16 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. İshak el-Müseyyibî, ona Abdullah b. Nafi', ona Muhammed b. Salih et-Temmâr, ona da İbn Şihab (bir önceki hadisi) aynı senet ve mana ile rivayet etti. [Ebû Davud dedi ki: Saîd (b. el-Müseyyeb) Attab'dan herhangi bir şey duymamıştır.]
Bize Muhammed b. İshak el-Müseyyebi, ona Enes b. İyaz Ebu Damra, ona Musa b. Ukbe, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bir zamanlar üç arkadaş yolda giderlerken şiddetli bir yağmura yakalanmışlar ve bu yüzden dağdaki bir mağaraya sığınmışlar. Dağdan kopan büyük kaya gelip mağaranın önünde durmuş ve kapıyı kapatmış. Bunun üzerine birbirlerine, Allah için yaptığınız salih amelleri bir düşünün. Onların hürmetine Allah'a dua edin, belki Allah sizi buradan kurtarır demişler. İçlerinden biri hemen şöyle demiş: Allah'ım! Benim çok yaşlı anne-babam, karım ve küçük çocuklarım vardı. Ben de onlar için çobanlık yapardım. Hayvanlarımı getirince sütlerini sağar, çocuklarımdan önce anne babama verirdim. Bir gün ormanda yolumu kaybettim, gece vaktine kadar eve gidemedim. Eve geldiğimde anne babamın uyuduğunu gördüm. Daha Önce yaptığım gibi onlar için hemen süt sağdım ve sütü alıp yanlarına vardım. O sırada çocuklarım da süt içmek için ayaklarımın arasında dolanıyorlardı. Ben bir yandan anne babamı uyandırmaya kıyamıyor, diğer yandan onlardan önce çocuklarıma yedirmeyi de istemiyor, ayakta bekliyordum. Bu hâl tan yeri ağarıncaya kadar devam etti. Allah'ım! Eğer bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan bizim için bu kayayı biraz aç da gökyüzünü görelim. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak kayayı biraz aralamış ve onlar da bu aralıktan gökyüzünü görmüşler. Sonra diğeri şöyle demiş: Allah'ım! Benim amcamın bir kızı vardı. Onu, erkeklerin kadınları sevebileceği en kuvvetli bir duygu ile severdim. Onunla birlikte olmak istedim ama kabul etmedi; yüz dinar getirmeden razı olmayacağını söyledi. Çalışıp çabaladım ve yüz dinar toplayıp ona getirdim. Tam onunla birlikte olacakken bana; Allah'tan kork ey Allah'ın kulu! Haksız yere mührü bozma dedi. Ben de hemen bu işi yapmaktan vazgeçip oradan kalktım. Allah'ım! Eğer bunu senin rızan için yaptıysam bu kayayı biraz daha aç! Bunun üzerine Allah kayayı biraz daha açmış. Sonra diğeri şöyle dua etmiş: Allah'ım! Bir ölçek pirinç karşılığında bir işçi tutmuştum. Adam işini bitirdiği zaman, bana hakkımı ver dedi. Ben de ona bir ölçek pirinci verdim ama o almadan gitti. Sonra bu pirinci ektim ve çok mahsul elde ettim; onun kazancıyla, çobanlarıyla birlikte bir inek sürüsü aldım. Sonra o adam tekrar bana geldi ve Allah'tan kork, hakkımı yeme dedi. Ben de ona, şu inek sürüsünü ve çobanlarını al dedim. Adam şaşırıp, Allah'tan kork! Benimle alay etme dedi. Ben seninle alay etmiyorum, şu inek sürüsünü ve çobanını alabilirsin dedim. Adam da onları alıp gitti. Allah'ım! Eğer bunu senin rızan için yaptıysam şu kayanın kalan kısmını da önümüzden al. Bunun üzerine Allah kayanın kalan kısmını da önlerinden almış."
Bize Muhammed b. İshak, ona Abdullah b. Nâfi, ona Leys b. Sa'd, ona Bekir b. Sevâde, ona Ata b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "İki adam yanlarında su olmadığı halde yolculuğa çıkmışlar ve namaz vakti gelmiş, onlar da temiz toprağa teyemmüm edip namaz kılmışlar. Daha sonra (namaz) vakti içinde su bulmuşlar. Bundan dolayı onların biri abdest (alarak) namazı tekrar kılmış, diğeri ise tekrar kılmamış. Sonra Rasulullah'a (sav) gelmişler ve bu durumu anlatmışlar. Bunun üzerine (Hz. Peygamber) tekrar kılmayana; 'Sünnet'e uygun hareket ettin. (Kılmış olduğun) namazın sana yeter.' buyurmuş; abdest alıp tekrar kılana da 'sana iki kat sevap vardır' buyurmuştur."
Bize Muhammed b. İshâk el-Müseyyebî nakletti. Dedi ki: Bize Abdullah b. Nâfi', Hâlid b. İyâs'tan, o da Âmir b. Sa'd b. Ebî Vakkâs'tan, o da babasından, Nebî'nin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletti: "Allah eksiklik ve kusurdan uzaktır, (davranışı ve sözü eksiksiz, kusursuz ve) hoş olanı sever. Temizdir, (kullarının ruh ve beden) temizliği(ni) sever. Övgüye lâyık vasıfları şahsında toplamıştır, bu vasıflara sahip olunmasını sever. Cömerttir, cömertliği sever. O halde evlerinizi temiz tutun ve atıklarını (evlerinin) avlularında biriktiren Yahûdiler'e benzemeyin."
Bize Muhammed b. İshak el-Müseyyebi, ona babası, ona İbn Ebu Zi'b, ona İbn Şihab, ona Urve ve Amre bt. Abdurrahman, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Ümmü Habibe yedi sene istihaza oldu. Rasulullah (sav) kendisine yıkanmasını emretti. Bundan dolayı Ümmü Habibe, her namaz için yıkanırdı."