günde de şöyle şöyle yaptın, denilir. Sonra ona: Sana her bir kötülüğüne karşılık bir iyilik var, denilecek. Adam: Rabbim, ben işlediğim halde burada görmediğim bir takım şeyler var, diyecek.” (Ebu Zerr) dedi ki: Ben Rasulullah’ın (sav) küçük azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü cehennem 10, 4/713
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32395, İM004291
Hadis:
حَدَّثَنَا جُبَارَةُ بْنُ الْمُغَلِّسِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ أَبِى الْمُسَاوِرِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا جَمَعَ اللَّهُ الْخَلاَئِقَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أُذِنَ لأُمَّةِ مُحَمَّدٍ بِالسُّجُودِ فَيَسْجُدُونَ لَهُ طَوِيلاً ثُمَّ يُقَالُ ارْفَعُوا رُءُوسَكُمْ قَدْ جَعَلْنَا عِدَّتَكُمْ فِدَاءَكُمْ مِنَ النَّارِ » .
Tercemesi:
Bize Cübâre b. el-Muğallis, ona Abdüla‘lâ b. Ebu Musâvir, ona Ebu Burde, ona da babasının şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah, Kıyamet gününde bütün yaratılmışları bir araya getirip toplayacağı zaman, Muhammed ümmetine secde etmeleri için izin verecek, onlar da O’na uzunca secde edecekler, sonra: Başlarınızı kaldırın, sizin sayınızda kimseleri, cehennemden sizin fidyeniz olarak tayin ve takdir ettik, denilecek.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 34, /695
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Kıyamet, ahvali
Müslüman, Müslümanların diğer ümmetlerden üstünlüğü
Tarih algısı, Ümmetin dünyada sonra gelen, ahirette öne geçen olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18246, B002441
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ قَالَ أَخْبَرَنِى قَتَادَةُ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ مُحْرِزٍ الْمَازِنِىِّ قَالَ بَيْنَمَا أَنَا أَمْشِى مَعَ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - آخِذٌ بِيَدِهِ إِذْ عَرَضَ رَجُلٌ ، فَقَالَ كَيْفَ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى النَّجْوَى فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ اللَّهَ يُدْنِى الْمُؤْمِنَ فَيَضَعُ عَلَيْهِ كَنَفَهُ ، وَيَسْتُرُهُ فَيَقُولُ أَتَعْرِفُ ذَنْبَ كَذَا أَتَعْرِفُ ذَنْبَ كَذَا فَيَقُولُ نَعَمْ أَىْ رَبِّ . حَتَّى إِذَا قَرَّرَهُ بِذُنُوبِهِ وَرَأَى فِى نَفْسِهِ أَنَّهُ هَلَكَ قَالَ سَتَرْتُهَا عَلَيْكَ فِى الدُّنْيَا ، وَأَنَا أَغْفِرُهَا لَكَ الْيَوْمَ . فَيُعْطَى كِتَابَ حَسَنَاتِهِ ، وَأَمَّا الْكَافِرُ وَالْمُنَافِقُونَ فَيَقُولُ الأَشْهَادُ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَى رَبِّهِمْ ، أَلاَ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ » .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Safvan b. Muhriz el-Mâzinî’nin şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömer (r.anhumâ) ile birlikte elimden tutmuş yürüyorken bir adam karşısına çıktı ve: Rasulullah’ın (sav) Necvâ (Rabbin kulu ile özel görüşmesi) hususunda neler söylediklerini işittin? dedi. İbn Ömer dedi ki: Ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Şüphesiz Allah mümini yaklaştırır, onun üzerine örtüsünü koyar ve gizler, şu günahı biliyor musun? Şu günahı biliyor musun? der. Kul: Evet, Rabbim der. Nihayet onun günahlarını ona söyletip kul da artık kendi kanaatine göre helak olduğunu düşündüğünde yüce Allah: Dünyada iken ben senin bu günahlarını gizledim. Bugün de o günahları sana bağışlıyorum, buyurur. Sonra ona hasenâtının yazılı olduğu kitap verilir. Kâfir(ler) ile münafıklara gelince, şahitler: Bunlar, Rablerine karşı yalan uydurmuş kimselerdirler, Allah’ın laneti zalimler üzerine olsun, derler.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mezâlim 2, 1/676
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Safvan b. Muhriz el-Mazini (Safvan b. Muhriz b. Ziyad)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Amel Defteri, defteri sağdan verilenler
Amel Defteri, defteri sol eline verilenler
Kıyamet, ahvali
Mizan, kulunun günahlarına diğerleri vakıf olmasın diye Allah onu kuşatır
