Bize Abd b. Humeyd –ve birden fazla ravi, -mana aynı olmak üzere- onlara Yunus b. Muhammed, ona Şeybân b. Abdurrahman, ona Katâde, ona Hasan, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir:
"Allah Rasulü (sav), ashabı ile oturmakta iken üzerlerinden bir bulut geçti. Hz. Peygamber (sav) 'Bu nedir bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber 'Bu bulut Anan'dır, Bu bulut yeryüzünün su depolarıdır. Yüce Allah, o bulutu kendisine şükür etmeyen, ibadet etmeyen bir topluluğa gönderir' buyurdu, sonra 'Üstünüzde ne olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Üstünüzdeki (semanın adı) er-Rakî’dir. O korunmuş bir tavan ve salınması önlenmiş (tutulmuş) bir dalgadır' buyurdu. Sonra 'Sizlerle, o sema arasında ne kadar mesafe olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Allah Rasulü (sav) 'Sizlerle o sema arasında beş yüz yıllık bir mesafe vardır' buyurdu. Sonra 'Ya onun üstünde ne olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Allah Rasulü (sav) 'Bunun üstünde iki sema daha vardır, her ikisi arasında da beş yüz yıllık daha mesafe vardır' buyurdu ve 'Her iki sema arasında gök ile yer arasındaki kadar bir mesafe vardır' diyerek, yedi sema sayıncaya kadar devam etti, sonra şöyle buyurdu 'Peki, bunun da üstünde ne var biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Bunun da üstünde Arş vardır, onunla sema arasında, iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe vardır' buyurdu. Sonra 'Peki altınızda ne olduğunu bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'İşte o arzdır' buyurdu. Sonra 'Peki bunun da altında ne olduğunu bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Onun da altında bir başka arz vardır, her ikisi arasında beş yüz yıllık mesafe vardır' buyurdu ve her iki arz arasında beş yüz yıllık mesafe olduğunu belirterek yedi arz sayıncaya kadar sözlerini sürdürdü. Sonra da 'Muhammed’in canı elinde olana yemin ederim ki, eğer sizler bir ip ile bir adamı en alttaki arza kadar sarkıtacak olursanız, şüphesiz Allah’ın üstüne düşer' buyurduktan sonra şu 'O hem ilktir, hem âhirdir, hem zâhirdir, hem bâtındır, O her şeyi en iyi bilendir' [Hadid, 57/3] ayetini okudu."
[Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu, bu cihetten garib bir hadistir. (Tirmizi devamla) der ki: Eyyûb, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd “Hasan, Ebu Hureyre’den hadis dinlememiştir” demişlerdir. Bazı ilim sahibi kimseler bu hadisi tefsir ederek şöyle demişlerdir: (“هَبَطَ عَلَى اللَّهِ - Allah’ın üstüne düşer”) ifadesi ile kastedilen, Allah’ın ilmi, kudreti ve hâkimiyetidir. Çünkü Allah’ın ilmi, kudreti ve saltanatı her yerdedir. Kendisi ise Kitabı’nda belirttiği üzere gibi Arşı üzerindedir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19859, T003298
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ - الْمَعْنَى وَاحِدٌ قَالُوا حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَيْنَمَا نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جَالِسٌ وَأَصْحَابُهُ إِذْ أَتَى عَلَيْهِمْ سَحَابٌ فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هَلْ تَدْرُونَ مَا هَذَا » . فَقَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « هَذَا الْعَنَانُ هَذِهِ رَوَايَا الأَرْضِ يَسُوقُهُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى إِلَى قَوْمٍ لاَ يَشْكُرُونَهُ وَلاَ يَدْعُونَهُ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ مَا فَوْقَكُمْ » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّهَا الرَّقِيعُ سَقْفٌ مَحْفُوظٌ وَمَوْجٌ مَكْفُوفٌ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ كَمْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهَا » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهَا مَسِيرَةُ خَمْسِمِائَةِ سَنَةٍ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ مَا فَوْقَ ذَلِكَ » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّ فَوْقَ ذَلِكَ سَمَاءَيْنِ وَمَا بَيْنَهُمَا مَسِيرَةُ خَمْسِمِائَةِ عَامٍ » . حَتَّى عَدَّ سَبْعَ سَمَوَاتٍ مَا بَيْنَ كُلِّ سَمَاءَيْنِ كَمَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ مَا فَوْقَ ذَلِكَ » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّ فَوْقَ ذَلِكَ الْعَرْشَ وَبَيْنَهُ وَبَيْنَ السَّمَاءِ بُعْدُ مَا بَيْنَ السَّمَاءَيْنِ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ مَا الَّذِى تَحْتَكُمْ » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّهَا الأَرْضُ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَدْرُونَ مَا الَّذِى تَحْتَ ذَلِكَ » . قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « فَإِنَّ تَحْتَهَا الأَرْضَ الأُخْرَى بَيْنَهُمَا مَسِيرَةُ خَمْسِمِائَةِ سَنَةٍ » . حَتَّى عَدَّ سَبْعَ أَرَضِينَ بَيْنَ كُلِّ أَرْضَيْنِ مَسِيرَةُ خَمْسِمِائَةِ سَنَةٍ ثُمَّ قَالَ « وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ أَنَّكُمْ دَلَّيْتُمْ رَجُلاً بِحَبْلٍ إِلَى الأَرْضِ السُّفْلَى لَهَبَطَ عَلَى اللَّهِ » . ثُمَّ قَرَأَ ( هُوَ الأَوَّلُ وَالآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . قَالَ وَيُرْوَى عَنْ أَيُّوبَ وَيُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ وَعَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ قَالُوا لَمْ يَسْمَعِ الْحَسَنُ مِنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَفَسَّرَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالُوا إِنَّمَا هَبَطَ عَلَى عِلْمِ اللَّهِ وَقُدْرَتِهِ وَسُلْطَانِهِ . عِلْمُ اللَّهِ وَقُدْرَتُهُ وَسُلْطَانُهُ فِى كُلِّ مَكَانٍ وَهُوَ عَلَى الْعَرْشِ كَمَا وَصَفَ فِى كِتَابِهِ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd –ve birden fazla ravi, -mana aynı olmak üzere- onlara Yunus b. Muhammed, ona Şeybân b. Abdurrahman, ona Katâde, ona Hasan, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir:
"Allah Rasulü (sav), ashabı ile oturmakta iken üzerlerinden bir bulut geçti. Hz. Peygamber (sav) 'Bu nedir bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber 'Bu bulut Anan'dır, Bu bulut yeryüzünün su depolarıdır. Yüce Allah, o bulutu kendisine şükür etmeyen, ibadet etmeyen bir topluluğa gönderir' buyurdu, sonra 'Üstünüzde ne olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Üstünüzdeki (semanın adı) er-Rakî’dir. O korunmuş bir tavan ve salınması önlenmiş (tutulmuş) bir dalgadır' buyurdu. Sonra 'Sizlerle, o sema arasında ne kadar mesafe olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Allah Rasulü (sav) 'Sizlerle o sema arasında beş yüz yıllık bir mesafe vardır' buyurdu. Sonra 'Ya onun üstünde ne olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dediler. Allah Rasulü (sav) 'Bunun üstünde iki sema daha vardır, her ikisi arasında da beş yüz yıllık daha mesafe vardır' buyurdu ve 'Her iki sema arasında gök ile yer arasındaki kadar bir mesafe vardır' diyerek, yedi sema sayıncaya kadar devam etti, sonra şöyle buyurdu 'Peki, bunun da üstünde ne var biliyor musunuz?' buyurdu. Onlar'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Bunun da üstünde Arş vardır, onunla sema arasında, iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe vardır' buyurdu. Sonra 'Peki altınızda ne olduğunu bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'İşte o arzdır' buyurdu. Sonra 'Peki bunun da altında ne olduğunu bilir misiniz?' buyurdu. Onlar 'Allah ve Rasulü en iyi bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Onun da altında bir başka arz vardır, her ikisi arasında beş yüz yıllık mesafe vardır' buyurdu ve her iki arz arasında beş yüz yıllık mesafe olduğunu belirterek yedi arz sayıncaya kadar sözlerini sürdürdü. Sonra da 'Muhammed’in canı elinde olana yemin ederim ki, eğer sizler bir ip ile bir adamı en alttaki arza kadar sarkıtacak olursanız, şüphesiz Allah’ın üstüne düşer' buyurduktan sonra şu 'O hem ilktir, hem âhirdir, hem zâhirdir, hem bâtındır, O her şeyi en iyi bilendir' [Hadid, 57/3] ayetini okudu."
[Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu, bu cihetten garib bir hadistir. (Tirmizi devamla) der ki: Eyyûb, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd “Hasan, Ebu Hureyre’den hadis dinlememiştir” demişlerdir. Bazı ilim sahibi kimseler bu hadisi tefsir ederek şöyle demişlerdir: (“هَبَطَ عَلَى اللَّهِ - Allah’ın üstüne düşer”) ifadesi ile kastedilen, Allah’ın ilmi, kudreti ve hâkimiyetidir. Çünkü Allah’ın ilmi, kudreti ve saltanatı her yerdedir. Kendisi ise Kitabı’nda belirttiği üzere gibi Arşı üzerindedir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 57, 5/403
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Yunus b. Muhammed el-Müeddib (Yunus b. Muhammed b. Müslim)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
6. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Dünya, evren, yaratılışı
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman ona da bu konuda (bilgisi olan) birçok alimlerinden rivayet edildiğine göre Ömer, Ebu Musa'ya şöyle dedi:
"Şunu iyi bil ki ben seni yalan söylemekle itham etmedim. Fakat insanların Rasulullah'ın (sav) adına hadis uydurmasından endişe ettim."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34309, D005184
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ عُلَمَائِهِمْ فِى هَذَا فَقَالَ عُمَرُ لأَبِى مُوسَى
"أَمَا إِنِّى لَمْ أَتَّهِمْكَ وَلَكِنْ خَشِيتُ أَنْ يَتَقَوَّلَ النَّاسُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman ona da bu konuda (bilgisi olan) birçok alimlerinden rivayet edildiğine göre Ömer, Ebu Musa'ya şöyle dedi:
"Şunu iyi bil ki ben seni yalan söylemekle itham etmedim. Fakat insanların Rasulullah'ın (sav) adına hadis uydurmasından endişe ettim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 138, /1169
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
3. Ebu Osman Rabî'a er-Rey (Rabî'a b. Ferrûh)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
Hadis Rivayeti, ihtiyat
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19679, D003061
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقْطَعَ بِلاَلَ بْنَ الْحَارِثِ الْمُزَنِىَّ مَعَادِنَ الْقَبَلِيَّةِ وَهِىَ مِنْ نَاحِيَةِ الْفُرْعِ فَتِلْكَ الْمَعَادِنُ لاَ يُؤْخَذُ مِنْهَا إِلاَّ الزَّكَاةُ إِلَى الْيَوْمِ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik (b. Enes), ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona da birden fazla kimseden rivayet olunduğuna göre, "Rasulullah (sav) Für'(denilen yer)in kenarında yer alan Kabeliyye (nahiyesi)nin madenlerini Bilal b. el-Hâris el-Müzeni'ye bağışladı. Bu madenlerden bugüne kadar zekâtın dışında hiçbir şey (devletin ayrıca aldığı vergi) alınmaz."
Açıklama:
Hadis Mürseldir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 36, /715
Senetler:
1. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
2. Ebu Osman Rabî'a er-Rey (Rabî'a b. Ferrûh)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Doğal kaynaklar, yeraltı kaynaklarının kullanımı
Yönetim, arazi politikası / vergisi
Zekat, yeraltından çıkarılan şeylerde
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ مَعَ الْغُلاَمِ عَقِيقَةٌ . وَقَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ وَقَتَادَةُ وَهِشَامٌ وَحَبِيبٌ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .وَقَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ عَاصِمٍ وَهِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنِ الرَّبَابِ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ يَزِيدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ قَوْلَهُ
Bize Ebu Numân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona da Selmân b. Âmir şöyle rivayet etmiştir:
Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır.
Bize Haccâc, ona Hammâd, ona Eyyûb, Katâde, Hişâm ve Habîb, onlara İbn Sîrîn, ona da Selman, Hz. Peygamber'den (sav) aynı hadisi rivayet etmiştir.
