1638 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona İshak b. Abdullah, ona Said b. Yesar, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Fakirlikten, azlıktan, zilletten sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım."
Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb, ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ümmetimden yetmiş bin kişilik bir zümre yüzleri dolunay gibi parlar halde cennete girecektir' buyurdu. Ebu Hureyre der ki: Ukkaşe b. Mıhsan el-Esedî kalkıp sırtındaki kaplan postunu kaldırdı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Dua buyurun da ben de onlardan olayım' dedi. Rasulullah (sav) 'Allah'ım Ukkâşe'yi onlardan kıl' diye dua etti. Sonra Ensar'dan bir adam kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Dua buyurun, ben de onlardan olayım' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ukkaşe seni geçti' buyurdu."
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Velid b. Müslim, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Ebu Zer, Ya Rasulallah! Mal sahibi zenginler sevapları alıp götürdüler! Namaz kıldığımız gibi namaz kılıyor, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Ayrıca fazladan malları var, onunla sadaka veriyorlar. Bizimse sadaka olarak verebileceğimiz bir malımız yok! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Ey Ebu Zer! Sana bazı kelimeler öğretmemi istemez misin? Onlarla (sevapta) seni geçenlere yetişir, senden geri kalanlar da ancak bunları söyleyerek sana yetişebilirler" buyurdu. Ebu Zer, bilakis isterim, Ya Rasulallah! diye cevap verdi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her (farz) namazın ardından otuz üç kez Allahu ekber, otuz üç kez elhamdülillah, otuz üç kez sübhanellah de ve bu tesbihatı lâ ilâhe illellâhu vahdehü lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr (Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Hükümranlık sadece ona aittir. Bütün övgüler sadece ona aittir. Onun her şeye gücü yeter.) diye bitir. Böyle diyen kişinin günahları, denizdeki köpük kadar dahi olsa günahları bağışlanır."
Bize Ebu Said [Abdullah b. Said] Eşecc, ona Ebu Üsame (Hammâd b. Üsâme), ona A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona Umâre b. Ka'kâ ed-Dabbî, ona Ebu Zur'a b. Amr el-Becelî, ona da Ebû Hureyre'nin bu isnadla aktardığına göre şöyle buyurmuştur: "Hz. Peygamber (bir önceki rivayette 'Allahım! Âli Muhammed'in rızkını yetecek kadar ver' duasında kût kelimesi yerine) "kefâf" kelimesini kullanmıştır."
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M007441.
Bize Yahya b. Said, ona Mis'ar, ona Ebu Adebbes, ona bir adam -sanırım Ebu Halef, ona Ebu Merzuk, ona da Ebu Ümame şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), çıkıp yanımıza geldi. Onu görünce ayağa kalktık. Bunun üzerine 'Beni gördüğünüzde Acemlerin (İranlıların) tazim için yaptığı gibi ayağa kalkmayınız' buyurdu. Ravi der ki: Rasulullah'ın (sav) bize dua etmesini arzular gibiydik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle dua etti:" "Allahım! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Bizden razı ol! Amellerimizi kabul eyle! Bizleri cennetine koy! Cehennemden koru! Bütün halimizi düzgün eyle!"
Açıklama: Hadis oldukça zayıftır. İsnad ferd-i mutlaktır (garip). Kaynaklardaki isnadları arasında çelişkiler (ızdırap) vardır (İsnadlardaki karmaşa için bk. Darekutni, el-İlelü'l-varide, XII, 268 vd.). Bazı isnadlarda Mis'ar ile Ebü'l-Adebbes arasında Ebü'l-Anbes yer almakta, aynı isnadlarda Ebu Merzuk'un hocası Ebu Galib olarak görülmektedir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVI, 515; Ebu Davud, Sünen, VII, 516). İsnadda yer alan ve ismi bilinmeyen Ebu Merzuk hakkında (bir başka isnadda hocası konumundaki Ebu Galib ile birlikte) "Güvenilir ravilerin hadislerine aykırı hadis naklederken sika ravilerce desteklenmeyip ferd kaldıkları için hadisleri delil olmaz" (İbn Hibban, Mecruhin, III, 159), "Zayıftır (leyyin" ve "İsmi bilinmemektedir" (İbn Hacer, Takribü't-Tehzib, s. 672) denilmiştir. Ravilerden Ebü'l-Adebbes'in adı Tübey' b. Süleyman'dır. (İbn Ebi Hatim, el-Cerh ve't-ta'dil, II, 447). "Tanınmayan bir ravi" olarak nitelenmiştir (Zehebi, el-Muğni fi'd-duafa, s. 118). Ebu'l-Adebbes Meni b. Süleyman el-Esedi olduğu da söylenmiştir (İbn Hibban, Sikat, VI, 177). Kaynaklarda ilk görüş daha fazla yer almaktadır. Ebu'l-Adebbes'in hocası hakkında şüphe edilmiş ve zanna dayanılarak Ebu Halef adı verilmiştir. Bu da hadisin zaafiyetine sebep olmaktadır.
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Sabit, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver! Ve bizi cehennem azabından koru!"
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail -yani İbn Uleyye-, ona Abdülaziz'in -bu zat İbn Suheyb'dir- rivayet ettiğine göre Katade, Enes'e; Nebi (sav) çoğunlukla hangi duayı okurdu diye sordu. Enes; Nebi (sav) çoğunlukla yaptığı duada şöyle derdi: "Allah'ım! Bize dünyada iyilik, ahirette de iyilik ver. Ve bizi cehennem azabından koru!" Ravi dedi ki: Enes, bir istek duasında bulunmak murat ederse bu duayı okur, herhangi bir dua yapmak isterse, o hususta bununla dua ederdi.