18878 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys b. Sa'd, ona da Süfyan b. Abdurrahman'ın rivayet ettiğine göre, Asım b. Süfyan es-Sekafî şöyle demiştir: Asım b. Süfyan ve arkadaşları Selasil savaşına çıktılar. Ancak savaşa yetişemediler. Bir müddet (savaşın yapıldığı bölgede) beklediler. Daha sonra Muaviye'nin yanına döndüler. Muaviye'nin yanında Ebu Eyyüb ve Ukbe b. Amir de bulunuyordu. Asım şöyle dedi: 'Ey Ebu Eyyüb, bu yıl savaşı kaçırdık. Bize ulaşan bir habere göre dört mescitte namaz kılan bir kimsenin günahı bağışlanırmış.' Ebu Eyyüb: 'Ey kardeşimin oğlu, Sana bundan daha kolay bir ibadeti bildireyim. Ben Rasulullah'ı (sav) 'Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır.' buyururken işitmiştim.' karşılığını verdi ve (sözünü tasdik etmesi için Ukbe'ye): 'Öyle değil mi Ey Ukbe?' diye sordu. Ukbe de 'Evet' cevabını verdi.
Açıklama: Hadist geçen "فرابطوا" kelimesi "Savaşa katılamadıklarından dolayı kaçırdıkları sevabı elde etmek amacıyla ibadet ve taatte bulundular." şeklinde de çevrilebilir. Ancak hadisin devamındaki ifadeler, kaçırılan sevabı telafi etme çabasının Muaviye'nin yanına geldikten sonra ortaya çıktığını ihsas ettirmektedir. Bu sebeple söz konu kelime "Düşman ordusunun geçiş güzergahında bir süre gizlendiler." şeklinde çevrilmiştir. el-Vellevî'nin izahı da bu mana takdirini desteklemektedir. Bk. el-Vellevî, Zahîretu'l-ukbâ, III, 365.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ya'lâ (b. Ubeyd et-Tenâfisî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Musa b. Ebu Aişe, ona Amr b. Şuayb, ona da babası (Şuayb b. Muhammed), dedesinin (Muhammed b. Amr es-Sehmî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve ona abdestin nasıl alınacağını sordu. Rasulullah (sav) (abdest azalarını) üçer kere yıkayarak ona abdest almayı gösterdi ve: "Abdest işte böyle alınır. Kim bundan daha fazlasını yaparsa kötü bir iş yapmış, aşırıya kaçmış ve zulmetmiş olur." buyurdu.
Bize Yahya b. Habib b. Arabî, ona Hammad, ona da Ebu Cehdam, Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Abdullah b. Abbas ile birlikte oturuyorduk. Bize şöyle dedi: "Vallahi Rasulullah (sav) bize diğer insanlardan özel olarak sadece üç şeyi emretti: Abdesti (şartlarına ve adaplarına özen göstererek) tastamam almamızı, zekât malından yemememizi ve atları eşeklerle çifleştirmememizi."
Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Hilal b. Yisâf, ona Ebu Yahya, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Abdesti (şartlarına ve adaplarına özen göstererek) tastamam alınız."
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Halid (b. Haris el-Huceymî), ona Şu'be (b. Haccac), ona da Cami' b. Şeddad, ona da Humran b. Eban mescitte, ona da Osman (b. Affan), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim Allah'ın (ac) emrettiği gibi eksiksiz bir şekilde abdest alır (ve beş vakit namazını kılarsa), bu beş vakit namaz, aralarında işlediği günahlara kefaret olur."
Bize Amr b. Mansur, ona Adem b. Ebu İyas, ona Leys -ibn Sa'd-, ona Muaviye b. Salih, ona Ebu Yahya Süleym b. Amir, Damra b. Habib ve Ebu Talha Nuaym b. Ziyad, onlara da Ebu Ümame el-Bâhilî'nin rivayet ettiğine göre, Amr b. Abese şöyle anlatmıştır: Hz. Peygamber'e (sav): 'Ey Allah'ın Elçisi! Abdest nasıl alınır?' diye sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Abdest aldığın zaman avuçlarını yıkayıp iyice arındırdığında günahların tırnak ve parmak aralarından dökülür gider. Ağzını çalkaladığında, burun deliklerine su çektiğinde, yüzünü ve dirseklere kadar kollarını yıkadığında, başını mesh ettiğinde ve ayaklarını topuklarına kadar yıkadığında bütün günahlarından temizlenmiş olursun. Eğer (bunun üzerine bir de) yüzünü Allah (cc) rızası için secdeye koyarsan annenden doğduğun günkü gibi tertemiz olursun." Ebu Ümame: 'Ey Amr b. Abese! Ne söylediğinin farkında mısın? Tüm bunlar (bu bilgiler) sana bir mecliste mi verildi?' diye sorunca Amr b. Abese: 'Allah'a yemin ederim ki, yaşım ilerledi, ecelim de yaklaştı. HRasullah (sav) adına yalan söylememi gerektiren hiç bir ihtiyacım da yok. Bu bilgileri Rasulullah'tan (sav) bizzat kulaklarımla duydum ve gönlümle kavradım.' cevabını verdi.
Bize Muhammed b. Ali b. Harb el-Mervezî, ona Zeyd b. Hubab, ona Muaviye b. Salih, ona Rabî'a b. Yezîd, ona Ebu İdris el-Havlanî ve Ebu Osman (Makbul), ona Ukbe b. Amir el-Cühenî, ona da Ömer b. Hattab (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim güzelce abdest alıp ardından 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh. (Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir.)' derse o kimseye cennetin sekiz kapısı açılır ve dilediği kapıdan içeri girer."
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Ala' b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın günahları neyle sildiğini ve dereceleri neyle yükselttiğini size bildireyim mi? Tüm zorluklarına rağmen abdest almak, mescidlere [giderken] adımları çoğaltmak, bir namazı kılınca sonraki namazın gelmesini [arzu ederek] beklemek. İşte sizin ribatınız [ibadet nöbetiniz] budur.
Bana Kuteybe (b. Saîd), ona Malik (b. Enes), ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Osman'ın azatlısı Humran, ona da Osman (ra) naklettiğine göre, Rasulullah (sa) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse abdest alır, bunu da güzelce yaparsa, sonra da kalkıp namaz kılarsa, onun kıldığı bu namaz ile sonra kılacağı namaz arasındaki günahları affolunur."