Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah, kıyamet günü insanları dümdüz bir meydanda toplar, ardından alemlerin Rabbi onlara tecelli edip (görünür) ve 'Kim, neye tapıyorsa, onun peşinden gitsin' buyurur. Bunun üzerine haça tapanlara haçları, puta tapanlara putları, ateşe tapanlara da ateş gösterilir ve herkes kendi mabuduna yönelir. Geriye sadece Müslümanlar kalır. Alemlerin Rabbi Müslümanlara da görünür ve 'Siz neden diğer insanlar gibi gitmiyorsunuz?' buyurur. Onlar 'Biz senden Allah’a sığınırız. Biz senden Allah’a sığınırız. Biz Rabbimizi arıyoruz. O’nu görmeden bu mekandan ayrılmayız' derler. Allah onları yerinde bırakıp gizlenir, sonra tekrar görünür ve 'Siz neden diğer insanlar gibi gitmiyorsunuz?' buyurur. Onlar 'Biz senden Allah’a sığınırız. Biz senden Allah’a sığınırız. Biz Rabbimizi arıyoruz. O’nu görmeden bu mekandan ayrılmayız' derler. Allah emir verir, onlar yerinde beklerler. (Ravi der ki:) Ashab 'Ey Allah'ın Rasulü, Rabbimizi görecek miyiz' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Ayın on dördüncü gecesinde ayı görmede bir sıkıntı yaşıyor musunuz' buyurdu. Onlar 'Hayır, ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Rasulullah (sav) 'Sizler, onu görme hususunda (kıyamet) gününde bir sıkıntı yaşayamayacaksınız' buyurdu."
"Sonra Allah müminlere tecelli edip kendisini tanıtır ve 'Ben sizin Rabbinizim, bana tabi olun' buyurur. Müslümanlar da kalkarlar, onlara Sırat (köprüsü) kurulur. Müslümanlar 'Kurtar ya Rabbi! Kurtar ya Rabbi!' diyerek soylu atlar ve binekler gibi onun üzerinden geçerler. Geride cehennemlikler kalırlar ve onlardan bir kısmı (ateşe) atılır. Ardından cehenneme 'Doldun mu?' denir. Cehennem de, 'Daha fazla yok mu' der. Sonra bir kısım daha cehenneme atılır ve yine 'Doldun mu?' denir. Cehennem ise 'Daha fazla yok mu' der. Nihayet cehennemlikler oraya atıldığı zaman Rahman, cehenneme ayağını koyar da oradakiler birbirlerinin üzerine çıkarlar. Allah 'Yeter mi?' diye buyurur, cehennem de 'Yeter, yeter' der. Allah, cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyduğunda ölüm, sürüklenerek getirilir, cennetliklerle cehennemlikler arasındaki bir sur üzerinde durdurulur. Sonra 'Ey cennetlikler' denir. Onlar korkarak ona bakarlar. Ardından 'Ey cehennemlikler' denir. Onlar da şefaat umuduyla sevinerek bakarlar. Cennetliklere ve cehennemliklere 'Bunu tanıdınız mı' denir. Onlar da 'Onu tanıdık. Bu bizim için görevlendirilen ölümdür' derler. Bunun üzerine ölüm, cennet ile cehennem arasındaki bir surun üzerinde yanı üzere yatırılıp kesilir. Ardından 'Ey cennetlikler, ebedisiniz, size ölüm yok. Ey cehennemlikler, ebedisiniz, size de ölüm yok' denir."
[Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. İçerisinde insanların Rablerini görecekleri ile alakalı rüyet meselesi ve ayak (Sâk) ve benzeri şeylerin yer aldığı pek çok hadis, Nebî (sav)'den rivayet edilmiştir. Süfyan es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İbn Mübârek, İbn Uyeyne, Vekî ve benzeri diğer ilim ehli imamların bu meseledeki görüşü şudur: Onlar bu gibi hadisleri rivayet ederler, akabinde “Bizler bu hadislere iman ederiz, 'nasıl' diye sormayız” derler. İşte bu ehli hadisin tercih ettiği görüştür. Onlar da bu hadisleri aktarıldığı gibi rivayet ederler, onlara iman ederler. Onları ne tefsir ederler ne de üzerinde fikir yürütürler. Bu görüş, ehli ilmin tercih edip benimsediği görüştür. Hadiste “kendisini onlara tanıtır” ifadesi, “onlara tecelli eder” demektir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14842, T002557
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « يَجْمَعُ اللَّهُ النَّاسَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِى صَعِيدٍ وَاحِدٍ ثُمَّ يَطَّلِعُ عَلَيْهِمْ رَبُّ الْعَالَمِينَ فَيَقُولُ: أَلاَ يَتْبَعُ كُلُّ إِنْسَانٍ مَا كَانُوا يَعْبُدُونَهُ . فَيُمَثَّلُ لِصَاحِبِ الصَّلِيبِ صَلِيبُهُ وَلِصَاحِبِ التَّصَاوِيرِ تَصَاوِيرُهُ وَلِصَاحِبِ النَّارِ نَارُهُ فَيَتْبَعُونَ مَا كَانُوا يَعْبُدُونَ وَيَبْقَى الْمُسْلِمُونَ فَيَطَّلِعُ عَلَيْهِمْ رَبُّ الْعَالَمِينَ فَيَقُولُ :أَلاَ تَتَّبِعُونَ النَّاسَ ؟فَيَقُولُونَ :نَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْكَ نَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْكَ اللَّهُ رَبُّنَا هَذَا مَكَانُنَا حَتَّى نَرَى رَبَّنَا . وَهُوَ يَأْمُرُهُمْ وَيُثَبِّتُهُمْ ثُمَّ يَتَوَارَى ثُمَّ يَطَّلِعُ فَيَقُولُ : أَلاَ تَتَّبِعُونَ النَّاسَ ؟ فَيَقُولُونَ نَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْكَ نَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْكَ اللَّهُ رَبُّنَا وَهَذَا مَكَانُنَا حَتَّى نَرَى رَبَّنَا . وَهُوَ يَأْمُرُهُمْ وَيُثَبِّتُهُمْ » . قَالُوا: وَهَلْ نَرَاهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ :« وَهَلْ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ؟ » . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ : « فَإِنَّكُمْ لاَ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَتِهِ تِلْكَ السَّاعَةَ ثُمَّ يَتَوَارَى ثُمَّ يَطَّلِعُ فَيُعَرِّفُهُمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَقُولُ: أَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّبِعُونِى . فَيَقُومُ الْمُسْلِمُونَ وَيُوضَعُ الصِّرَاطُ فَيَمُرُّونَ عَلَيْهِ مِثْلَ جِيَادِ الْخَيْلِ وَالرِّكَابِ وَقَوْلُهُمْ عَلَيْهِ سَلِّمْ سَلِّمْ . وَيَبْقَى أَهْلُ النَّارِ فَيُطْرَحُ مِنْهُمْ فِيهَا فَوْجٌ ثُمَّ يُقَالُ هَلِ امْتَلأْتِ ؟ فَتَقُولُ (هَلْ مِنْ مَزِيدٍ) . ثُمَّ يُطْرَحُ فِيهَا فَوْجٌ فَيُقَالُ :هَلِ امْتَلأْتِ . فَتَقُولُ هَلْ مِنْ مَزِيدٍ . حَتَّى إِذَا أُوعِبُوا فِيهَا وَضَعَ الرَّحْمَنُ قَدَمَهُ فِيهَا وَأُزْوِىَ بَعْضُهَا إِلَى بَعْضٍ ثُمَّ قَالَ: قَطْ قَالَتْ :قَطْ قَطْ فَإِذَا أَدْخَلَ اللَّهُ أَهْلَ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ وَأَهْلَ النَّارِ النَّارَ قَالَ : أُتِىَ بِالْمَوْتِ مُلَبَّبًا فَيُوقَفُ عَلَى السُّورِ الَّذِى بَيْنَ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَهْلِ النَّارِ ثُمَّ يُقَالُ : يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ . فَيَطَّلِعُونَ خَائِفِينَ ثُمَّ يُقَالُ: يَا أَهْلَ النَّارِ . فَيَطَّلِعُونَ مُسْتَبْشِرِينَ يَرْجُونَ الشَّفَاعَةَ فَيُقَالُ لأَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَهْلِ النَّارِ هَلْ تَعْرِفُونَ هَذَا؟ فَيَقُولُونَ هَؤُلاَءِ وَهَؤُلاَءِ: قَدْ عَرَفْنَاهُ هُوَ الْمَوْتُ الَّذِى وُكِّلَ بِنَا . فَيُضْجَعُ فَيُذْبَحُ ذَبْحًا عَلَى السُّورِ الَّذِى بَيْنَ الْجَنَّةِ وَالنَّارِ ثُمَّ يُقَالُ يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ خُلُودٌ لاَ مَوْتَ وَيَا أَهْلَ النَّارِ خُلُودٌ لاَ مَوْتَ».
قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِيَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رِوَايَاتٌ كَثِيرَةٌ مِثْلُ هَذَا مَا يُذْكَرُ فِيهِ أَمْرُ الرُّؤْيَةِ أَنَّ النَّاسَ يَرَوْنَ رَبَّهُمْ وَذِكْرُ القَدَمِ وَمَا أَشْبَهَ هَذِهِ الأَشْيَاءَ» وَالمَذْهَبُ فِي هَذَا عِنْدَ أَهْلِ العِلْمِ مِنَ الأَئِمَّةِ مِثْلِ سُفْيَانَ الثَّوْرِيِّ، وَمَالِكِ بْنِ أَنَسٍ، وَابْنِ المُبَارَكِ، وَابْنِ عُيَيْنَةَ، وَوَكِيعٍ وَغَيْرِهِمْ أَنَّهُمْ رَوَوْا هَذِهِ الأَشْيَاءَ، ثُمَّ قَالُوا: تُرْوَى هَذِهِ الأَحَادِيثُ وَنُؤْمِنُ بِهَا، وَلَا يُقَالُ: كَيْفَ؟ وَهَذَا الَّذِي اخْتَارَهُ أَهْلُ الحَدِيثِ أَنْ يَرْوُوا هَذِهِ الأَشْيَاءُ كَمَا جَاءَتْ وَيُؤْمَنُ بِهَا وَلَا تُفَسَّرُ وَلَا تُتَوَهَّمُ وَلَا يُقَالُ: كَيْفَ، وَهَذَا أَمْرُ أَهْلِ العِلْمِ الَّذِي اخْتَارُوهُ وَذَهَبُوا إِلَيْهِ. وَمَعْنَى قَوْلِهِ فِي الحَدِيثِ: فَيُعَرِّفُهُمْ نَفْسَهُ يَعْنِي يَتَجَلَّى لَهُمْ
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah, kıyamet günü insanları dümdüz bir meydanda toplar, ardından alemlerin Rabbi onlara tecelli edip (görünür) ve 'Kim, neye tapıyorsa, onun peşinden gitsin' buyurur. Bunun üzerine haça tapanlara haçları, puta tapanlara putları, ateşe tapanlara da ateş gösterilir ve herkes kendi mabuduna yönelir. Geriye sadece Müslümanlar kalır. Alemlerin Rabbi Müslümanlara da görünür ve 'Siz neden diğer insanlar gibi gitmiyorsunuz?' buyurur. Onlar 'Biz senden Allah’a sığınırız. Biz senden Allah’a sığınırız. Biz Rabbimizi arıyoruz. O’nu görmeden bu mekandan ayrılmayız' derler. Allah onları yerinde bırakıp gizlenir, sonra tekrar görünür ve 'Siz neden diğer insanlar gibi gitmiyorsunuz?' buyurur. Onlar 'Biz senden Allah’a sığınırız. Biz senden Allah’a sığınırız. Biz Rabbimizi arıyoruz. O’nu görmeden bu mekandan ayrılmayız' derler. Allah emir verir, onlar yerinde beklerler. (Ravi der ki:) Ashab 'Ey Allah'ın Rasulü, Rabbimizi görecek miyiz' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Ayın on dördüncü gecesinde ayı görmede bir sıkıntı yaşıyor musunuz' buyurdu. Onlar 'Hayır, ey Allah'ın Rasulü!' dediler. Rasulullah (sav) 'Sizler, onu görme hususunda (kıyamet) gününde bir sıkıntı yaşayamayacaksınız' buyurdu."
