10609 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velid, ona da Şu’be rivayet etti; (T) Bana Bişr, ona Muhammed, ona Şu’be, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti: "İman eden ve imanlarına zulüm karıştırmayanlar (En’am 6/82) meâlindeki ayet indiği zaman Rasululah’ın (sav) ashâbı, 'Hangimiz nefsine zulmetmedi ki?' dediler. Bunun üzerine 'Allah'a ortak koşmak şüphesiz büyük bir zulümdür' (Lokmân: 31/13) meâlindeki âyet nazil oldu.
Bize Süleyman Ebu Rabi’, ona İsmail b. Cafer, ona Nâfi b. Malik b. Ebu Amir Ebu Süheyl, ona babası (Malik b. Ebu Amir), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler; vadettiğinde sözünde durmaz; kendisine bir şey emanet edildiğinde de hıyanet eder."
Bize Kabîsa b. Ukbe, ona Süfyan, ona el-A’meş, ona Abdullah b. Murra, ona Mesrûk, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Dört özellik vardır ki, kimde bir arada bulunursa o kişi tam münafık olur, kimde de bunlardan biri bulunursa onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir huy kalmış olur. Bunlar: Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünü tutmaz, biriyle tartışmaya girdiğinde haddi aşar." [Şu’be, bu hadisi el-A’meş’ten rivayet etmekte Süfyan es-Sevrî’ye mütâbaat etmiştir.]
Bize Ahmed b. Yunus ve Musa b. İsmail, onlara İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Rasulullah'a 'Hangi amel daha faziletlidir?' diye sorulduğunda Rasulullah (sav):"Allah’a ve Rasulüne iman etmektir" buyurdu. 'Ondan sonra hangisidir?' diye soruldu: "Allah yolunda cihattır" buyurdu. 'Ondan sonra hangisi?' denildi. Rasulullah (sav): "Makbul bir hactır" cevabını verdi.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren değişik lafızlı hadis şöyledir: أفضل الاعمال الايمان بلله والجهاد في سبيل الله
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona el-A’rac, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Nefsim (kudret) elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da, evladından da daha sevgili olmadıkça (tam olarak) iman etmiş olmaz."
Bize Yakub b. İbrahim, ona İbn Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes;(T) Bize Âdem, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ben kendisine anne babasından, evladından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça hiç biriniz (tam olarak) iman etmiş sayılmaz."
Bize Ebu Velid, ona Şu'be, ona Abdullah b. Abdullah b. Cebr, ona da Enes, Rasulullah’tan (sav) rivayet etti: "İmanın alameti, Ensâr’ı sevmek, münafıklığın alameti ise Ensâr’ı sevmemektir."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Amr b. Yahya el-Mâzinî, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Yüce Allah ‘Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman varsa onu (ateşten) çıkarınız’ diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp Hayâ (veya Hayat) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabani otların tohumları nasıl (hızlıca) yerden biterse öylece biterler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler." [Vüheyb’in Amr’dan nakline göre kelime “hayat” şeklindedir. Ve o “hardal tanesi ağırlığınca iman” cümlesini, “hardal tanesi ağırlığınca hayır” şeklinde nakletmiştir.]
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle rivayet etti: "Bana cehennem gösterildi, bir de ne göreyim! Cehennem ahalisinin çoğu kadınlardır. Onlar inkâr ederler." Kendisine 'Allah’ı mı inkâr ederler?' diye soruldu. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem şöyle buyurdu: "Onlar kocalarına karşı nankörlük yapar, iyiliği inkâr ederler. Birisine sürekli iyilik etsen de sonra hoşuna gitmeyen bir şey olsa, ‘Senden ne hayır gördüm ki' diye söylenir."
Bize Abdurrahman b. Mübârek, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb ve Yunus, onlara Hasan, ona da Ahnef b. Kays şöyle rivayet etti: Ben (Cemel savaşı sırasında) şu adama (Hz. Ali) yardım etmek için gidiyordum. Ebu Bekre ile karşılaştım. Bana 'Nereye gitmek istiyorsun?' diye sordu. Ben de 'Şu adama (Hz. Ali) yardım edeceğim!' dedim. Ebu Bekre bana, 'Geri dön! Çünkü ben Rasul-i Ekrem’in (sav) "İki müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya geldikleri zaman ölen de, öldüren de ateştedir" buyurduğunu duydum. Ben 'Yâ Rasulallah! Öldüreni anladık. Ama ölene ne oluyor?' diye sordum. Rasul-i Ekrem şöyle buyurdu: "Çünkü o da arkadaşını öldürmeye azmetmişti."