1183 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Muhammed b. Abdurrahman es-Sehavi, el-Mekâsidü'l-hasene fî beyâni kesîrin mine'l-ehâd'de [SMH000104] rivayet etmiştir.
Açıklama: Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK12257] ve Muhammed b. Abdurrahman es-Sehavi, el-Mekâsidü'l-hasene fî beyâni kesîrin mine'l-ehâd'de [SMH000107] rivayet etmiştir.
Açıklama: Müslim, Sahîh-i Müslim'de [M000323], Müslim, Sahîh-i Müslim'de [M000324], Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM015392], Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK003087] ve Ebu Avane el-İsferayini, Müsned-i Ebu Avâne'de [AVM000205] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Darimi, Sünen-i Dârimî'de [DM002575] ve Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM018169] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Aliyyü’l-Kârî Mevzûâtta şöyle der: “Suyûtî buna, Ebû Nuaym’ın Hilye’de Tavûs’tan aktardığı bir söz olarak eserinde yer verir. Tâvûs der ki: ‘Maymuna, (hâkim güç olduğu) kendi devrinde secde et, boyun eğ’ denilirdi.” Başka varyantı bulunmamaktadır.
Açıklama: Necmüddîn el-Gazzî şöyle der: “Bu söz halkın dilinde hastalıkla ilgili olarak dolaşmaktadır. Manası da şudur: Allah Teâlâ, kuluna sevap vermek maksadıyla ona hastalıkla hatırlatmada bulunur.” Başka varyantı bulunmamaktadır.
Açıklama: Sehâvî Makâsıd’da şöyle der: Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, İbn Menî‘, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Hibbân ve Hâkim, İbn Abbâs kanalıyla rivayet etmişlerdir. Tirmizî, bu hadis hakkında “hasen” kaydını düşmüş; Hâkim ise “Buhârî’nin şartına uygundur” demiştir. Ebu Davud, Sünen-i Ebu Davud'da [D003106], Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK12272], Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK12277], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T002083], Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM005130], Buhari, el-Edebü'l-Müfred'de [EM000536], Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM002138] ve Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM001284] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Muhammed b. Abdurrahman es-Sehavi, el-Mekâsidü'l-hasene fî beyâni kesîrin mine'l-ehâd'de [SMH000100] rivayet etmiştir.
Açıklama: Tirmizî’nin rivayet edip sahih saydığı; ayrıca Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin de İbn Ömer’den rivayet ettikleri bir hadistir. Bu söz, bir yolcuyu uğurlarken söylenir. Ebu Davud, Sünen-i Ebu Davud'da [D002600], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T003443], Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM006080], Beyhaki, Sünen-i Kebir'de [BS010406], Beyhaki, Sünen-i Kebir'de [BS010407] ve Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM004957] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK003192] rivayet etmiştir. Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T002458], Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM002025], İbn Ebû Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe'de [MŞ35461], Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM008113] ve Ebû Ya'la el-Mevsıli, Müsned-i Ebû Ya'la'da [EYM005047] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.