- أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُصْعَبٍ بِخَبَرٍ غَرِيبٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ السِّنْجِيُّ سُلَيْمَانُ بْنُ مَعْبَدٍ حدثنا بن أَبِي مَرْيَمَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنِ بْنِ الْهَادِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وسلم قال:
"الْإِيمَانُ سَبْعُونَ أَوِ اثْنَانِ وَسَبْعُونَ بَابًا أَرْفَعُهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَدْنَاهُ إِمَاطَةُ الْأَذَى عن الطريق والحياء شعبة من الإيمان"
[قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: الِاقْتِصَارُ فِي هَذَا الْخَبَرِ على هذا العدد المذكور في خبر بن الْهَادِ مِمَّا نَقُولُ فِي كُتُبِنَا إِنَّ الْعَرَبَ تَذْكُرُ الْعَدَدَ لِلشَّيْءِ وَلَا تُرِيدُ بِذِكْرِهَا ذَلِكَ الْعَدَدَ نَفْيًا عَمَّا وَرَاءَهُ وَلِهَذَا نَظَائِرُ نَوَّعْنَا لِهَذَا أَنْوَاعًا سَنَذْكُرُهَا بِفُصُولِهَا فِيمَا بَعْدُ إِنْ شاء الله"]
Bize el-Huseyn b. Muhammed b. Mus'ab, (oldukça garip bir haberi anlattı), ona Ebu Davud Süleymân b. Ma'bed es-Sencî, ona İbn Ebu Meryem, ona Yahyâ b. Eyyûb, ona İbnü'l-Hâdi', ona Abdullâh b. Dînâr, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan nakletti:
"İman, yetmiş ya da yetmiş iki babdır. En yüksek olanı, 'Lâ ilâhe illallâh' demektir. En düşük olanı ise, geçenlere zarar verecek bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."
[Ebû Hâtim (İbn Hibbân) şöyle dedi: Yukarıdaki İbnü'l-Hâdi' hadisinde olduğu gibi, bir şeyi belli bir sayıyla sınırlamak, kitaplarımızda her zaman söylediğimiz gibi, Arapların âdetindendir. Onların, bir şeyi belli bir sayıyla tanımlaması, bu sayıdan ötesini reddettikleri anlamına gelmez. Bunun değişik örnekleri vardır; bunları çeşitleriyle birlikte ilerde göstereceğiz inşâllah.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209059, İHS000181
Hadis:
- أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُصْعَبٍ بِخَبَرٍ غَرِيبٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ السِّنْجِيُّ سُلَيْمَانُ بْنُ مَعْبَدٍ حدثنا بن أَبِي مَرْيَمَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنِ بْنِ الْهَادِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وسلم قال:
"الْإِيمَانُ سَبْعُونَ أَوِ اثْنَانِ وَسَبْعُونَ بَابًا أَرْفَعُهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَدْنَاهُ إِمَاطَةُ الْأَذَى عن الطريق والحياء شعبة من الإيمان"
[قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: الِاقْتِصَارُ فِي هَذَا الْخَبَرِ على هذا العدد المذكور في خبر بن الْهَادِ مِمَّا نَقُولُ فِي كُتُبِنَا إِنَّ الْعَرَبَ تَذْكُرُ الْعَدَدَ لِلشَّيْءِ وَلَا تُرِيدُ بِذِكْرِهَا ذَلِكَ الْعَدَدَ نَفْيًا عَمَّا وَرَاءَهُ وَلِهَذَا نَظَائِرُ نَوَّعْنَا لِهَذَا أَنْوَاعًا سَنَذْكُرُهَا بِفُصُولِهَا فِيمَا بَعْدُ إِنْ شاء الله"]
Tercemesi:
Bize el-Huseyn b. Muhammed b. Mus'ab, (oldukça garip bir haberi anlattı), ona Ebu Davud Süleymân b. Ma'bed es-Sencî, ona İbn Ebu Meryem, ona Yahyâ b. Eyyûb, ona İbnü'l-Hâdi', ona Abdullâh b. Dînâr, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'tan nakletti:
"İman, yetmiş ya da yetmiş iki babdır. En yüksek olanı, 'Lâ ilâhe illallâh' demektir. En düşük olanı ise, geçenlere zarar verecek bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir."
[Ebû Hâtim (İbn Hibbân) şöyle dedi: Yukarıdaki İbnü'l-Hâdi' hadisinde olduğu gibi, bir şeyi belli bir sayıyla sınırlamak, kitaplarımızda her zaman söylediğimiz gibi, Arapların âdetindendir. Onların, bir şeyi belli bir sayıyla tanımlaması, bu sayıdan ötesini reddettikleri anlamına gelmez. Bunun değişik örnekleri vardır; bunları çeşitleriyle birlikte ilerde göstereceğiz inşâllah.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İmân 181, 1/407
Senetler:
()
Konular:
Eziyet, eziyet veren şeyleri ortadan kaldırmak insanı cennete götürür
İman, imanın bireysel ve toplumsal tezahürleri
İman, şubeleri
Sayılar, hadislerdeki sayı vurguları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209049, İHS000175
Hadis:
175 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ الْمُثَنَّى بِالْمَوْصِلِ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَرْعَرَةَ حَدَّثَنَا حَرَمِيُّ بْنُ عُمَارَةَ حدثنا شعبة عن واقد بن محمد عن أبيه عن بْنَ عُمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ فَإِذَا فَعَلُوا ذَلِكَ عَصَمُوا مِنِّي دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ إِلَّا بِحَقِّ الْإِسْلَامِ وَحِسَابُهُمْ عَلَى اللَّهِ"
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: تَفَرَّدَ بِهِ شُعْبَةُ وَفِي هَذَا الْخَبَرِ بيان واضح بأن الْإِيمَانَ أَجْزَاءٌ وَشُعَبٌ تَتَبَايَنُ أَحْوَالُ الْمُخَاطَبِينَ فِيهَا لِأَنَّهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَكَرَ فِي هَذَا الْخَبَرِ "حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ" فَهَذَا هُوَ الْإِشَارَةُ إِلَى الشُّعْبَةِ الَّتِي هِيَ فَرْضٌ عَلَى الْمُخَاطَبِينَ فِي جَمِيعِ الْأَحْوَالِ ثُمَّ قَالَ: "وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ" فَذَكَرَ الشَّيْءَ الَّذِي هُوَ فَرْضٌ عَلَى الْمُخَاطَبِينَ فِي بَعْضِ الْأَحْوَالِ ثُمَّ قَالَ: "وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ" فَذَكَرَ الشَّيْءَ الَّذِي هُوَ فَرْضٌ عَلَى الْمُخَاطَبِينَ فِي بَعْضِ الْأَحْوَالِ فَدَلَّ ذَلِكَ عَلَى أَنَّ كُلَّ شَيْءٍ مِنَ الطَّاعَاتِ الَّتِي تُشْبِهُ الْأَشْيَاءَ الثَّلَاثَةَ الَّتِي ذَكَرَهَا فِي هَذَا الْخَبَرِ من الإيمان.
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Alî İbnü'l-Müsennâ, Musul'da haber verdi: Bize İbrâhîm İbn Muhammed İbn Ar'ara anlattı: Bize Haremî İbn Umâre anlattı: Şu'be bize Vâkıd İbn Muhammed'den, o da babasından, o da İbn Ömer'den anlattı:
Allâh'ın Elçisi (sas) buyurdu ki: İnsanlar, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Allâh'ın elçisi olduğuma tanıklık edinceye, namazı kılıncaya ve zekâtı verinceye kadar, onlarla savaşmakla emrolundum. Onlar bunları yapınca, kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar; ancak İslam'ın hakkı hariç. İnsanların gerçek hesabı ise Allâh'a aittir.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (ra): Haremî İbn Umâre, bu hadisi, Şu'be'den aktarmada tek kaldı. Bu haberde, İmanın, muhatapların durumlarına göre farklı farklı öğelere ve şubelere ayrıldığına dair açık bir ifade vardır. Nitekim, Peygamber (sas) bu haberde :'Tâ ki Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına ve benim Allâh'ın elçisi olduğuma tanıklık edinceye kadar' dedi; işte bu, imanın bütün durumlarda muhataplara farz olan şubesine işarettir. Sonra, 'namazı kılıncaya kadar', dedi ve bununla da muhataplara, bazı durumlarda farz olan şeyi belirtti. Sonra, 've zekâtı verinceye kadar', dedi ve bununla da bazı muhataplara, bazı durumlarda farz olan şeyi dile getirdi. Bu da gösteriyor ki, Peygamber (sas)'in, bu haberde dile getirdiği üç maddeye benzeyen tüm ibadetler imandandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İmân 175, 1/401
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular: