Öneri Formu
Hadis Id, No:
36985, MU001228
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ مَوْلَى الأَسْوَدِ بْنِ سُفْيَانَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ أَنَّ أَبَا عَمْرِو بْنَ حَفْصٍ طَلَّقَهَا الْبَتَّةَ وَهُوَ غَائِبٌ بِالشَّامِ فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا وَكِيلُهُ بِشَعِيرٍ فَسَخِطَتْهُ فَقَالَ وَاللَّهِ مَا لَكِ عَلَيْنَا مِنْ شَىْءٍ . فَجَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ لَيْسَ لَكِ عَلَيْهِ نَفَقَةٌ. وَأَمَرَهَا أَنْ تَعْتَدَّ فِى بَيْتِ أُمِّ شَرِيكٍ ثُمَّ قَالَ تِلْكَ امْرَأَةٌ يَغْشَاهَا أَصْحَابِى اعْتَدِّى عِنْدَ عَبْدِ اللَّهِ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ رَجُلٌ أَعْمَى تَضَعِينَ ثِيَابَكِ عِنْدَهُ فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى. قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ ذَكَرْتُ لَهُ أَنَّ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ وَأَبَا جَهْمِ بْنَ هِشَامٍ خَطَبَانِى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَّا أَبُو جَهْمٍ فَلاَ يَضَعُ عَصَاهُ عَنْ عَاتِقِهِ وَأَمَّا مُعَاوِيَةُ فَصُعْلُوكٌ لاَ مَالَ لَهُ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ. قَالَتْ فَكَرِهْتُهُ ثُمَّ قَالَ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ. فَنَكَحْتُهُ فَجَعَلَ اللَّهُ فِى ذَلِكَ خَيْرًا وَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Tercemesi:
Fatıma binti Kays şöyle dedi: Kocam Ebû Amr b. Hafsa Şam'da iken, beni üç talak ile boşadı. Bana, vekili arpa gönderdi. Ben de ona sinirlendim. Bana:
"Vallahi, bizde bir hakkın yok"dedi. Ben de Resûlullah (s.a.v.)'a giderek meseleyi anlattım. Resûlullah: "Nafakan kocana ait değil" dedi ve Ümmü Şerîk'in evinde iddet beklememi emretti sonra şöyle dedi: "Ashabım Ümmü Şerîk'e (iyi bir kadın olduğundan) çok gider gelirler. (Seni görmemeleri gerek) sen, Abdullah b. Ümmi Mektum'un yanında iddet bekle" zira o âmâdır, onun yanında örtünü çıkarır, serbest olabilirsin. İddetin bittiğinde bana haber ver."îddetim bitince Resûlullah'a, Muaviye b. Ebi Süfyan ve Ebû Cehm b. Hişam'm benimle evlenmek istediklerini söyledim.
Resûlullah (s.a.v): "Ebû Cehm, asasını omzundan bırakmaz (yani karılarını çok döver ya da çok seyahat eder), Muaviye de hiç malı olmayan (cimrinin) biri, sen Üsame b. Zeyd'le evlen" buyurdu. Ben istemedim, sonra Resûlullah: "Üsame b. Zeyd'le evlen" buyurdular. Ben de evlendim. Allah, bu evliliği hayırlı kıldı ve onunla mesud oldum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1228, 1/212
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, evlilik için aracı olmak
Evlilik, Hz. Peygamber'in teşviki
İddet, boşanmış kadının iddeti
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26974, N003246
Hadis:
أَخْبَرَنِى حَاجِبُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَيَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قُسَيْطٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَوْبَانَ أَنَّهُمَا سَأَلاَ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ عَنْ أَمْرِهَا فَقَالَتْ طَلَّقَنِى زَوْجِى ثَلاَثًا فَكَانَ يَرْزُقُنِى طَعَامًا فِيهِ شَىْءٌ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَئِنْ كَانَتْ لِى النَّفَقَةُ وَالسُّكْنَى لأَطْلُبَنَّهَا وَلاَ أَقْبَلُ هَذَا . فَقَالَ الْوَكِيلُ لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ . قَالَتْ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ فَاعْتَدِّى عِنْدَ فُلاَنَةَ » . قَالَتْ وَكَانَ يَأْتِيهَا أَصْحَابُهُ ثُمَّ قَالَ « اعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ أَعْمَى فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ آذَنْتُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَمَنْ خَطَبَكِ » . فَقُلْتُ مُعَاوِيَةُ وَرَجُلٌ آخَرُ مِنْ قُرَيْشٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَإِنَّهُ غُلاَمٌ مِنْ غِلْمَانِ قُرَيْشٍ لاَ شَىْءَ لَهُ وَأَمَّا الآخَرُ فَإِنَّهُ صَاحِبُ شَرٍّ لاَ خَيْرَ فِيهِ وَلَكِنِ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . قَالَتْ فَكَرِهْتُهُ . فَقَالَ لَهَا ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَنَكَحَتْهُ .
Tercemesi:
Bize Hâcib b. Süleyman, ona Haccac (b. Muhammed), ona İbn Ebu Zib, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî ve Yezid b. Abdullah b. Kasayt, onlara Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: Haris b. Abdurrahman ve Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, Fatma bt. Kays’a başından geçenleri sordular. Fatma bt. Kays da şöyle anlattı: ‘Eşim beni üç defa boşadı. Yiyecek olarak da çok az bir şey bırakmıştı. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Vallahi, şayet bana nafaka ve kalacak yer hakkı varsa kesinlikle bunları isteyeceğim, bu duruma razı olmayacağım.’ Kocamın vekili ise: ‘Ne nafaka almaya ne de kalacak yer hakkın yoktur’ dedi. Fatma şöyle devam etti: Ben de bunun üzerine Rasulullah’a (sav) geldim ve durumu anlattım. O: “Nafaka ve kalacak yer hakkım yoktur. Falan kadının yanında iddetini tamamla” buyurdu. O kadına da devamlı arkadaşları gelirdi. Bu sebeple Rasulullah (sav) “İddetini amca oğlun İbn Ümmü Mektum’un yanında tamamla. Çünkü onun gözleri görmez. İddetin bitince de bana haber ver” buyurdu. Fatma şöyle devam etti: İddetim bitince Rasulullah’a haber verdim. O bana: “Kim seninle evlenmek istiyor?” diye sordu. Ben de; Muaiye ve Kureyş’ten bir başka bir adam daha. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana; “Muaviye Kureyş’in gençlerinden birisidir. Onun bir şeyi de yoktur. Diğerine gelince, o kötü bir kimse olup hayırsız birisidir. Dolayısıyla sen Üsame b. Zeyd ile evlen” buyurdu. Fatma; ‘Ben bu tekliften pek hoşlanmadım. Fakat Rasulullah (sav) üç defa “bununla evlen” buyurunca onunla evlendim.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Nikah 21, /2297
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
4. Ebu Abdullah Yezid b. Kuseyt el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Kuseyt b. Üsame b. Umeyr)
5. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Said Hâcib b. Süleyman eş-Şeybani (Hâcib b. Süleyman b. Bessâm)
Konular:
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Tesettür, kör birinin yanında
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26976, N003247
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لِمُحَمَّدٍ - عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ أَنَّ أَبَا عَمْرِو بْنَ حَفْصٍ طَلَّقَهَا الْبَتَّةَ وَهُوَ غَائِبٌ فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا وَكِيلُهُ بِشَعِيرٍ فَسَخِطَتْهُ . فَقَالَ وَاللَّهِ مَا لَكِ عَلَيْنَا مِنْ شَىْءٍ . فَجَاءَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لَيْسَ لَكِ نَفَقَةٌ » . فَأَمَرَهَا أَنْ تَعْتَدَّ فِى بَيْتِ أُمِّ شَرِيكٍ ثُمَّ قَالَ « تِلْكَ امْرَأَةٌ يَغْشَاهَا أَصْحَابِى فَاعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ رَجُلٌ أَعْمَى تَضَعِينَ ثِيَابَكِ فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ ذَكَرْتُ لَهُ أَنَّ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ وَأَبَا جَهْمٍ خَطَبَانِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا أَبُو جَهْمٍ فَلاَ يَضَعُ عَصَاهُ عَنْ عَاتِقِهِ وَأَمَّا مُعَاوِيَةُ فَصُعْلُوكٌ لاَ مَالَ لَهُ وَلَكِنِ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . فَكَرِهْتُهُ ثُمَّ قَالَ « انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . فَنَكَحْتُهُ فَجَعَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِيهِ خَيْرًا وَاغْتَبَطْتُ بِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme ve el-Haris b. Miskin, ona Muhammed, ona İbn'ül-Kasım, ona Malik, ona Abdullah b. Yezid, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays'tan (r.anha) rivayet edildiğine göre, kocası Ebu Amr b. Hafs, onu yanında olmadığı bir zamanda üç talakla boşamıştı. Kocasının vekili Fatıma'ya bir miktar arpa gönderdi. O bu gönderilene razı olmayınca kocasının vekili olan kimseyi kızdırdı. O adam: 'Vallahi sana bir şeyler vermek mecburiyetinde değiliz,' dedi. Fatıma, Rasulullah'a (sav) gelerek durumu anlattı. Rasulullah da (sav):
"Senin onlardan nafaka alma hakkın yoktur," diyerek,
"Sen Ümmü Şerikin evinde iddet süreni doldur," buyurdu. Sonra da:
"O kadın cömert bir kadın olup gelip gideni çoktur, onun için sen iddetini Ümmü Mektum'un evinde doldur. O gözleri görmeyen bir adamdır, dolayısıyla aşırı tesettüre riayet etmeksizin onun yanında kalabilirsin. İddetin bitince de bana haber ver," buyurdu. Ben de iddetim bitince Muaviye b. Eb Süfyan ve Ebu Cehm'in bana dünür olduklarını haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Ebu Cehm'in asası hiç elden düşmez. (Kadınları çok döver) Muaviye ise fakir biri olup malı mülkü yoktur. Dolayısıyla sen Üsame b. Zeyd ile evlen," buyurdu. Ben ise Üsame'den pek hoşlanmamıştım sonra tekrar:
"Onunla evlen," buyurdu. Bende onunla evlendim. Allah bu evliliği hayırlı kıldı, diğer kadınlar bana gıpta ettiler.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Nikah 22, /2298
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Kuraşi (Abdullah b. Yezid)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
6. Haris b. Miskin el-Ümevî (Haris b. Miskin b. Muhammed)
Konular:
Nikah, Boşanmış kadının eski kocasına dönmesinin şartı
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276817, N003246-2
Hadis:
أَخْبَرَنِى حَاجِبُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَيَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قُسَيْطٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَوْبَانَ أَنَّهُمَا سَأَلاَ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ عَنْ أَمْرِهَا فَقَالَتْ طَلَّقَنِى زَوْجِى ثَلاَثًا فَكَانَ يَرْزُقُنِى طَعَامًا فِيهِ شَىْءٌ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَئِنْ كَانَتْ لِى النَّفَقَةُ وَالسُّكْنَى لأَطْلُبَنَّهَا وَلاَ أَقْبَلُ هَذَا . فَقَالَ الْوَكِيلُ لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ . قَالَتْ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ فَاعْتَدِّى عِنْدَ فُلاَنَةَ » . قَالَتْ وَكَانَ يَأْتِيهَا أَصْحَابُهُ ثُمَّ قَالَ « اعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ أَعْمَى فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ آذَنْتُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَمَنْ خَطَبَكِ » . فَقُلْتُ مُعَاوِيَةُ وَرَجُلٌ آخَرُ مِنْ قُرَيْشٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَإِنَّهُ غُلاَمٌ مِنْ غِلْمَانِ قُرَيْشٍ لاَ شَىْءَ لَهُ وَأَمَّا الآخَرُ فَإِنَّهُ صَاحِبُ شَرٍّ لاَ خَيْرَ فِيهِ وَلَكِنِ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . قَالَتْ فَكَرِهْتُهُ . فَقَالَ لَهَا ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَنَكَحَتْهُ .