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Müslüman, kafirden farkı ve kafirle ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32443, İM004339
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى لأَعْلَمُ آخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا مِنْهَا وَآخِرَ أَهْلِ الْجَنَّةِ دُخُولاً الْجَنَّةَ . رَجُلٌ يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ حَبْوًا فَيُقَالُ لَهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ . فَيَأْتِيهَا فَيُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهَا مَلأَى فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ وَجَدْتُهَا مَلأَى . فَيَقُولُ اللَّهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ . فَيَأْتِيهَا فَيُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهَا مَلأَى فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ وَجَدْتُهَا مَلأَى . فَيَقُولُ اللَّهُ سُبْحَانَهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ . فَيَأْتِيهَا فَيُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهَا مَلأَى فَيَرْجِعُ فَيَقُولُ يَا رَبِّ إِنَّهَا مَلأَى . فَيَقُولُ اللَّهُ اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ . فَإِنَّ لَكَ مِثْلَ الدُّنْيَا وَعَشَرَةَ أَمْثَالِهَا - أَوْ إِنَّ لَكَ مِثْلَ عَشَرَةِ أَمْثَالِ الدُّنْيَا - فَيَقُولُ أَتَسْخَرُ بِى - أَوْ أَتَضْحَكُ بِى - وَأَنْتَ الْمَلِكُ » . قَالَ فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ . فَكَانَ يُقَالُ هَذَا أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلاً .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Mansur, ona İbrahim, ona Abîde, ona Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz ben cehennemden en son çıkacak ve cennete en son girecek kişiyi biliyorum. Bu cehennemden emekleyerek çıkacak bir adamdır. Ona: Haydi git, cennete gir, denilecek. Cennete gelince, ona dopdolu olduğu izlenimi verilecek. Hemen geri dönüp: Rabbim ben onun dolmuş olduğunu gördüm, diyecek. Allah: Git ve cennete gir buyuracak. Adam cennete gelecek, yine ona cennet dolmuş gibi gelecek, bunun üzerine geri dönecek ve Rabbim, ben onun dolmuş olduğunu gördüm, diyecek. Şanı yüce Allah ona: Git ve cennete gir buyuracak. Yine cennete gelecek, cennet ona dolmuş gibi görünecek, geri dönerek, Rabbim o doludur, diyecek. Allah: Git ve cennete gir buyuracak. Sana dünya kadar ve onun on misli daha var –yahut da sana dünya gibi on misli daha verilecek- buyuracak. Adam: Sen el-Melik (her şeyin mutlak sahibi ve egemeni) olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? –ya da bana mı gülüyor musun?- diyecek. (Abdullah b. Mesud) dedi ki: Yemin olsun, ben Rasulullah’ın (sav), küçük azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm. İşte bu kişi cennetlikler arasında konumu en düşük kişidir, denilirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 39, /704
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abide b. Amr el-A'ver (Abide b. Amr)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Kıyamet günü insanlarla konuşur
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32923, B004810
Hadis:
حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ يُوسُفَ أَنَّ ابْنَ جُرَيْجٍ أَخْبَرَهُمْ قَالَ يَعْلَى إِنَّ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ أَخْبَرَهُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّ نَاسًا مِنْ أَهْلِ الشِّرْكِ كَانُوا قَدْ قَتَلُوا وَأَكْثَرُوا وَزَنَوْا وَأَكْثَرُوا ، فَأَتَوْا مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ الَّذِى تَقُولُ وَتَدْعُو إِلَيْهِ لَحَسَنٌ لَوْ تُخْبِرُنَا أَنَّ لِمَا عَمِلْنَا كَفَّارَةً . فَنَزَلَ ( وَالَّذِينَ لاَ يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ وَلاَ يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِى حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ وَلاَ يَزْنُونَ ) وَنَزَلَ ( قُلْ يَا عِبَادِىَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ ) .
Tercemesi:
Bana İbrahim b. Musa, ona Hişam b. Yusuf’un rivayet ettiğine göre İbn Cüreyc kendilerine Ya’lâ’nın şöyle dediğini haber verdi: Saîd b. Cübeyr, kendisine İbn Abbas’dan (r.a) diye şu rivayeti nakletti: Müşriklerden bir takım kimseler çokça adam öldürmüş, çokça zina etmişlerdi. Derken Muhammed’e (sav) gelerek: Şüphesiz senin söylediğin ve kendisine çağırdığın pek güzeldir. Keşke bir de bize, yapmış olduğumuz işlerimizin bir keffaretinin olduğunu haber versen, dediler. Bunun üzerine: “Onlar ki Allah ile birlikte başka bir ilaha ibadet etmezler. -Hak ile olması dışında- Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı nefsi de öldürmezler, zina da etmezler” (Furkan, 25/68) ayeti ile: “De ki: Ey nefisleri aleyhine ileri giden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” (Zümer, 39/53) ayeti nâzil oldu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/253
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Abdurrahman Hişam b. Yusuf el-Ebnâvî (Hişam b. Yusuf)
5. İbrahim b. Musa et-Temîmî (İbrahim b. Musa b. Yezid b. Zâzân)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, rahmetinden umut kesilmez
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
KTB, İMAN
Kur'an, Nüzul sebebleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
47001, DM002859
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَزِيدَ أَبِى مَسْلَمَةَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« أَمَّا أَهْلُ النَّارِ الَّذِينَ هُمْ أَهْلُ النَّارِ فَإِنَّهُمْ لاَ يَمُوتُونَ فِى النَّارِ ، وَأَمَّا نَاسٌ مِنَ النَّاسِ فَإِنَّ النَّارَ تُصِيبُهُمْ عَلَى قَدْرِ ذُنُوبِهِمْ فَيَحْتَرِقُونَ فِيهَا حَتَّى إِذَا صَارُوا فَحْماً أُذِنَ فِى الشَّفَاعَةِ ، فَيَخْرُجُونَ مِنَ النَّارِ ضَبَائِرَ ضَبَائِرَ ، فَيُنْثَرُونَ عَلَى أَنْهَارِ الْجَنَّةِ فَيُقَالُ لأَهْلِ الْجَنَّةِ : يُفِيضُوا عَلَيْهِمْ مِنَ الْمَاءِ - قَالَ - فَيُفِيضُونَ عَلَيْهِمْ فَتَنْبُتُ لُحُومُهُمْ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبَّةُ فِى حَمِيلِ السَّيْلِ ».
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn, ona Hâlid b. Abdullah, ona Saîd b. Yezid Ebu Mesleme, ona Ebu Nadra, ona da Ebu Saîd el-Hudrî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Asıl cehennem ehli olan cehennemlikler ateşte hiç ölmeyecektir. Bir takım insanlara ise ateş günahları kadar değecektir. Orada yanacaklar, nihayet kömür haline geleceklerinde şefaat için izin verilecek ve cehennem ateşinden dağınık kitleler halinde çıkacaklar. Cennet ırmakları üzerine saçılacaklar, cennetliklere, üzerlerine su dökmeleri söylenecek, onlar da üzerlerine su dökecekler, böylelikle etleri selin sürükledikleri arasında tanenin yetişmesi gibi meydana gelecek.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 96, 3/1858
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ebu Mesleme Said b. Yezid et-Tahî (Said b. Yezid b. Mesleme)
4. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
5. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Nehirleri
Şefaat, şefaat