9 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Ebu Süreyc er-Razî ve Ali b. Hüseyin b. İbrahim ve Ali b. Müslim, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Müslim b. Mesruk, ona Abdullah, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah vahiyle konuşunca gök ehli semada kaya üzerinde çekilen zincirin sesine benzer bir çan sesi işitirler ve yere kapanırlar. Kendilerine Cebrail gelinceye kadar bu halde kalırlar. Cebrail gelince kalplerinden (bu hal) giderilir. Onlar Cebrail'e Ey Cibril! Rabbin ne buyuruyor? derler. O da hakkı söyledi cevabını verir. Bunun üzerine diğer melekler hakkı, hakkı derler."
Bize Ali b. Hüseyin b. İbrahim, ona Ebu Bedr, ona Züheyr b. Hayseme , ona Hasan b. Hur, ona İsa b. Abdullah b. Malik, ona Abbas ya da Ayyâş b. Sehl es-Sâ'dî şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi, babasının da bulunduğu bir mecliste iken, babası (Ebu Said'in) şöyle dediği zikredilmiş: Hz. Peygamber (sav), secdeye vardı. Otururken elleri, dizleri ve ayakları üzerine dayandı. Yanı üzerine oturup, diğer ayağını dikti. Ardından tekbir alıp secdeye vardı. Akabinde (yine) tekbir getirip kalktı ancak yanı üzerine oturmadı. Daha sonra ayağa kalktı. (Ardından) diğer rükûa varıp aynı şekilde tekbir aldı. Sonra iki secde yaptıktan sonra oturdu. Daha sonra kıyama durmak isteyince tekbir (getirmek suretiyle kalktı. Ardından son iki rekâtı da kıldı. Selam vermek (istediğinde) sağına ve soluna selam verdi." [Ebu Davud şöyle demiştir: (Ravi İsa b. Abdullah), rivayetinde, Abdülhamid'in yanı üzerine oturma ve elleri kaldırma hususunda zikrettikleri nakletmedi.]