Öneri Formu
Hadis Id, No:
1325, M000464
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ أَبِى عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلَةً رَجُلٌ صَرَفَ اللَّهُ وَجْهَهُ عَنِ النَّارِ قِبَلَ الْجَنَّةِ وَمَثَّلَ لَهُ شَجَرَةً ذَاتَ ظِلٍّ فَقَالَ أَىْ رَبِّ قَدِّمْنِى إِلَى هَذِهِ الشَّجَرَةِ أَكُونُ فِى ظِلِّهَا."
وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِ حَدِيثِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَلَمْ يُذْكُرْ "فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ مَا يَصْرِينِى مِنْكَ." إِلَى آخِرِ الْحَدِيثِ وَزَادَ فِيهِ "وَيُذَكِّرُهُ اللَّهُ سَلْ كَذَا وَكَذَا فَإِذَا انْقَطَعَتْ بِهِ الأَمَانِىُّ قَالَ اللَّهُ هُوَ لَكَ وَعَشَرَةُ أَمْثَالِهِ - قَالَ - ثُمَّ يَدْخُلُ بَيْتَهُ فَتَدْخُلُ عَلَيْهِ زَوْجَتَاهُ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ فَتَقُولاَنِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى أَحْيَاكَ لَنَا وَأَحْيَانَا لَكَ - قَالَ - فَيَقُولُ مَا أُعْطِىَ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُعْطِيتُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebû Salih, ona Numan b. Ebu Ayyaş, ona Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cennette en aşağıdaki makama sahip olan kimse şu adamdır: Allah onun yüzünü cehennemden cennete doğru çevirecek ve ona gölgeli bir ağaç gösterecektir. O kişi ağacı görünce; Rabbim! Beni şu ağaca yaklaştır da gölgesinde durayım diyecektir."
Ravi bundan sonra hadisi, İbn Mesud'dan rivayet edilen hadis gibi nakletmiş "Allah Teâlâ Ey Adem oğlu! Senin benden istediğini ne keser?" kısmını zikretmeyerek şöyle bir ilave yapmıştır: "Allah ona; şunu şunu da iste diye hatırlatır. Ümitleri bitince ona; işte istediklerin on katıyla birlikte senindir buyurur. Sonra onu evine koyar. Hurilerden olan iki eşi gelir ve şöyle derler: Seni bizim için, bizleri de senin için ihya eden Allah'a hamd olsun. O kişi; bana verilen bu nimet başka kimseye verilmemiştir diyecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 464, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1318, M000463
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"آخِرُ مَنْ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ رَجُلٌ فَهُوَ يَمْشِى مَرَّةً وَيَكْبُو مَرَّةً وَتَسْفَعُهُ النَّارُ مَرَّةً فَإِذَا مَا جَاوَزَهَا الْتَفَتَ إِلَيْهَا فَقَالَ تَبَارَكَ الَّذِى نَجَّانِى مِنْكِ لَقَدْ أَعْطَانِىَ اللَّهُ شَيْئًا مَا أَعْطَاهُ أَحَدًا مِنَ الأَوَّلِينَ وَالآخِرِينَ. فَتُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ فَلأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا وَأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا. فَيَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ يَا ابْنَ آدَمَ لَعَلِّى إِنْ أَعْطَيْتُكَهَا سَأَلْتَنِى غَيْرَهَا. فَيَقُولُ لاَ يَا رَبِّ. وَيُعَاهِدُهُ أَنْ لاَ يَسْأَلَهُ غَيْرَهَا وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهِ فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَيَسْتَظِلُّ بِظِلِّهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَائِهَا ثُمَّ تُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ هِىَ أَحْسَنُ مِنَ الأُولَى فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ لأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا وَأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ أَلَمْ تُعَاهِدْنِى أَنْ لاَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهَا فَيَقُولُ لَعَلِّى إِنْ أَدْنَيْتُكَ مِنْهَا تَسْأَلُنِى غَيْرَهَا. فَيُعَاهِدُهُ أَنْ لاَ يَسْأَلَهُ غَيْرَهَا وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهِ فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَيَسْتَظِلُّ بِظِلِّهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَائِهَا. ثُمَّ تُرْفَعُ لَهُ شَجَرَةٌ عِنْدَ بَابِ الْجَنَّةِ هِىَ أَحْسَنُ مِنَ الأُولَيَيْنِ. فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْنِنِى مِنْ هَذِهِ لأَسْتَظِلَّ بِظِلِّهَا وَأَشْرَبَ مِنْ مَائِهَا لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ أَلَمْ تُعَاهِدْنِى أَنْ لاَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهَا قَالَ بَلَى يَا رَبِّ هَذِهِ لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهَا. وَرَبُّهُ يَعْذِرُهُ لأَنَّهُ يَرَى مَا لاَ صَبْرَ لَهُ عَلَيْهَا فَيُدْنِيهِ مِنْهَا فَإِذَا أَدْنَاهُ مِنْهَا فَيَسْمَعُ أَصْوَاتَ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَدْخِلْنِيهَا. فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ مَا يَصْرِينِى مِنْكَ أَيُرْضِيكَ أَنْ أُعْطِيَكَ الدُّنْيَا وَمِثْلَهَا مَعَهَا قَالَ يَا رَبِّ أَتَسْتَهْزِئُ مِنِّى وَأَنْتَ رَبُّ الْعَالَمِينَ." فَضَحِكَ ابْنُ مَسْعُودٍ فَقَالَ أَلاَ تَسْأَلُونِّى مِمَّ أَضْحَكُ فَقَالُوا مِمَّ تَضْحَكُ قَالَ هَكَذَا ضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالُوا مِمَّ تَضْحَكُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ
"مِنْ ضِحْكِ رَبِّ الْعَالَمِينَ حِينَ قَالَ أَتَسْتَهْزِئُ مِنِّى وَأَنْتَ رَبُّ الْعَالَمِينَ." فَيَقُولُ "إِنِّى لاَ أَسْتَهْزِئُ مِنْكَ وَلَكِنِّى عَلَى مَا أَشَاءُ قَادِرٌ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan b. Müslim, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Enes, ona İbn Mesud (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cennete en son girecek kişi şöyle bir adamdır: Bu adam gah yürüyecek gah tökezleyecek. Bazen yüzünü ateş alacak. Ateşi geçtiği zaman ona yönelip şöyle diyecektir: Beni senden kurtaran Allah ne mübarektir. Allah bana gelmiş geçmişlerden kimseye vermediği bir şeyi bana nasip etti. Ardından ona bir ağaç yaklaştırılacak ve o Rabbim beni bu ağaca yaklaştır da gölgesinde biraz gölgeleneyim, suyundan içeyim diyecektir. Allah ona; ey Adem oğlu! Belki onu sana verirdim. Ama sen onun başkasını da istersin diyecektir. Bunun üzerine o kul; hayır, Rabbim diyecek ve başka bir şey istemeyeceğine dair söz verecektir. Bunun üzerine Rabbi, sabredemeyeceği bir şeyi gördüğü için onu mazur görecektir. Daha bu ağacı ona yaklaştıracak, o kişi de ağacın gölgesinde gölgelenecek, suyundan içecektir. Sonra ona daha güzel bir ağaç gösterilecektir. Adam dayanamayıp; Rabbim beni şu ağaca yaklaştır da onun suyundan içeyim, gölgesinde gölgeleyeneyim, başka şey istemem diyecektir. Allah ona ey ademoğlu! Sen başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermemiş miydin? diye soracak eğer bunu da yaklaştırırsam başka birini istersin diyecektir. Adam tekrar başkasını istemeyeceğine dair söz verecek, Rabbi de onu sabredemeyeceği bir şey gördüğü için mazur görecektir. Allah ona ağacı yaklaştıracak, adam da onun suyundan içecektir. Sonra adama cennetin kapısındaki ağaç gösterilecektir. Bu ağaç önceki iki ağaçtan da daha güzeldir. Adam; ey Rabbim! Beni şuraya bir yaklaştır, gölgesinde durayım, suyundan içeyim başka şey istemem diyecektir. Allah; ey Ademoğlu! Başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermedin mi? deyince o; vrdim Rabbim. Bundan başkasını istemem diyecektir. Sabredemeyeceği bir şeyi gördüğü için Rabbi onu mazur görerek bu ağacın yanına yaklaştıracaktır. Bu sırada adam cennettekilerin sesleri duyacak ve ey Rabbim! Beni cennete alsan diyecektir. Bunun üzerine Allah; ey Ademoğlu! Seni ne ikna eder. Yeryüzünü ve bir benzerini birlikte versem bu sana yeter mi? deyince adam; ey Rabbim! Sen alemlerin rabbisin. Benimle alay mı ediyorsun diyecektir."
