310 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mahbûb, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes (T) Bana Halife, ona Yezid b. Zürey, ona Said, ona Katade'nin söylediğine göre Enes şöyle anlatmaktadır: Rasulullah (sav) bir Cuma günü Medine'de hutbe okurken, bir adam 'Yağmur yağmaz oldu! Rabbi'nden yağmur yağdırmasını isteyiver' dedi. Rasulullah (sav) gök yüzüne baktı. Biz de gökyüzünde hiç bulut görmüyorduk. Rasulullah (sav) (Rabbi'nden) yağmur istedi de peş peşe bulutlar ortaya çıktı. Sonra da öyle bir yağmur yağdı ki Medine'nin kanalları doldu sel olup taştı. Yağmur bir sonraki Cuma gününe kadar aralıksız yağmaya devam etti. Sonra bu adam veya bir başkası Rasulullah (sav) hutbe okurken kalktı ve 'Yağmur sularına gömüldük, Rabbi'ne dua et de yağmuru kessin' dedi. Rasulullah da (sav) güldü. Sonra da iki veya üç defa "Rabb'im üzerimize değil etrafımıza yağdır" diyerek dua etti. Bu duadan sonra bulutlar Medine'nin üzerinden sağa sola dağılmaya başladılar. Etrafımıza yağmur bırakıyorlar, fakat üzerimize bir damla yağmur bırakmıyorlardı. Allah, onlara Nebi'sinin (sav) (katında ne kadar) değerli (olduğunu) ve duasına icabet ettiğini gösteriyordu.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Halife b. Hayyat arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed, ona Ebu Damra Enes b. İyaz, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr, ona da Enes b. Malik şöyle söylemiştir: Bir kimse cuma günü Rasulullah ayakta hutbe verirken, minberin karşısında bulunan bir kapıdan içeriye girdi ve Rasulullah'ın (sav) karşısında ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Davarlar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de imdadımıza yetişsin' dedi. Bu söz üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve "Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver" diyerek dua etti. Enes dedi ki; Allah'a yemin ederim ki, o sırada biz gökyüzünde ne kalın, ne ince hiç bir bulut görmüyorduk. Bizimle Sel' Dağı arasında o zaman hiçbir ev ve hiçbir konak yoktu. Derken Rasulullah'ın (sav) arka tarafından, kalkan şeklinde bir bulut parçası geldi. Gök yüzünün ortasına gelince o bulut yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Enes dedi ki, 'Allah'a yeminle söylüyorum, biz altı gün güneşin yüzünü görmedik.' Sonraki cuma günü yine Rasulullah ayakta hutbe verirken, yine o kapıdan bir kişi girdi. Hz. Peygamber'in (sav) karşısına geçti ve ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesilip kapandı. Allah'a dua et de artık bu yağmur dursun' dedi. Enes dedi ki Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve şöyle dua etti: "Allah'ım! Etrafımıza yağdır, üzerimize değil. Allah'ım! Tepelere, dağlara, bayırlara, derelere, ağaç ve ot biten yerlere yağdır" diye dua etti. Enes dedi ki; 'bunun üzerine hemen yağmur kesildi ve biz namazdan çıktığımızda güneşte yürüyorduk. Şerîk dedi ki; Enes'e ikinci hafta gelen kişi önceki hafta gelen kişi miydi? diye sordum. O da bilmiyorum, dedi.
Bize Kuteybe b. Said, ona İsmail b. Cafer, ona Şerîk, ona da Enes b. Malik şöyle söylemiştir: Bir kimse cuma günü Rasulullah (sav) ayakta hutbe verirken Dâru'l-Kadâ tarafındaki bir kapıdan içeriye girdi ve, Rasulullah'ın (sav) karşısında ayakta durdu. Sonra 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de bizlere yağmur ihsan etsin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı, sonra; "Allâhumme eğısnâ, Allâhumme eğısnâ, Allâhumme eğısnâ (Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! Bize yağmur ver)" diye dua etti. Enes dedi ki: Allah'a yemin olsun, o sırada biz gökyüzünde ne kalın, ne de ince bir bulut görmedik. Bizimle Sel' Dağı arasında hiçbir ev ve konak yoktu. Ardından Rasulullah'ın (sav) arka tarafından kalkan şeklinde bir bulut çıktı. O bulut gök yüzünün ortasına doğru gelince yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Allah'a yemin ederim ki, biz altı gün güneşi görmedik. Sonraki cuma günü Rasulullah ayakta hutbe irad ederken, yine o kapıdan bir kişi girdi. Rasulullah'ın (sav) karşısına geçip dikildi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesilip kapandı. Allah'a dua et de artık üzerimizdeki bu yağmurları alsın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı, ve şöyle dua etti: "Allah'ım! Etrafımıza yağdır, üzerimize değil. Allah'ım!, Tepelere, bayırlara, derelere, ağaç ve ot bitecek yerlere yağdır." Enes dedi ki, bu dua üzerine hemen yağmur kesildi. Biz de mescitten çıkıp, güneşte yürüdük. Şerîk dedi ki; Enes'e ikinci hafta gelen kişi önceki hafta gelen kişi miydi? diye sordum. O da bilmiyorum, dedi.