Yine bu rivayeti birden fazla Râvi, Âsım ve Hişâm'dan, onlar Hafsa bt. Sîrîn'den, o Ribâb'dan, o Selman'dan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bu hadisi bize Yezîd b. İbrahim, ona İbn Sîrîn, ona da Selman, kendi sözü (mevkuf) olarak rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ğayru Vahid (mübhem râvi) arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282763, B005471-6
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ مَعَ الْغُلاَمِ عَقِيقَةٌ . وَقَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ وَقَتَادَةُ وَهِشَامٌ وَحَبِيبٌ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .وَقَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ عَاصِمٍ وَهِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنِ الرَّبَابِ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ يَزِيدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ قَوْلَهُ
Tercemesi:
Bize Ebu Numân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona da Selmân b. Âmir şöyle rivayet etmiştir:
Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır.
Bize Haccâc, ona Hammâd, ona Eyyûb, Katâde, Hişâm ve Habîb, onlara İbn Sîrîn, ona da Selman, Hz. Peygamber'den (sav) aynı hadisi rivayet etmiştir.
Yine bu rivayeti birden fazla Râvi, Âsım ve Hişâm'dan, onlar Hafsa bt. Sîrîn'den, o Ribâb'dan, o Selman'dan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bu hadisi bize Yezîd b. İbrahim, ona İbn Sîrîn, ona da Selman, kendi sözü (mevkuf) olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ğayru Vahid (mübhem râvi) arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Akîka 2, 2/404
Senetler:
1. Selman b. Amir ed-Dabbî (Selman b. Amir b. Evs b. Hacer b. Amr)
2. Ümmü Râih Rabab bt. Süley' ed-Dabbiyye (Rabab bt. Süley' b. Amir)
3. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
4. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
5. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ مَعَ الْغُلاَمِ عَقِيقَةٌ . وَقَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ وَقَتَادَةُ وَهِشَامٌ وَحَبِيبٌ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .وَقَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ عَاصِمٍ وَهِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنِ الرَّبَابِ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ يَزِيدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ قَوْلَهُ
Bize Ebu Numân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona da Selmân b. Âmir şöyle rivayet etmiştir:
Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır.
Bize Haccâc, ona Hammâd, ona Eyyûb, Katâde, Hişâm ve Habîb, onlara İbn Sîrîn, ona da Selman, Hz. Peygamber'den (sav) aynı hadisi rivayet etmiştir.
Yine bu rivayeti birden fazla Râvi, Âsım ve Hişâm'dan, onlar Hafsa bt. Sîrîn'den, o Ribâb'dan, o Selman'dan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bu hadisi bize Yezîd b. İbrahim, ona İbn Sîrîn, ona da Selman, kendi sözü (mevkuf) olarak rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ğayru Vahid (mübhem râvi) arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282764, B005471-7
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ سَلْمَانَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ مَعَ الْغُلاَمِ عَقِيقَةٌ . وَقَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ وَقَتَادَةُ وَهِشَامٌ وَحَبِيبٌ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .وَقَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ عَاصِمٍ وَهِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ بِنْتِ سِيرِينَ عَنِ الرَّبَابِ عَنْ سَلْمَانَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ يَزِيدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ سَلْمَانَ قَوْلَهُ
Tercemesi:
Bize Ebu Numân, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona da Selmân b. Âmir şöyle rivayet etmiştir:
Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır.
Bize Haccâc, ona Hammâd, ona Eyyûb, Katâde, Hişâm ve Habîb, onlara İbn Sîrîn, ona da Selman, Hz. Peygamber'den (sav) aynı hadisi rivayet etmiştir.
