ثلاثة لا يكلمهم الله يوم القيامة, ولا يزكيهم, ولا ينظر إليهم, ولهم عذاب أليم: شيخ زانٍ, وملك كذاب، وعائل مستكبر

Üç sınıf insan vardır ki Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve yüzlerine bakmaz. Ayrıca onlar için acı veren bir azap vardır: Zina eden ihtiyar, yalan söyleyen hükümdar ve kibirli davranan çoluk-çocuklu fakir.

Açıklama: Buhari, Sahîh-i Buhârî'de [B7446], Buhari, Sahîh-i Buhârî'de [B007446], Beyhaki, Sünen-i Kebir'de [BS16719], Ebu Davud, Sünen-i Ebu Davud'da [D003474], Müslim, Sahîh-i Müslim'de [M000293] ve Nesai, Sünen-i Nesâi'de [N004463] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1040, 1/389

ثلاثة لا يمنعن: الماء، والكلأ، والنار

Üç şey (kullanım hakkı itibariyle ortak olup) engellenemez: (Başkasına ait bir yerden geçmeyen) Su, (sahipsiz arazideki) ot ve (çölde herkesin kullanabileceği odunlarla yakılan) ateş.

Açıklama: Başka varyantı bulunmamaktadır.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1041, 1/389

ثلاث لا ترد: الوسائد، والدهن، واللبن

Üç şey (ikram edildiğinde) geri çevrilmez: Minderler/yastıklar, güzel koku ve süt.

Açıklama: Başka varyantı bulunmamaktadır.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1042, 1/389

ثلاث جدهن جد، وهزلهن جد: النكاح، والطلاق، والرجعة

Üç şeyin ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir: Nikâh, talak ve ric’at.

Açıklama: Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM002836] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1043, 1/389

ثلاث من كن فيه وجد حلاوة الإيمان: أن يكون الله ورسوله أحب إليه مما سواهما، وأن يحب المرء لا يحبه إلا لله، وأن يكره أن يعود في الكفر بعد أن أنقذه الله منه كما يكره أن يلقى في النار.

Şu üç haslet vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını alır: Allah ve Rasûlü’nü her şeyden çok sevmek, bir kimseyi yalnızca Allah rızası için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar ona dönmeyi ateşe atılırcasına çirkin/korkunç görmek.

Açıklama: Buhari, Sahîh-i Buhârî'de [B000016], Nesai, Sünen-i Nesâi'de [N004991], Bezzâr, Müsned-i Bezzâr'da [BM006816], Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de [HM013627], İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da [İHS000237] ve Ebû Ya'la el-Mevsıli, Müsned-i Ebû Ya'la'da [EYM003142] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1044, 1/390

ثلاثة لا يرد الله دعاءهم: الذاكر الله كثيرًا، ودعوة المظلوم، والإمام العادل

Üç kişi vardır ki Allah onların duasını geri çevirmez: Allah’ı çokça zikreden kişi (nin duası), mazlumun duası ve âdil devlet başkanının duası.

Açıklama: İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da [İHS003428] rivayet etmiştir. Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de [T003598] ve Abd b. Humeyd, Müntehab Müsned-i Abd b. Humeyd'de [MAH001421] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1045, 1/390

ثلاثة لا يُلَامون على سوء الخلق: المريض، والصائم، والإمام العادل

Üç sınıf insan, kötü huyundan dolayı kınanmaz: Hasta, oruçlu ve âdil devlet başkanı.

Açıklama: İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da [İHS003428] ve Abd b. Humeyd, Müntehab Müsned-i Abd b. Humeyd'de [MAH001421] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1046, 1/390

ثمن الجنة لا إله إلا الله

Cennetin bedeli “lâ ilâhe illallah”tır.

Açıklama: Başka varyantı bulunmamaktadır.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1048, 1/391

الثيب أحق بنفسها من وليها، والبكر يستأذنها أبوها في نفسها، وإذنها صماتها

Dul kadın, (evliliğe dair) kendisiyle ilgili (kararlarında) velisinden daha fazla hakka sahiptir. Bekâr kadının babası ise kendisi hakkında ondan izin ister. İzni de susmasıdır.

Açıklama: Beyhaki, Sünen-i Kebir'de [BS13780], Müslim, Sahîh-i Müslim'de [M003478] ve Beyhaki ,Ma’rifetu’s- Sunen Ve’l- Âsâr'da [BMS004082] farklı bir içerikle rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1049, 1/391

ثلاثة من السعادة، وثلاثة من الشقاوة؛ فمن السعادة: المرأة الصالحة تراها فتعجبك، وتغيب عنها فتأمنها على نفسها ومالك، والدابة تكون وطيئة فتلحقك بأصحابك، والدار تكون واسعة كثيرة المرافق. ومن الشقاء: المرأة تراها فتسرك وتحمل لسانها عليك, وإن غبت عنها لم تأمنها على نفسها ومالك، والدابة تكون قطوفًا3 وإن ضربتها أتعبتك, وإن تركتها لم تلحقك بأصحابك، والدار تكون ضيقة المرافق

Açıklama: Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te [NM002717] rivayet etmiştir.

• Aclûnî Keşfu'l-Hafâ Harfü's-sâi'l-müsellese 1047, 1/390