Giriş

Bize Ebu Ammâr, ona Vekî, ona A'meş, ona Umâre b. Ka'kâ, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah’ım! Muhammed ailesinin rızkını yetecek kadar kıl." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
12884 T002361 Tirmizi, Zühd, 38

Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd (b. Seleme), ona Sâbit (el-Bünânî), ona Ali b. Zeyd ve Said el-Cüreyrî, onlara da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el-Eş'arî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) bir yolculukta beraberdim. Medine'ye yaklaşınca, insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ey insanlar! Siz işitmeyen ve olmayan birine dua etmiyorsunuz ki. Şüphesiz dua ettiğiniz Allah (cc), sizinle develerinizin boyunları arasındadır (size o kadar yakındır)' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Musa! Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi öğreteyim mi?' dedi. 'O nedir?' diye sorduğumda, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (zikridir)' buyurdu."


    Öneri Formu
10386 D001526 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 26

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) gecelediği zaman şöyle dua ederdi: "Geceledik. Bütün mülk de Allah’ın olarak geceye ulaştı. Hamd, Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur." [Hasan şöyle dedi: Zübeyd bana rivayet ettiğine göre o bu hadiste şunu ezberlemiş] "Mülk onundur. Hamd onundur. O her şeye kadirdir. Allah’ım senden bu gecenin hayrını dilerim. Bu gecenin şerrinden sana sığınırım. Ondan sonrakilerin şerrinden de sana sığınırım. Allah’ım tembellikten ve kibrin kötülüğünden sana sığınırım. Allah’ım Cehennem’deki ve kabirdeki azaptan sana sığınırım."


    Öneri Formu
12934 M006907 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 74

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) gecelediği zaman şöyle dua ederdi: "Geceledik. Bütün mülk de Allah’ın olarak geceye ulaştı. Hamd, Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur." [Abdullah “Sanırım Hz. Peygamber (sav) bu sözlere şunları da ekledi” dedi.] "Mülk onundur. Hamd onundur. O her şeye kadirdir. Allah’ım senden bu gecenin hayrını dilerim. Bu gecenin şerrinden sana sığınırım. Ondan sonrakilerin şerrinden de sana sığınırım. Allah’ım tembellikten ve kibrin kötülüğünden sana sığınırım. Allah’ım Cehennem’deki ve kabirdeki azaptan sana sığınırım." Sabaha ulaşınca da "Sabaha erdik, mülk te Allah’ıın olarak sabaha erdi..." diye dua ederdi.


    Öneri Formu
12936 M006908 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 75

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Allah Rasulü (sav) gecelediği zaman şöyle derdi: "Geceledik ve bütün mülk de Allah’a ait olarak geceye ulaştı. Hamd, kendisinden başka ilah olmayan Allah’a mahsustur. O tektir, ortağı yoktur. Allah’ım! Bu gecenin ve gece içinde bulunanların hayrını Senden isterim. Gecenin ve içinde bulunan şeylerin şerrinden de Sana sığınırım. Allah’ım! Tembellikten, kocamışlığın düşkünlüğünden, yaşlılığın sıkıntılarından, dünyanın fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım." [Hasan b. Ubeydullah der ki: Zübeyd, İbrahim b. Süveyd’den, o Abdurrahman b. Yezîd’den, o Abdullah’tan merfû olarak Allah Rasulü’nün (sav) şöyle buyurduğunu ilave etti: "Allah’tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’nadır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir."]


    Öneri Formu
12937 M006909 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 76

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Hasan b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Allah Rasulü (sav) gecelediği zaman şöyle derdi: "Geceledik ve bütün mülk de Allah’a ait olarak geceye ulaştı. Hamd, kendisinden başka ilah olmayan Allah’a mahsustur. O tektir, ortağı yoktur. Allah’ım! Bu gecenin ve gece içinde bulunanların hayrını Senden isterim. Gecenin ve içinde bulunan şeylerin şerrinden de Sana sığınırım. Allah’ım! Tembellikten, kocamışlığın düşkünlüğünden, yaşlılığın sıkıntılarından, dünyanın fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım." [Hasan b. Ubeydullah der ki: Zübeyd, İbrahim b. Süveyd’den, o Abdurrahman b. Yezîd’den, o Abdullah’tan merfû olarak Allah Rasulü’nün (sav) şöyle buyurduğunu ilave etti: "Allah’tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’nadır. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir."]