"Sonra Allah müminlere tecelli edip kendisini tanıtır ve 'Ben sizin Rabbinizim, bana tabi olun' buyurur. Müslümanlar da kalkarlar, onlara Sırat (köprüsü) kurulur. Müslümanlar 'Kurtar ya Rabbi! Kurtar ya Rabbi!' diyerek soylu atlar ve binekler gibi onun üzerinden geçerler. Geride cehennemlikler kalırlar ve onlardan bir kısmı (ateşe) atılır. Ardından cehenneme 'Doldun mu?' denir. Cehennem de, 'Daha fazla yok mu' der. Sonra bir kısım daha cehenneme atılır ve yine 'Doldun mu?' denir. Cehennem ise 'Daha fazla yok mu' der. Nihayet cehennemlikler oraya atıldığı zaman Rahman, cehenneme ayağını koyar da oradakiler birbirlerinin üzerine çıkarlar. Allah 'Yeter mi?' diye buyurur, cehennem de 'Yeter, yeter' der. Allah, cennetlikleri cennete, cehennemlikleri de cehenneme koyduğunda ölüm, sürüklenerek getirilir, cennetliklerle cehennemlikler arasındaki bir sur üzerinde durdurulur. Sonra 'Ey cennetlikler' denir. Onlar korkarak ona bakarlar. Ardından 'Ey cehennemlikler' denir. Onlar da şefaat umuduyla sevinerek bakarlar. Cennetliklere ve cehennemliklere 'Bunu tanıdınız mı' denir. Onlar da 'Onu tanıdık. Bu bizim için görevlendirilen ölümdür' derler. Bunun üzerine ölüm, cennet ile cehennem arasındaki bir surun üzerinde yanı üzere yatırılıp kesilir. Ardından 'Ey cennetlikler, ebedisiniz, size ölüm yok. Ey cehennemlikler, ebedisiniz, size de ölüm yok' denir."
[Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir. İçerisinde insanların Rablerini görecekleri ile alakalı rüyet meselesi ve ayak (Sâk) ve benzeri şeylerin yer aldığı pek çok hadis, Nebî (sav)'den rivayet edilmiştir. Süfyan es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İbn Mübârek, İbn Uyeyne, Vekî ve benzeri diğer ilim ehli imamların bu meseledeki görüşü şudur: Onlar bu gibi hadisleri rivayet ederler, akabinde “Bizler bu hadislere iman ederiz, 'nasıl' diye sormayız” derler. İşte bu ehli hadisin tercih ettiği görüştür. Onlar da bu hadisleri aktarıldığı gibi rivayet ederler, onlara iman ederler. Onları ne tefsir ederler ne de üzerinde fikir yürütürler. Bu görüş, ehli ilmin tercih edip benimsediği görüştür. Hadiste “kendisini onlara tanıtır” ifadesi, “onlara tecelli eder” demektir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-cennet 20, 4/691
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, Dereceleri
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cehennem, cennet ve cehennem ebedidir
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
Cennet, Nimetleri
İman, Ahirete, Sırat köprüsü
İstiaze, Allah'a sığınmak
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
KTB, ÖLÜM
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14290, M007225
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ جَمِيعًا عَنْ إِسْمَاعِيلَ قَالَ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ حُوسِبَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عُذِّبَ." فَقُلْتُ أَلَيْسَ قَدْ قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا)" فَقَالَ:
"لَيْسَ ذَاكِ الْحِسَابُ إِنَّمَا ذَاكِ الْعَرْضُ مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عُذِّبَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Hucr, onlara İsmail, ona Ebu Bekir, ona İbn Uleyye, ona Eyyüb, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Kıyamet günü kim hesaba çekilirse azap olunur" buyurdu. Hz. Aişe ama yüce Allah, "kolay bir hesap ile hesaba çekilecek" (el-İnşikâk, 84/8.) buyurmuyor mu diye sorunca, Hz. Peygamber; "o arzdır ey Aişe. Kıyamet günü kimin hesabında münakaşa yapılırsa, ona azap olunur" buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ يَهْلِكْ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7225, /1177
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14292, M007226
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الرَّبِيعِ الْعَتَكِىُّ وَأَبُو كَامِلٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَائِشَةَ] نَحْوَهُ
[قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَنْ حُوسِبَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عُذِّبَ." فَقُلْتُ أَلَيْسَ قَدْ قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا)" فَقَالَ: "لَيْسَ ذَاكِ الْحِسَابُ إِنَّمَا ذَاكِ الْعَرْضُ مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عُذِّبَ."]
Tercemesi:
Bize Ebu Rabi' el-Atekî ile Ebu Kamil, o ikisine Hammad b. Zeyd, ona da Eyyüb bu isnadla [Abdullah b. Ebu Müleyke’nin Hz. Aişe'den rivayeti olarak] bu hadisin benzerini rivayet etti.
[Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet günü hesabı tartışılan azap olunur. Ben, Cenab’ı Hak; "kolay bir hesap ile hesaba çekilecek" (el-İnşikâk, 84/8.) buyurmuyor mu diye sorunca, Hz. Peygamber; "o arzdır ey Aişe. Kıyamet günü kimin hesabında münakaşa yapılırsa, ona azap olunur" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7226, /1177
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Rabi' Süleyman b. Davud el-Atekî (Süleyman b. Davud)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14296, M007227
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرِ بْنِ الْحَكَمِ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى - يَعْنِى ابْنَ سَعِيدٍ الْقَطَّانَ - حَدَّثَنَا أَبُو يُونُسَ الْقُشَيْرِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْقَاسِمِ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَيْسَ أَحَدٌ يُحَاسَبُ إِلاَّ هَلَكَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلَيْسَ اللَّهُ يَقُولُ حِسَابًا يَسِيرًا قَالَ:
"ذَاكِ الْعَرْضُ وَلَكِنْ مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ هَلَكَ."
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Bişr b. el-Hakem el-Abdî, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Ebu Yunus el-Kuşeyrî, ona İbn Ebu Müleyke, ona el-Kasım, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Hesaba çekilip helâke uğramayan kimse yoktur." Ey Allah'ın Rasulü! Cenâb-ı Hak; "kolay bir hesaba çekilir" buyurmuyor mu deyince, şöyle söyledi:
"O arzdır, ama hesabı tartışılan kişi mutlaka helâk olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7227, /1177
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Abdurrahman b. Bişr el-Abdî (Abdurrahman b. Bişr b. Hakem)
Konular:
Ahirete iman, mizan ve hesaplaşma
Kıyamet, ahvali
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Bize Yahya b. Halef el-Bâhilî, ona Mu'temir, ona Hişam b. Hassan, ona Muhammed b. Sirin, ona da İmran şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimden yetmiş bin kişi cennete hesapsız girecektir' buyurdu. Orada bulunanlar 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlar kimdir?' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'Onlar vücutlarını demirle dağlamayanlar, muska yapmayanlar ve Rablerine tevekkül edenlerdir' buyurdu. Ukkaşe kalktı ve 'Allah'a dua edin de beni de onlardan yapsın' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Sen onlardansın' buyurdu. Bir adam kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Dua buyurun da Allah beni de onlardan yapsın' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ukkaşe seni geçti' buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1521, M000524
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ الْبَاهِلِىُّ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ هِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنْ مُحَمَّدٍ - يَعْنِى ابْنَ سِيرِينَ - قَالَ حَدَّثَنِى عِمْرَانُ قَالَ قَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ أُمَّتِى سَبْعُونَ أَلْفًا بِغَيْرِ حِسَابٍ." قَالُوا وَمَنْ هُمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ "هُمُ الَّذِينَ لاَ يَكْتَوُونَ وَلاَ يَسْتَرْقُونَ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ." فَقَامَ عُكَّاشَةُ فَقَالَ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِى مِنْهُمْ. قَالَ "أَنْتَ مِنْهُمْ." قَالَ فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِى مِنْهُمْ. قَالَ "سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Halef el-Bâhilî, ona Mu'temir, ona Hişam b. Hassan, ona Muhammed b. Sirin, ona da İmran şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) 'Ümmetimden yetmiş bin kişi cennete hesapsız girecektir' buyurdu. Orada bulunanlar 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlar kimdir?' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'Onlar vücutlarını demirle dağlamayanlar, muska yapmayanlar ve Rablerine tevekkül edenlerdir' buyurdu. Ukkaşe kalktı ve 'Allah'a dua edin de beni de onlardan yapsın' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Sen onlardansın' buyurdu. Bir adam kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Dua buyurun da Allah beni de onlardan yapsın' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ukkaşe seni geçti' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 524, /112
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Seleme Yahya b. Halef el-Cûbârî (Yahya b. Halef)
Konular:
Cennet,
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Bize Yezid, ona Hişam, ona Muhammed, ona da İmran b. Husayn'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer. Onlar ateşle dağlama yapmazlar, rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
67589, HM020208
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ أَنْبَأَنَا هِشَامٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ أُمَّتِي سَبْعُونَ أَلْفًا بِغَيْرِ حِسَابٍ وَلَا عَذَابٍ لَا يَكْتَوُونَ وَلَا يَسْتَرْقُونَ وَلَا يَتَطَيَّرُونَ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Tercemesi:
Bize Yezid, ona Hişam, ona Muhammed, ona da İmran b. Husayn'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer. Onlar ateşle dağlama yapmazlar, rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İmran b. Husayn 20208, 6/712
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Cennet, Hesaba çekilmeksizin cennete girecekler
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Müslüman, Tevekkül ve İsyan
Tedavi, Dağlamak, vücudu dağlayarak tedavi olmak
Uğur-uğursuzluk
Bize Yezid, ona Hişam, ona Hasan, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) 'Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer. Onlar ateşle dağlama yapmazlar, rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler' buyurdu. Ravi der ki: Bunun üzerine Ukkâşe kalktı ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Beni onlardan kılması için yüce olan Allah'a dua et' dedi. Rasulullah (sav) da 'Sen onlardansın' buyurdu. Sonra bir başkası da 'Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Bu hususta Ukkâşe seni geçti' buyurdu."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
67187, HM020155
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ أَخْبَرَنَا هِشَامٌ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ أُمَّتِي سَبْعُونَ أَلْفًا بِغَيْرِ حِسَابٍ لَا يَكْتَوُونَ وَلَا يَسْتَرْقُونَ وَلَا يَتَطَيَّرُونَ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ قَالَ فَقَامَ عُكَّاشَةُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ فَقَالَ أَنْتَ مِنْهُمْ قَالَ فَقَامَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ قَالَ قَدْ سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ
Tercemesi:
Bize Yezid, ona Hişam, ona Hasan, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) 'Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer. Onlar ateşle dağlama yapmazlar, rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler' buyurdu. Ravi der ki: Bunun üzerine Ukkâşe kalktı ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Beni onlardan kılması için yüce olan Allah'a dua et' dedi. Rasulullah (sav) da 'Sen onlardansın' buyurdu. Sonra bir başkası da 'Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Bu hususta Ukkâşe seni geçti' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İmran b. Husayn 20155, 6/700
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Cennet, Hesaba çekilmeksizin cennete girecekler
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Müslüman, Tevekkül ve İsyan
Tedavi, Dağlamak, vücudu dağlayarak tedavi olmak
Uğur-uğursuzluk
