Öneri Formu
Hadis Id, No:
282809, M002150-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282810, M002150-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282811, M002150-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282812, M002150-5
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ ابْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِعُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ بِمَكَّةَ قَالَ فَجِئْنَا لِنَشْهَدَهَا - قَالَ - فَحَضَرَهَا ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ وَإِنِّى لَجَالِسٌ بَيْنَهُمَا - قَالَ - جَلَسْتُ إِلَى أَحَدِهِمَا ثُمَّ جَاءَ الآخَرُ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ لِعَمْرِو بْنِ عُثْمَانَ وَهُوَ مُوَاجِهُهُ أَلاَ تَنْهَى عَنِ الْبُكَاءِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ الْمَيِّتَ لَيُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ كَانَ عُمَرُ يَقُولُ بَعْضَ ذَلِكَ ثُمَّ حَدَّثَ فَقَالَ صَدَرْتُ مَعَ عُمَرَ مِنْ مَكَّةَ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ إِذَا هُوَ بِرَكْبٍ تَحْتَ ظِلِّ شَجَرَةٍ فَقَالَ اذْهَبْ فَانْظُرْ مَنْ هَؤُلاَءِ الرَّكْبُ فَنَظَرْتُ فَإِذَا هُوَ صُهَيْبٌ - قَالَ - فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ادْعُهُ لِى . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى صُهَيْبٍ فَقُلْتُ ارْتَحِلْ فَالْحَقْ أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . فَلَمَّا أَنْ أُصِيبَ عُمَرُ دَخَلَ صُهَيْبٌ يَبْكِى يَقُولُ وَاأَخَاهْ وَاصَاحِبَاهْ . فَقَالَ عُمَرُ يَا صُهَيْبُ أَتَبْكِى عَلَىَّ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبَعْضِ بُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا مَاتَ عُمَرُ ذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَائِشَةَ فَقَالَتْ يَرْحَمُ اللَّهُ عُمَرَ لاَ وَاللَّهِ مَا حَدَّثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الْمُؤْمِنَ بِبُكَاءِ أَحَدٍ » . وَلَكِنْ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ يَزِيدُ الْكَافِرَ عَذَابًا بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ » قَالَ وَقَالَتْ عَائِشَةُ حَسْبُكُمُ الْقُرْآنُ ( وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ) قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ عِنْدَ ذَلِكَ وَاللَّهُ أَضْحَكَ وَأَبْكَى . قَالَ ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ فَوَاللَّهِ مَا قَالَ ابْنُ عُمَرَ مِنْ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' (el-Kuşeyrî) T Abd b. Humeyd (el-Keşşî), ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc’in (el-Mekkî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ebu Müleyke (el-Kuraşî) şöyle demiştir:
Osman b. Affân’ın bir kızı Mekke’de vefat etti. Bizler de cenazeye katılmak için gelmiştik. (Abdullah) b. Ömer ve (Abdullah) b. Abbas da gelmişti ve ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Ben, onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelmiş, yanıma oturmuştu. [Yani böylelikle aralarına oturmuştum.] Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman’a; “Cenazede ağlamayı men etmeyecek misin? Zira Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür.’ buyuruyor.” bedi. Bunun üzerine (Abdullah) b. Abbas; “Ömer de bu hadisin bir kısmını söylerdi.” dedi ve anlatmaya koyuldu:
“Ömer’le birlikte Mekke’den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir kervan, bir ağacın altında duruyor! Ömer dedi ki; ‘Git, bak bakalım. Bu kervandakiler kimlermiş?’ (Gidip) baktım ki Suheyb! Hemen (gelip) Ömer’e haber verdim. ‘Onu, bana çağır.’ dedi. Suheyb’in yanına döndüm ve ‘Kalk, mü’minlerin emirine katıl.’ dedim. [Gel zaman, git zaman] bilahare Ömer vurulunca Suheyb ağlayarak ve ‘Vah kardeşim! Vah arkadaşım!’ diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer; ‘Ey Suheyb! Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür.’ buyurmuşken bana mı ağlıyorsun?’ dedi.”
(Abdullah) b. Abbas sözlerine şöyle devam etti: “Ömer vefat edince bu rivayet, Hz. Âişe’ye anlatıldı. Buna karşılık Hz. Âişe dedi ki; ‘Allah, Ömer’e rahmet etsin. Hayır. Vallahi, Rasulullah (sav); ‘Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder.’ buyurmadı. Fakat; ‘Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır.’ buyurdu.’ Hz. Âişe ayrıca; ‘Size Kur’an yeter; ‘Hiçbir günahkâr nefis, bir başkasının günahını yüklenmez.’ (En’am, 6/164) dedi.”
Ravi diyor ki; “Bu noktada (Abdullah) b. Abbas şöyle dedi: ‘Güldüren ve ağlatan ancak Allah’tır.”
Ravi (Abdullah) b. Ebu Müleyke şöyle dedi: “Vallahi, [bu durum karşısında] (Abdullah) b. Ömer hiçbir şey söylemedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2150, /360
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
KTB, CENAZE, CENAİZ
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38377, DM000495
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ يَحْيَى بْنِ جَعْدَةَ قَالَ : أُتِىَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- بِكَتِفٍ فِيهِ كِتَابٌ فَقَالَ :« كَفَى بِقَوْمٍ ضَلاَلاً أَنْ يَرْغَبُوا عَمَّا جَاءَ بِهِ نَبِيُّهُمْ إِلَى مَا جَاءَ بِهِ نَبِىٌّ غَيْرُ نَبِيِّهِمْ أَوْ كِتَابٌ غَيْرُ كِتَابِهِمْ ». فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ {أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلَى عَلَيْهِمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرَى لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ} الآيَةَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ahmed haber verip (dedi ki) bize Sufyân, Ömer'den, (o da) Yahya b. Ca'de'den (naklen) rivâ-yet etti (ki Yahya) şöyle dedi: (Bir gün) Hz. Peygambere -sallallahu aleyhi ve sellem-, üzerinde bir yazı bulunan bir kürek kemiği getirilmiş de o şöyle buyurmuş: "Bir topluluğa; peygamberlerinin getirdiklerini terkedip, kendi peygamberlerinden başka bir peygamberin veya kendi kitaplarından başka bir kitabın getirmiş olduğu şeylere yönelmeleri) sapıklık olarak yeter." Bunun üzerine Allah -azze ve celle-şu âyeti indirmiş: "Sana indirdiğimiz o kitab onlara kâfi gelmedi "
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 42, 1/425
Senetler:
1. Yahya b. Ca'de el-Kureşî (Yahya b. Ca'de b. Hübeyre b. Ebu vehb b. Amr)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Halef es-Sülemî (Muhammed b. Ahmed b. Muhammed)
Konular:
Hadis, hadislerin yazılması
Hadis, yazmanın yasaklanması
Kur'an, Kur'an'a sarılmak ve yüz çevirmek
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن علي بن زيد بن جدعان عن أبي نضرة أو غيره ، قال : كنا عند عمران بن الحصين ، فكنا نتذاكر العلم. قال : فقال رجل : لا تتحدثوا إلا بما في القرآن ، فقال له عمران بن الحصين : إنك لاحمق ، أوجدت في القرآن : صلاة الظهر أربع ركعات ، والعصر أربع ركعات ، لا تجهر في شئ منها ؟ والمغرب ثلاث ركعات تجهر بالقراءة في ركعتين ، ولا تجهر بالقراءة في ركعة ؟ والعشاء أربع ركعات تجهر بالقراءة في ركعتين ، ولا تجهر بالقراءة في ركعتين ؟ والفجر ركعتين تجهر فيهما بالقراءة ؟ قال علي : ولم يكن الرجل الذي قال هذا صاحب بدعة ، ولكنه كانت منه. قال : قال عمران : لما نحن فيه يعدل القرآن أو نحوه من .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
89314, MA020474
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن علي بن زيد بن جدعان عن أبي نضرة أو غيره ، قال : كنا عند عمران بن الحصين ، فكنا نتذاكر العلم. قال : فقال رجل : لا تتحدثوا إلا بما في القرآن ، فقال له عمران بن الحصين : إنك لاحمق ، أوجدت في القرآن : صلاة الظهر أربع ركعات ، والعصر أربع ركعات ، لا تجهر في شئ منها ؟ والمغرب ثلاث ركعات تجهر بالقراءة في ركعتين ، ولا تجهر بالقراءة في ركعة ؟ والعشاء أربع ركعات تجهر بالقراءة في ركعتين ، ولا تجهر بالقراءة في ركعتين ؟ والفجر ركعتين تجهر فيهما بالقراءة ؟ قال علي : ولم يكن الرجل الذي قال هذا صاحب بدعة ، ولكنه كانت منه. قال : قال عمران : لما نحن فيه يعدل القرآن أو نحوه من .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20474, 11/255