Tercemesi:
Bize Hâcib b. Süleyman, ona Haccac (b. Muhammed), ona İbn Ebu Zib, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî ve Yezid b. Abdullah b. Kasayt, onlara Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: Haris b. Abdurrahman ve Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, Fatma bt. Kays’a başından geçenleri sordular. Fatma bt. Kays da şöyle anlattı: ‘Eşim beni üç defa boşadı. Yiyecek olarak da çok az bir şey bırakmıştı. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Vallahi, şayet bana nafaka ve kalacak yer hakkı varsa kesinlikle bunları isteyeceğim, bu duruma razı olmayacağım.’ Kocamın vekili ise: ‘Ne nafaka almaya ne de kalacak yer hakkın yoktur’ dedi. Fatma şöyle devam etti: Ben de bunun üzerine Rasulullah’a (sav) geldim ve durumu anlattım. O: “Nafaka ve kalacak yer hakkım yoktur. Falan kadının yanında iddetini tamamla” buyurdu. O kadına da devamlı arkadaşları gelirdi. Bu sebeple Rasulullah (sav) “İddetini amca oğlun İbn Ümmü Mektum’un yanında tamamla. Çünkü onun gözleri görmez. İddetin bitince de bana haber ver” buyurdu. Fatma şöyle devam etti: İddetim bitince Rasulullah’a haber verdim. O bana: “Kim seninle evlenmek istiyor?” diye sordu. Ben de; Muaiye ve Kureyş’ten bir başka bir adam daha. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana; “Muaviye Kureyş’in gençlerinden birisidir. Onun bir şeyi de yoktur. Diğerine gelince, o kötü bir kimse olup hayırsız birisidir. Dolayısıyla sen Üsame b. Zeyd ile evlen” buyurdu. Fatma; ‘Ben bu tekliften pek hoşlanmadım. Fakat Rasulullah (sav) üç defa “bununla evlen” buyurunca onunla evlendim.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Nikah , /
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Said Hâcib b. Süleyman eş-Şeybani (Hâcib b. Süleyman b. Bessâm)
Konular:
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Tesettür, kör birinin yanında
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276818, N003246-3
Hadis:
أَخْبَرَنِى حَاجِبُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَيَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قُسَيْطٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَوْبَانَ أَنَّهُمَا سَأَلاَ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ عَنْ أَمْرِهَا فَقَالَتْ طَلَّقَنِى زَوْجِى ثَلاَثًا فَكَانَ يَرْزُقُنِى طَعَامًا فِيهِ شَىْءٌ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَئِنْ كَانَتْ لِى النَّفَقَةُ وَالسُّكْنَى لأَطْلُبَنَّهَا وَلاَ أَقْبَلُ هَذَا . فَقَالَ الْوَكِيلُ لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ . قَالَتْ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ فَاعْتَدِّى عِنْدَ فُلاَنَةَ » . قَالَتْ وَكَانَ يَأْتِيهَا أَصْحَابُهُ ثُمَّ قَالَ « اعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ أَعْمَى فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ آذَنْتُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَمَنْ خَطَبَكِ » . فَقُلْتُ مُعَاوِيَةُ وَرَجُلٌ آخَرُ مِنْ قُرَيْشٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَإِنَّهُ غُلاَمٌ مِنْ غِلْمَانِ قُرَيْشٍ لاَ شَىْءَ لَهُ وَأَمَّا الآخَرُ فَإِنَّهُ صَاحِبُ شَرٍّ لاَ خَيْرَ فِيهِ وَلَكِنِ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . قَالَتْ فَكَرِهْتُهُ . فَقَالَ لَهَا ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَنَكَحَتْهُ .
Tercemesi:
Bize Hâcib b. Süleyman, ona Haccac (b. Muhammed), ona İbn Ebu Zib, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî ve Yezid b. Abdullah b. Kasayt, onlara Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: Haris b. Abdurrahman ve Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, Fatma bt. Kays’a başından geçenleri sordular. Fatma bt. Kays da şöyle anlattı: ‘Eşim beni üç defa boşadı. Yiyecek olarak da çok az bir şey bırakmıştı. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Vallahi, şayet bana nafaka ve kalacak yer hakkı varsa kesinlikle bunları isteyeceğim, bu duruma razı olmayacağım.’ Kocamın vekili ise: ‘Ne nafaka almaya ne de kalacak yer hakkın yoktur’ dedi. Fatma şöyle devam etti: Ben de bunun üzerine Rasulullah’a (sav) geldim ve durumu anlattım. O: “Nafaka ve kalacak yer hakkım yoktur. Falan kadının yanında iddetini tamamla” buyurdu. O kadına da devamlı arkadaşları gelirdi. Bu sebeple Rasulullah (sav) “İddetini amca oğlun İbn Ümmü Mektum’un yanında tamamla. Çünkü onun gözleri görmez. İddetin bitince de bana haber ver” buyurdu. Fatma şöyle devam etti: İddetim bitince Rasulullah’a haber verdim. O bana: “Kim seninle evlenmek istiyor?” diye sordu. Ben de; Muaiye ve Kureyş’ten bir başka bir adam daha. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana; “Muaviye Kureyş’in gençlerinden birisidir. Onun bir şeyi de yoktur. Diğerine gelince, o kötü bir kimse olup hayırsız birisidir. Dolayısıyla sen Üsame b. Zeyd ile evlen” buyurdu. Fatma; ‘Ben bu tekliften pek hoşlanmadım. Fakat Rasulullah (sav) üç defa “bununla evlen” buyurunca onunla evlendim.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Nikah , /
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Haris b. Abdurrahman el-Kuraşi (Haris b. Abdurrahman b. Haris b. Ebu Zi'b)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Said Hâcib b. Süleyman eş-Şeybani (Hâcib b. Süleyman b. Bessâm)
Konular:
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Tesettür, kör birinin yanında
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276819, N003246-4
Hadis:
أَخْبَرَنِى حَاجِبُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ وَيَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قُسَيْطٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَوْبَانَ أَنَّهُمَا سَأَلاَ فَاطِمَةَ بِنْتَ قَيْسٍ عَنْ أَمْرِهَا فَقَالَتْ طَلَّقَنِى زَوْجِى ثَلاَثًا فَكَانَ يَرْزُقُنِى طَعَامًا فِيهِ شَىْءٌ فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَئِنْ كَانَتْ لِى النَّفَقَةُ وَالسُّكْنَى لأَطْلُبَنَّهَا وَلاَ أَقْبَلُ هَذَا . فَقَالَ الْوَكِيلُ لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ . قَالَتْ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لَيْسَ لَكِ سُكْنَى وَلاَ نَفَقَةٌ فَاعْتَدِّى عِنْدَ فُلاَنَةَ » . قَالَتْ وَكَانَ يَأْتِيهَا أَصْحَابُهُ ثُمَّ قَالَ « اعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ أَعْمَى فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى » . قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ آذَنْتُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَمَنْ خَطَبَكِ » . فَقُلْتُ مُعَاوِيَةُ وَرَجُلٌ آخَرُ مِنْ قُرَيْشٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا مُعَاوِيَةُ فَإِنَّهُ غُلاَمٌ مِنْ غِلْمَانِ قُرَيْشٍ لاَ شَىْءَ لَهُ وَأَمَّا الآخَرُ فَإِنَّهُ صَاحِبُ شَرٍّ لاَ خَيْرَ فِيهِ وَلَكِنِ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ » . قَالَتْ فَكَرِهْتُهُ . فَقَالَ لَهَا ذَلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ فَنَكَحَتْهُ .
Tercemesi:
Bize Hâcib b. Süleyman, ona Haccac (b. Muhammed), ona İbn Ebu Zib, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî ve Yezid b. Abdullah b. Kasayt, onlara Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: Haris b. Abdurrahman ve Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, Fatma bt. Kays’a başından geçenleri sordular. Fatma bt. Kays da şöyle anlattı: ‘Eşim beni üç defa boşadı. Yiyecek olarak da çok az bir şey bırakmıştı. Ben de kendi kendime dedim ki: ‘Vallahi, şayet bana nafaka ve kalacak yer hakkı varsa kesinlikle bunları isteyeceğim, bu duruma razı olmayacağım.’ Kocamın vekili ise: ‘Ne nafaka almaya ne de kalacak yer hakkın yoktur’ dedi. Fatma şöyle devam etti: Ben de bunun üzerine Rasulullah’a (sav) geldim ve durumu anlattım. O: “Nafaka ve kalacak yer hakkım yoktur. Falan kadının yanında iddetini tamamla” buyurdu. O kadına da devamlı arkadaşları gelirdi. Bu sebeple Rasulullah (sav) “İddetini amca oğlun İbn Ümmü Mektum’un yanında tamamla. Çünkü onun gözleri görmez. İddetin bitince de bana haber ver” buyurdu. Fatma şöyle devam etti: İddetim bitince Rasulullah’a haber verdim. O bana: “Kim seninle evlenmek istiyor?” diye sordu. Ben de; Muaiye ve Kureyş’ten bir başka bir adam daha. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana; “Muaviye Kureyş’in gençlerinden birisidir. Onun bir şeyi de yoktur. Diğerine gelince, o kötü bir kimse olup hayırsız birisidir. Dolayısıyla sen Üsame b. Zeyd ile evlen” buyurdu. Fatma; ‘Ben bu tekliften pek hoşlanmadım. Fakat Rasulullah (sav) üç defa “bununla evlen” buyurunca onunla evlendim.’