Yine bu rivayeti birden fazla Râvi, Âsım ve Hişâm'dan, onlar Hafsa bt. Sîrîn'den, o Ribâb'dan, o Selman'dan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bu hadisi bize Yezîd b. İbrahim, ona İbn Sîrîn, ona da Selman, kendi sözü (mevkuf) olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ğayru Vahid (mübhem râvi) arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Akîka 2, 2/404
Senetler:
1. Selman b. Amir ed-Dabbî (Selman b. Amir b. Evs b. Hacer b. Amr)
2. Ümmü Râih Rabab bt. Süley' ed-Dabbiyye (Rabab bt. Süley' b. Amir)
3. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
4. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
5. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
Konular:
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Mervan, ona Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da pek çok kişinin, Tâvûs'tan naklettiğine göre İbn Abbas'a (ra) çok soru soran Ebû's-Sahbâ adında bir adam İbn Abbas'a şöyle dedi:
"Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadan karısını bir defada üç talakla boşadığında, bunun bir talak sayıldığını bilmiyor musun? İbn Abbas (ra) da evet, Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) devrinde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadığı karısını bir defada üç talakla boşayacak olsa, bunu bir talak sayıyorlardı. Fakat Hz. Ömer halkın bunu sıklıkla yapıp (itiyat haline getirdiklerini) görünce onların aleyhine olmak üzere (birden verilen üç talakın) üçünü de geçerli kıldı dedi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13127, D002199
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مَرْوَانَ حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ عَنْ طَاوُسٍ أَنَّ رَجُلاً يُقَالُ لَهُ أَبُو الصَّهْبَاءِ كَانَ كَثِيرَ السُّؤَالِ لاِبْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ الرَّجُلَ كَانَ إِذَا طَلَّقَ امْرَأَتَهُ ثَلاَثًا قَبْلَ أَنْ يَدْخُلَ بِهَا جَعَلُوهَا وَاحِدَةً عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبِى بَكْرٍ وَصَدْرًا مِنْ إِمَارَةِ عُمَرَ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ بَلَى كَانَ الرَّجُلُ إِذَا طَلَّقَ امْرَأَتَهُ ثَلاَثًا قَبْلَ أَنْ يَدْخُلَ بِهَا جَعَلُوهَا وَاحِدَةً عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبِى بَكْرٍ وَصَدْرًا مِنْ إِمَارَةِ عُمَرَ فَلَمَّا رَأَى النَّاسَ قَدْ تَتَابَعُوا فِيهَا قَالَ أَجِيزُوهُنَّ عَلَيْهِمْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Mervan, ona Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da pek çok kişinin, Tâvûs'tan naklettiğine göre İbn Abbas'a (ra) çok soru soran Ebû's-Sahbâ adında bir adam İbn Abbas'a şöyle dedi:
"Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadan karısını bir defada üç talakla boşadığında, bunun bir talak sayıldığını bilmiyor musun? İbn Abbas (ra) da evet, Rasulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir (ra) devrinde ve Hz. Ömer (ra) döneminin ilk yıllarında, bir adam henüz ilişkide bulunmadığı karısını bir defada üç talakla boşayacak olsa, bunu bir talak sayıyorlardı. Fakat Hz. Ömer halkın bunu sıklıkla yapıp (itiyat haline getirdiklerini) görünce onların aleyhine olmak üzere (birden verilen üç talakın) üçünü de geçerli kıldı dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 10, /511
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
7. Ebu Cafer Muhammed b. Abdulmelik el-Vasitî (Muhammed b. Abdulmelik b. Mervan b. Hakem)
Konular:
Boşanma, talak adedi: Hür ve köleler için
Boşanma, üç talakla
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274666, D003063-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ النَّضْرِ قَالَ سَمِعْتُ الْحُنَيْنِىَّ قَالَ
"قَرَأْتُهُ غَيْرَ مَرَّةٍ يَعْنِى كِتَابَ قَطِيعَةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدَّثَنَا غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ حُسَيْنِ بْنِ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنَا أَبُو أُوَيْسٍ حَدَّثَنِى كَثِيرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَقْطَعَ بِلاَلَ بْنَ الْحَارِثِ الْمُزَنِىَّ مَعَادِنَ الْقَبَلِيَّةِ جَلْسِيَّهَا وَغَوْرِيَّهَا -]
[قَالَ ابْنُ النَّضْرِ وَجَرْسَهَا وَذَاتَ النُّصُبِ ثُمَّ اتَّفَقَا - وَحَيْثُ يَصْلُحُ الزَّرْعُ مِنْ قُدْسٍ. وَلَمْ يُعْطِ بِلاَلَ بْنَ الْحَارِثِ حَقَّ مُسْلِمٍ وَكَتَبَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "هَذَا مَا أَعْطَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِلاَلَ بْنَ الْحَارِثِ الْمُزَنِىَّ أَعْطَاهُ مَعَادِنَ الْقَبَلِيَّةِ جَلْسَهَا وَغَوْرَهَا وَحَيْثُ يَصْلُحُ الزَّرْعُ مِنْ قُدْسٍ وَلَمْ يُعْطِهِ حَقَّ مُسْلِمٍ."]
