أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ عَنْ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ مِهْرَانَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فَلاَ يَبْزُقْ بَيْنَ يَدَيْهِ وَلاَ عَنْ يَمِينِهِ وَلَكِنْ عَنْ يَسَارِهِ أَوْ تَحْتَ قَدَمِهِ وَإِلاَّ ". فَبَزَقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هَكَذَا فِى ثَوْبِهِ وَدَلَكَهُ .
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Muhammed (b. Cafer el-Hüzelî), ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Kasım b. Mihrân (el-Kaysî), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz namaz kılarken ne ön ne de sağ tarafına tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekiyorsa soluna veya ayağının altına tükürsün." Ebu Hureyre (ra) dedi ki: "Böyle yapamayacaksa da Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı gibi yapsın. Hz. Peygamber (sav) bu şekilde elbisesinin içine tükürür (gibi yapmış) ve elbisesini ovalamıştı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20937, N000310
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ عَنْ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ مِهْرَانَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى رَافِعٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فَلاَ يَبْزُقْ بَيْنَ يَدَيْهِ وَلاَ عَنْ يَمِينِهِ وَلَكِنْ عَنْ يَسَارِهِ أَوْ تَحْتَ قَدَمِهِ وَإِلاَّ ". فَبَزَقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هَكَذَا فِى ثَوْبِهِ وَدَلَكَهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî), ona Muhammed (b. Cafer el-Hüzelî), ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Kasım b. Mihrân (el-Kaysî), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz namaz kılarken ne ön ne de sağ tarafına tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekiyorsa soluna veya ayağının altına tükürsün." Ebu Hureyre (ra) dedi ki: "Böyle yapamayacaksa da Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı gibi yapsın. Hz. Peygamber (sav) bu şekilde elbisesinin içine tükürür (gibi yapmış) ve elbisesini ovalamıştı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 193, /2106
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Râfi' Nüfey' b. Râfi' el-Medenî (Nüfey' b. Râfi')
3. Kasım b. Mihran el-Kaysi (Kasım b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
İbadethane, mescitlerde yere tükürmektense elbisenin içine tükürmek sümkürmek
İbadethane, mescitlere tükürmek
İbadethane, mescitleri kirletme, tükürme, sümkürme
KTB, ADAB
Namaz, Namazda mekruh fiiller
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ أَوْ ذَاتِ الْجَيْشِ انْقَطَعَ عِقْدٌ لِى فَأَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْتِمَاسِهِ وَأَقَامَ النَّاسُ مَعَهُ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ فَأَتَى النَّاسُ أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - فَقَالُوا أَلاَ تَرَى مَا صَنَعَتْ عَائِشَةُ أَقَامَتْ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَبِالنَّاسِ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ . فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاضِعٌ رَأْسَهُ عَلَى فَخِذِى قَدْ نَامَ فَقَالَ حَبَسْتِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسَ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَعَاتَبَنِى أَبُو بَكْرٍ وَقَالَ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ وَجَعَلَ يَطْعُنُ بِيَدِهِ فِى خَاصِرَتِى فَمَا مَنَعَنِى مِنَ التَّحَرُّكِ إِلاَّ مَكَانُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى فَخِذِى فَنَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَصْبَحَ عَلَى غَيْرِ مَاءٍ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ آيَةَ التَّيَمُّمِ . فَقَالَ أُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ مَا هِىَ بِأَوَّلِ بَرَكَتِكُمْ يَا آلَ أَبِى بَكْرٍ . قَالَتْ فَبَعَثْنَا الْبَعِيرَ الَّذِى كُنْتُ عَلَيْهِ فَوَجَدْنَا الْعِقْدَ تَحْتَهُ .
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) ile beraber seferlerden birine çıkmıştık. Beyda veya Zat-ül Ceyş bölgesine geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Rasulullah (sav) onu aramak için orada konakladı. Diğer insanlar da O'nunla birlikte konaklamış oldular. Orası bir su başı değildi. Yanlarında da su yoktu. İnsanlar, Ebu Bekir'e gelerek “Aişe'nin yaptığını görmüyor musun? Rasulullah (sav) ve insanların bu susuz yerde konaklamalarına sebep olmuştur. Yanlarında su kalmamıştır” dediler. Bunun üzerine, babam Ebu Bekir, yanıma geldi. O sırada Rasulullah (sav), başını dizimin üzerine koymuş uyuya kalmıştı. Bana “Rasulullah (sav) ve bu insanları bu susuz yerde, burada alıkoydun, üstelik yanlarında suları da yok” dedi. Aişe der ki: Babam Ebu Bekir beni böylece azarladı, ağzına geleni söyledi ve eliyle böğrüme dürttü. Rasulullah'ın (sav) dizimde uyuması hareket etmemi engelliyordu. Rasulullah (sav) sabah kadar uyudu sonra uyandı fakat su yoktu. Bunun üzerine Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Bu olaylar üzerine Useyd b. Hudayr şöyle dedi: Ey Ebu Bekir ailesi! Bu sizin ilk bereketiniz değildir. Aişe der ki: (Gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı onun altında bulduk."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20938, N000311
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ حَتَّى إِذَا كُنَّا بِالْبَيْدَاءِ أَوْ ذَاتِ الْجَيْشِ انْقَطَعَ عِقْدٌ لِى فَأَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْتِمَاسِهِ وَأَقَامَ النَّاسُ مَعَهُ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ فَأَتَى النَّاسُ أَبَا بَكْرٍ - رضى الله عنه - فَقَالُوا أَلاَ تَرَى مَا صَنَعَتْ عَائِشَةُ أَقَامَتْ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَبِالنَّاسِ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ . فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاضِعٌ رَأْسَهُ عَلَى فَخِذِى قَدْ نَامَ فَقَالَ حَبَسْتِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسَ وَلَيْسُوا عَلَى مَاءٍ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَعَاتَبَنِى أَبُو بَكْرٍ وَقَالَ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ وَجَعَلَ يَطْعُنُ بِيَدِهِ فِى خَاصِرَتِى فَمَا مَنَعَنِى مِنَ التَّحَرُّكِ إِلاَّ مَكَانُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى فَخِذِى فَنَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَصْبَحَ عَلَى غَيْرِ مَاءٍ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ آيَةَ التَّيَمُّمِ . فَقَالَ أُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ مَا هِىَ بِأَوَّلِ بَرَكَتِكُمْ يَا آلَ أَبِى بَكْرٍ . قَالَتْ فَبَعَثْنَا الْبَعِيرَ الَّذِى كُنْتُ عَلَيْهِ فَوَجَدْنَا الْعِقْدَ تَحْتَهُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) ile beraber seferlerden birine çıkmıştık. Beyda veya Zat-ül Ceyş bölgesine geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Rasulullah (sav) onu aramak için orada konakladı. Diğer insanlar da O'nunla birlikte konaklamış oldular. Orası bir su başı değildi. Yanlarında da su yoktu. İnsanlar, Ebu Bekir'e gelerek “Aişe'nin yaptığını görmüyor musun? Rasulullah (sav) ve insanların bu susuz yerde konaklamalarına sebep olmuştur. Yanlarında su kalmamıştır” dediler. Bunun üzerine, babam Ebu Bekir, yanıma geldi. O sırada Rasulullah (sav), başını dizimin üzerine koymuş uyuya kalmıştı. Bana “Rasulullah (sav) ve bu insanları bu susuz yerde, burada alıkoydun, üstelik yanlarında suları da yok” dedi. Aişe der ki: Babam Ebu Bekir beni böylece azarladı, ağzına geleni söyledi ve eliyle böğrüme dürttü. Rasulullah'ın (sav) dizimde uyuması hareket etmemi engelliyordu. Rasulullah (sav) sabah kadar uyudu sonra uyandı fakat su yoktu. Bunun üzerine Allah teyemmüm [Mâide, 6] ayetini indirdi. Bu olaylar üzerine Useyd b. Hudayr şöyle dedi: Ey Ebu Bekir ailesi! Bu sizin ilk bereketiniz değildir. Aişe der ki: (Gideceğimiz sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı onun altında bulduk."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 194, /2106
