338 Kayıt Bulundu.
Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Halef b. Halîfe, ona Ebû Malik el-Eşcaî, ona da Ebû Hâzim şöyle rivâyet etti: Ebû Hureyre (ra) abdest alırken ben onun arkasında duruyordum. Abdest suyunu koltuk altına kadar ulaştırıyordu. Ona; "- Ey Ebû Hureyre! Bu nasıl abdest alma?" deyince şöyle cevap verdi: "- Ey Ferruh Oğulları! Siz burada mıydınız? Eğer sizin burada olduğunuzu bilseydim böyle abdest almazdım. Ancak ben, dostum Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Mü'minin ziyneti (nuru, parlaklığı) abdest suyunun ulaştığı yerlere kadar yayılır."
Açıklama: İsnadı kavîdir. Halef b. Halîfe hakkında kendisini sahihlik durumundan indirecek ifadeler bulunmaktadır. Bu yüzden isnad sahih değil kavîdir.
Bize Ebû Âmir, ona Fuleyh b. Süleyman, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücemmir'in anlattığına göre; kendisi, mescidin üstünde bulunan Ebû Hureyre'nin (ra) çıkmıştı. O sırada Ebû Hureyre abdest alıyordu, kollarını kaldırıp bana doğru döndü ve dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Kıyamet günü benim ümmetim, abdest izlerinin parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" Râvî Nuaym dedi ki: Buradaki "Abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" cümlesi Rasûlullah'ın (sav) sözü müdür, yoksa Ebû Hureyre'ye mi aittir bilemiyorum."
Açıklama: Hadis sahihtir. فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ Füleyh b. Süleym hakkında söylenen kelam mevcuttur. Diğer raviler sikadır.
Bize, Malik, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân) ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman -veya mümin- bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle işlediği tüm günahlar, suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Elini yıkadığında eliyle işlediği bütün günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Ayaklarını yıkadığında ayaklarıyla işlediği günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Nihayet günahlarından tertemiz arınmış olur."
Bize, Hakem b. Mübarek ona Malik (b. Enes), ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semman), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman -veya mümin- bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle işlediği tüm günahlar, suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Elini yıkadığında eliyle işlediği bütün günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür gider. Nihayet günahlarından tertemiz arınmış olur."
Bize Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir sabah namazı esnasında Bilâl'e şöyle dedi: "- Ya Bilâl! İslâm'da fayda göreceğini en çok ümit ettiğin amelini söyle bana, çünkü ben cennette bu gece önümde senin ayak seslerini işittim." Bilâl; "- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da fayda göreceğimi en çok ümit ettiğim amelim şudur: Ben gecde ve gündüz her saatte tam olarak temizlendikten (abdest aldıktan) sonra, mutlaka bu abdestle rabbimin bana takdir buyurduğu kadar namaz kılarım" dedi.
Bize Ebû Davud, ona Şu'be, ona el-A'meş şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğini Zekvân'dan işittim: "İnsan güzelce abdestini alır sonra da başka hiçbir amacı olmadan namaza giderse, attığı her adımdan dolayı Allah onu bir derece yükseltir yahut onun bir hatasını siler."
Bize Ebû'l-Alâ, ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebî Hilâl, ona Nuaym b. el-Mücemmir şöyle rivâyet etti: "Ebû Hureyre (ra) ile birlikte mescidin üstüne çıkmıştım. Ebû Hureyre'nin üzerinde, gömleğin altında şarval vardı. Şarvalı çıkardı, sonra abdest aldı; yüzünü ve kollarını yıkadı, suyu pazılarına kadar, ayaklarını yıkarken de baldırına kadar ulaştırdı. Sonra ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kıyâmet günü benim ümmetim, abdest azalarının parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlakılığını uzatmaya gücü yeten, bunu yapsın!"
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Abdân –buradaki lafız da ona aittir-, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona İbn Milhân, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys, ona Halid, ona Saîd b. Ebî Hilâl, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücemmir şöyle rivâyet etti: Bir gün Ebû Hureyre ile birlikte mescidin üstüne çıkmıştım. Ebû Hureyre’nin gömleğinin altında pantolon vardı. Pantolonu sıyırdı, sonra abdest almaya başladı. Yüzünü ve kollarını yıkadı, suyu pazularına kadar ulaştırdı. Sonra ayaklarını yıkadı, bu esnada suyu baldırına kadar ulaştırdı. Sonra, ben Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kıyâmet günü benim ümmetim, abdest azalarının parlaklığı nedeniyle sakar atlar gibi (parlayarak) gelirler. Öyleyse abdest azalarının parlaklığını genişletmesi mümkün olan, bunu yapsın!" [Bu rivâyeti Buhârî es-Sahîh’te Yahya b. Bükeyr’den tahric etti, ancak Ebû Hureyre’nin yaptıklarını zikretmedi.Müslim de Harun b. Saîd’den aynı manada tahric etti, yalnız o Ebû Hureyre’nin yaptıklarını da zikretti.]
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona İbn Tahla (el-Medenî), ona Muhsın b. Ali el-Fihrî, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır, bunu da güzelce yaparsa, sonra da mescide gitme niyetiyle yola çıkar ve orada insanları namaz kılar halde bulursa, Allah ona da namaz kılanların sevabı kadar sevap yazar. Üstelik bu, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksiltmez."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) mezarlığa gelmiş ve orada yatanlara selam verip şöyle demişti: "Selam size ey mümin kavmin yurdu! Biz de Allah dilediği zaman size katılacağız." Sonra şöyle dedi: "Kardeşlerimizi görmek isterdik." Orada bulunanlar "Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benden sonra geleceklerdir. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları beklerim." buyurdu. "Ey Allah'ın resulü! Ümmetinden daha gelmemiş olanları nasıl bileceksin?" diye sordular. "Bir adam düşünün, onun siyah atlar arasında alınları ve sekileri beyaz atları olsa onları hemen ayıramaz mı?" diye sordu. "Elbette ayırır" dediler. Bunun üzerine "Benim kardeşlerim de abdest izleri sebebiyle kıyamet günü bembeyaz gelirler" buyurdu. "Ben onlardan önce kevser havuzuna gidip onları beklerim" dedi ve şöyle ekledi: "Nice adamlar kayıp develer gibi havuzumdan kovulacaklardır. Ben de onlara 'Gelin buraya' diye sesleneceğim. O zaman 'onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar' denir, onlar da arkalarını dönüp giderler. Ben de 'Uzak olun, uzak olun" derim.