Buraya gelince İbn Mesud güldü ve neden güldüğümü sormayacak mısınız? dedi. Neden gülüyorsun? diye sordular. Rasulullah da (sav) tam burada gülmüştü dedi. Neden gülüyorsunuz ey Allah'ın Rasulü! diye sormuşlar o da; "bu adam bu sözü söyleyince Alemlerin Rabbinin gülmesi sebebiyle gülüyorum" demişti. Allah bu kişiye; "alay etmiyorum. Ben istediğim her şeyi yapmaya kadirim" buyuracaktır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 463, /100
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1337, M000467
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لأَعْلَمُ آخِرَ أَهْلِ الْجَنَّةِ دُخُولاً الْجَنَّةَ وَآخِرَ أَهْلِ النَّارِ خُرُوجًا مِنْهَا رَجُلٌ يُؤْتَى بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُقَالُ اعْرِضُوا عَلَيْهِ صِغَارَ ذُنُوبِهِ وَارْفَعُوا عَنْهُ كِبَارَهَا. فَتُعْرَضُ عَلَيْهِ صِغَارُ ذُنُوبِهِ فَيُقَالُ عَمِلْتَ يَوْمَ كَذَا وَكَذَا كَذَا وَكَذَا وَعَمِلْتَ يَوْمَ كَذَا وَكَذَا كَذَا وَكَذَا. فَيَقُولُ نَعَمْ. لاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يُنْكِرَ وَهُوَ مُشْفِقٌ مِنْ كِبَارِ ذُنُوبِهِ أَنْ تُعْرَضَ عَلَيْهِ. فَيُقَالُ لَهُ فَإِنَّ لَكَ مَكَانَ كُلِّ سَيِّئَةٍ حَسَنَةً. فَيَقُولُ رَبِّ قَدْ عَمِلْتُ أَشْيَاءَ لاَ أَرَاهَا هَا هُنَا."
[فَلَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona el-A'meş, ona el-Marur b. Süveyd, ona Ebu Zer (el-Gıfârî) (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cennete en son girip cehennemden en son çıkacak kişiyi biliyorum. O adam kıyamet günü getirilecek ve buna küçük günahlarını gösterin ve büyük günahlarını ondan kaldırın denilecek. Ona küçük günahları sunulacak ve şu gün şöyle şöyle yapmıştın, falanca gün de böyle böyle yapmıştın denilecek. O adam da evet yaptım diyecek ve yaptıklarını inkâr edemeyecek. Büyük günahlarının kendisine gösterilmesinden çekinecek. Ona yaptığın her kötülüğün karşılığında bir iyilik vardır denilecek. O kimse; Rabbim! Bazı şeyler daha yapmıştım ama onları burada göremedim diyecek."
[Ravi şöyle demiştir: Bunları söylerken Rasulullah'ın (sav) yan dişleri görülecek kadar güldüğünü gördüm.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 467, /101
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ümeyye Ma'rur b. Süveyd el-Esedî (Ma'rur b. Süveyd)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Cennet, Dereceleri
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1340, M000468
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ وَوَكِيعٌ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ.
Tercemesi:
Bize İbn Nümeyr, ona Ebu Muaviye ve Veki' (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki' (T)
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, her ikisi el-A'meş'ten bu isnatla rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 468, /102
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ümeyye Ma'rur b. Süveyd el-Esedî (Ma'rur b. Süveyd)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1346, M000469
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ كِلاَهُمَا عَنْ رَوْحٍ قَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ الْقَيْسِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ
"أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يُسْأَلُ عَنِ الْوُرُودِ فَقَالَ نَجِىءُ نَحْنُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَنْ كَذَا وَكَذَا انْظُرْ أَىْ ذَلِكَ فَوْقَ النَّاسِ - قَالَ - فَتُدْعَى الأُمَمُ بِأَوْثَانِهَا وَمَا كَانَتْ تَعْبُدُ الأَوَّلُ فَالأَوَّلُ ثُمَّ يَأْتِينَا رَبُّنَا بَعْدَ ذَلِكَ فَيَقُولُ مَنْ تَنْظُرُونَ فَيَقُولُونَ نَنْظُرُ رَبَّنَا. فَيَقُولُ أَنَا رَبُّكُمْ. فَيَقُولُونَ حَتَّى نَنْظُرَ إِلَيْكَ. فَيَتَجَلَّى لَهُمْ يَضْحَكُ - قَالَ - فَيَنْطَلِقُ بِهِمْ وَيَتَّبِعُونَهُ وَيُعْطَى كُلُّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ - مُنَافِقٍ أَوْ مُؤْمِنٍ - نُورًا ثُمَّ يَتَّبِعُونَهُ وَعَلَى جِسْرِ جَهَنَّمَ كَلاَلِيبُ وَحَسَكٌ تَأْخُذُ مَنْ شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ يَطْفَأُ نُورُ الْمُنَافِقِينَ ثُمَّ يَنْجُو الْمُؤْمِنُونَ فَتَنْجُو أَوَّلُ زُمْرَةٍ وُجُوهُهُمْ كَالْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ سَبْعُونَ أَلْفًا لاَ يُحَاسَبُونَ ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ كَأَضْوَإِ نَجْمٍ فِى السَّمَاءِ ثُمَّ كَذَلِكَ ثُمَّ تَحِلُّ الشَّفَاعَةُ وَيَشْفَعُونَ حَتَّى يَخْرُجَ مِنَ النَّارِ مَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَكَانَ فِى قَلْبِهِ مِنَ الْخَيْرِ مَا يَزِنُ شَعِيرَةً فَيُجْعَلُونَ بِفِنَاءِ الْجَنَّةِ وَيَجْعَلُ أَهْلُ الْجَنَّةِ يَرُشُّونَ عَلَيْهِمُ الْمَاءَ حَتَّى يَنْبُتُوا نَبَاتَ الشَّىْءِ فِى السَّيْلِ وَيَذْهَبُ حُرَاقُهُ ثُمَّ يَسْأَلُ حَتَّى تُجْعَلَ لَهُ الدُّنْيَا وَعَشَرَةُ أَمْثَالِهَا مَعَهَا."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Said ve İshak b. Mansur, o ikisine Ravh, ona Ubeydullah, ona Ravh b. Ubade el-Kaysî, ona İbn Cüreyc, ona Ebu'z-Zübeyr şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir b. Abdullah'a ahiret ahvali hakkında sorduğunda şöyle cevap vermişti: Kıyamet günü bizler filan yerden geleceğiz. Bak (yani bu insanların üstündedir). Daha sonra ümmetler putları ve taptıkları şeylerle birlikte sırayla çağırılacaktır. Rabbimiz bize gelerek: Siz kimi bekliyorsunuz? diye soracak, orada olanlar da Rabbimizi bekliyoruz diye cevap vereceklerdir. Bunun üzerine Cenab-ı Hak; Ben sizin Rabbinizim buyuracaktır. Seni görelim! diyecekler. Bunun üzerine Allah Teala gülerek onlara tecelli edecek, onu takip edecekler -münafık olsun, mümin olsun- onların her birine bir ışık verilecektir. Cehennem köprüsünün üzerinde çengeller ve dikenler vardır. Bunlar Allah'ın dilediklerini tutup alacaklardır. Sonra münafıkların ışıkları sönecektir. Müminler kurtuluşa ereceklerdir. Onların ilk grubu kurtulduğunda onların yüzleri dolunay gibi parlayacaktır. Onların sayısı yetmiş bindir. Hesaba çekilmeden kurtulacaklardır. Onları takip edenler yıldızların ışığı gibidir. Sonra şefaat helal olacak ve şefaat edecekler, Allah'tan başka ilah yoktur diyenler ve kalbinde bir arpa miktarı hayır olanlar cehennemden çıkarılacaklardır. Bunlar cennetin avlusuna konulacak cennetlikler onlara su serpmeye başlayacaklardır. Sonunda bunlar sel kalıntısı toprakta biten ot gibi yeşerecek ve yanıkları gidecektir. Sonra (cehennemden çıkan son kişiye) ne istediği sorulacak ve ona dünya ve on katı kadar (cennet nimeti) verilecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 469, /102
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
5. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
5. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
İman, Ahirete, Sırat köprüsü
İman, Esasları, Allah'a İman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Münafık, Nifak / Münafık
Şefaat, şefaat
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو سَمِعَ جَابِرًا يَقُولُ سَمِعَهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأُذُنِهِ يَقُولُ
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ نَاسًا مِنَ النَّارِ فَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1349, M000470
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو سَمِعَ جَابِرًا يَقُولُ سَمِعَهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأُذُنِهِ يَقُولُ
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ نَاسًا مِنَ النَّارِ فَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr, ona Cabir rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'i (sav) şöyle derken işitmiştir:
"Şüphesiz ki Allah bazı insanları cehennemden çıkarıp cennete koyacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 470, /102
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1334, M000466
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ الأَشْجَعِىُّ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبْجَرَ قَالَ سَمِعْتُ الشَّعْبِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ
"إِنَّ مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - سَأَلَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ عَنْ أَخَسِّ أَهْلِ الْجَنَّةِ مِنْهَا حَظًّا." وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِهِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Ubeydullah el-Eşcaî, ona Abdülmelik b. Ebcer, ona Şa'bî rivayet ettiğine göre Mugîra b. Şube minber üzerine şöyle derken duymuştur:
"Musa (as) Allah Teâlâ'dan cennete girenlerin cennetten en az nasibi olanını sordu." Bunu söyledikten sonra hadisi yukarıdaki gibi rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 466, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Cennet, Dereceleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1330, M000465
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الأَشْعَثِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مُطَرِّفٍ وَابْنِ أَبْجَرَ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ رِوَايَةً إِنْ شَاءَ اللَّهُ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا مُطَرِّفُ بْنُ طَرِيفٍ وَعَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ سَعِيدٍ سَمِعَا الشَّعْبِىَّ يُخْبِرُ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ سَمِعْتُهُ عَلَى الْمِنْبَرِ يَرْفَعُهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. قَالَ وَحَدَّثَنِى بِشْرُ بْنُ الْحَكَمِ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ وَابْنُ أَبْجَرَ سَمِعَا الشَّعْبِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ يُخْبِرُ بِهِ النَّاسَ عَلَى الْمِنْبَرِ قَالَ سُفْيَانُ رَفَعَهُ أَحَدُهُمَا - أُرَاهُ ابْنَ أَبْجَرَ - قَالَ
"سَأَلَ مُوسَى رَبَّهُ مَا أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلَةً قَالَ هُوَ رَجُلٌ يَجِىءُ بَعْدَ مَا أُدْخِلَ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ فَيُقَالُ لَهُ ادْخُلِ الْجَنَّةَ. فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ كَيْفَ وَقَدْ نَزَلَ النَّاسُ مَنَازِلَهُمْ وَأَخَذُوا أَخَذَاتِهِمْ فَيُقَالُ لَهُ أَتَرْضَى أَنْ يَكُونَ لَكَ مِثْلُ مُلْكِ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ رَضِيتُ رَبِّ. فَيَقُولُ لَكَ ذَلِكَ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ. فَقَالَ فِى الْخَامِسَةِ رَضِيتُ رَبِّ. فَيَقُولُ هَذَا لَكَ وَعَشَرَةُ أَمْثَالِهِ وَلَكَ مَا اشْتَهَتْ نَفْسُكَ وَلَذَّتْ عَيْنُكَ. فَيَقُولُ رَضِيتُ رَبِّ. قَالَ رَبِّ فَأَعْلاَهُمْ مَنْزِلَةً قَالَ أُولَئِكَ الَّذِينَ أَرَدْتُ غَرَسْتُ كَرَامَتَهُمْ بِيَدِى وَخَتَمْتُ عَلَيْهَا فَلَمْ تَرَ عَيْنٌ وَلَمْ تَسْمَعْ أُذُنٌ وَلَمْ يَخْطُرْ عَلَى قَلْبِ بَشَرٍ." قَالَ وَمِصْدَاقُهُ فِى كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(فَلاَ تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِىَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ)" الآيَةَ.