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kur'an, nuzül sebebi
Kur'an, Nüzul sebebleri
Kur'an, teyemmüm ayetinin inişiyle ilgili olay
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20953, N000314
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ بْنِ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ نَاجِيَةَ بْنِ خُفَافٍ عَنْ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ قَالَ أَجْنَبْتُ وَأَنَا فِى الإِبِلِ فَلَمْ أَجِدْ مَاءً فَتَمَعَّكْتُ فِى التُّرَابِ تَمَعُّكَ الدَّابَّةِ فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِذَلِكَ فَقَالَ « إِنَّمَا كَانَ يَجْزِيكَ مِنْ ذَلِكَ التَّيَمُّمُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd b. Muhammed, ona Ebu'l-Ahvas, ona Ebu İshak, ona Nâciye b. Hufâf, ona da Ammar b. Yasir'den (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Develere çobanlık yaptığım anda cünüp olmuştum ve su bulamamıştım. Hayvanın toprakta yuvarlanması gibi toprakta yuvarlandım. Sonra Rasulullah'a (sav) gelip yaptığımı haber verdim.' Rasulullah (sav) de:
"Sadece teyemmüm yapman yeterliydi," buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 195, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Ebu Hufâf Nâciye b. Hufâf el-Anezî (Nâciye b. Hufâf)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Muharibi (Muhammed b. Ubeyd b. Vakıd)
Konular:
Teyemmüm, yapılış şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20950, N000313
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَلَمَةَ عَنْ ذَرٍّ عَنِ ابْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَجُلاً أَتَى عُمَرَ فَقَالَ إِنِّى أَجْنَبْتُ فَلَمْ أَجِدِ الْمَاءَ . قَالَ عُمَرُ لاَ تُصَلِّ . فَقَالَ عَمَّارُ بْنُ يَاسِرٍ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ أَمَا تَذْكُرُ إِذْ أَنَا وَأَنْتَ فِى سَرِيَّةٍ فَأَجْنَبْنَا فَلَمْ نَجِدِ الْمَاءَ فَأَمَّا أَنْتَ فَلَمْ تُصَلِّ وَأَمَّا أَنَا فَتَمَعَّكْتُ فِى التُّرَابِ فَصَلَّيْتُ فَأَتَيْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ » . فَضَرَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَيْهِ إِلَى الأَرْضِ ثُمَّ نَفَخَ فِيهِمَا ثُمَّ مَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ وَكَفَّيْهِ - وَسَلَمَةُ شَكَّ لاَ يَدْرِى فِيهِ الْمِرْفَقَيْنِ أَوْ إِلَى الْكَفَّيْنِ - فَقَالَ عُمَرُ نُوَلِّيكَ مَا تَوَلَّيْتَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed, ona Şube, ona Seleme, ona Zer, ona İbn Abdurrahman b. Ebza (ra), ona da babasından naklederek şöyle diyor: Bir adam Ömer'e gelerek: Cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de namaz kılma dedi. Bunun üzerine Ammar b. Yasir: Ey Mü'minlerin emiri! Hatırlamaz mısın? Sen ve biz bir seriyyedeydik, cünüp olmuştuk ve su da bulamamıştık, o zaman sen namaz kılmıştın fakat ben her tarafıma toprağın değmesi için toprakta yuvarlanmış ve namazlarımı kılmıştım. Sonra Peygamber'e (sav) gelip bu durumu söyleyince Rasulullah (sav):
"Şöyle yapman yeterliydi," buyurarak: Ellerini yere vurdu sonra iki eline üfledi ve yüzüyle iki elini mesh etti.
