Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahih hadistir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
66124, HM016849
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ أَنَّهُ سَمِعَ طَاوُسًا يُخْبِرُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ
أَنَّهُ نَشَدَ قَضَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي ذَلِكَ فَجَاءَ حَمَلُ بْنُ مَالِكِ بْنِ النَّابِغَةِ فَقَالَ كُنْتُ بَيْنَ بَيْتَيْ امْرَأَتَيَّ فَضَرَبَتْ إِحْدَاهُمَا الْأُخْرَى بِمِسْطَحٍ فَقَتَلَتْهَا وَجَنِينَهَا فَقَضَى النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي جَنِينِهَا بِغُرَّةٍ وَأَنْ تُقْتَلَ بِهَا
قُلْتُ لِعَمْرٍو لَا أَخْبَرَنِي عَنْ أَبِيهِ بِكَذَا وَكَذَا قَالَ لَقَدْ شَكَّكْتَنِي
Tercemesi:
Açıklama:
Şeyhayn'ın şartlarına göre sahih hadistir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Hamal b. Mâlik 16849, 5/722
Senetler:
1. Hamel b. Malik el-Hüzelî (Hamel b. Malik b. Nâbiğa)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
Konular:
Yargı, diyet, ceninin veya çocuğun diyeti
Yargı, diyet, kavga sırasında ölü bulunan kimsenin
Yargı, hakemlik, bir olayı çözmek için
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18971, T001406
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىُّ عَنْ أَبِى شُرَيْحٍ الْكَعْبِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَ مَكَّةَ وَلَمْ يُحَرِّمْهَا النَّاسُ مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يَسْفِكَنَّ فِيهَا دَمًا وَلاَ يَعْضِدَنَّ فِيهَا شَجَرًا فَإِنْ تَرَخَّصَ مُتَرَخِّصٌ فَقَالَ أُحِلَّتْ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَإِنَّ اللَّهَ أَحَلَّهَا لِى وَلَمْ يُحِلَّهَا لِلنَّاسِ وَإِنَّمَا أُحِلَّتْ لِى سَاعَةً مِنْ نَهَارٍ ثُمَّ هِىَ حَرَامٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ ثُمَّ إِنَّكُمْ مَعْشَرَ خُزَاعَةَ قَتَلْتُمْ هَذَا الرَّجُلَ مِنْ هُذَيْلٍ وَإِنِّى عَاقِلُهُ فَمَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ بَعْدَ الْيَوْمِ فَأَهْلُهُ بَيْنَ خِيرَتَيْنِ إِمَّا أَنْ يَقْتُلُوا أَوْ يَأْخُذُوا الْعَقْلَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَحَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَرَوَاهُ شَيْبَانُ أَيْضًا عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ مِثْلَ هَذَا . - وَرُوِىَ عَنْ أَبِى شُرَيْحٍ الْخُزَاعِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَلَهُ أَنْ يَقْتُلَ أَوْ يَعْفُوَ أَوْ يَأْخُذَ الدِّيَةَ » . وَذَهَبَ إِلَى هَذَا بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said b. Ebu Said el-Makburî ona da Ebu Şureyh el-Ka'bî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mekke'yi Allah mukaddes kılmıştır, insanlar değil! Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse orada asla kan dökmesin ve hiçbir ağacı kesmesin. Bir kimse bu konuda izin istediğinde orası sadece Resulullah'a (sav) helal kılınmıştır, buyurdu. Zira Allah (cc) Mekke'yi bana helal kılmıştır, diğer insanlara değil, ve bana da sadece belirli bir zamanda helal kılınmıştır, daha sonra orası kıyamet gününe kadar mukaddes kılınmıştır. Sonra siz Ey Hudâa' topluluğu, siz Huzeyl kabilesinden bu adamı katlettiniz ve ben bu adamın hamisiyim. Bugünden sonra kimin bir yakını öldürülürse, onun ailesinin önünde iki seçenek vardır; ya kısas uygularlar ya da diyet alırlar." Tirmizî bu, hasen hadistir, demiştir. Ebu Hüreyre'nin hadisi de hasen sahih hadistir ve bu hadisin benzerini Şeybân, Yahya b. Ebu Kesîr'den rivayet etmiştir. Ebu Şureyh el-Hudâî'den Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Her kimin bir yakını öldürülürse o kimse, ya kısas yapar ya affeder ya da diyet alır.” Ahmed ve İshak'ın beyanına göre bazı ilim adamları bu görüşü benimsemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Diyât 13, 4/21