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حَاتِمِ بْنِ أَبِى صَغِيرَةَ حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"يُحْشَرُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حُفَاةً عُرَاةً غُرْلاً." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ النِّسَاءُ وَالرِّجَالُ جَمِيعًا يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ قَالَ صلى الله عليه وسلم
"يَا عَائِشَةُ الأَمْرُ أَشَدُّ مِنْ أَنْ يَنْظُرَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14235, M007198
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حَاتِمِ بْنِ أَبِى صَغِيرَةَ حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"يُحْشَرُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حُفَاةً عُرَاةً غُرْلاً." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ النِّسَاءُ وَالرِّجَالُ جَمِيعًا يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ قَالَ صلى الله عليه وسلم
"يَا عَائِشَةُ الأَمْرُ أَشَدُّ مِنْ أَنْ يَنْظُرَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Said, ona Hatim b. Ebu Sağira, ona İbn Ebu Müleyke, ona Kasım b. Muhammed, ona da Hz. Aişe şöyle demiş: Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim:
"İnsanlar kıyamet gününde yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak haşredilecek." Ben kendisine; ey Allah'ın Rasulü! Kadınlar ve erkekler bir aradayken birbirlerine bakarlar dedim. Bunun üzerine şöyle dedi:
"Ya Aişe! O gün onların, birbirlerine bakmalarından daha zor işleri vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7198, /1172
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Müslüman, haya sahibidir
Seçki, İslam İnancı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14236, M007199
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَابْنُ نُمَيْرٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنْ حَاتِمِ بْنِ أَبِى صَغِيرَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ
[حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ "يُحْشَرُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حُفَاةً عُرَاةً غُرْلاً." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ النِّسَاءُ وَالرِّجَالُ جَمِيعًا يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ قَالَ صلى الله عليه وسلم "يَا عَائِشَةُ الأَمْرُ أَشَدُّ مِنْ أَنْ يَنْظُرَ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ."]
وَلَمْ يَذْكُرْ فِى حَدِيثِهِ "غُرْلاً."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, o ikisine Ebu Halid el-Ahmer, ona da Hatim b. Ebu Sağira bu isnadla rivayet etti.
[Bize İbn Ebu Müleyke, ona el-Kasım b. Muhammed, ona da Hz. Aişe rivayet etti: "Kıyâmet günü insanlar yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak haşredilecekler." Ben kendisine; ey Allah'ın Rasulü! Kadınlar ve erkekler bir arada iken birbirlerine bakarlar dedim. Şöyle dedi: Ya Aişe! O gün onların birbirlerine bakmaktan daha ağır işleri vardır.]
Ancak Hatim'in rivayetinde; sünnetsiz" ifadesi yer almamaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7199, /1172
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
5. Ebu Halid Süleyman b. Hayyan el-Caferî (Süleyman b. Hayyan)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
6. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14237, M007200
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ سَمِعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَخْطُبُ وَهُوَ يَقُولُ:
"إِنَّكُمْ مُلاَقُو اللَّهِ مُشَاةً حُفَاةً عُرَاةً غُرْلاً." وَلَمْ يَذْكُرْ زُهَيْرٌ فِى حَدِيثِهِ يَخْطُبُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Amr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'ın haber verdiğine göre o, Hz. Peygamber'in (sav) hutbede şöyle dediğini işitmiş:
"Şüphesiz sizler yaya, yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah'a kavuşacaksınız."
Züheyr kendi hadisinde; hutbede kaydını zikretmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7200, /1172
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
İman, Esasları, Ahirete, Haşr
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
KTB, İMAN
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek