Giriş

Bize Nadr b. Şumeyl, ona Behz b. Hakîm, ona babası (Hakim b. Muaviye), ona da dedesi (Muaviye b. Hayde) rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kullarından biri vardı ve o Allah için hiçbir ibadet yapmazdı. Adam ömrünün bir kısmını geçirip geriye az bir kısmı kalınca anladı ki, Allah için hiçbir iyilik biriktirmemiş. Hemen çocuklarını çağırdı ve onlara 'Beni nasıl bir baba biliyorsunuz?' diye sordu. Onlar da 'Ey babamız, seni babaların hayırlısı olarak biliyoruz' dediler. Adam onlara 'Öyleyse, ya benim dediğimi yaparsınız, ya da bana ait ne malım varsa tamamını hepinizden çekip alırım' dedi. Böylece adam onlardan söz aldı ve Allah adına yemin ederek onlara 'İyi dinleyin. Öldüğüm zaman beni alıp ateşte yakın. Kömür haline geldiğimde beni kemiklerimi ufalayın, sonra da rüzgâra savurun' dedi. Muhammed'in Rabbine yemin olsun ki, adam ölünce çocukları, babalarının vasiyetini yerine getirdiler. Sonra adam, eskisinden daha güzel hâle getirilip Rabbinin huzuruna çıkarıldı. Cenâb-ı Hak ona 'Kendini ateşte yaktırmaya sevk eden sebep ne idi?' diye sordu. Adam 'Senin korkun, ya Rabbi' dedi. Yüce Allah da 'Ben de senin, Allah korkusundan onları söylediğini anladım' buyurdu ve adamın tövbesini kabul etti." [Ebu Muhammed (ed-Dârimî) der ki: Metinde geçen " يَبْتَئِرُ” kelimesi, "biriktiriyor, saklıyor" anlamına gelmektedir.]


    Öneri Formu
46997 DM002855 Darimi, Rikak, 92

Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.


    Öneri Formu
53844 KK2/279 Bakara, 2, 279

O, kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.


    Öneri Formu
57569 KK42/25 Şûrâ, 42, 25

Bize Ubeyd b. Esbât b. Muhammed el-Kuraşî, ona babası (Esbât b. Muhammed), ona el-A‘meş, ona Abdullah b. Abdullah er-Razî, ona da Talha b. Ömer’in azatlısı Sa‘d şöyle demiştir: Nebi’yi (sav) bir hadisi zikrederken dinledim, eğer ben onu bir ya da iki defa –yedi defa sayıncaya kadar devam etti- dinlememiş olsaydım (bu hadisi rivayet etmezdim). Fakat ben bu hadisi bundan daha fazla sayıda dinledim. Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: "el-Kifl İsrail oğullarından birisi idi. İşlediği hiçbir günahtan çekinmezdi. Ona bir kadın geldi, onunla beraber olma karşılığında ona altmış dinar verdi. Bir erkeğin hanımı ile beraber olmak için oturduğu şekilde, o kadının yanına oturunca kadın titredi ve ağladı. El-Kifl 'Neden ağlıyorsun, ben seni zorladım mı?' dedi. Kadın 'Hayır, fakat bu şimdiye kadar hiç yapmadığım bir iştir, beni bu işi yapmaya iten de muhtaçlıktan başkası değildir' dedi. el-Kifl 'Sen bu işi daha önce yapmadığın halde mi yapacaktın? Haydi, git, o para da senin olsun' dedi. Ayrıca 'Hayır, Allah’a yemin ederim, artık bundan sonra ebediyen Allah’a isyan etmeyeceğim' diye ekledi. Aynı gece vefat etti, sabah olunca kapısının üzerinde 'Şüphesiz Allah el-Kifl’in günahlarını bağışladı' ibaresi yazılı idi." [Ebu İsa der ki: Bu, hasen bir hadistir. Bu hadisi Şeybân ve daha başkaları da el-A‘meş’den buna yakın olarak zikretmiş ve onu Hz. Peygamber'in (sav) sözü (merfu) olarak rivayet etmişlerdir. Kimisi de bu hadisi el-A‘meş’den rivayet etmiş ama Hz. Peygamber'den (sav) (merfu olarak) rivayet etmemiştir.] [Ebu Bekr b. Ayyaş da bu hadisi el-A‘meş’den rivayet etmekle birlikte rivayetinde hata etmiş ve “Abdullah b. Abdullah’a Saîd b. Cübeyr, ona İbn Ömer rivayet etmiştir” demiştir. Hâlbuki bu mahfuz bir rivayet değildir. Abdullah b. Abdullah er-Razî ise Kûfeli birisidir. Onun büyük annesi Ali b. Ebu Talib’in bir cariyesi idi. Abdullah b. Abdullah er-Razî’den Ubeyde ed-Dabbî, el-Haccac b. Ertâ ve büyük ilim ehlinden daha başkaları rivayet almışlardır.]


    Öneri Formu
14379 T002496 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 48

Bize İsmail b. Mesud, ona Halid, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Kilabe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Cüheyne'li bir kadın Rasulullah'a (sav) gelerek 'ben zina yaptım' dedi. Kadın hamileydi. Rasulullah (sav) onu velisine teslim etti ve 'Bu kadına güzel muamele et, çocuğu doğum yaptıktan sonra kadını getir' dedi. Kadın doğum yapınca Rasulullah'a (sav) getirildi. Rasulullah (sav) recm sırasında elbisesinin (açılmaması için) üzerine bağlanmasını emretti, sonra da kadın recm edildi. Recm bitince de kadının cenaze namazını kıldı. Bunun üzerine Ömer 'Zina yaptığı halde bu kadının cenaze namazını mı kılıyorsun?' deyince, Rasulullah (sav) 'O kadın öyle bir tövbe etti ki (bu tövbesi) eğer yetmiş Medineli'ye paylaştırılsaydı hepsine yeterdi. Sen, Allah yolunda canını feda etmekten daha üstün bir tevbe biliyor musun?' buyurdu."


    Öneri Formu
18954 N001959 Nesai, Cenâiz, 64

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona da gözleri görmediği zaman Ka'b b. Malik'in mihmandarı olan Abdullah b. Ka'b b. Mâlik şöyle demiştir: Tebuk gazasında Rasulullah'tan (sav), geri kaldığı zamanı anlatırken Ka'b b. Mâlik'i işittim şöyle dedi: Rasulullah (sav) Müslümanlara bizimle konuşmalarını yasakladı. Bu şekilde elli gün bekledik, sonra Rasulullah (sav) Allah'ın tövbemizi kabul ettiğini bize bildirdi.


    Öneri Formu
28786 B007225 Buhari, Ahkâm, 53

Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Cüheyne kabilesinden bir kadın Rasulullah'ın (sav) huzuruna çıkıp zina yaptığını itiraf etti ve 'ben hamileyim' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının yakınlarını çağırarak onlara 'Bu kadına iyi davranınız. Doğum yapınca da bana haber veriniz' buyurdu. Sonra durum kendisine haber verilince kadının elbisesi cezalandırılma esnasında açılmaması için güzelce bağlandı, sonra recm edilmesi emredildi ve recm edildi. Ardından Hz. Peygamber (sav) kadına cenaze namazı kıldı. Ömer b. Hattab 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu recm ettin sonrada cenaze namazını kıldın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle 'O kadın öyle bir tövbe etti ki onun bu tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye dağıtılsa hepsine yeterdi. Sen bu kadının canını feda etmesinden daha üstün bir şey var mı sanıyorsun?' buyurdu." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]


    Öneri Formu
19146 T001435 Tirmizi, Hudud, 9

Bize Abdân, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Mansur, ona da Saîd b. Cubeyr şöyle demiştir: Abdurrahman b. Ebzâ bana, şu iki ayeti İbn Abbâs'tan sormamı emretti: "Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir" (Nisa, 93) ve "Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen kimselerdir" (Furkan, 68) Ben de sordum İbn Abbas “Bu ayetin (Nisa, 93) hükmünü hiçbir şey kaldırmadı Furkan, 68 ise Müşrikler hakkında indi” dedi.


    Öneri Formu
32710 B004766 Buhari, Tefsir, (Furkân) 4

Bize Hişam b. Ammar, ona Said b. Yahya, ona Hammad b. Seleme, ona İshak b. Ebu Talha, ona Ebu Zer azatlısı Ebu Münzir, ona da Ebu Ümeyye şöyle rivayet etmiştir: "Bir hırsız, Rasulullah'ın (sav) huzuruna getirildi. Hırsız suçunu açıkça kabul etti, ama çalınan eşya onun yanında bulunamadı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Senin çaldığını zannetmiyorum' buyurdu. Hırsız 'yok ben çaldım' dedi. Sonra Rasulullah (sav) tekrar 'Senin çaldığını sanmıyorum' buyurdu. Hırsız 'çaldım' dedi. Bunun üzerine Rasulullah'ın (sav) emretti, onun eli kesildi. Sonra Peygamber (sav) hırsıza hitaben 'Estağfirullah ve etûbu ileyh (Allah’tan bağışlanma dilerim ve O’na tövbe ederim), diyerek tevbe et' buyurdu. Hırsız 'Estağfirullah ve etûbu ileyh' (Allah’tan bağışlanma dilerim ve O’na tövbe ederim)' dedi. Resûl-i Ekrem (sav) de iki kez 'Allah'ım onun tövbesini kabul eyle' diye dua etti."


    Öneri Formu
27397 İM002597 İbn Mâce, Hudûd, 29

Bize Düheym Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımaşkî, ona Saîd b. Mesleme, ona İsmail b. Ümeyye, ona ez-Zührî, ona Abdurrahman b. Ebu Lübâbe, ona da Ebu Lübâbe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) kendisinden hoşnut olup affedince Ebu Lübâbe 'Ey Allah'ın Rasulü! Bulunduğum memleketi terk edip senin yanına yerleşmem ve Allah'a ve Rasulüne sadaka olarak bırakmak üzere bütün mal varlığımdan el çekmem, tövbemin gereğidir' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Üçte birini vermen yeterlidir' buyurdu."


    Öneri Formu
41543 DM001699 Darimi, Zekat, 25