[قَالَ أَبُو أُوَيْسٍ حَدَّثَنِى ثَوْرُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ.]
[زَادَ ابْنُ النَّضْرِ وَكَتَبَ أُبَىُّ بْنُ كَعْبٍ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Nadr, ona (İshak b. İbrahim) el-Huneynî, "Hz. Peygamber'in (sav) (Bilal b. Haris el-Müzenî'ye) ikta olarak verdiği arazilerin yazılı belgesini birçok kere okuduğunu haber vermiştir."
[Ebû Davud şöyle nakletmiştir: Bize başka biri daha Hüseyin b. Muhammed'den, ona Ebu Üveys, ona Kesir b. Abdullah, ona babası (Abdullah b. Amr), ona da dedesi (Amr b. Avf) şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) Kabaliyye madenlerini Bilal b. Haris el-Müzenî'ye orada bulunan arazinin yüksek ve alçak yerleriyle birlikte (ikta olarak) verdi.]
[İbn Nadr, o bölgedeki Ceres ve Zatü'n-nüsub (arazilerini) de verdi, demiştir.]
[Bundan sonra iki tariki bulunan hadisi raviler ortak olarak rivayet etmişler ve şöyle demişlerdir: Aynı zamanda Kuds denilen yerin ziraate elverişli yerlerini de (Bilal b. Haris el-Müzenî'ye) bağışladı. (Bunları vererek) Bilal b. Haris'e hiçbir müslümanın hakkını da vermedi ve bunlar yazılı olan belgede şöyle ifade edilmişti. "Bu Allah Rasulü'nün Bilal b. Haris el-Müzenî'ye verdiği (arazinin belgesidir). Ona yüksek ve alçakta bulunan arazileriyle birlikte Kabaliyye madenlerini, orada bulunan Kuds dağındaki ziraate elverişli arazileri verdi. Bunu verirken de hiçbir müslümanın hakkını Bilal'e vermedi."]
[Bize Ebu Üveys, ona Sevr b. Yezid, ona İkrime ona da İbn Abbas bu hadisin benzerini nakletti.]
[İbn Nadr rivayetinde belgeyi Übey b. Ka'b'ın yazdığını ziyade etmiştir.]
Açıklama:
Azîmâbâdî, Ceres ve Zatü'n-nüsubla neyin kastedildiğini bulamadım demiştir: (Avnu'l-mabud, VIII, 218.)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 36, /716
Senetler:
1. Ebu Abdullah Amr b. Avf el-Müzeni (Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha)
2. Ebu Kesir Abdullah b. Amr el-Müzeni (Abdullah b. Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha)
3. Kesir b. Abdullah el-Müzeni (Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf b. Zeyd)
4. Ebu Üveys Abdullah b. Üveys el-Esbahi (Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Ahmed Hüseyin b. Muhammed et-Temimî (Hüseyin b. Muhammed b. Behram)
6. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
Konular:
Doğal kaynaklar, yeraltı kaynaklarının kullanımı
Kültürel hayat, Hz. Peygamber döneminde emlak tapusu
Müslüman, Hakka riayet etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281024, T003154-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ الْبُرْسَانِىُّ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ جَعْفَرٍ أَخْبَرَنِى أَبِى عَنِ ابْنِ مِينَاءَ عَنْ أَبِى سَعْدِ بْنِ أَبِى فَضَالَةَ الأَنْصَارِىِّ وَكَانَ مِنَ الصَّحَابَةِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِذَا جَمَعَ اللَّهُ النَّاسَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ لِيَوْمٍ لاَ رَيْبَ فِيهِ نَادَى مُنَادٍ: مَنْ كَانَ أَشْرَكَ فِى عَمَلٍ عَمِلَهُ لِلَّهِ أَحَدًا فَلْيَطْلُبْ ثَوَابَهُ مِنْ عِنْدِ غَيْرِ اللَّهِ فَإِنَّ اللَّهَ أَغْنَى الشُّرَكَاءِ عَنِ الشِّرْكِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ بَكْرٍ .