Senetler:
()
Konular:
Affetmek, suçluların affedilmesi
Şehirler, Harem bölgesinin konumu ve bununla ilgili hükümler
Siyer, Mekke fethinin önemi
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Yargı, kısası düşüren haller
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ أَنَّ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ حَدَّثَهُمْ أَنَّ أُنَاسًا أَوْ رِجَالاً مِنْ عُكْلٍ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمُوا بِالإِسْلاَمِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَهْلُ ضَرْعٍ وَلَمْ نَكُنْ أَهْلَ رِيفٍ . وَاسْتَوْخَمُوا الْمَدِينَةَ فَأَمَرَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَوْدٍ وَرَاعٍ وَأَمَرَهُمْ أَنْ يَخْرُجُوا فِيهَا فَيَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا فَلَمَّا صَحُّوا وَكَانُوا بِنَاحِيَةِ الْحَرَّةِ كَفَرُوا بَعْدَ إِسْلاَمِهِمْ وَقَتَلُوا رَاعِىَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَاسْتَاقُوا الذَّوْدَ فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَبَعَثَ الطَّلَبَ فِى آثَارِهْمِ فَأُتِىَ بِهِمْ فَسَمَرُوا أَعْيُنَهُمْ وَقَطَّعُوا أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ ثُمَّ تُرِكُوا فِى الْحَرَّةِ عَلَى حَالِهِمْ حَتَّى مَاتُوا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20930, N000306
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ أَنَّ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ حَدَّثَهُمْ أَنَّ أُنَاسًا أَوْ رِجَالاً مِنْ عُكْلٍ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمُوا بِالإِسْلاَمِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَهْلُ ضَرْعٍ وَلَمْ نَكُنْ أَهْلَ رِيفٍ . وَاسْتَوْخَمُوا الْمَدِينَةَ فَأَمَرَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَوْدٍ وَرَاعٍ وَأَمَرَهُمْ أَنْ يَخْرُجُوا فِيهَا فَيَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا فَلَمَّا صَحُّوا وَكَانُوا بِنَاحِيَةِ الْحَرَّةِ كَفَرُوا بَعْدَ إِسْلاَمِهِمْ وَقَتَلُوا رَاعِىَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَاسْتَاقُوا الذَّوْدَ فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَبَعَثَ الطَّلَبَ فِى آثَارِهْمِ فَأُتِىَ بِهِمْ فَسَمَرُوا أَعْيُنَهُمْ وَقَطَّعُوا أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ ثُمَّ تُرِكُوا فِى الْحَرَّةِ عَلَى حَالِهِمْ حَتَّى مَاتُوا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Yezid b. Zürey', ona Said, ona Katade, ona da Enes b. Malik'ten (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ukl kabilesinden bazı insanlar Rasulullah'a (sav) gelerek, İslâmiyet hakkında konuştular ve şöyle dediler: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizler çölde yaşamaya alışmış göçebe insanlarız, yerleşik hayata alışık değiliz. Medine'nin havasından hoşlanmadıklarını ve sıkıldıklarını söylediler.' Bunun üzerine Rasulullah (sav), onlara çobanıyla beraber bir sürü tahsis edilmesini emretti. Sonra da onlara develerle beraber Medine dışına gitmelerini, develerin süt ve idrarlarından içmelerini emretti. Bu kimseler sağlıklarına kavuşunca, Harre denilen o yerde Müslümanlıktan çıkıp tekrar kafir oldular; yani irtidat ettiler. Peygamber'in (sav) çobanını öldürüp develeri sürüp götürdüler. Bu durum Rasulullah'a (sav) ulaşınca, onların izlerinden adamlar gönderdi. Onlar yakalanıp Rasulullah'ın (sav) huzuruna getirildiler. O kimselerin çobanı öldürdükleri şekilde kısas yapılarak öldürülmesi gerektiğinden gözleri oyuldu, elleri ve ayakları kesildi sonra Harre denilen yerde bu şekilde ölüme terk edildiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 191, /2105
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Hz. Peygamber, hakimlik, hükmedişi
Kısas, gayrı müslime
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28440, N004749
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى حَسَّانَ قَالَ قَالَ عَلِىٌّ مَا عَهِدَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِشَىْءٍ دُونَ النَّاسِ إِلاَّ فِى صَحِيفَةٍ فِى قِرَابِ سَيْفِى . فَلَمْ يَزَالُوا بِهِ حَتَّى أَخْرَجَ الصَّحِيفَةَ فَإِذَا فِيهَا « الْمُؤْمِنُونَ تَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ يَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ وَهُمْ يَدٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ لاَ يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ وَلاَ ذُو عَهْدٍ فِى عَهْدِهِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona el-Haccâc b. el-Minhâl, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Ebu Hassân ona da Ali (ra) rivayet ederek dedi ki Resulullah (sav) kılıcımın kınındaki sayfadan başka, bana başkalarına söylemediği bir tavsiyede bulunmadı. Oradakiler ısrarla sayfayı görmek isteyince sayfayı çıkardı. Sayfada şunlar yazılıydı: "Mü’minlerin kanları (kısas ve diyette) eşittir. En güçsüz olanı bile birbirini korumak için gayret sarfeder ve onlar diğerlerine (gayri müslimlere) karşı tek vücuttur. Kafire karşılık bir Mü’min ve bir zimmi de anlaşması boyunca öldürülmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasâme ve'l-kaved ve'd-diyât 13-14, /2395
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Hassan Müslim b. Abdullah el-Basrî (Müslim b. Abdullah)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Sahife, Hz. Ali'nin sahifesi
Yargı, Hukukta eşitlik
Yargı, Kısas
Zimmet Ehli, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20931, N000307
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ وَهْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحِيمِ قَالَ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَدِمَ أَعْرَابٌ مِنْ عُرَيْنَةَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْلَمُوا فَاجْتَوَوُا الْمَدِينَةَ حَتَّى اصْفَرَّتْ أَلْوَانُهُمْ وَعَظُمَتْ بُطُونُهُمْ فَبَعَثَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى لِقَاحٍ لَهُ وَأَمَرَهُمْ أَنْ يَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا حَتَّى صَحُّوا فَقَتَلُوا رَاعِيَهَا وَاسْتَاقُوا الإِبِلَ فَبَعَثَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى طَلَبِهِمْ فَأُتِىَ بِهِمْ فَقَطَعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَرَ أَعْيُنَهُمْ . قَالَ أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ عَبْدُ الْمَلِكِ لأَنَسٍ وَهُوَ يُحَدِّثُهُ هَذَا الْحَدِيثَ بِكُفْرٍ أَمْ بِذَنْبٍ قَالَ بِكُفْرٍ . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ لاَ نَعْلَمُ أَحَدًا قَالَ عَنْ يَحْيَى عَنْ أَنَسٍ فِى هَذَا الْحَدِيثِ غَيْرَ طَلْحَةَ وَالصَّوَابُ عِنْدِى وَاللَّهُ تَعَالَى أَعْلَمُ يَحْيَى عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ مُرْسَلٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Vehb, ona Muhammed b. Seleme, ona Ebu Abdurrahim, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Talha b. Musarrif, ona Yahya b. Said, ona da Enes b. Malik'ten (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ureyne kabilesinden bazı kimseler Rasulullah'a (sav) gelip Müslüman oldular. Medine'nin havası onlara iyi gelmediği için renkleri sarardı, karınları şişti. Rasulullah (sav) onları sütlü develerin bulunduğu yere gönderdi ve onlara o develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini emretti. Onlar sıhhat bulunca, develerin çobanını öldürdüler ve develeri de sürüp götürdüler. Rasulullah (sav), onları yakalamak üzere bir müfreze gönderdi, onlar yakalanıp getirildiler, çobanı öldürdükleri şekilde kısas yapılarak öldürülmeleri gerektiğinden; bu kimselerin gözleri oyuldu, elleri ve ayakları kesildi.
