1902 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana (Yahya), ona Mâlik, ona da Hâzim b. Dînar, Ebu İdris el-Havlânî’den rivayet etmiştir: "Dimaşk mescidine girdiğimde, insanların saygı gösterdiği parlak bir genç gördüm. Etrafındaki insanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona soruyor; o ne derse onu yapıyorlardı. Onun kim olduğunu sordum. Muâz b. Cebel’dir, dediler. Ertesi günü erken gittim, ancak onun benden erken geldiğini ve namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim, sonra ön tarafından ona doğru yürüdüm ve selam verdim; sonra da: 'Vallahi, ben seni Allah için seviyorum', dedim. O, 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bir daha 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bunun üzerine ridamın düğüm yerini yakalayarak beni kendisine doğru çekti ve dedi ki: Sana müjde! Çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: "Şanı mübarek ve yüce olan Allah buyurdu ki: "Benim rızamı esas alarak birbirini sevenlere, benim rızamla oturup kalkanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim muhabbetim vacip olmuştur."
Bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) İsra gecesi, cinlerden bir ifritin elinde meşaleyle, peşinden geldiğini gördü. Rasulullah (sav) her dönüp baktığında onu görüyordu. Bunun üzerine Cebrail “Söylediğin takdirde, onun meşalesinin sönmesini ve yüz üstü düşmesini sağlayacak, bir takım kelimeleri sana öğreteyim mi?” dedi. Rasulullah (sav) “Evet öğret” deyince, Cebrail şöyle dedi:" "Euzû bi vechillahi’l-kerim ve bi kelimâtillahi’t-tâmmê, elletî lâ yucâvizuhunne berrun ve lâ fâcir min şerri mâ yenzilu mine’s-semâ ve şerri mâ ye’rucu fîhâ ve şerri mâ zerae fi’l-ardi ve şerri mâ yehrucu minhâ ve min fiteni’l-leyli ve’n-nehâr ve min tavâriki’l-leyli ve’n-nehâr illâ târikan yetruku bi hayrin, ya Rahmân" "Gökten inenlerin ve göğe yükselenlerin, yerde yarattıklarının ve yerden çıkanların kötülüklerinden, gece ve gündüzün fitnelerinden,–hayır ile gelen hariç- gece ve gündüz bastıranların şerrinden, iyi kimsenin de kötü kimsenin de asla aşamayacağı, Allah’ın eksizsiz kelimeleri ile Allah’ın kerim zatına sığınırım, ey Rahman."
Bana Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Züfer b. Sa'saa, ona babası (Sa'saa b. Malik), ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kılıp cemaate dönünce "İçinizde bu gece rüya gören var mı?" diye sorar ve "benden sonra Nübüvvet kalmayacak, ancak sadık (doğru) rüyalar kalacak" buyururdu.
Açıklama: İmam Malik'in Belağı: Hadisin isnadının hazf edildiğinin ifadesidir.