1183 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Hâkim ve Beyhakî’nin Abdullah b. eş-Şıhhîr’den rivayet ettikleri bir hadistir. Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM008067] rivayet etmiştir.
Açıklama: Bu hadisi Temmâm, Ebû Ümâme radıyallahu anh’dan rivayet etmektedir. Darimi, Sünen-i Dârimî'de [DM003363] ve İbn Ebû Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe'de [MŞ35877] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Bu hadisi Tirmizî, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş ve “Hasen bir hadistir” demiştir. Ayrıca bunu Şemâil adlı eserinde de nakletmektedir. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de [MK12491], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T001757], Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM010212], Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM016001], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T001757-2], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T001757-3] ve Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [TŞ000049] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Kültürümüzde hadisler kısmın ilgilendiren "أَكْثَرُ أَهْلِ الْجَنَّةِ الْبُلْهُ" ifadesinin devamı şöyledir: والعقلاء في العليين İlgili kaynakta senet bulunmamaktadır. Muhammed b. Abdurrahman es-Sehavi, el-Mekâsidü'l-hasene fî beyâni kesîrin mine'l-ehâd'de [SMH000146] rivayet etmiştir. Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM006339] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Bezzâr’ın, güvenilir ravilerden oluşan bir isnadla Câbir radıyallahu anh’dan rivayet ettiği merfu bir hadistir. Bezzâr, metinde geçen “الأنفس/nefisler” kelimesini, “göz değmesi” olarak açıklamıştır. Başka varyantı bulunmamaktadır.
Açıklama: İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da [İHS000817] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Bu hadisi İbn Ebi’d-Dünyâ ve Beyhakî, Muâz radıyallahu anh kanalıyla rivayet etmişlerdir. Başka varyantı bulunmamaktadır.
Açıklama: Ebû Ya‘lâ, İbn Adiyy, Hatîb, İbn Asâkir ve Râfiî’nin Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet ettikleri bir hadistir. Deylemî’nin, hakkında olumsuz tenkit bulunan (fîhi makâl) bir isnadla Enes radıyallahu anh’dan naklettiği rivayetin lafzı ise şöyledir: “Cenazede lâ ilâhe illallâh sözünü çokça tekrar edin.” Ebû Ya'la el-Mevsıli, Müsned-i Ebû Ya'la'da [EYM006147] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Bu hadisi Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce, Ebû Hureyre’den merfu bir rivayet olarak nakletmişler; Tirmizî de hasen saymıştır. Ayrıca İbn Hibbân, Hâkim, İbnü’s-Seken ve İbn Tâhir’in rivayet ettikleri ve İbn Hibbân ile Hâkim’in sahih saydıkları bir hadistir. Ancak Dârekutnî rivayeti aslında mürsel olduğunu öne sürerek illetli saymıştır. İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da [İHS002994], İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce'de [İM004258], İbn Ebû Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe'de [MŞ35467] ve İbn Ebû Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe'de [MŞ35468] rivayet etmiştir. Nesai, Sünen-i Nesâi'de [N001825], Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T002307], Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM007912] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: Sehâvî Asıl’da şöyle demektedir: Bu hadisi Taberânî el-Evsat’ta Ebû Mevdûd yoluyla Ebû Hureyre’den merfu olarak rivayet etmiş sonra da şunu söylemiştir: ‘Ebû Mevdûd, Muhammed b. Ka‘b el-Kurâzî kanalıyla Ebû Hureyre’den aktardığı bu rivayetinde tek kalmıştır.’ Muhammed b. Abdurrahman es-Sehavi, el-Mekâsidü'l-hasene fî beyâni kesîrin mine'l-ehâd'de [SMH000150] rivayet etmiştir.