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Katade, ona da Enes'in söylediğine göre; bir Cuma günü Rasulullah (sav) hutbe verirken aniden bir adam geldi ve: Ey Allah'ın Rasulü! Yağmur yağmaz oldu. Allah'a dua et de bize yağmur yağdırsın, dedi. Rasulullah hemen dua etti. Hemen yağmur yamaya başladı. Öyle ki, az daha evlerimize gidemeyecektik. Bir sonraki cumaya kadar üzerimize hep yağmur yağdı. Enes dedi ki: Sonraki cuma, bu adam veya bir başkası ayağa kalktı ve: Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et de, bu yağmuru üzerimizden başka yerlere yağdırsın, dedi. Bunun üzerine Rasulullah: "Allah'ım, etrafımıza yağdır, üzerimize değil" dedi. Enes dedi ki: Yemin olsun ki, bulutların sağa sola doğru parçalandıklarını ve etraftakiler üzerine yağmur yağarken Medine halkının yağmur altında olmadığını gördüm.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Evzâî, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha'nın rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında insanlar bir sene kıtlık çektiler. Böyle bir zamanda Rasulullah (sav) cuma günü minberin üzerinde hutbe irad ederken bir bedevi ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Hayvanlar helak oldu. Çoluk çocuk perişan. Allah'a dua etsen de bizlere yağmur yağdırsa!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve dua etti. Bu esnada gökyüzünde tek bir bulut parçası bile yoktu. Derken dağlar gibi bulutlar gökyüzünü sardı ve Rasulullah (sav) daha minberden inmemişti ki yağmurun, onun sakalından aşağı doğru döküldüğünü gördüm. O gün, ertesi gün, ondan sonraki gün ve diğer cumaya kadar takip eden günlerde üzerimize yağmur yağmaya devam etti. Diğer cuma gelince bu bedevi veya başka bir adam ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! binalar çöktü. Hayvanlar boğuldu. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve "Allah'ım! Çevremizdeki yerlere yağdır; bizim üzerimize yağdırma!" diye dua etti. Bu esnada Rasulullah (sav) eliyle gökyüzünden her nereye işaret etmeye başlasa orası açılıyordu. Öyle ki Medine seması, etrafı bulutlarla kapalı ortası açık bir alan haline geldi. Bu yağmurlar sebebiyle vadide yani Medine vadilerinden biri olan Kanat Vadisi'nde bir ay boyunca su aktı. Nitekim etraftaki herhangi bir yerden gelen herkes, mutlaka bol yağmur yağdığından bahsetti.
Bize Muhammed b. Mahbûb, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes (T) Bana Halife, ona Yezid b. Zürey, ona Said, ona da Katâde, ona da Enes şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir Cuma günü Medine'de hutbe okurken, bir adam 'Yağmur yağmaz oldu! Rabbinden yağmur yağdırmasını isteyiver' dedi. Rasulullah (sav) gök yüzüne baktı. Biz de gökyüzünde hiç bulut görmüyorduk. Rasulullah (sav) Rabbinden yağmur istedi ve peş peşe bulutlar ortaya çıktı. Sonra da öyle bir yağmur yağdı ki Medine'nin kanalları doldu sel olup taştı. Yağmur bir sonraki Cuma gününe kadar aralıksız yağmaya devam etti. Sonra bu adam veya bir başkası Rasulullah (sav) hutbe okurken kalktı ve 'Yağmur sularına gömüldük, Rabbine dua et de yağmuru kesilsin' dedi. Rasulullah da (sav) (bu duruma) güldü. Sonra da iki veya üç defa "Rabbim üzerimize değil etrafımıza yağdır." diyerek dua etti. Bu duadan sonra bulutlar Medine'nin üzerinden sağa sola dağılmaya başladı. Etrafımıza yağmur bırakıyorlar, fakat üzerimize bir damla yağmur bırakmıyorlardı. Allah, Nebi'sinin (sav) (kendi katında ne kadar) değerli (olduğunu) ve onun duasına icabet ettiğini onlara gösterdi.
Bize Musa b. İsmail, ona (Ebu Bekir) Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona da Abbad b. Temim, ona da Abdullah b. Zeyd el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yağmur duası kılmak üzere işte bu için namazgaha çıktı. Dua etti ve Allah'tan yağmur talep etti. Sonra kıbleye döndü ve cübbesini ters çevirdi."
Bize Hişam b. Abdülmelik Ebu Takî el-Hımsî, ona Bakiyye, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Abbad b. Temim (ra) amcasından şöyle rivayet etmiştir: "Amcam, Rasulullah'ı (sav) yağmur duasında gördüğünü, O'nun kıbleye dönüp, elbisesini ters çevirdiğini ve ellerini kaldırarak dua ettiğini nakletti."
Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz, ona Enes; (T) Bize Yunus, ona Sabit, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Medine halkı Rasulullah (sav) zamanında bir kuraklık yaşadı. Bir cuma günü Rasulullah (sav) hutbe verirken bir adam ayağa kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri mahvoldu. Allah'a dua etsen de bize yağmur yağdırsa!' dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı, dua etti. Enes (ra) şöyle dedi: Gökyüzü cam gibi parlak iken rüzgar esti, bir bulut oluştu. Sonra bulut toplandı. Ardından gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Çıktık, evlerimize gelene kadar suya bata çıka yürüdük. Öteki cumaya kadar yağmur aralıksız yağdı. Ertesi cuma aynı adam -veya bir başkası- ayağa kalktı, 'Ey Allah'ın Rasulü! Evler yıkıldı, Allah'a dua etsen de yağmur kesilse!' dedi. Rasulullah (sav) gülümsedi, sonra "Üzerimize değil; çevremize yağdır" diye dua etti. Buluta baktım, parçalanarak Medine'nin semasını taç misali kuşattı.