Mü'minlerin emiri Abdülmelik kendisine bu hadisi nakleden Enes'e: 'Bu insanların bu şekilde cezalandırılmaları (irtidad) edip küfre girmelerinden dolayı mı? yoksa günah işlemeleri sebebiyle mi?' diye sordu. Enes de: 'Kafir olmaları sebebiyle,' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 191, /2105
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
3. Ebu Muhammed Talha b. Musarrif el-İyâmî (Talha b. Musarrif b. Amr b. Ka'b b. Cuhdüb)
4. Zeyd b. Ebu Üneyse el-Cezeri (Zeyd b. Zeyd)
5. Ebu Abdurrahim Halid b. Ebu Yezid el-Kuraşi (Halid b. Yezid b. Simak b. Rüstem b.)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
7. Ebu Meâlî Muhammed b. Vehb el-Harranî (Muhammed b. Vehb b. Ömer b. Ebu Kerime)
Konular:
İrtidad
Kısas, gayrı müslime
Siyer, Hz. Peygamber'e gelen heyetler
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276286, İM002534-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُرَّةَ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ وَهُوَ ابْنُ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ إِلاَّ أَحَدُ ثَلاَثَةِ نَفَرٍ النَّفْسُ بِالنَّفْسِ وَالثَّيِّبُ الزَّانِى وَالتَّارِكُ لِدِينِهِ الْمُفَارِقُ لِلْجَمَاعَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Ebu Bekr b. Ebu Hallad el-Bahili, o ikisine Veki', ona el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah b. Mes'ûd'dan, rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah'ın Resulü olduğuma şehadet eden hiçbir müslüman kişinin kanı (nı akıtmak) helâl olmaz. Ancak (şu) üç kişiden birisinin kanı helâl olur: Maktulün hayatına karşılık (öldürülecek! katil, zina eden seyyib (yani sahih bir nikâh ile cinsel ilişkide bulunmuş kişi) ve İslâm cemaatinden ayrılıp dinini terk eden kimse."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Hudûd 1, /409
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Abdullah b. Mürre el-Hemdanî (Abdullah b. Mürre)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İrtidad
Yargı, adam öldürmek
Yargı, Hadler-Cezalar
Yargı, Kısas
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276352, İM002636-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ وَعَمَّارُ بْنُ خَالِدٍ الْوَاسِطِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ دَهْثَمِ بْنِ قُرَّانَ حَدَّثَنِى نِمْرَانُ بْنُ جَارِيَةَ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَجُلاً ضَرَبَ رَجُلاً عَلَى سَاعِدِهِ بِالسَّيْفِ فَقَطَعَهَا مِنْ غَيْرِ مَفْصِلٍ فَاسْتَعْدَى عَلَيْهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ لَهُ بِالدِّيَةِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُرِيدُ الْقِصَاصَ . فَقَالَ « خُذِ الدِّيَةَ بَارَكَ اللَّهُ لَكَ فِيهَا » . وَلَمْ يَقْضِ لَهُ بِالْقِصَاصِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. es-Sabbah ve Ammar b. Halid esl-Vâsıtî, ona Ebu Bekr b. Ayyaş, ona Dehşem b. Karran, ona Nimran b. Cariye, ona da babası Cariye (b. Zafar): Bir adam başka bir adamın alt koluna kılıç vurup mafsal olmayan bir yerden kesip kopardı. Kolu koparılan adam Peygamber (sav) müracaatla, kolunu kesenden hakkını almasını İstedi. Peygamber (sav) kolu kesilene diyet ödemeyi emretti. Adam: Yâ Rasulallah ben kısas istiyorum (yâni kolumu kesen hasmımın kolunun kesilmesini istiyorum), dedi. Peygamber (sav) (adama):
