Giriş

Bize Abbas b. Abdulazim, ona Yezid b. Harun, ona Şerik, ona Asım b. Ubeydullah, ona da Abdullah b. Amir b. Rebîa'nın rivayet ettiğine göer babası (Âmir b. Rebia) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) namaz kıldırırken arkasında bulunan Ensardan bir genç hapşırdı ve Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâraken fîh hattâ yerzâ Rabbünâ ve ba'de mâ yerzâ min emri'd-dünyâ ve’l-âhira/dünya ve ahiret işlerimden razı oluncaya dek ve razı olduktan sonra da en çok, en güzel ve en bereketli hamdi Allah'a ederim, dedi. Rasulullah (sav) namazını bitirince "o sözleri söyleyen kimdi?" diye sordu. Genç hiçbir şey demedi. Sonra Rasulullah (sav) "bu sözleri kim söyledi? (Endişe etmesin) kötü bir şey söylemedi," dedi. Bunun üzerine genç ben söyledim Ey Allah'ın (cc) Rasulü! Arzum hayırdan başka bir şey değildi, dedi. Rasulullah (sav) "söylediklerin Rahman Tebâreke ve Teala’nın arşına ulaşana kadar durmadı," buyurdu.


Açıklama: Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi Da'ifu'l hadis olmakla diğer ravi Şerik b. Abdullah el-Kadı, Saduk, seyyiü'l-hıfz, çok hata etmekle tenkid edilmektedir.

    Öneri Formu
6277 D000774 Ebu Davud, Salat, 118, 119

Bize Kuteybe, ona Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifâ'a b. Râfi' ez-Zürakî, ona babasının amcası Muaz b. Rifâ'a, ona da babası (Rifâ'a b. Râfi') şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılıyordum. Bir ara aksırdım ve "el-Hamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, mübâreken aleyhi kemâ yühibbü rabbünâ ve yerdâ" (Rabbimizin razı ve hoşnut olacağı gibi, çokça, gönülden, onu tenzih ederek, onu mübarek sayarak hamdolsun!) dedim. Hz. Peygamber (sav), namazını bitirince döndü ve 'namazda konuşan kimdi?' buyurdu. (Ancak) kimse cevap vermedi . Nebî (sav), ikinci defa 'namazda konuşan kimdi?' buyurdu. (Yine) kimse cevap vermedi. Rasulullah (sav) üçüncü kez 'namazda konuşan kimdi?' buyurunca 'Bendim yâ Rasulullah' dedim. Hz. Peygamber (sav), 'nasıl demiştin, tekrarla bakayım?' buyurdu. Bunun üzerine 'el-Hamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, mübâraken aleyhi kemâ yühibbü rabbünâ ve yerdâ' dedim. Rasulullah (sav) da, 'canımı yed-i kudretinde tutan (Allah'a) yemin olsun ki, otuz küsur melek, bu sözü Allah katına hangisi önce taşıyacak diye yarıştı' buyurdu. Bu konuda Enes, Vâil b. Hucr ve Âmir b. Rabî'a'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Rifâ'a hadisi, hasen bir hadistir. Bir kısım ilim ehli nezdinde bu hadis(in gereğince amel etmek), nafile namazlarda söz konusu olsa gerektir. Zira tâbiînden pek çok kimsenin görüşüne göre kişi farz namazda aksırdığında sadece içinden Allah'a hamdeder. Onlar, bundan daha fazlasını caiz görmemişlerdir.


Açıklama: Rifa'a b. Yahya rivayetlerinde saduk ve hasenul-hadistir.

    Öneri Formu
12206 T000404 Tirmizi, Salat, 179

Bana Kuteybe b. Said (ve bir benzerini Said b. Abdülcebbar), Kuteybe'ye Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifa'a b. Rafi', ona babasının amcası Muaz b. Rifa'a b. Rafi', ona da babası (Rifa'a b. Rafi') şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kıldım. Derken Rifa'a (yani ben) hapşırdı(m) -Kuteybe rivayette Rifa'a dememiştir- (Rifa'a devamla dedi ki:) Sonra da Elhamdülillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübâreken aleyh, kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ/En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah'a mahsustur, diye dua ettim. Rasulullah (sav) namazını bitirince bize döndü ve "namazda konuşan kimdi?" diye sordu. [Ravi devamında, bu hadisi Malik'in naklettiği rivayete benzer biçimde, ancak ondan daha eksiksiz bir şekilde zikretti.]