Tercemesi:
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Mutarrif ve İbn Ebcer, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube inşallah merfu olarak; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Mutarrif b. Tarif ve Abdülmelik b. Said, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube, minberde iken hadisi Hz. Peygamber'e (sav) izafe ederek; (T)
Bize Bişr b. Hakem, -lafız, ona aittir- ona Süfyan b. Uyeyne, ona Mutarrif ve İbn Ebcer, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube, minberde iken Hz. Peygamber'in -Süfyan, hadisi ikisinden biri merfu olarak nakletti. Zannedersem o, İbn Ebcer'dir dedi- şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Musa, Rabbi'ne; mertebe itibariyle cennette insanların en düşüğü hangisidir? diye sordu. (Allah); cennetliklerin cennete girmesinden sonra gelen adam! Ona, cennete gir! denilir. O, ya Rabbi! İnsanlar yerlerine yerleşmiş ve alacaklarını almışken nasıl (gireyim)? der. Ona, dünya krallarından bir kralın mülkü gibi bir şeye sahip olsan razı olur musun? denilir. O, ya Rabbi! Razı oldum der. Allah; sana bu, onun misli, cabası ve daha da fazlası vardır! buyurur. Beşincisinde ya Rabbi! Razı oldum! der. Allah; O ve onun on katı, canının çektiği ve gözünün görmek istediği ne varsa senindir! buyurur. O, ya Rabbi! Razı oldum! der buyurdu. (Musa), Allah'ım! (Peki) onların mertebe bakımından en yücesi (nasıldır)? dedi. Allah, onlar, hürmetlerini kudretimle dikmek istediğim ve üzerine mühür vurduğum kişilerdir. (Onlar için hazırladığımı) ne bir göz görmüş ne bir kulak işitmiş ne de bir insan aklına (kalp) gelmiştir!" buyurdu.
Bunun doğrulanması, Allah Teâlâ'nın Kitabı'ndaki; "kimse, kendileri için gizlenen göz aydınlığını bilemez" ayetidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 465, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Cennet, Dereceleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
حَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ قُلْتُ لِعَمْرِو بْنِ دِينَارٍ أَسَمِعْتَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ قَوْمًا مِنَ النَّارِ بِالشَّفَاعَةِ." قَالَ نَعَمْ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1352, M000471
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ قُلْتُ لِعَمْرِو بْنِ دِينَارٍ أَسَمِعْتَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ قَوْمًا مِنَ النَّارِ بِالشَّفَاعَةِ." قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Ebu'r-Rabî, ona Hammad b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: Amr b. Dinar'a; sen Cabir b. Abdullah'ı Rasulullah'tan (sav) "şüphesiz ki Allah şefaat sayesinde bir topluluğu cehennemden çıkaracaktır" hadisini duydun mu? diye sordum. Evet diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 471, /102
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Şefaat, Hz. Peygamber'in
Şefaat, şefaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1355, M000472
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ حَدَّثَنَا قَيْسُ بْنُ سُلَيْمٍ الْعَنْبَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَزِيدُ الْفَقِيرُ حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ قَوْمًا يُخْرَجُونَ مِنَ النَّارِ يَحْتَرِقُونَ فِيهَا إِلاَّ دَارَاتِ وُجُوهِهِمْ حَتَّى يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ."
Tercemesi:
Bize Haccâc b. eş-Şâir, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyr, ona Kays b. Süleym el-Anberî, ona Yezid el-Fakir, ona Cabir b. Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Yüz çevreleri hariç olmak üzere cehennemde yanan bazı insanlar oradan çıkıp cennete gireceklerdir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 472, /102
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,