3643 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Malik b. Enes, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Kasım b. Muhammed, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Aişe şöyle demiştir:
"Berîre hakkında üç hüküm gerçekleşmiştir: (Birincisi) azat edildiğinde kendisine evliliğini sürdürüp sürdürmeme konusunda tercih hakkı verildi. (İkincisi) Ona bir et hediye edilmişti. O sırada Rasulullah (sav) benim yanıma girdi, çömlek de ateşin üzerinde idi. Hz. Peygamber (sav) yemek getirmelerini istedi. Kendisine ekmek ve evde bulunan katıklardan konuldu. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav)'benim gördüğüm içindeki etle ateşin üzerinde (kaynamakta) olan bir çömlek değil miydi' diye sordu. Onlar da 'evet ya Rasulallah! O Berîre'ye sadaka olarak verilmiş bir ettir. Bu sebeple size ondan yedirmek istemedik' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav) 'o Berîre'ye sadaka, bize de ondan bir hediyedir' buyurdu. (Üçüncüsü de) Allah Rasulu (sav) Berîre dolayısıyla 'velayet hakkı köleyi azat edene aittir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Ebî Ömer, ona Süfyân, ona Süheyl b. Ebî Sâlih, ona babası, ona da Ebû Hureyre'nin (ra.) rivâyet ettiğine göre, ashâb-ı kirâm;
"Ey Allah’ın rasûlü, kıyamet gününde rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. Hz. Peygamber;
"- Bulutsuz bir günde ve öğle vaktinde güneşi görmekte zorlanır mısınız?" diye sordu.
“- Hayır!” dediler. Tekrar;
“Bulutsuz ve dolunaylı bir gecede ayı görmekte zorlanır mısınız?” diye sordu. Yine;
“- Hayır!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi:
“- Hayatım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, (o gün) Rabbinizi görmek konusunda çekeceğiniz zorluk, ancak (bugün) ay ve güneşi görmek konusunda çektiğiniz zorluk kadar olacaktır. Rabbi gelen kuluna;
“- Ey falan! Sana ikrâm etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana eş vermedim mi? Atları, develeri sana müsahhar kılmadım mı? Reis olmana ve bu vesile ile ganimetin dörtte birini almana imkân vermedim mi?” diyecek. İnsan da;
“- Evet ya Rabbi!” diyecek. O zaman Allah;
“- Bana kavuşacağını düşündün mü?” diyecek. İnsan da;
“- Hayır!” diyecek. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen (dünyada) beni unuttuğun gibi bugün ben de seni unutuyorum” buyuracak.
Sonra ikinci bir kul gelir. Allah ona da;
“- Ey falan! Sana ikrâm etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana eş vermedim mi? Atları, develeri sana müsahhar kılmadım mı? Reis olmana ve bu vesile ile ganimetin dörtte birini almana imkân vermedim mi?” diyecek. İnsan da;
“- Evet ya Rabbi!” diyecek. O zaman Allah;
“- Bana kavuşacağını düşündün mü?” diyecek. İnsan da;
“- Hayır!” diyecek. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen (dünyada) beni unuttuğun gibi bugün ben de seni unutuyorum” buyuracak.
Sonra üçüncü kul gelir, Allah ona da aynı şeyleri söyler. O kul da;
“- Ey Rabbim! Sana, Kitabına ve Peygamberlerine iman ettim. Namaz kıldım, oruç tuttum ve sadaka verdim” der ve elinden geldiği kadar hayırla senâda bulunur. Bunun üzerine Allah;
“- Öyleyse sen şuraya buyur!” der. Sonra ona;
“- Şimdi senin aleyhine bir şahit göndereceğiz” denilir.
Bunun üzerine insan kendi kendine; ‘acaba aleyhime şahitlik yapacak olan kimdir?’ diye düşünmeye başlar. Sonra hemen ağzı mühürlenir, uyluğuna, etine ve kemiğine;
“- Konuşun!” denir. O zaman uyluğu, eti ve kemiği bütün yaptıklarını anlatır. Bu, ona mazeret dileme imkânı bırakmamak içindir. Bu adam, Allah’ın gazabına uğrayacak olan bir münafıktır.”
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona Hişam b. Urve, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Aişe şöyle rivayet etti:
"Berîre üzerinden üç hüküm gerçekleşmiştir: (Birincisi) sahipleri, velayeti kendilerinde kalmak şartıyla onu satmak istediler. Ben bunu Peygamber'e (sav) anlattım, O da 'sen onu satın al ve azat et, velayet azat edene aittir' buyurdu. (İkincisi) Berîre hürriyetine kavuştuğunda, Hz. Peygamber (sav) evliliğini devam ettirme konusunda tercihi kendisine bıraktı, o da boşanmayı seçti. (Üçüncüsü) halk ona sadaka verir, o da bize hediye ederdi. Ben bunu Peygamber'e (sav) anlattım, Hz. Peygamber (sav) 'o Berîre için sadaka, size ise hediyedir, ondan onu yiyin' buyurdu."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona da Abdurrahman b. Kasım şöyle rivayet etmiştir:
"Aişe azat etmek için Berîre'yi satın almak istedi, sahipleri de velayetinin (kendilerine ait olmasını) şart koştular. Bunun üzerine Hz. Aişe bu durumu Rasulullah'a (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) 'sen onu satın al ve azat et, çünkü velayet azat edene aittir' buyurdu. Bir de Rasulullah'a (sav) et hediye gelmişti. Kendisine 'bu et Berîre'ye sadaka olarak verildi' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'o Berîre'ye sadaka, bize ise hediyedir' buyurdu. Bir de Berîre (evliliğini sürdürüp sürdürmeme konusunda) serbest bırakıldı."
Abdurrahman der ki: Berîre'nin kocası hürdü. Şube der ki: Daha sonra ben ona Berîre'nin kocasının durumunu sordum, “bilmiyorum” cevabını verdi.