402 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Abdurrahman el-Mahzûmî, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in huzuruna girip 'es-Sâmu aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Rasulullah da 'Aleyküm (Sizin üzerine olsun)' diye karşılık verdi. Hz. Aişe şöyle demiştir: Ben de (onlara) 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Asıl ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ey Aişe, Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever" buyurdu. Hz. Aişe Ben: "Ey Allah'ın Elçisi, Onların ne dediğini duymadın mı? deyince. Allah Rasulü (sav): 'Ben de (onlara) 'Aleyküm (sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu. [Bu konuda Ebu Basra el-Gıfârî, İbn Ömer, Enes ve Ebu Abdurrahman el-Cühenî'den nakledilen rivayetler de vardır. Ebu İsa: 'Hz. Aişe'nin hadisi hasen sahihtir' demiştir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِى الأَمْرِ كُلِّهِ
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girdi ve (selam yerine) 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi. Ben, onların ne dediklerini anladım ve hemen; 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de!' dedim. Rasûlullah (sav); "Sakin ol ey Âişe. Allah tüm işlerde yumuşaklığı sever" buyurdu. Ben, 'Ne dediklerini duymadınız mı?' deyince, Rasulullah (sav); 'Ben de onlara, 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِى الأَمْرِ كُلِّهِ
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmek için izin istedi. İçeri girdiklerinde; 'es-Sâmu aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Ben de; 'Bilakis, ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de' dedim. Rasûlullah (sav); "Ey Âişe! Şüphe yok ki Allah yumuşaktır, her işte yumuşaklığı sever" buyurdu. Ben; 'Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince, "Ben de onlara 'Ve aleyküm' (Sizin üzerinize de olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinad bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Yahudiler size selam verdiğinde onlardan biri; 'es-Sâmu aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' der. Sen de onlara (karşılık olarak), 'Aleyke (Senin üzerine olsun)' de." [Tirmizî: 'Bu hadis, hasen-sahîhtir.' demiştir.]
Bize Muhammed b. Selâm, ona Abdülvehhâb, ona Eyyûb, ona Abdullah b. Müleyke, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi ve 'es-Sâmu aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Hz. Aişe (onlara karşılık olarak): 'Aleyküm (Asıl sizin üzerinize olsun), Allah'ın laneti sizin üzerinize olsun; gazabı da' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Sana yaraşan yumuşak davranmaktır. Sertlikten ve çirkin işlerden sakın." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): "Peki, sen benim onlara karşılık verirken ne dediğimi işitmedin mi? Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez." buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudiler size selam verdikleri zaman onlardan biri 'es-Sâmü aleyke' (Ölüm üzerine olsun) der. (Karşılık olarak) Sen de onları 've aleyke' (Senin üzerine olsun) de."
Bize Abd b. Humeyd, ona Yunus, ona Şeybân, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: Bir Yahudi, Peygamber (sav) ve ashabının yanından geçti ve 'es-sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Orada bulunanlar (selam zanederek) karşılık verdiler. Hz. Peygamber (sav) 'Bu adamın ne dediğini biliyor musunuz?' diye sordu. 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir. Adam selam verdi, ey Allah’ın Nebisi' dediler. Rasûlullah (sav) 'Hayır (selam vermedi); onun yerine şöyle, şöyle dedi. Onu bana getirin' buyurdu. Onu, huzura geri getirdiler. Hz. Peygamber (sav) (ona) 'es-sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedin değil mi?' diye sordu. (Yahudi) Adam 'evet' cevabını verdi. Bunun üzerine Allah’ın Nebisi (sav): "Ehli kitaptan biri size selam verdiğinde siz de ona (karşılık olarak) 'Aleyke (Senin üzerine olsun' deyin." buyurdu. [(Bir diğer rivayette) Hz. Peygamber (sav) 'Aleyke ma kulte (Söylediğin senin üzerinize olsun)' buyurdu (şeklinde nakledilmiştir. (Ravilerden biri hadisi naklettikten sonra) “Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar” (Mücadele, 58/8) ayetini okudu. Ebû İsa (et-Tirmizî): 'Bu hadis, hasen-sahîhtir' demiştir.]
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Yahudiler Peygamber'e (sav) 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' diyerek selam vermişlerdi. Âişe onların bu sözünü anladı ve: 'Ölüm sizin üzerinize olsun lanet de!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe! Şüphesiz Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Âişe, 'Ey Allah'ın Nebisi, onların ne dediğini duymadınız mı?' deyince, Rasulullah (sav): 'Sen de benim onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dediğimi duymadın mı?' karşılığını verdi.
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona da Hişâm b. Zeyd b. Enes b. Mâlik, Enes b. Mâlik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün bir Yahudi Resûlullah'ın (sav) yanından geçerken 'es-Sâmü aleyke' (Ölüm üzerine olsun) dedi. Rasulullah (sav) da: 'Ve aleyke' (Senin üzerine de olsun)' diye karşılık verdi. Sonra Rasûlullah (sav) yanındakilere; 'Adamın ne söylediğini anladınız mı? 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi' buyurdu. Bunun üzerine sahâbiler; 'Ey Allah'ın Rasulü, onu öldürmeyelim mi?' diye sordular. Rasulullah (sav), "Hayır. Ehl-i Kitâb size selâm verdiği zaman onlara: 'Ve aleyküm' (Sizin üzerinize olsun) deyin" buyurdu.