    Öneri Formu
6276 D000773 Ebu Davud, Salat, 118, 119

Bize Muhammed b. Yunus en-Nesai, ona Abdülmelik b. Amr, ona Füleyh, ona Hilal b. Ali, ona da Ata b. Yesar'ın naklettiğine göre Muaviye b. Hakem es-Sülemi şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğim zaman bana dini meselelere dair birçok husus öğretildi. Öğretilenlerden biri de O'nun şu sözüydü: "Hapşırdığın vakit Elhamdülillah/Hamd Allah'a (cc) mahsustur de. Bir kimse hapşırır da Allah'a hamd ederse (Elhamdülillah derse) sen; yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın de." Bir gün Rasulullah (sav) ile namaz kılıyorduk. Derken bir adam hapşırdı ve elhamdülillah dedi. Ben de yüksek sesle yerhamükallah! deyiverdim. Bunun üzerine insanlar gözlerini bana öyle bir diktiler ki bu beni sinirlendirdi. Ben nedir bu haliniz, niye bana öyle dik dik bakıyorsunuz? dedim. Bunun üzerine sübhanallah! dediler. Rasulullah (sav) namazını bitirince "kimdi o konuşan?" diye sordu. Şu bedevi konuştu dediler. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve bana "namaz; Kur'an kıraati ile Aziz ve Celil olan Allah'ı zikir içindir. Sen de namazda olduğun zaman meşguliyetin bunlar olsun," buyurdu. Doğrusu Rasulullah'tan (sav) daha şefkatli bir muallim görmedim.


    Öneri Formu
7630 D000931 Ebu Davud, Salat, 166, 167

Bize Kuteybe, ona Rifâa b. Yahya b. Abdullah b. Rifâa b. Râfi', ona babasının amcası Muaz b. Rifâa b. Râfi', ona da babası (Rifâa b. Râfi') şöyle demiştir: "Birgün Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılarken aksırdım. Sonra da "Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübareken aleyh kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ (En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah’a mahsustur)" dedim. Rasulullah (sav) namazı kılıp bitirince: "Namazda konuşan kimdi?" buyurdu. Kimse bir şey söylemedi. Sonra ikinci kez "Namazda konuşan kimdi?" diye sordu. Bunun üzerine "Benim Ey Allah'ın Rasulü!" dedim. Rasulullah (sav) "Nasıl demiştin, bir daha de bakayım?" buyurdu. Ben de: “Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübareken aleyh kema yuhıbbu Rabbunâ ve yerdâ (En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah’a mahsustur), dedim" diye söyledim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a and olsun ki, otuzdan fazla melek bu duayı (Allah katına) hangisi önce çıkaracak diye yarıştılar!"


    Öneri Formu
24633 N000932 Nesai, İftitah, 36

Bana Kuteybe b. Said (ve bir benzerini Said b. Abdülcebbar), Kuteybe'ye Rifâ'a b. Yahya b. Abdullah b. Rifa'a b. Rafi', ona babasının amcası Muaz b. Rifa'a b. Rafi', ona da babası (Rifa'a b. Rafi') şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kıldım. Derken Rifa'a (yani ben) hapşırdı(m) -Kuteybe rivayette Rifa'a dememiştir- (Rifa'a devamla dedi ki:) Sonra da Elhamdülillahi hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh mübâreken aleyh, kemâ yuhıbbü Rabbünâ ve yerdâ/En çok, en güzel, en bereketli ve Rabbimizin sevdiği, razı olduğu gibi hamd Allah'a mahsustur, diye dua ettim. Rasulullah (sav) namazını bitirince bize döndü ve "namazda konuşan kimdi?" diye sordu. [Ravi devamında, bu hadisi Malik'in naklettiği rivayete benzer biçimde, ancak ondan daha eksiksiz bir şekilde zikretti.]


    Öneri Formu
271657 D000773-2 Ebu Davud, Salat, 118, 119


Açıklama: İbn Ebu Leyla zayıf bir ravidir. Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.

    Öneri Formu
75174 HM023986 İbn Hanbel, V, 423


    Öneri Formu
7628 D000930 Ebu Davud, Salat, 166, 167


    Öneri Formu
271876 D000930-2 Ebu Davud, Salat, 166, 167