Tercemesi:
bize Muhammed b. Beşşar ve başkaları, onlara Muhammed b. Bekr el-Bursânî, ona Abdülhamid b. Cafer, ona babası (Cafer b. Abdullah), ona (Ziyad) b. Minâ, ona da sahabeden Ebu Sa'd b. Ebu Fadale el-Ensârî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah insanları kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde topladığında bir tellal şöyle seslenecektir: 'Her kim Allah için yaptığı bir işte bir başkasını da ortak yapmış ise sevabını Allah'tan değil de o ortak koştuğundan istesin. Allah, ortakların ortaklığından uzak olandır."
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Muhammed b. Bekir rivayetiyle biliyoruz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 18, 5/314
Senetler:
1. Ebu Sa'd b. Ebu Fedale el-Ensarî (Ebu Sa'd b. Ebu Fedale)
2. Ziyad b. Minâ (Ziyad b. Minâ)
3. Ebu Abdülhamid Cafer b. Abdullah el-Ensari (Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
4. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Bekir el-Bursani (Muhammed b. Bekir b. Osman)
6. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
Konular:
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Şirk, şirk koşmak
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن سالم عن غير واحد قال : قال ابن عمر : انطلق رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبي بن كعب يوما إلى النخل التي فيها ابن صياد ، حتى إذا دخلا النخل طفق رسول الله صلى الله عليه وسلم يتقي بجذوع النخل وهو يختل ابن صياد ، أن يسمع من ابن صياد شيئا قبل أن يراه ، وابن صياد مضطجع على فراشه في قطيفة له فيها زمزمة ، قال : فرأت أمه رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو يتقي بجذوع النخل ، فقالت : أي صاف - وهو اسمه - هذا محمد ، فثار ، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لو تركته بين.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
90049, MA020819
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن سالم عن غير واحد قال : قال ابن عمر : انطلق رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبي بن كعب يوما إلى النخل التي فيها ابن صياد ، حتى إذا دخلا النخل طفق رسول الله صلى الله عليه وسلم يتقي بجذوع النخل وهو يختل ابن صياد ، أن يسمع من ابن صياد شيئا قبل أن يراه ، وابن صياد مضطجع على فراشه في قطيفة له فيها زمزمة ، قال : فرأت أمه رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو يتقي بجذوع النخل ، فقالت : أي صاف - وهو اسمه - هذا محمد ، فثار ، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لو تركته بين.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20819, 11/390
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
957 - حدثنا صالح بن سعيد، حدثنا صالح بن محمد، حدثنا حماد بن أبي حنيفة، عن أبيه، عن حماد، عن إبراهيم، عن غير واحد: أن عمر بن الخطاب جمع أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم، فسألهم عن التكبير على الجنازة، قال لهم: انظروا إلى آخر جنازة كبر عليها النبي صلى الله عليه وسلم، فوجدوه قد كبر أربعاً حتى قبض، قال عمر: فكبروا أربعاً.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273811, EHM000957
Hadis:
957 - حدثنا صالح بن سعيد، حدثنا صالح بن محمد، حدثنا حماد بن أبي حنيفة، عن أبيه، عن حماد، عن إبراهيم، عن غير واحد: أن عمر بن الخطاب جمع أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم، فسألهم عن التكبير على الجنازة، قال لهم: انظروا إلى آخر جنازة كبر عليها النبي صلى الله عليه وسلم، فوجدوه قد كبر أربعاً حتى قبض، قال عمر: فكبروا أربعاً.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebu Hanîfe, Müsned-i Ebu Hanîfe, Hammad b. Ebu Süleyman 957, 2/591
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ğayru Vahid (Ğayru Vahid)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Ebu Süleyman el-Eş'arî (Hammad b. Müslim)
5. Ebu Hanife Numan b. Sabit et-Teymi (Numan b. Sabit b. Zûtâ b. Mâh)
6. İbn Ebu Hanife Hammad b. Numan (Hammad b. Numan b. Sabit)
7. Ebu Şuayb Salih b. Muhammed et-Tirmizî (Salih b. Muhammed)
8. Salih b. Said et-Tirmizî (Salih b. Said b. Mirdâs)
Konular: