Giriş


    Öneri Formu
147187 BS010404 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, V, 412

Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Mervan b. Muhammed ed-Dımeşkî, ona Said b. Abdülaziz, ona Atiyye b. Kays, ona Kaze'aa, ona Ebu Said el-Hudrî rivayetle şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Rükûdan başını kaldırdıktan sonra şöyle derdi: "Rabbenâ leke’l hamd mil’e’s-semâvâti ve’l-ard, ve mil’e mâ şi’te min şey’in ba’d, ehle’s-senâi ve’l mecd, ehakku mâ kale’l abd, ve küllünâ leke abd. Allahumme lâ mânia lime a’tayt ve lâ mu‘tiye limâ mena‘t ve lâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ced - Rabbimiz, gökler ve yer dolusu kadar, ondan sonra da dilediğin her şeyi dolduracak kadar hamd yalnız sana mahsustur, sen övülmeye ve şanının yüceltilmesine layık olansın, kulun söylediği –ki hepimiz senin kulunuz- en hak söz de budur. Allah'ım, senin verdiğine kimse engel olamaz, vermediğini kimse veremez. Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."


    Öneri Formu
3894 M001071 Müslim, Salât, 205

Bize Nasr b. Abdurrahman el-Kufî, ona Muhâribî, ona Malik b. Miğvel, ona Muhammed b. Sûka, ona Nâfi', ona da İbn Ömer'in haber verdiğine göre, "Rasulullah'ın (sav) bir meclisten kalkmadan önce orada yüz defa şu sözleri söylediği sayılırdı: Allah'ım beni affet. Tövbemi kabul et. Şüphesiz ki sen tövbeleri kabul eden, günahları affedensin." [Tirmizi, bu hadisin İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona da Muhammed b. Sûka tarikiyle mana olarak bir benzerinin aynı isnadla nakledildiğini söylemektedir. Ayrıca Tirmizî, bu hadisin hasen sahih garib olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
20375 T003434 Tirmizi, Daavât, 38

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hâlid b. Velîd'i -sanıyorum- Cezîme oğulları kabilesi üzerine gön­derdi ve onları İslam'a davet etti. Onlar “Müslüman olduk (أَسْلَمْنَا)” kelimesini iyi söyleyemedikleri için (Müslüman olduklarını ifade etmek üzere, şirki kast ederek) “biz dinden çıktık, biz dinden çıktık (صَبَأْنَا صَبَأْنَا)” demeye başladılar. Ancak Hâlid (dediklerini anlamadığı için) bunlardan bir kısmını öldürmeğe, bir kısmını da esir etmeye başladı ve her birimize esirini verdi. Ertesi sabah olunca bize esirlerimizi öldürmemizi emretti. İbn Ömer der ki: Bunun üzerine ben “Vallahi ben ve arkadaşlarımdan hiçbiri esirini öldürmeyecek” dedim. Hz. Peygamber'e (sav) gelip Halid'in yaptığını anlattılar. Hz. Peygamber ellerini kaldırıp iki defa "Allah'ım, ben Halid b. Velîd'in işlediği bu cürümden beri olduğumu sana bildiriyorum" buyurdu.


    Öneri Formu
57042 HM006382 İbn Hanbel, II, 151


    Öneri Formu
21351 T003604 Tirmizi, Daavât, 132


    Öneri Formu
20209 T003393 Tirmizi, Daavât, 15


    Öneri Formu
39292 HM000327 İbn Hanbel, I, 46


    Öneri Formu
41104 HM004569 İbn Hanbel, II, 11


    Öneri Formu
48245 HM005763 İbn Hanbel, II, 101


    Öneri Formu
48863 HM008039 İbn Hanbel, II, 306