Ravi, Seleme burada şüphe edip ellerini dirseklere kadar mı yoksa bileklere kadar mı olduğunu bilemiyor. Ammar'ın bu sözü üzerine Ömer: 'Seni layık olduğun göreve getiriyoruz diyor.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 195, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
3. Said b. Abdurrahman el-Huzai (Said b. Abdurrahman b. Ebza)
4. Zer b. Abdullah el-Mürhibi (Zer b. Abdullah b. Zürare b. Muaviye b. Amire)
5. Seleme b. Küheyl el-Hadramî (Seleme b. Küheyl b. Husayn)
6. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
7. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
8. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Sahabe, anlayış farklılıkları
Teyemmüm, yapılış şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20974, N000316
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ قَالَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ قَالَ تَيَمَّمْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالتُّرَابِ فَمَسَحْنَا بِوُجُوهِنَا وَأَيْدِينَا إِلَى الْمَنَاكِبِ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Abdulazim el-Anberi, ona Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Malik, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona babası, ona da Ammar b. Yasir'den (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Rasulullah (sav) ile birlikte toprakla teyemmüm yaptık, yüzlerimizi ve omuzlarımıza kadar kollarımızı meshetmiştik.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 197, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Utbe el-Hüzelî (Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Ğâfil b. Habib)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Mihrak Cüveyriye b. Esma ed-Duba'î (Cüveyriye b. Esma b. Ubeyd b. Mihrak)
7. Abdullah b. Muhammed ed-Dübaî (Abdullah b. Muhammed b. Esma)
8. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Teyemmüm, yapılış şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20956, N000315
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ عَمَّارٍ قَالَ عَرَّسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِأُولاَتِ الْجَيْشِ وَمَعَهُ عَائِشَةُ زَوْجَتُهُ فَانْقَطَعَ عِقْدُهَا مِنْ جَزْعِ ظِفَارِ فَحُبِسَ النَّاسُ ابْتِغَاءَ عِقْدِهَا ذَلِكَ حَتَّى أَضَاءَ الْفَجْرُ وَلَيْسَ مَعَ النَّاسِ مَاءٌ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهَا أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ حَبَسْتِ النَّاسَ وَلَيْسَ مَعَهُمْ مَاءٌ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ رُخْصَةَ التَّيَمُّمِ بِالصَّعِيدِ قَالَ فَقَامَ الْمُسْلِمُونَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَضَرَبُوا بِأَيْدِيهِمُ الأَرْضَ ثُمَّ رَفَعُوا أَيْدِيَهُمْ وَلَمْ يَنْفُضُوا مِنَ التُّرَابِ شَيْئًا فَمَسَحُوا بِهَا وُجُوهَهُمْ وَأَيْدِيَهُمْ إِلَى الْمَنَاكِبِ وَمِنْ بُطُونِ أَيْدِيهِمْ إِلَى الآبَاطِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya b. Abdullah, ona Yakub b. İbrahim, ona babası, ona Salih, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbas, ona da Ammar'dan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasulullah (sav), yanında hanımı Aişe olduğu halde Ula't-ül Ceyş (Zat-ül Ceyş) denilen yerde konaklamıştı. Yemen bölgesinin zıfar akikinden yapılmış gerdanlığı kopmuştu. Bunun üzerine insanlar gerdanlığı aramak için orada konaklamış oldular. Tan yeri ağarıncaya kadar aradılar fakat bulamadılar. İnsanların yanında su da yoktu. Bunun üzerine Ebu Bekir Aişe'ye kızdı ve insanları yolundan alıkoydun, yanlarında suları da yok, dedi. İşte o zaman Allah (cc), toprakla teyemmüm ederek abdest alma kolaylığını ayet olarak indirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ile beraber Müslümanlar kalkıp ellerini toprağa vurdular. Sonra ellerini kaldırdılar, ellerine bulaşan topraktan hiçbir şeyi ne üflemek ne de silkelemek suretiyle atmadılar o elleriyle yüzlerini ve omuzlarına kadar kollarını ve ellerin altından başlayarak koltuk altlarına kadar meshettiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 196, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
6. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
8. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Kur'an, Nüzul sebebleri
Kur'an, teyemmüm ayetinin inişiyle ilgili olay
Teyemmüm, yapılış şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21004, N000317
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى مَالِكٍ وَعَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى قَالَ كُنَّا عِنْدَ عُمَرَ فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ رُبَّمَا نَمْكُثُ الشَّهْرَ وَالشَّهْرَيْنِ وَلاَ نَجِدُ الْمَاءَ . فَقَالَ عُمَرُ أَمَّا أَنَا فَإِذَا لَمْ أَجِدِ الْمَاءَ لَمْ أَكُنْ لأُصَلِّىَ حَتَّى أَجِدَ الْمَاءَ . فَقَالَ عَمَّارُ بْنُ يَاسِرٍ أَتَذْكُرُ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ حَيْثُ كُنْتَ بِمَكَانِ كَذَا وَكَذَا وَنَحْنُ نَرْعَى الإِبِلَ فَتَعْلَمُ أَنَّا أَجْنَبْنَا قَالَ نَعَمْ أَمَّا أَنَا فَتَمَرَّغْتُ فِى التُّرَابِ فَأَتَيْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَضَحِكَ فَقَالَ « إِنْ كَانَ الصَّعِيدُ لَكَافِيكَ » . وَضَرَبَ بِكَفَّيْهِ إِلَى الأَرْضِ ثُمَّ نَفَخَ فِيهِمَا ثُمَّ مَسَحَ وَجْهَهُ وَبَعْضَ ذِرَاعَيْهِ . فَقَالَ اتَّقِ اللَّهَ يَا عَمَّارُ . فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ إِنْ شِئْتَ لَمْ أَذْكُرْهُ . قَالَ لاَ وَلَكِنْ نُوَلِّيكَ مِنْ ذَلِكَ مَا تَوَلَّيْتَ .
Tercemesi:
BizeMuhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona Seleme, ona Ebu Malik, ona da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebza'dan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ömer'in yanındaydık, bir adam geldi ve Ey Mü'minlerin emiri, bizler bir yerde bir ay veya iki ay kadar kalıyor, cünüp oluyor ve su bulamıyoruz. Ömer de şöyle dedi: Ben cünüp olup ta su bulamadığımızda su buluncaya kadar namaz kılmıyorum. Bunun üzerine Ammar b. Yasir: Ey mü'minlerin Emiri! hatırlamaz mısın? Sen falan yerdeydin biz ise develere çobanlık yapıyorduk, biliyorsun ki biz cünüp olmuştuk dedi. Ömer de: 'Evet hatırlıyorum,' dedi. Ammar: Ben toprakta iyice yuvarlanmıştım sonra Peygamber'e (sav) gelip yaptığımı anlatınca, Rasulullah (sav) gülmüş ve şöyle buyurmuştu:
"Az bir toprak bile yeterliydi," diyerek avuçlarını toprağa vurup avuçlarına üfleyip yüzünü ve kollarının bir kısmını meshetmişti dedi. Ömer de: Ey Ammar! Allah'a karşı sorumluluk bilinci içeresinde ol deyince, Ammar: Ey Mü'minlerin emiri, istersen bu olayı kimseye söylemem dedi. Ömer de: Hayır söyleyebilirsin fakat bu zekâ ve kabiliyetinden dolayı seni layık olduğun göreve getiriyoruz, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 198, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Hüzelî (Abdullah b. Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
4. Ebu Malik Gazvan el-Gıfarî (Ğazvan)
5. Seleme b. Küheyl el-Hadramî (Seleme b. Küheyl b. Husayn)
6. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
7. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
8. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21005, N000318
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا بَهْزٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا الْحَكَمُ عَنْ ذَرٍّ عَنِ ابْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَجُلاً سَأَلَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ عَنِ التَّيَمُّمِ فَلَمْ يَدْرِ مَا يَقُولُ فَقَالَ عَمَّارٌ أَتَذْكُرُ حَيْثُ كُنَّا فِى سَرِيَّةٍ فَأَجْنَبْتُ فَتَمَعَّكْتُ فِى التُّرَابِ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّمَا يَكْفِيكَ هَكَذَا » . وَضَرَبَ شُعْبَةُ بِيَدَيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَنَفَخَ فِى يَدَيْهِ وَمَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ وَكَفَّيْهِ مَرَّةً وَاحِدَةً .
