10609 Kayıt Bulundu.
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi’b, ona Zuhrî, ona Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Eyyüb el-Ensari'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu: "Sizden biriniz tuvalete girdiğinde kıbleye doğru yüzünü çevirmesin, sırtını da dönmesin. O halde siz doğu ya da batı yönüne dönünüz."
Bize Muaz b. Fedâle, ona Hişam ed-Destevânî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Abdullah b. Ebu Katâde, ona da babası (Ebu Katâde Hâris b. Rib'î)'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz bir şey içtiğinde, kabın içine doğru nefes alıp vermesin. Tuvalete gittiğinde, cinsel organına sağ eliyle dokunmasın ve sağ eliyle taharet almasın."
Bize Affân, ona Sahr b. Cüveyriye, ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Rüyada kendimi bir misvak ile dişlerimi temizlerken gördüm. Yanıma, birisi diğerinden yaşça daha büyük olan iki adam geldi. Ben misvakı küçük olanına uzattım. Bana: 'büyüğüne ver' denildi. Ben de misvakı büyüğüne verdim." Ebu Abdullah Buhari dedi ki: Nuaym b Hammâd kendisine Abdullah b. Mübarek, ona Üsame b. Zeyd el-Leysî, ona Nâfi, ona da İbn Ömer isnadıyla gelen metni muhtasar olarak rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Affan b. Müslim arasında inkita vardır.
Bize Osman, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Mücâhid, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Medîne veya Mekke'nin bahçelerinden birinin yanından geçiyordu. Kabirlerinde azap gören iki insanın sesini duydu. Hz. Peygamber (sav), "Onlara azap ediliyor, hem de büyük bir günah sebebiyle değil" buyurdu ve sonra da, "Evet, onlardan biri küçük abdest bozarken örtünmezdi, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı" diye ekledi. Sonra bir hurma dalı istedi ve onu ikiye ayırdı. Kabirlere birer tanesini koydu. Kendisine, 'Ey Allah'ın rasûlü, niçin böyle yaptınız?' diye sorulduğunda, "Umulur ki onlar kurumadıkları sürece -veya kurumadıkça- onların (zikirleri) sayesinde azabı hafifletilir" buyurdu.
Bize Abdan, ona babası (Osman b. Cebele), ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûne, ona da Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Peygamber (sav) secde ettiği sırada; (T) Buhârî der ki: Yine bana Ahmed b. Osman, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona da Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Peygamber (sav), Kâbe'nin yanında namaz kılıyordu. Ebu Cehil ile bazı arkadaşları da oturuyorlardı. Derken onların biri diğerine “Falan oğullarının (yeni kesilen) devesinin bağırsaklarını hanginiz getirir ve secdeye vardığında onu Muhammed'in sırtına koyar?” dedi. O topluluğun en kötü olanı gidip onu getirdi. Bekledi, Peygamber secdeye varınca sırtının üzerine iki omuzu arasına koydu. Ben ise hiçbir işe yapamıyor sadece bakıyordum. Keşke benim engelleyecek gücüm olsaydı! İbn Mesud der ki: Onlar gülmeye ve birbirine (suçu birbirlerine) isnad etmeye başladılar. Rasulullah ise secdeden başını kaldırmıyordu. Nihayet Fâtıma yanına geldi ve onu sırtından attı. Rasulullah başını kaldırdı. (Namazı bitirdikten) sonra üç defa: "Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum" dedi. Rasulullah onlara beddua edince, bu onlara ağır geldi. İbn Mesud der ki: Çünkü onlar bu şehirde duanın kabul edileceğini biliyorlardı. Ondan sonra Rasulullah isim isim sayarak "Allah'ım Ebu Cehil'i sana havale ediyorum, Utbe b. Rabîa'yı, Şeybe b. Rabîa'yı, Velid b. Utbe'yi, Ümeyye b. Halef'i, Ukbe b. Ebu Muayt'ı sana havale ediyorum" dedi. Yedinciyi de saydı, fakat biz onu aklımızda tutamadık. İbn Mesud der ki: Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, Rasulullah'ın saydığı isimlerin sahiplerini Kalîb'de, yani Bedir çukurunda yere serilmiş gördüm.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Hâzim, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tavus, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu: "Onlara azap ediliyor. Hem de büyük bir (günah) sebebiyle değil. Bunlardan biri küçük abdestini bozarken örtünmezdi, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı.". Sonra yaş bir hurma dalı alıp iki parçaya ayırdı ve her iki mezara birer tane dikti. Orada bulunanlar, 'Ey Allah'ın rasûlü, neden böyle yaptınız?' diye sordular. Hz. Peygamber de "umulur ki, bu dallar yaş kaldığı sürece onların /zikri sayesinde) bunların azabı hafifletilir" buyurdu. İbn Müsennâ şöyle demiştir: Bize A'meş, Mücâhid'den benzer bir hadisi naklederken "İdrarını yaparken örtünürdü" derken işittim.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Meryem arasında inkita vardır.