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, kaynakları
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Namaz, sesli okuma, cehri tilavet, hangi namazlarda okunacak vs,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
64796, HM017306
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ قَال أَنْبَأَنَا حَرِيزٌ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي عَوْفٍ الْجُرَشِيِّ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِي كَرِبَ الْكِنْدِيِّ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلَا إِنِّي أُوتِيتُ الْكِتَابَ وَمِثْلَهُ مَعَهُ أَلَا إِنِّي أُوتِيتُ الْقُرْآنَ وَمِثْلَهُ مَعَهُ لَا يُوشِكُ رَجُلٌ يَنْثَنِي شَبْعَانًا عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ عَلَيْكُمْ بِالْقُرْآنِ فَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَلَالٍ فَأَحِلُّوهُ وَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ فَحَرِّمُوهُ أَلَا لَا يَحِلُّ لَكُمْ لَحْمُ الْحِمَارِ الْأَهْلِيِّ وَلَا كُلُّ ذِي نَابٍ مِنْ السِّبَاعِ أَلَا وَلَا لُقَطَةٌ مِنْ مَالِ مُعَاهَدٍ إِلَّا أَنْ يَسْتَغْنِيَ عَنْهَا صَاحِبُهَا وَمَنْ نَزَلَ بِقَوْمٍ فَعَلَيْهِمْ أَنْ يَقْرُوهُمْ فَإِنْ لَمْ يَقْرُوهُمْ فَلَهُمْ أَنْ يُعْقِبُوهُمْ بِمِثْلِ قِرَاهُمْ
Tercemesi:
Mikdam b. Ma'dikerib'den (Radıyallahü anh): Rasûlullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Bana Kutsal Kitap ve onunla birlikte benzeri/sünnet verildi. İkinci
kez tekrar (Gelecekte) bir kişi karnı tok olarak koltuğuna kurulup diyecek ki: 'Allah'ın Kitab'ına yapışın; (sadece) onda bulduğunuz helali helal ve haramı da haram kabul edin!'
Dikkat edin, evcil eşeğin ve köpek dişi olan yırtıcı hayvanların eti size helal değildir. Dikkat edin, eman ile gezen yabancının buluntu malını(sahibinin işine yaramayıp atılması dışında) sahiplenmeniz helal değildir. Kim bir toplumun bölgesine gelirse, yöre sakinlerinin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, bu misafirlerin yöre sakinlerinden ceza olarak (konaklama, yeme ve içme gibi) ağırlanma masraflarını alma hakları vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Mikdam b. Ma'dî Kerib el-Kindî Ebu Kerime 17306, 5/851
Senetler:
1. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
2. Abdurrahman b. Ebu Avf el-Kadı (Abdurrahman b. Ebu Avf)
3. Harîz b. Osman er-Rahabi (Harîz b. Osman b. Cebr b. Ahmed b. Es'ad)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
KTB, ADAB
KTB, EŞRİBE, YEME İÇME
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Lukata, yitik malın sahibine iadesi
Seçki, İlişkiler ağı
Sosyalleşme, beşeri ilişkiler
Sünnet, vahiy ilişkisi
Toplumsal barış, Eman vermek,
Yiyecekler, Azı dişi olan yırtıcı hayvanların etinin yasaklanması
Yiyecekler, Ehlî eşek eti
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Yiyecekler, Eti Yenen Hayvanlar
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar
Yiyecekler, haram olanlar
حدثنا محمد بن سليمان النعماني نا أبو عتبة أحمد بن الفرج نا بقية نا الزبيدي عن مروان بن رؤبة عن عبد الرحمن بن أبي عوف الجرشي عن المقدام بن معدي كرب أن النبي صلى الله عليه و سلم قال : إني قد أوتيت الكتاب وما يعدله يوشك شبعان على أريكته يقول بيننا وبينكم الكتاب فما كان فيه من حلال أحللناه وما كان فيه من حرام حرمناه وإنه ليس كذلك لا يحل أكل كل ذي ناب من السباع ولا الحمار الأهلي ولا اللقطة من مال معاهد إلا أن يستغنى عنها وأيما رجل ضاف قوما فلم يقروه فإن له أن يغصبهم بمثل قراه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
188002, DK004768
Hadis:
حدثنا محمد بن سليمان النعماني نا أبو عتبة أحمد بن الفرج نا بقية نا الزبيدي عن مروان بن رؤبة عن عبد الرحمن بن أبي عوف الجرشي عن المقدام بن معدي كرب أن النبي صلى الله عليه و سلم قال : إني قد أوتيت الكتاب وما يعدله يوشك شبعان على أريكته يقول بيننا وبينكم الكتاب فما كان فيه من حلال أحللناه وما كان فيه من حرام حرمناه وإنه ليس كذلك لا يحل أكل كل ذي ناب من السباع ولا الحمار الأهلي ولا اللقطة من مال معاهد إلا أن يستغنى عنها وأيما رجل ضاف قوما فلم يقروه فإن له أن يغصبهم بمثل قراه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Sayd ve'z-zebâih ve'l-et'ime ve gayri zâlik 4768, 5/517
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, haram helal kılması
Hz. Peygamber, hüküm koyması
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
KTB, EŞRİBE, YEME İÇME
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Yiyecekler, Azı dişi olan yırtıcı hayvanların etinin yasaklanması
Yiyecekler, Eti Yenen Hayvanlar
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar
Yiyecekler, haram olanlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
156758, BS019494
Hadis:
وَشَاهِدُهُ مَا أَخْبَرَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ الْجَبَّارِ السُّكَّرِىُّ بِبَغْدَادَ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُحَمَّدٍ الصَّفَّارُ حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ التَّرْقُفِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ الزُّبَيْدِىُّ عَنْ مَرْوَانَ بْنِ رُؤْبَةَ أَنَّهُ حَدَّثَهُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَوْفٍ الْجُرَشِىِّ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِيكَرِبَ الْكِنْدِىِّ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« أُوتِيتُ الْكِتَابُ وَمَا يَعْدِلُهُ يَعْنِى وَمِثْلَهُ يُوشِكُ شَبْعَانُ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ هَذَا الْكِتَابُ فَمَا كَانَ فِيهِ مِنْ حَلاَلٍ أَحْلَلْنَاهُ وَمَا كَانَ مِنْ حَرَامٍ حَرَّمْنَاهُ أَلاَ وَإِنَّهُ لَيْسَ كَذَلِكَ أَلاَ لاَ يَحِلُّ ذُو نَابٍ مِنَ السِّبَاعِ وَلاَ الْحِمَارُ الأَهْلِىُّ وَلاَ اللُّقَطَةُ مِنْ مَالِ مُعَاهِدٍ إِلاَّ أَنْ يَسْتَغْنِىَ عَنْهَا وَأَيُّمَا رَجُلٍ أَضَافَ قَوْمًا فَلَمْ يَقْرُوهُ فَإِنَّ لَهُ أَنْ يُعْقِبَهُمْ بِمِثْلِ قِرَاهُ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Dahâyâ 19494, 19/479
Senetler:
1. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
2. Abdurrahman b. Ebu Avf el-Kadı (Abdurrahman b. Ebu Avf)
3. Mervan b. Ru'be et-Tağlibî (Mervan b. Ru'be)
4. Ebu Hüzeyl Muhammed b. Velid ez-Zübeydi (Muhammed b. Velid b. Amir)
5. Ebu Abdurrahman Yahya b. Hamza el-Hadramî (Yahya b. Hamza b. Vakıd)
6. Muhammed b. Mübarek el-Kuraşî (Muhammed b. Mübarek b. Ya'la)
7. Abbas b. Abdullah et-Terkufî (Abbas b. Abdullah b. Ezdaz)
8. İsmail b. Muhammed es-Saffar (İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdurrahman)
9. Abdullah b. Yahya es-Sükkeri (Abdullah b. Yahya b. Abdulcebbar)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
Hz. Peygamber, hüküm koyması
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
KTB, ADAB
KTB, EŞRİBE, YEME İÇME
Kur'an, Kur'an'la Yetinmek
Lukata (Kayıp mal)
Sünnet, sünnete uymak
Yiyecekler, Azı dişi olan yırtıcı hayvanların etinin yasaklanması
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar
Yiyecekler, haram olanlar
Zimmet Ehli, Hukuku