Tercemesi:
Bize Amr b. Yezid, ona Behz, ona Şube, ona el-Hakem, ona Zer, ona da İbn Abdurrahman b. Ebza (ra), babasından naklederek şöyle diyor: Bir adam, Ömer'e teyemmüm hakkında sordu. Ömer ne söyleyeceğini bilemedi. Bunun üzerine Ammar: Ey Ömer! Hatırlıyor musun? Bir seriyyedeydik, ben cünüp olmuştum da toprakta yuvarlanmıştım sonra da Peygamber'e (sav) gelip durumu haber vermiştim. O da şöyle yapman yeterlidir buyurmuştu. Şu'be ellerini dizlerine vurdu ve iki eline üfledi, o iki eliyle yüzünü ve ellerini bir kere meshetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 199, /2106
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
3. Said b. Abdurrahman el-Huzai (Said b. Abdurrahman b. Ebza)
4. Zer b. Abdullah el-Mürhibi (Zer b. Abdullah b. Zürare b. Muaviye b. Amire)
5. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
6. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
7. Ebu Esved Behz b. Esed el-Ammî (Behz b. Esed)
8. Ebu Yezid Amr b. Yezid el-Cermî (Amr b. Yezid)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21025, N000319
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ سَمِعْتُ ذَرًّا يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ أَبْزَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ وَقَدْ سَمِعَهُ الْحَكَمُ مِنِ ابْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ أَجْنَبَ رَجُلٌ فَأَتَى عُمَرَ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنِّى أَجْنَبْتُ فَلَمْ أَجِدْ مَاءً . قَالَ لاَ تُصَلِّ . قَالَ لَهُ عَمَّارٌ أَمَا تَذْكُرُ أَنَّا كُنَّا فِى سَرِيَّةٍ فَأَجْنَبْنَا فَلَمْ نَجِدْ مَاءً فَأَمَّا أَنْتَ فَلَمْ تُصَلِّ وَأَمَّا أَنَا فَإِنِّى تَمَعَّكْتُ فَصَلَّيْتُ ثُمَّ أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ » . وَضَرَبَ شُعْبَةُ بِكَفَّيْهِ ضَرْبَةً وَنَفَخَ فِيهِمَا ثُمَّ دَلَكَ إِحْدَاهُمَا بِالأُخْرَى ثُمَّ مَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ . فَقَالَ عُمَرُ شَيْئًا لاَ أَدْرِى مَا هُوَ . فَقَالَ إِنْ شِئْتَ لاَ حَدَّثْتُهُ . وَذَكَرَ شَيْئًا فِى هَذَا الإِسْنَادِ عَنْ أَبِى مَالِكٍ وَزَادَ سَلَمَةُ قَالَ بَلْ نُوَلِّيكَ مِنْ ذَلِكَ مَا تَوَلَّيْتَ .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Halid, ona Şube, ona el-Hakem, ona Zer, ona da İbn Abdurrahman b. Ebza (ra), babasından nakledip şöyle diyor: Bir adam Ömer'e gelerek cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de: 'Öyleyse namaz kılma,' dedi. O zaman Ammar: 'Hatırlamıyor musun Ey mü'minlerin emiri! Bir seriyyede beraberdik ve cünüp olmuştuk. Sen namaz kılmamıştın ben de toprakta yuvarlanıp namazlarımı kılmıştım. Rasulullah'a (sav) gelip yaptığımı söyleyince Rasulullah (sav) sana şu kadarı yeterdi diyerek ellerini toprağa vurdu. Ellerindeki toprağı üfürdü. Sonra bir eliyle diğerini ovuşturdu sonra iki eliyle yüzünü meshetti.' Bunun üzerine Ömer: 'Öylemiydi, bir şey hatırlamıyorum,' dedi. Bunun üzerine Ammar: 'İstersen bu olaydan kimseye söz etmem,' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 199, /2107