"Diyeti al. Allah diyeti sana mübarek eylesin," buyurdu ve onun için hasmının kısas edilmesine hükmetmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Diyât 9, /426
Senetler:
1. Ebu Nimrân Cariye b. Zafer el-Hanefî (Câriye b. Zafer)
2. Nimran b. Cariye el-Hanefî (Nimran b. Cariye b. Zafer)
3. Dehşem b. Karran el-Aklî (Dehsem b. Karran)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Muhammed b. Sabbah el-Cürcerâî (Muhammed b. Sabbah b. Süfyan b. Ebu Süfyan)
Konular:
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, diyet, azaların
Yargı, Kısas
عبد الرزاق عن معمر عن ابن طاووس عن أبيه عن ابن عباس قال : من قتل أو سرق في الحل ، ثم دخل الحرم ، فإنه لا يجالس ، ولا يكلم ، ولا يؤوى ، ويناشد حتى يخرج ، فيقام عليه. ومن قتل أو سرق فأخذ في الحل فأدخل الحرم ، فأرادوا أن يقيموا عليه ما أصاب ، أخرج من الحرم إلى الحل. وإن قتل في الحرم أو سرق أقيم [ عليه ] في الحرم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
87900, MA017306
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن ابن طاووس عن أبيه عن ابن عباس قال : من قتل أو سرق في الحل ، ثم دخل الحرم ، فإنه لا يجالس ، ولا يكلم ، ولا يؤوى ، ويناشد حتى يخرج ، فيقام عليه. ومن قتل أو سرق فأخذ في الحل فأدخل الحرم ، فأرادوا أن يقيموا عليه ما أصاب ، أخرج من الحرم إلى الحل. وإن قتل في الحرم أو سرق أقيم [ عليه ] في الحرم.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Ukûl 17306, 9/304
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
Konular:
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Yargı, Kısas
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا ابن عيينة عن ابن طاووس وإبراهيم بن ميسرة عن طاووس عن ابن عباس فيمن قتل في الحل ثم دخل في الحرم ، قال : لا يجالس ، ولا يكلم ، ولا يبايع ، ولا يؤوى ، قال ابن طاووس : ويذكر ، وقال إبراهيم : يؤتى إليه فيقال : يا فلان ! اتق الله [ في دم فلان ] اخرج من المحارم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
87903, MA017307
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا ابن عيينة عن ابن طاووس وإبراهيم بن ميسرة عن طاووس عن ابن عباس فيمن قتل في الحل ثم دخل في الحرم ، قال : لا يجالس ، ولا يكلم ، ولا يبايع ، ولا يؤوى ، قال ابن طاووس : ويذكر ، وقال إبراهيم : يؤتى إليه فيقال : يا فلان ! اتق الله [ في دم فلان ] اخرج من المحارم .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Ukûl 17307, 9/304
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
Konular:
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Yargı, Kısas
عبد الرزاق عن إبراهيم عن داود بن الحصين عن عكرمة عن ابن عباس قال : لو أن مئة [ قتلوا رجلا ] قتلوا به.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
91263, MA018082
Hadis:
عبد الرزاق عن إبراهيم عن داود بن الحصين عن عكرمة عن ابن عباس قال : لو أن مئة [ قتلوا رجلا ] قتلوا به.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Ukûl 18082, 9/479
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
Konular:
Yargı, Hadleri uygulamadaki durum
Yargı, Kısas