10 Kayıt Bulundu.
Bize Saîd b. Âmir, ona Humeyd b. Esved, ona Bistâm b. Müslim şöyle rivayet etmiştir: Muhammed b. Sîrîn birisi kendisiyle birlikte yürüdüğü zaman dikilip durur "bir ihtiyacın mı var?" diye sorar. Eğer bir ihtiyacı varsa onu giderirdi. Sonra adam tekrar kendisiyle birlikte yürüse yine "Bir ihtiyacın mı var?" diye sorardı.
Bize Cafer b. Süleyman, ona Bistâm b. Müslim, ona Zinbâ el-Anberî, ona da Bekir b. Abdullah el-Müzenî, Enes b. Malik’in kendisine şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ey Ebu Abdullah! Biz bir hastayı ziyaret eden kimseden şöyle bahsederdik: 'O kimse rahmete gark olmuştur. Şayet hastanın halini hatırını ayaktayken sorarsa, rahmet onu boğazına kadar sarmış, oturarak soracak olursa, rahmet o kimseyi her yandan kuşatmıştır' derdik.
Bize Amr b. Ali, ona Ebu Davud, ona Bistâm b. Müslim, ona Malik b. Dinar, ona Atâ, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav), insanlara hitap etmiş ve şöyle buyurmuştur: "Umra yoluyla bir malı hibe etmek caizdir"
Açıklama: UMRA: “bağışlayanın ya da lehine bağışta bulunulan kişinin hayatta olması kaydıyla yapılan bağış” manasına gelir. Araplar, “Şu evimi ömrüm/ömrün boyunca sana verdim; evim yaşadığım/yaşadığın sürece senin olsun” gibi sözlerle veya kısaca, “Şu evimi sana umrâ kıldım” diyerek şartlı bağışta bulunurlardı. Bu tür hibede bağışlayan hibeyi kendisinin veya bağışta bulunanın hayatta bulunacağı süre ile sınırlandırmayı amaçlamakta ve mevhûb lehin ölmesi durumunda o malın kendisine veya vârislerine dönmesini istemektedir. (H. Mehmet Günay, "Rukba" DİA: Diyanet İslam Ansiklopedisi İstanbul, 2008, 35:218-219.)
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.