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
3. Said b. Abdurrahman el-Huzai (Said b. Abdurrahman b. Ebza)
4. Zer b. Abdullah el-Mürhibi (Zer b. Abdullah b. Zürare b. Muaviye b. Amire)
5. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
6. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
7. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
8. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Teyemmüm, yapılış şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276642, N000319-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ سَمِعْتُ ذَرًّا يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ أَبْزَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ وَقَدْ سَمِعَهُ الْحَكَمُ مِنِ ابْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ أَجْنَبَ رَجُلٌ فَأَتَى عُمَرَ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنِّى أَجْنَبْتُ فَلَمْ أَجِدْ مَاءً . قَالَ لاَ تُصَلِّ . قَالَ لَهُ عَمَّارٌ أَمَا تَذْكُرُ أَنَّا كُنَّا فِى سَرِيَّةٍ فَأَجْنَبْنَا فَلَمْ نَجِدْ مَاءً فَأَمَّا أَنْتَ فَلَمْ تُصَلِّ وَأَمَّا أَنَا فَإِنِّى تَمَعَّكْتُ فَصَلَّيْتُ ثُمَّ أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ » . وَضَرَبَ شُعْبَةُ بِكَفَّيْهِ ضَرْبَةً وَنَفَخَ فِيهِمَا ثُمَّ دَلَكَ إِحْدَاهُمَا بِالأُخْرَى ثُمَّ مَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ . فَقَالَ عُمَرُ شَيْئًا لاَ أَدْرِى مَا هُوَ . فَقَالَ إِنْ شِئْتَ لاَ حَدَّثْتُهُ . وَذَكَرَ شَيْئًا فِى هَذَا الإِسْنَادِ عَنْ أَبِى مَالِكٍ وَزَادَ سَلَمَةُ قَالَ بَلْ نُوَلِّيكَ مِنْ ذَلِكَ مَا تَوَلَّيْتَ .
Tercemesi:
- Yine İbn Abdurrahman b. Ebza (r.a), babasından nakledip şöyle diyor: Bir adam Ömer’e gelerek cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de: “Öyleyse namaz kılma” dedi. O zaman Ammar: “Hatırlamıyor musun Ey mü’minlerin emiri! Bir seriyyede beraberdik ve cünüp olmuştuk. Sen namaz kılmamıştın ben de toprakta yuvarlanıp namazlarımı kılmıştım. Rasûlullah (s.a.v)’e gelip yaptığımı söyleyince Rasûlullah (s.a.v) sana şu kadarı yeterdi diyerek ellerini toprağa vurdu. Ellerindeki toprağı üfürdü. Sonra bir eliyle diğerini ovuşturdu sonra iki eliyle yüzünü meshetti.” Bunun üzerine Ömer: “Öylemiydi, bir şey hatırlamıyorum” dedi. Bunun üzerine Ammar: “İstersen bu olaydan kimseye söz etmem” dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Tahâret 199, /2107
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Abdurrahman b. Ebza el-Huzaî (Abdurrahman b. Ebzâ)
3. Said b. Abdurrahman el-Huzai (Said b. Abdurrahman b. Ebza)
4. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
7. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Teyemmüm, yapılış şekli