12 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû'l-Alâ, ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebî Hilâl, ona Nuaym b. el-Mücemmir şöyle rivâyet etti: "Ebû Hureyre (ra) ile birlikte mescidin üstüne çıkmıştım. Ebû Hureyre'nin üzerinde, gömleğin altında şarval vardı. Şarvalı çıkardı, sonra abdest aldı; yüzünü ve kollarını yıkadı, suyu pazılarına kadar, ayaklarını yıkarken de baldırına kadar ulaştırdı. Sonra ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kıyâmet günü benim ümmetim, abdest azalarının parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlakılığını uzatmaya gücü yeten, bunu yapsın!"
Açıklama: Hadis sahîh isnad kavîdir. Bir önceki hadiste olduğu gibi burada da Ebû'l-Alâ' el-Hasen b. Sevvâr bulunmaktadır. Kendisi labe'se bihi, sadûktur.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
Açıklama: Ebû Halbes Yezid b. Meysere halinin cehaletinden dolayı zayıftır.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Harun b. Abdullah, ona Hasan b. Sevvâr, ona Leys b. Sa'd, ona Muaviye b. Salih, ona Amr b. Kays Kindî, ona Asım b. Humeyd, Avf b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile birlikte kalktım; önce misvak kullandı, sonra abdest aldı, sonra namaza durdu. Bakara suresini okumaya başladı, rahmet ayetine geldiğinde durur, rahmet dilerdi. Azap ayeti geçince yine durur ve Allah’a sığınırdı. Sonra rükuya gider, kıyamda kaldığı kadar da rükuda kalırdı. Rükuda: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der sonra secdeye varırdı. Secdesi de rükusu kadar uzun olurdu, secde de ise yine: “Sübhâne zi'l-ceberûti ve'l-melekûti ve'l-kibriyâi ve'l-azameti (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)” der, sonra ikinci rekata kalkar Âl-i İmrân suresini okur, sonra başka bir sure, (daha) sonra başka bir sure daha okur ve tüm rekatlarda da aynen böyle yapardı.
Açıklama: " سُبْحَانَ ذِى الْجَبَرُوتِ وَالْمَلَكُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ (Kudret, hükümranlık, büyüklük ve yücelik sahibini tüm noksanlıklardan tenzih ederim)" dua cümlesi, hem rükuda hem secdede söylenebilir. Ebu Dâvûd, Salat, 153.
Bize Ebû'l-Alâ el-Hasan b. Sevvâr, ona Leys, ona Muâviye, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr rivâyet etti. (T) Yine bize Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. (T) Yine bize Abdülvehhâb b. Buht, ona el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bütün bunlara da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle dedi: "Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri gütme sırası bana gelmişti, akşam vakti olunca onları sevk ettim. Sonra Rasûlullah'a (sav) yetiştim, ayakta insanlara konuşma yapıyordu. Yanına geldiğimde şöyle diyordu: "Sizden biri güzelce abdest alır, abdest suyunu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra kalkar kalbi ve bütün benliğiyle yönelerek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona nvacip olur ve günahları bağışlanır." O anda ben; 'Bu ne kadar güzel!' demişim. Önümde duran biri; 'Ya Ukbe, bundan önceki daha güzeldi' dedi. Baktım ki o kişi, Ömer b. el-Hattâb imiş. Kendisine; "- O nedir, ey Ebû Hafs!" diye sordum. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: "- Sen gelmeden önce Rasûlullah (sav) şöyle demişti: "Sizden biri güzelce abdest alır, suyu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra da, 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâhy yoktur, O te3ktir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu vfe rasûlüdür) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer."