386 Kayıt Bulundu.
İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Bize Said b. Amir, ona Avf, ona da Zürare b. Evfa, Abdullah b. Selam'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasûlullah (sav) Medine'ye geldiğinde -ki insanlar onun gelişini yüksek bir yerden gözetliyorlardı-, "Rasûlullah (sav) geldi" (diye) seslendiler." (Abdullah b. Sellam devamla şöyle) dedi; "(karşılamaya) çıkanlar arasında ben de çıktım. Yüzünü gördüğümde bu yüzün bir yalancı yüzü olmadığını anladım. (Ondan) İşittiğim ilk sözler şunlar oldu: "Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, sıla-i rahim yapın ve insanlar uyurken namaz kılın ki emân içerisinde cennete girin."
Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Bize Said b. Âmir, ona Avf, ona Zürâre b. Evfâ, ona Abdullah b. Selâm şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Medine'ye vardığında -ki halk onun gelişini gözlemeye çıkmıştı- : "Allah'ın elçisi geldi, Allah'ın elçisi geldi." dediler. (Onu karşılamak için) çıkanlarla birlikte ben de çıkmıştım. Onun yüzünü görünce bu yüzün yalancı yüzü olmadığını anladım. Ondan ilk işittiğim söz şuydu: "Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla sıla-i rahim yapınız, insanlar uyurken namaz kılınız ki selametle Cennete giresiniz."