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Nikah , /
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Haris b. Abdurrahman el-Kuraşi (Haris b. Abdurrahman b. Haris b. Ebu Zi'b)
4. Ebu Abdullah Yezid b. Kuseyt el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Kuseyt b. Üsame b. Umeyr)
5. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. Ebu Said Hâcib b. Süleyman eş-Şeybani (Hâcib b. Süleyman b. Bessâm)
Konular:
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Tesettür, kör birinin yanında
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ أَنْ يُصَلِّىَ بِالنَّاسِ فِى مَرَضِهِ فَكَانَ يُصَلِّى بِهِمْ . قَالَ عُرْوَةُ فَوَجَدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَخَرَجَ وَإِذَا أَبُو بَكْرٍ يَؤُمُّ النَّاسَ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ اسْتَأْخَرَ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ كَمَا أَنْتَ فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ حِذَاءَ أَبِى بَكْرٍ إِلَى جَنْبِهِ . فَكَانَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281508, M000943-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ أَنْ يُصَلِّىَ بِالنَّاسِ فِى مَرَضِهِ فَكَانَ يُصَلِّى بِهِمْ . قَالَ عُرْوَةُ فَوَجَدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَخَرَجَ وَإِذَا أَبُو بَكْرٍ يَؤُمُّ النَّاسَ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ اسْتَأْخَرَ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ كَمَا أَنْتَ فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ حِذَاءَ أَبِى بَكْرٍ إِلَى جَنْبِهِ . فَكَانَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb, onlara İbn Numeyr, ona İbn Hişam rivayet etmiştir; (T) Bize İbn Numeyr –lafızları birbirine yakındır-, ona babası, ona Hişam, ona babası, Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) hastalığı sırasında Ebu Bekir’e insanlara namaz kıldırmasını emretti, bu sebeple o da onlara namaz kıldırırdı. Urve dedi ki: Rasulullah (sav) kendisinde bir hafifleme hissedince (Mescide) çıktı. Ebu Bekir’in insanlara imam olduğunu gördü. Ebu Bekr Allah Rasulü’nü görünce geri çekilmek istedi. Rasulullah (sav) ona “olduğun gibi kal” anlamında işaret etti. Sonra Rasulullah Ebu Bekir’in hizasında onun yanına oturdu. Böylece Ebu Bekr Rasulullah’ın (sav) namazına uyuyor, cemaat de Ebu Bekr’in namazına uyuyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 943, /177
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
KTB, NAMAZ,
Namaz, imama uymak
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, namaz
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, oturarak kılmak
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Yönetim, halife, tayini ve seçimi
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ أَنْ يُصَلِّىَ بِالنَّاسِ فِى مَرَضِهِ فَكَانَ يُصَلِّى بِهِمْ . قَالَ عُرْوَةُ فَوَجَدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَخَرَجَ وَإِذَا أَبُو بَكْرٍ يَؤُمُّ النَّاسَ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ اسْتَأْخَرَ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ كَمَا أَنْتَ فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ حِذَاءَ أَبِى بَكْرٍ إِلَى جَنْبِهِ . فَكَانَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281512, M000943-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ أَنْ يُصَلِّىَ بِالنَّاسِ فِى مَرَضِهِ فَكَانَ يُصَلِّى بِهِمْ . قَالَ عُرْوَةُ فَوَجَدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَخَرَجَ وَإِذَا أَبُو بَكْرٍ يَؤُمُّ النَّاسَ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ اسْتَأْخَرَ فَأَشَارَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ كَمَا أَنْتَ فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ حِذَاءَ أَبِى بَكْرٍ إِلَى جَنْبِهِ . فَكَانَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى بِصَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb, onlara İbn Numeyr, ona İbn Hişam rivayet etmiştir; (T) Bize İbn Numeyr –lafızları birbirine yakındır-, ona babası, ona Hişam, ona