    Öneri Formu
271171 M006909-2 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 76

Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).


    Öneri Formu
7808 D000969 Ebu Davud, Salat, 177, 178

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdülmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Şu'be, ona A'meş ve Mansur, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ûd’a bir adam gelerek “bir kıssacı, bir dumanın çıkacağını, kafirlerin kulaklarını tıkayacağını, müminleri ise nezle edeceğini söylüyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah öfkelendi. Yaslanmış iken doğrulup şöyle dedi: Sizden herhangi birinize bir şey sorulduğu zaman biliyorsa söylesin, -Mansur: “haber versin” demiştir.- Bilmediği bir şey sorulduğunda ise “Allah en iyisini bilir” desin. Çünkü kişinin, kendisine bilmediği bir şey sorulduğunda, “Allah bilir” demesi de ilimdendir. Yüce Allah, Peygamberine "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyur­muştur. Rasulullah (sav), Kureyş’in isyanda devam ettiğini görünce "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları her şeyi kasıp kavuran öyle bir kıtlık yakaladı ki insanlar leş ve deri -bir rivayete göre ise kemik- yemek mecburiyetinde kaldılar. Hatta insanlar yerden duman şeklinde bir şey çıktığını (görür gibi olmaya) başladı. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Rasulullah'a (sav) gelerek, “kavmim topluca kırılıp yok olacaktır. Onlar için Allah’a dua et” dedi. Yüce Allah'ın "Öyleyse sen, göğün âşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır." (Duhân, 10-11) sözü işte bunu anlatır. Mansur rivayetinde der ki: İşte "Rabbimiz, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" (Duhan, 12) ayeti bu hadiseye işaret eder. (Eğer azap) ahiret azabı (olsaydı) hiç kaldırılır mıydı?. Batşe (şiddetli darbe), Lizâm (duman) hadiseleri bu dünyada gerçekleşmiştir. (bunların dışında meydana gelen gaybî haberlerden) biri “Rumların İranlıları yenmesi”, diğeri de “ayın yarılması” olayıdır. Tirmizî der ki: “Lizam” Bedir günü meydana gelen mağlubiyettir. Tirmizi der ki: bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19237 T003254 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 44

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdülmelik b. İbrahim el-Cüddî, ona Şu'be, ona A'meş ve Mansur, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah b. Mes’ûd’a bir adam gelerek “bir kıssacı, bir dumanın çıkacağını, kafirlerin kulaklarını tıkayacağını, müminleri ise nezle edeceğini söylüyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah öfkelendi. Yaslanmış iken doğrulup şöyle dedi: Sizden herhangi birinize bir şey sorulduğu zaman biliyorsa söylesin, -Mansur: “haber versin” demiştir.- Bilmediği bir şey sorulduğunda ise “Allah en iyisini bilir” desin. Çünkü kişinin, kendisine bilmediği bir şey sorulduğunda, “Allah bilir” demesi de ilimdendir. Yüce Allah, Peygamberine "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyur­muştur. Rasulullah (sav), Kureyş’in isyanda devam ettiğini görünce "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları her şeyi kasıp kavuran öyle bir kıtlık yakaladı ki insanlar leş ve deri -bir rivayete göre ise kemik- yemek mecburiyetinde kaldılar. Hatta insanlar yerden duman şeklinde bir şey çıktığını (görür gibi olmaya) başladı. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Rasulullah'a (sav) gelerek, “kavmim topluca kırılıp yok olacaktır. Onlar için Allah’a dua et” dedi. Yüce Allah'ın "Öyleyse sen, göğün âşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır." (Duhân, 10-11) sözü işte bunu anlatır. Mansur rivayetinde der ki: İşte "Rabbimiz, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" (Duhan, 12) ayeti bu hadiseye işaret eder. (Eğer azap) ahiret azabı (olsaydı) hiç kaldırılır mıydı?. Batşe (şiddetli darbe), Lizâm (duman) hadiseleri bu dünyada gerçekleşmiştir. (bunların dışında meydana gelen gaybî haberlerden) biri “Rumların İranlıları yenmesi”, diğeri de “ayın yarılması” olayıdır. Tirmizî der ki: “Lizam” Bedir günü meydana gelen mağlubiyettir. Tirmizi der ki: bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
288694 T003254-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 44


    Öneri Formu
7438 M006297 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 87