338 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Halid, ona Said b. Ebu Hilal, ona da Nuaym el-Mücbir'in rivayet ettiğine görekendisi şöyle demiştir: Ebu Hureyre ile birlikte Mescid-i Nebînin üzerine çıkmıştım. Ebu Hureyre abdest aldı ve Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittiğini söyledi: "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde abdest azaları parlar bir vaziyette çağrılacaktır. Öyleyse sizden kim azalarındaki parlaklığı artırabiliyorsa artırsın."
Açıklama: Hadisin "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde abdest azaları parlar bir vaziyette çağrılacaktır." şeklinde tercüme edilen kısmı "Ümmetim, abdest izlerinden dolayı kıyamet gününde 'abdest azaları parlayanlar' diye isimlendirilecektir." şeklinde de çevrilebilir. Bk. el-Aynî, Umdetü'l-kârî, II, 248.
Bize Saîd b. Âmir, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Cureyy en-Nehdî, ona da Süleym oğullarından bir adam şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) bu sözleri elime sayarak düğümledi – veya [şöyle dedi:] Kendi elinde düğümledi, o sırada eli benim elimdeydi – sonra şöyle buyurdu: "Sübhanallah' mizanın yarısını, 'Elhamdülillah' mizanın (tamamını) doldurur. 'Allahu Ekber', gök ile yerin arasını doldurur. Abdest imanın yarısıdır. Oruç ise sabrın yarısıdır."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الصوم نصف الصبر
Bize Abdussamed, ona Hammâd, ona Asım, ona Zirr, ona da İbn Mes'ûd (ra) şöyle rivâyet etti: "Rasûlullah'a (sav), 'Ümmetinden seni görmeyeni (kıyamette) nasıl tanırsın?' denildi. Rasûlullah (sav), 'Onlar abdest izlerinden dolayı uzuvları parlak olan kişilerdir' buyurdu.
Bize Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona Abdullah es-Sunabihî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kul abdest alırken ağzına su verdiğinde (ağzıyla işlediği) günahlar ağzından dökülür. Burnuna su verdiğinde (burnuyla işlediği) günahlar burnundan dökülür. Yüzünü yıkadığında göz kirpiklerinin altına varıncaya kadar (yüzüyle işlediği) günahlar yüzünden dökülür. Ellerini yıkadığında el tırnaklarının arasına varıncaya kadar (eliyle işlediği) günahlar ellerinden dökülür. Başını mesh ettiğinde kulaklarına varıncaya kadar (başıyla işlediği günahlar) başından dökülür gider. Ayaklarını yıkadığında ayak tırnaklarına varıncaya kadar (ayaklarıyla işlediği) günahlar ayaklarından dökülür gider. O kulun mescide yürümesi ve namaz kılması da onun için nafile bir ibadet olur."
Bize Yezîd b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona Zirr, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti: "Dedim ki: Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden (dünyada iken) görmediğin kişileri nasıl tanıyacaksın?" "Onlar abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi gelecekler."
Bize Nasr b. Ali el-Cehmî, ona Abdüla'lâ, ona Ma'mer (b. Raşid), ona(İbn Şihab) ez-Zührî, ona Ata b. Yezid, ona da Humran b. Eban Mevla Osman (b. Affan) şöyle riavyet etmiştir: Osman (b. Affan) Abdest alırken ağzına ve burnuna su verdi, yüzünü ve elini üçer kez yıkadı. Başını mesh etti ve ayaklarını üçer kez yıkadı. sonra “Rasulullah'ı (sav) benim abdest aldığım gibi abdest alırken gördüm” dedi, ardından da “Rasullullah (sav) şöyle buyurdu” dedi: "Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alıp gönlünden hiç bir şey geçirmeksizin iki rekat namaz kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Bize Yezîd b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona Zirr, ona da Abdullah (ra) şöyle haber verdi: "Dedim ki: Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden (dünyada iken) görmediğin kişileri nasıl tanıyacaksın?" "Onlasr abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi olacaklar."
Bize Yezîd, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona da Abdullah şöyle rivâyet etti: "Rasûlullah'a (sav), 'Ümmetinden görmediğin kişileri kıyamet günü nasıl tanıyacaksın?' diye soruldu. 'Onlar, abdest izlerinin parlaklığından sakar ve sekili atlar gibidirler' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Süleyman b. Davud, ona (Abdullah) İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Hukeym b. Abdullah el-Kuraşî, ona Nafi b. Cübeyr ve Abdullah b. Ebu Seleme, onlara Muaz b. Abdurrahman, ona Osman b. Affan'ın azatlısı Humran, ona da Osman b. Affan'ın rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim namaz için abdest alır, bunu da (şartlarına ve adaplarına özen göstererek) tastamam yaparsa, sonra farz olan vakit namazını kılmak üzere mescide gider ve insanlarla -veya cemaatle yahut mescitte [ravi hadisin lafzında şüpheye düşmüş, bu üç lafzın hangisi olduğundan emin olamamıştır]- birlikte bu namazı kılarsa Allah onun günahlarını bağışlar."
Bana Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Osman b. Affan'ın azatlısı Humran şöyle rivayet etmiştir: Osman b. Affan sekide oturuyordu. Müezzin geldi ve ikindi namazı vaktini ona bildirdi. Osman b. Affan su istedi ve “Allah'a yemin olsun ki size (mana ve muhtevası) Allah'ın kitabında bulunmasaydı anlatmayacağım bir hadisi aktaracağım” dedi ve ekledi: Rasulullah'ı (sav) işttim şöyle buyuruyordu: "Bir kimse abdest alır, abdest alırken özen gösterir, sonra da namaz kılarsa Allah o kişinin kıldığı namaz ile sonraki kılacağı namaz arasındaki günahlarını mutlaka affeder." Yahya der ki: Malik “öyle zannediyorum ki Osman b. Affan "Gündüzün iki tarafında, gecenin de gündüze yakın saatlerinde namaz kılın. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri yok eder. İşte bu, öğüt almak isteyenler için bir hatırlatmadır." [Hud, 11/114.] ayetini kastetmişti” demiştir.