babası, Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) hastalığı sırasında Ebu Bekir’e insanlara namaz kıldırmasını emretti, bu sebeple o da onlara namaz kıldırırdı. Urve dedi ki: Rasulullah (sav) kendisinde bir hafifleme hissedince (Mescide) çıktı. Ebu Bekir’in insanlara imam olduğunu gördü. Ebu Bekr Allah Rasulü’nü görünce geri çekilmek istedi. Rasulullah (sav) ona “olduğun gibi kal” anlamında işaret etti. Sonra Rasulullah Ebu Bekir’in hizasında onun yanına oturdu. Böylece Ebu Bekr Rasulullah’ın (sav) namazına uyuyor, cemaat de Ebu Bekr’in namazına uyuyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 943, /177
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
KTB, NAMAZ,
Namaz, imama uymak
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, namaz
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, oturarak kılmak
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Yönetim, halife, tayini ve seçimi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281816, M002027-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ ح وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى الدَّرَاوَرْدِىَّ - كِلاَهُمَا عَنْ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ قَالَ اسْتَخْلَفَ مَرْوَانُ أَبَا هُرَيْرَةَ . بِمِثْلِهِ غَيْرَ أَنَّ فِى رِوَايَةِ حَاتِمٍ فَقَرَأَ بِسُورَةِ الْجُمُعَةِ فِى السَّجْدَةِ الأُولَى وَفِى الآخِرَةِ ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) وَرِوَايَةُ عَبْدِ الْعَزِيزِ مِثْلُ حَدِيثِ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلاَلٍ .
Tercemesi:
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Hatim b. İsmail rivayet etti. H.
Bize, Kuteybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Abdülazîz yâni Derâverdî rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi birden Ca'f er 'den, o da babasından, o da Ubeydullah b. Ebî Râfi'den naklen rivayet etmişlerdir. Ubeydullah:
«Mervân, Ebû Hüreyre'yi kendi yerine bıraktı...» diyerek yukarkî hadîsin mislini rivayet etmişdir. Şu kadar var ki Hâtim'in rivayetinde:
«Brinci rek'atda cuma süresini, son rek'atda da Münâfkûn sûresini okudu...» ibaresi vardır.
Abdülazîz'in rivayeti Süleyman b. Bilâl'ın hadis gibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cumu'a 2027, /338
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
4. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
5. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
KTB, CUMA
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281817, M002027-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ ح وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى الدَّرَاوَرْدِىَّ - كِلاَهُمَا عَنْ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ قَالَ اسْتَخْلَفَ مَرْوَانُ أَبَا هُرَيْرَةَ . بِمِثْلِهِ غَيْرَ أَنَّ فِى رِوَايَةِ حَاتِمٍ فَقَرَأَ بِسُورَةِ الْجُمُعَةِ فِى السَّجْدَةِ الأُولَى وَفِى الآخِرَةِ ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) وَرِوَايَةُ عَبْدِ الْعَزِيزِ مِثْلُ حَدِيثِ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلاَلٍ .
Tercemesi:
Bize, Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet ettiler. Dediler ki: Bize, Hatim b. İsmail rivayet etti. H.
Bize, Kuteybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Abdülazîz yâni Derâverdî rivayet etti. Bu râvîlerin ikisi birden Ca'f er 'den, o da babasından, o da Ubeydullah b. Ebî Râfi'den naklen rivayet etmişlerdir. Ubeydullah:
«Mervân, Ebû Hüreyre'yi kendi yerine bıraktı...» diyerek yukarkî hadîsin mislini rivayet etmişdir. Şu kadar var ki Hâtim'in rivayetinde:
«Brinci rek'atda cuma süresini, son rek'atda da Münâfkûn sûresini okudu...» ibaresi vardır.
Abdülazîz'in rivayeti Süleyman b. Bilâl'ın hadis gibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cumu'a 2027, /338
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
4. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
5. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
KTB, CUMA
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme