842 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Aclân, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) işaret parmaklarıyla kulaklarının iç kısmını, diğer taraftan da baş parmaklarıyla kulaklarının dış kısmını meshetti. Böylece kulaklarının hem içini hem dışını meshetmiş oldu.
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Muhammed b. el-Musaffâ el-Hımsî, ona Bekıyye, ona Muhammed b. Fadl, ona babası, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: "Rasulullah abdest alan bir adamı gördü ve "İsraf etme! İsraf etme!" buyurdu."
Bize Kuteybe, ona Hammâd b. Zeyd, ona Sinan b. Rabîa, ona da Şehr b. Havşeb, Ebu Ümâme’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasul-i Ekrem (sav), abdest aldı. Yüzünü ve ellerini üçer kere yıkadı, başını meshetti ve “Kulaklar başın meshine dahildir” dedi. Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Kuteybe’nin nakline göre Hammâd dedi ki “Kulaklar başın meshine dahildir” sözü, Peygamber’in (sav) sözü mü yoksa Ebu Ümâme’nin sözü mü bilmiyorum. Bu konuda Enes’ten de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis, hasendir, isnadı pek sağlam değildir. Hz. Peygamber’in (sav) ashâbı ve tabiûn alimlerinin uygulamaları bu hadis doğrultusundadır yani onlara göre kulaklar başın meshine dahildir. Süfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk’ın görüşü de bu doğrultudadır. Bazı alimler, kulakların ön tarafı yüzden, arka tarafı ise, baştan sayılır demişlerdir. İshak, “Kişinin kulaklarının ön tarafını yüzünü yıkarken, arka tarafını da başını meshederken meshetmesini tercih ederim” ifadesini kullanmıştır. Şâfiî de “Kulakların yüze ve başa karşılık meshedilmesi sünnet olup, elde kalan yaş kısım ile değil yeni bir su ile meshedilmelidir” demiştir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona da Ebu Hayye (b. Kays) şöyle rivayet etmiştir: "Bir keresinde Ali'yi (ra) abdest alırken görmüştüm. Ellerini iyice yıkadı. Sonra üç kere ağzına üç kere burnuna su verdi. Ardından üç kere yüzünü, üçer kere de kollarını yıkadı. Sonra başını mesh etti. Ardından ayaklarını topuklarına kadar yıkadı. Akabinde ayağa kalktı. Abdest suyundan arta kalanını alıp ayakta içti ve 'Rasulullah'ın (sav) nasıl abdest aldığını size göstermek istedim', dedi."
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Muhtar, ona da Ebu Matar şöyle rivayet etmiştir: Müminlerin emiri Hz. Ali ile beraber (Kufe) mescidinin (meydana açılan giriş) kapısında oturuyorken bir adam geldi ve bana 'Hz. Peygamber'in (sav) abdest alışını bana göster' dedi. Güneş tam tepedeydi ve Hz. Ali, Kanber'i çağırdı ve bana bir testi su getir dedi. Elini ve yüzünü üç kere yıkadı. Üç kere ağzına su verdi. Parmaklarıyla dişlerini temizledi. Sonra üç kere burnuna su çekti. Kollarını üçer kere yıkadı. Başını bir kere meshetti ve kulakların iç tarafı yüzden dış tarafı da baştan sayılır. Ayaklarını da üçer kere bilek kemiğine kadar yıkadı. Sakalı da göğsüne kadar uzanıyordu. Abdestten sonra o sudan bir kaç yudum aldı ve 'Hz. Peygamber'in (sav) abdesti hakkında soru soran nerede? Hz. Peygamber'in (sav) abdesti böyleydi' dedi.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Merv'de Ebû'l-Abbas Muhammed b. Ahmed el-Mahbûbî, ona Ahmed b. Seyyâr, ona Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babasının rivâyet ettiğine göre, Rasûlullah'a (sav) gelip bir şeyler söylediğinde, Hz. Peygamber ona şöyle buyurmuştur: "Abdest alırken suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını da hilâlle. Burnuna su verdiğin zaman, eğer oruçlu değilsen suyu genzine kadar ulaştır."
Bize Veki, ona A'meş, ona Sâlim, ona Küreyb, ona İbn Abbas, ona da teyzesi Meymûne şöyle rivayet etmiştir: Ben Hz. Peygamber (sav) için su getirdim ve cünüplükten dolayı gusül aldı. Önce sol eliyle kaptaki sudan sağ eline döküp avuçlarını üç defa yıkadı, sonra kaptaki suya elini daldırıp avret mahallini yıkadı. Sonra bu elini duvara ya da yere sürerek ovaladı. Ardından ağzına ve burnuna üç kere su aldı, yüzünü üç kere ve kollarını üç kere yıkadı, sonra başına üç kere yıkadı, sonra vücudunun kalan kısmını yıkadı ve sonunda bir yere çekilip ayaklarını yıkadı.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona İbn Aclân, ona Saîd b. Ebî Saîd, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman şöyle dedi: "Hz. Ebû Bekir'in oğlu Abdurrahman, ablası Hz. Âişe'nin (ra) yanında abdest alıyordu. Hz. Âişe dedi ki: 'Ya Abdurrahman, suyu uzuvlarına iyice ulaştır, çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) 'Vay o topukların cehennemden çekeceklerine!' dediğini işittim."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah’ın günahları affetmesine ve hasenatı arttırmasına sebep olan şeyleri söyleyeyim mi?" Ashâb, "Buyur, ey Allah’ın Rasulü!" deyince, O (Rasulullah (sav)) "Güçlüklere rağmen adabına riayet ederek iyice abdest almak,, mescitlere gitmek için yürümek ve namazdan sonra diğer namazı beklemek" buyurdu.
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Yakub b. Humeyd b. Kâsib, ona Süfyân b. Hamza, ona Kesîr b. Zeyd, ona Velid b. Rabâh, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Güçlüklere rağmen adabına riayet ederek abdest almak, mescitlere gitmek için yürümek ve (bir) namazdan sonra da diğer namazı beklemek günahlara kefarettir."