18878 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd b. es-Serî, ona Vekî', ona el-A'meş, ona Mücahid, ona Tavus, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçiyordu. Şöyle söyledi: "Bu ikisi azap görüyorlar. Üstelik azap görmeleri büyük bir günah sebebiyle değildir. Bu idrarından sakınmazdı, bu ise insanlar arasında laf taşırdı. Sonra yaş bir hurma dalı getirilmesini istedi. Dalı ikiye böldü ve bir parçasını bir mezara, diğerini öbür mezara dikti. Ardından, umulur ki, bu dallar kurumadıkça onların azabı hafifletilir.” [Bu hadisin isnadını Mansur farklı rivayet etmiş, Tavus'u hiç zikretmeden Mücahid vasıtasıyla İbn Abbas'tan nakletmiştir.]
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Zeyd b. el-Hubab ve Kabîsa, onlara Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi rast geldi ve ona selam verdi. Rasulullah (sav) onun selamını almadı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muaz b. Muaz, ona Saîd, ona Katade, ona Hasan, ona Hudayn Ebu Sâsân, Muhacir b. Kunfuz'ün şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber küçük abdest bozarken el-Muhacir b. Kunfüz ona rast geldi ve selam verdi. Rasulullah (sav) onun selamını abdest alıncaya kadar iade etmedi. Abdest alınca selamını aldı."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya [b. Said el-Kattan], ona Cafer b. Muhammed, ona babası [Muhammed b. Bakır], ona Ali b. Hüseyin, ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Ümmü Seleme'nin şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) kürek kemiği eti yemişti. Bu arada Bilal onu (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) abdest almaksızın namaza çıktı."
Bize Hennâd b. es-Seriy, ona Vekî’, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçiyordu. ‘Bu mezardakilerin ikisi de azap görüyorlar. Üstelik azap görmeleri büyük bir günah sebebiyle değildir. Bu idrarından sakınmazdı, bu ise insanlar arasında laf taşırdı’ buyurdu. Sonra taze bir hurma dalı getirilmesini istedi. Dalı ikiye böldü ve parçalardan birini bir mezara, diğerini öbür mezara dikti. Sonra da, ‘Bu dallar kurumadıkça umulur ki onların azabı hafifletilir’ buyurdu.” Mansur bu rivayeti farklı bir isnadla tahric etmiş ve onu Mücahid vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etmiştir, Tavus'u zikretmemiştir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir gün mezarlığa gitti ve orada şöyle dedi: 'Ey müminlerin diyarının sakinleri! Allah dilediğinde biz de size katılacağız. Ancak kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim.' Bu sözü işitenler 'Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşin değil miyiz?' diye sordular. Allah Rasulü, 'Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim daha gelmediler. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları bekleyeceğim' buyurdu. 'Ey Allah'ın resulü! Ümmetinden senden sonra gelecek olanları nasıl tanırsın?' diye sordular. Bunun üzerine şöyle dedi: 'Bir adamın siyah atlar arasında alnı ve ayakları beyaz atları olsa, onları tanımaz mı?' diye sordu. 'Elbette tanır' dediklerinde şöyle cevap verdi: 'Onlar kıyamet günü, aldıkları abdest sebebiyle işte böyle bembeyaz gelirler. Ben onlardan önce kevser havuzuna varır, onları beklerim' diye cevap verdi."
Bize Rab‘ b. Süleyman, ona Şuayb b. Leys, ona babası, ona Cafer b. Rebî‘a, ona Abdurrahman b. Hürmüz, ona da İbn Abbas’ın azatlısı Umeyr, İbn Abbas'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: “Ben ve Hz. Meymûne’nin azatlısı Abdullah b. Yesâr gittik, Ebû Cuheym b. Hâris b. Sımt el-Ensarî’nin huzuruna vardık. Ebû Cuheym şöyle dedi: “Rasûlullah (sav), Cemel kuyusu tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastladı, adam selam verdi ise de Hz. Peygamber (sav) selamını almadı, hemen bir duvarın yanına gitti, ellerini duvara vurarak yüzünü ve kollarını meshetti, sonra adamın selamını aldı."